![]() |
Aşkım'a
bir pırıltı var gözlerinde hayırlar olsun Aşkım? bıyık altı gülümseyen bir şirinlik var kıyılarında.. ayışığının yumuşaklığıyla kuytulara saklanan ancak tanıyanı korkutan ..... hislerin izinli olduğu uykunun arefesinde izinsiz dolaşan yoklukların gemisinin kırıntıları ile beslenen kendini bilmez martıların isyan çığlıklarına inat yoğun bir koku misali üzerine sinen sessizliğinin eşliğinde ki bu vakurlu duruşun sabırlı bekleyişin kime? ..... bırak.. ilk sevmenin söz vermişliğinin hatırına bırak gitsin.. oldukça yakışsada kıvrımlarına o kat kat terk edişin kırmızı alazından elbisesini çıkart at sırtından soyun Çıtırım düşen çiğ damlalarıyla ürpersin çıplak kalan tenin 12/06 Zeynep Tavukçu |
Ateş Lekesi
bütün gün ocak başında çalışan ana çevirir durur huzursuzca eksik dişlerinin arasında kokusuyla tüm evi kaplayan fesleğeden kırdığı iki dalı evinin çatısına çöken akşam karanlığı tuzu kıt acısı fazla pişirdiği acele aşa suda buruşmuş kil kokan elini daldırdığı çatlak kavanozdan bir avuç tuz katar iki baş kuru soğan ve bölünmüş ekmek sofraya geçmiş bebelerin aç ağlamaları katılır yüreği kaynayan kazanın altında son demlerini yaşayan ateşe nafile kalır közün rengi dünde hüznün gölgesi çöker yanık yüzüne hiç yakışmayan gök gözlerin düşürdüğü yorgun düşleri Zeynep Tavukçu |
Ayın on üçü cuma değil
huysuz ve yorgunken beden gece örtüsünü yırttı omuza dokunan dişi sesleniş ayrı bir el de dokundu okşadı saçları karıştırdı teselli ile katlanmış çorap dolu çekmece sıralı aldırmazlıklar sebepsiz acı çığlıklar d/üşüyorum ışıklı camlar çöktü bir ıslıkla verildi ara ilan oldu aşk son doz beğeni acaba değil veda bu sen öyle san yine korku diz boyu hala tüm kumlar cam mı oldu mübarek? ziller çalıyor kahve altıya yetiş... tıka basa dolu şehir rehavet bastı yine dünya üstüne yığıltı el kol tümü iptal parmaklar akmıyor tüm derdin bu mu idi? -iki ezan arası göz kırpıştırması- gögsüne yatırılan pembe et/can parçası can hıraş sorup yalvarma birşey var mı? eziyor muyum acaba? tercih bedeli omuza takılan özgürlüğe asılan kanca tek kanat çırpınıyor kamera camından yansıyan bana olan borcun ah be gülüm... ya ben ne durumdayım? bi düşün... hacım canım sag yanakta damla ben mi avatar? neyse bendim işte sendin işte doğrusun en güzeli cansın ya kanım sereyim yoluna peki... 13/2/7 Zeynep Tavukçu |
Babam
Kaderin ilk sillesi İlk merhabam Altı ay beyimde Babadan yetimim Anam kocada Ayakkabılarım kırmızı Hayatla ilk kumarım Okul çıkışı Attığım zar İki _üç Bir kayanın üstünde Kaybettim Beyaz kağıdımı Yaş yedi Üstte ne var? Başta bit İstanbul yolunda Vapurda Yumurta oyunu Ortam medeni Ruh vahşi Tanrım güç vermiş Hayalim bir küfe Ameleyim Yaş yirmilerde İlk oğul Refik Ardı Günay Emine, Nuray Dayanır mı yürek Kan sızar çenemden Cigerin yarısı gidik Kemal geldi ki aslı İmdat Zeynep yine mi kız? Yeni hatunda gözüm Ümit melek yüzlüm Hüzün gözlüm Numune de doğdum Rize’de ahırdaydım İstanbul beni bükemedi Adım Şerif Yaşadığım şeref Göztepe’de köşkteyim Yedi çocuk ara kayıplar On ikiyi vurdum torunda Yüz sürdüm Arafata Ruhum çocuk koynumda Çok şükür Allah’ıma 22/1/7 Zeynep Tavukçu |
Baharın mahmur güneşi
dumanlı avuçta dilenen ıslak bir buse yokluğu... aşka gece düşünce bilirim... her gecenin ölümü gebe sabah yıldızına baharın mahmur güneşi yürüyen yalnızlığın ilk ışığa sarhoşluğu s/üzülen gözlerde uyku ve bilirim... lacivert rahmini yırtan kuş cıvıltıları şafağı kızıl damla alevi yosun kokulu şehre dalgalı asi saçları dökülür (u) tanır yabancı yüzü titrek mum son nefesini verir aşka elveda bahar yaza uyandı gün... 12/4-15/5/7 Zeynep Tavukçu |
Bal
siyah beyaz fotograf üstüne hayaller bir çivi o asıldığı hani çatlatmış cam duvarı bir beden büyümüşüm sığamıyorum o bol paçalı pantolona hani pencereye ki; perdelerim kapalı doyurmayan şeftali değil! o tabakta hani tüysüz olan nektari hey! aynadaki hami o tatlım o bebeğim hani tanışıyor muyuz? taşınıyor muyuz? 1/2/7 Zeynep Tavukçu |
Balığa yüzme öğretiyorum
yer gök kırmızı loş salon yuvarlak bir köşeye çekildim sigara içimlik tüm mesele; bedenime otopsi cehennem meleği orjinal kopyam sağ elimde neşter usûle uygun kesim kendim içinde çelişir çatal dilde mizah ibâre doğru mu? tepsiye dökülen siyah sütüm bağırsak kurdundan kelebek asitli bir zeka tezat ileriye sessiz devrim kurumuş buz yürek firarda bu gözler kimin? azimli çaylak bak sana cebimde mendil haydi maviye çal pembeyi 27/2/7 Zeynep Tavukçu |
Belli fikirler telakisi
açık bağrı közlerin son dansı isli demlik uykusuz kırmış belini belli ince huysuz kemirir kuru ekmeği sapı kopuk bavul kalmış fikirlerin bilindik yolculuğu son durak adı belli istek aynı düşü sınırsız güç karanlıktan çıkan tek lider güneşi tamam tamlayan ay bayrakta kamaşır gözler vurmuş ummanı arkası gelir hevesle belli dalgalanan kural hakimiyet sürer gölge sinde beyaz k/açamaz sona siyahın zafer sarhoşluğa sebep son bir hamle karede duran kale şah belli 21/5/7 Zeynep Tavukçu |
Beni bağlamaz
........beni,.. hiç bağlamaz milletin ne dediği......... .........ben,.. ''bana'' bakarım......... kim onlar? ? ? ..... ki...... ne ''yi bilip? ne ''yi konuşuyorlar? ............. ben,.. bildiğime ve inandığıma bakarım.... bilirim ki Tanrım, ilk söz olarak bize sadece: .......oku........ dedi.. araştır, dinle kendini ve yorumla....... ...........ben,.. bana bakarım........ başkalarının fikrini taşımak zor gelir bana........... 14/1/7 Zeynep Tavukçu |
Benim istememle biz olamayız
siyah üstü lekeli şen kadın kahkahaları zamansız yarı ölüm ve/dam sebep? iki şehrin gölgesi dört duvar diğer kapı nerede? k/an oturmuş ufka nereye baksa ben nereye bassa ben bir u/yanış yabancı toprak ayak üstü sevişir çekiyor nefesi çukur kokusu taze tek bir papatya yeşil içinde sarı beyaz çiğ değil üzerindeki damla beni bana verdim yine gelsene.. 26/2/7 Zeynep Tavukçu |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:00 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.