![]() |
KİLİSE
Avrupa'nın Feodal düzeninde kilise Özel bir yer tutar. Topraklarının çok büyük olması, iyi örgütlenmiş hiyerarşisi ve dinsel etkisiyle düzenin en büyük politik, ekonomik gücü oldu. Kilise feodal düzeni, Tanrının istediği bir düzenmiş gibi gösterip onu haklı çıkarmaya, korumaya çalıştı. Ortaçağ’da Katolik Kilisesi siyasal, dinsel ve ekonomik alanlarda güçlenmiştir. Katolik Kilisesi’nin güçlenmesinde; a) Papa’nın Avrupa krallarına taç giydirerek krallıklarını onaylaması b) Siyasal yapının parçalanması c) Skolastik düşüncenin yaygınlaşması d) Kilisenin kişileri dinden çıkarma (aforoz), bir bölgede yaşayanları dinsel faaliyetlerden men etme (enterdi) ve para karşılığında günah çıkarma, cennetten yer satma (endülüjans) yetkileri bulunması etkili olmuştur. e) Ortaçağ’da kurulan devletlerin bir çoğunda hükümdarlar egemenliklerini dine dayandırmışlardır. Ortaya çıkan laik olmayan devlet anlayışında din adamları devlet yönetiminde etkili olmuşlardır. Papanın bazı siyasal yetkileri de şunlardı: Krallara taç giydirme, Kralları afaroz etme,Haçlı seferlerini düzenleme ,Kilisenin topraklarını yönetme Düşünce alanında kilisenin koyduğu kurallar geçerliydi ve buna karşı gelmek, aykırı düşünmek olanaksızdı. Buna dogmatizm denir. Orta Çağ Avrupası'nda günlük yaşamın yanı sıra, bilim ve sanat alanında da bu dogmaların dışına çıkılamıyordu. Bireysel yaratıcılık göstermek olası değildi. Merkezî krallıkların zamanla güçlerini artırmak istemeleri, papa ile aralarında anlaşmazlıklara ve çatışmalara neden oldu. Bu mücadelelerin en önemlisi, Papalık ve Kutsal Roma Germen İmparatorluğu arasında oldu. Bu müca-dele, 1254'te imparatorluğun yıkılmasıyla sonuçlandı. Papalık bundan sonra siyasî yönden de büyük bir güç hâline geldi. Ancak 16. yüzyılın başında ortaya çıkan Reform hareketleri sonucu, yeni mezheplerin kurulmasıyla Papa'nın gücü azaldı. Feodal ekonomi düzeninin temel yasası bir artık ürün elde edilmesidir. Bu fazlalıkla senyörlerin ve adamlarının gereksinmeleri karşılanmıştır. Bu üretim sürecinde para dolaşımı ve onun doğurduğu artıkdeğer yoktur. Bu yüzden köle emeği senyörü zenginleştirmiş ama hiç bir zaman bir sermayedar durumuna getirmemiştir. Feodal beylerin malikanesi kapalı bir ekonomik birim ol-muştur . Derebeyler topraklarının korunmaya elverişli bir yerinde şatolar yaparak buralarda oturmuşlardı. Ortaçağın derebeylik düzeninde tam bir eşitsizlik vardı. Başlıca toplumsal sınıflar: Büyük toprak sahibi asiller Din adamları Burjuvalar Köylüler. Köylüler kendi aralarında ikiye ayrılmıştı : Serfler, serbest köylüler. Serfler toprağa bağlı kölelerdi. Hiçbir hakları yoktu toprakla birlikte alınıp satılabilirdi. Serbest köylüler ise istedikleri yerlere gidebilirler, belli bir ücret karşılığında derebeylerin topraklarında çalışabilirlerdi.Şehirlerde yaşayanlar ticaretle uğraştılar. zamanla zenginleştiler. bağlı oldukları senyörden özgürlüklerini satın aldılar. Bu kesime de Burjuvalar denilmiştir. 15. yüzyılın son yarısında feodalite rejimi zayıfladı, mutlak krallık yönetimi güçlendi ve ülkelerde siyasal birlik sağlandı. |
İngiltere: Yeni Çağın başlarında İngiltere Yüzyıl Savaşları'ndan yenilerek çıktı ve Avrupa kıtasındaki üstünlüğünü kaybetti. Bundan sonra İngiltere'de İki Gül Savası adı verilen büyük bir savaş çıktı. Otuz yıl süren bu savaşlarda (1455-1485) bir çok İngiliz soylu öldüğü için İngiltere'de mutlak krallık yönetim güçlendi. 16.yüzyılda İngiltere'de yönetim, Tudor soyunun eline geçti. Bu soydan gelen krallardan VIII. Henry, İngiltere’de, reform hareketlerine girişerek Anglikan kilisesini kurdu. İngiltere'yi papalıktan ayırdı. VIII. Henry'den sonra gelen krallar döneminde birçok din kavgası ortaya çıktı. Sonunda VIII. Henry'nin kızı l. Elizabeth, İngiltere'de Anglikanizm’i yerleştirdi. İngiltere'yi kısa zamanda güçlü bir devlet durumuna getirdi. İngiltere kısa zamanda güçlü ve büyük bir sömürge imparatorluğu kurdu.
|
İspanya: Orta Çağın sonunda İspanya'da siyasal bir birlik yoktu. Burada Aragenya, Navarre, Kastilya ve Portekiz ile küçük bir Müslüman devlet olan Benî Ahmer bulunuyordu.
İspanyollar ancak 15. yüzyılın son yarısında siyasal birliklerini tamamlayabildiler. Aragon kralı Ferdinand ile Kastilya Kraliçesi İzabella'nın 1474'de evlenmesiyle başlayan bu birlik kısa zamanda gelişti. Bir süre sonra Ferdinand’ın Beni Ahmer Devleti’ni ortadan kaldırması ile tamamlandı (1492). İspanyollar 15. yüzyılın sonlarından itibaren coğrafî keşiflere başladılar. Christopher Colombus'un Amerika Kıtası’nı keşfetmesiyle başlayan bu hareket, 16. yüzyılda daha çok gelişti. Coğrafî keşifler sonucunda İspanya da büyük bir sömürge imparatorluğu kurmayı başardı. İspanya Kralı Şarlken, Avrupa'da birçok ülkeyi ele geçirdi ve Kutsal Roma-Germen İmparatoru seçildi (1519). Fransa Kralı I.Fransuva’yı yenerek onu tutsak etti. Ancak Osmanlılara karşı giriştiği mücadelelerde başarılı olamadı. İspanya, 1588'de İngiltere'ye yenilince eski gücünü kaybetti. |
Portekiz: İspanya'nın batısında bulunan ve İspanya birliğine girmeyen Portekiz Krallığı, İspanya'dan önce denizlerde üstün güç durumundaydı. Portekiz, Avrupa'da genişleme yerine, denizaşırı topraklarda egemenlik kurmayı tercih etti. Afrika kıyılarında, Hint Ok-yanusu, bir sömürge imparatorluğu kurdu. Ancak bu imparatorluk çok sürmedi. Kendisinden sonra İngiltere, Fransa ve Hollanda'nın sö-mürgeciliğe başlamaları üzerine eski önemini kaybetti.
|
İtalya: Yeniçağ’ın başlarında İtalya'da siyasal birlik yoktu. Burada, siyasal çıkarları birbirinden ayrı birçok İtalyan devleti vardı. Bunların en önemlileri Savoie, Milano dukalıkları, güneyde Napoli krallığı ve Papalık hükümeti idi.
Venedik, Cenova ve Floransa hükümetleri ise İtalya'nın en güçlü cumhuriyetlerindendi. Diğer Avrupa devletleri olan, Yeni Çağ başlarında Avrupa'nın kuzeyinde bulunan İsveç, Norveç ve Danimarka 1397 yılından beri devam eden Kamlar Birliği’nden ayrılmak için Danimarka ile mücadele ediyordu. 16. yüzyılın başlarında bu üç devlet bağımsızlık-larını elde ettiler. Yeniçağ başlarında Orta Avrupa'da güçlü bir Lehistan Krallığı ile Osmanlılarla sürekli mücadele hâlinde olan Macaristan bulunuyordu. 16. yüzyılın başlarında Macaristan tarafından alındı; Toprakları Osmanlı ülkesine katıldı. Doğu Avrupa'da ise Moskova Knezliği bulunuyordu. 15. yüzyılın başlarında Çar III. İvan, çalışmaları sonunda Altın Orda Dev-leti'nin parçalanmasıyla kurulan hanlıklardan bazılarını kendisine bağlayarak Rus Devleti'nin temelini attı. 16. yüzyılda gittikçe kuvvet-lenen Rusya, Ural boylarına kadar tüm Doğu Avrupa'ya sahip oldu. Bununla birlikte bu yüzyıllarda Rusya'nın Avrupa ile siyasal açıdan fazla bir ilişkisi yoktu. Merkezî krallıkların ortaya çıkmasından sonra, bu kez, Avrupalı devletlerin kendi aralarında siyasî mücadeleler başladı. Bu mücadelelerin amacı, Avrupalı devletlerin her birinin egemenlik alanını genişletmek istemeleriydi. Bu mücadelelerin en önemlisi, Fransa ile İngiltere arasındaki Yüzyıl Savaşları (1337-1453)’dır. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 10:32 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.