![]() |
DUR DUR
Gecem erken dur dur Gözlerine bakmazsam uzun bakmazsam Gecem erken inecek bitecek tükenecek gibi de değil Dur bir sokak daha aydınlık edineyim Gecem erken Yağmuru güneşleri haziranı yürüsek Diyelim saat 24 aşk dinler mi cumartesiyi geçmişiz dinler mi Akşamları alsak samanyolunu alsak Aksaray'a götürsek bıraksak Bir dalı kırdık diyelim şiirden başka nereye konur Gecem erken inecek dur dur Hangi gökyüzü ister yasak edilsin bakılmak bakılmak Dur bir sokak daha aydınlık edineyim Gecem erken, bitecek tükenecek gibi de değil İstersen sonu yok diyelim istersen ırak ırak Gecem erken inecek |
GİTME KAL
Nice nice acıları aklına getir Bunca yoksulluğu aklına getir Gözyaşlarını aklına getir "GİTME KAL" var yok dinlemez bir çocuk isteğidir Gitme aklına getir Kıraç mı kıraç toprakların üstüne Güneşler açar yağmurlar kesilince Çırılçıplak kayada yeşerir inci ağacı Dağların kuytusunda bir uslu çiçek Dağıtır mavisini kendi kendine Gitme beraberlik içinde Nasıl sevinirdik aklına getir Her şeyi her şeyi aklına getir Gece yarılarını aklına getir Söylediklerini aklına getir Sinsi yağmurlar yağıyordu Soğuktu Yaktığımız ateşi aklına getir Nelerden geçiyorsun aklına getir Gitme dünyamızın her yerinde Yorgun eller gülleri derleyince Ellerin sevincini aklına getir Güllerin sevincini aklına getir Ne çok severdik seni aklına getir |
HER GÜN YAŞAMAK
Işıklı günlerinde düşün, memleketini, dostlarını, sevgilini, onlarla kal, dinlen bırak kendinden bir şeyler, bir mağlup akşamın mahzunluğu silinsin gözlerinden. Bir kavga sonunu unut. sen maceralar peşinde değil, umutsuz bir yolculukta değilsin. Yaşamak sadece sevmektir, inan bana. Sevmeyenler dünyamızda yaşamıyor. Yaşamak suda, toprakta, insanlarda görünerek; bir zeytin ağacı gibi. Bir zeytin ağacı gibi, ne güzel denize yakın olacaksın, uzayan dallarında, yapraklarında ışık ta derinlerde köklerin. Bir zeytin ağacı gibi, bin yıl severek yaşamak her gün... |
HİSSEN YOK BU AKŞAMDA SENİN
Hissen yok bu akşamda senin sen öğleden beri bu renk renk bu çeşit çeşit söylenen şarkının artık haricindesin. Tankın gölgesi uzandı üstüne kadar, nerdeyse, habersiz gün batacak. Tamamen çekmiş göğsünden akan kanı büyük ve mütehammil toprak. Her şeyin ne kadar şikâyetsiz saatin hâlâ işliyor bileğinde, onu akşamdan akşama kurardın, tabii biraz sonra duracak. Bugün günlerden cumartesi, dün yazdığın mektup, ancak, dört gün sonra eline değecek karının. Senin orada eskisi gibi sesin işitilecek, sesin teselli edecek düşünür gibi gülecek, kısaca : Yaşayacaksın. Çocuğun o akşam yazdığı cevapta bahsedecek çiçek açtığından bahçenizdeki ağaçların. Güneş battı, yıldızlar doğacak biraz sonra, şimdi karnın acıkmış olacaktı. Çantanda tayının ve konserven var, cebinde, yemekten sonra içecek sigaran. Düşman bozguna uğratıldı arkadaş, mısralarımda olsun uyan!.. |
İKİNCİ DÜNYA HARBİNDEN PORTRELER - 1
Belli söylediğin türküden yabancısısın bu toprakların. "Limanlar" "kayıklar" ve "balıkçılar" ve "gece vakti ılık esen rüzgâr" uzak buralara. Sana, istediğin zaman istediğin ağacın altına oturup dinlenebilmek kadar uzak ve ağır yumruğunu soğana vurup ekmeğini yiyebilmek kadar uzak uzaklar, uzak buralara. Biraz evvel türküsünü bitirip ve düşman elindeki karşı dağları kilometrelerce uzağa itip göğüs geçiren arkadaş belki biz de birbirimizden uzağız fakat seninle çok defa büyük kitaplarımızı okurken aynı satırlarda öfkelenip aynı satırlarda güldüğümüz için ve son sayfayı bitirince ışıklı ve geniş bir dünyaya bir avuç nar tanesi sevinciyle döküldüğümüz için düşüncelerimizde daima biraradayız. Mısralarımın siperinde de düşmana karşı yan yana ve omuz omuzayız. |
İKİNCİ DÜNYA HARBİNDEN PORTRELER - 2
Harbin yorgunluğu kalkmış üzerinden "avuçlarında toprak ve kan" sağ ayağın yarım metre uzakta sol kolun kırık ve kurtulmuşsun her türlü endişeden. Kar yağıyor senin kadar sakin silâh arkadaşların ve bilcümle ordu kayboldu ufukta. Belki de şehir zaptedilecektir. Yine belki akşam yemeğini yerken duvardaki resmine bakıp gülümseyecektir çok uzaklarda bıraktığın mavi gözlü çocuğun. |
İKİNCİ DÜNYA HARBİNDEN PORTRELER - 3
O öylece kalacak : yağmur, ıslak toprak ve tel örgü. Hududa yakın bir kesimde arkadaşlar hücuma kalktılar, ayak sesleri hâlâ kulağındadır. Süngülerin karanlıkta parıldayan soğuk demiri bir türlü çıkmaz aklından. Harap olmuş istihkâmda, apansız farkına vardın ki sıcak kanın teninde lezzetle sızıyordu. Ah ellerin ne kadar soğuk!.. |
İKİNCİ DÜNYA HARBİNDEN PORTRELER - 4
Silahın düştü elinden bundan sonra bir hayal parçasısın. Dostların seni garipseyerek anacak, vakitsiz ölümüne üzülen bu küçük şiirde de benim gönlüme göre olacaksın. Halbuki biraz evvel kar yağıyordu, sen ağır yaralı; arkandan düşmandan kurtarılmış toprak, suları buz tutmuş Vistül, ağır ağır yürüyordun. Ufukta belki, karla örtülü kuleleri ve damlarıyla biraz sonra şehirler gözükecekti. Ayak izleri örtülürken arkadaşlarının, sen çam ormanlarını ve sakin gölleri son adımında birden bire geçerek denize vardın. Ondan sonra bir hayal parçasısın. |
KEDİ AKLI
Bir diyeceğim yoktu hüzünden yana Yıpranıyordu kötü kadınlarda aşkım pis karanlıklarda Yetmiyorum yeni insanlara yetişemiyordum Ölür kalırdım belki de sokak aralarında bir kenarda Kimin umurunda dedi ama kendimi inandıramadım buna da Yakışmıyordum eski pencerelere yosunlu sulara Ölür kalırdım belki de sokak aralarında bir kenarda Uyandırılacak çocuklarım vardı uyuyorlardı uykularında Çok mu yaşamıştım az mı ölmek hakkım mıydı yıl varken akşamlara Bu kedi nerden çıktı demeyin kapı aralıktı ben bıraktım da Okşayacak bir şey ister ellerimiz kendi sıcaklığında Yıpranıyordu kötü kadınlarda aşkım pis karanlıklarda Ne iyi etmişim aldım düşündüm kedilerin yarı ak yarı kara aklında Kedi işte kedi boğuyordu yavruyu engel görünce aşkında Çekilmemişti denizlerim Döndüm hırpalanmış geceden dayanıklı aydınlıklara Ağlanır kedi yavruların çocuksuz anaların arasında Bu kedi nerden çıktı demeyin kapı aralıktı ben bıraktım da Uyandırılacak çocuklarım vardı uyuyorlardı uykularında Ne iyi etmişim uyur uykularında |
POSTACI
Hüzün postacısıyım çoktan Sürüklesin kasım yeli beni de Bakır yapraklarla birlikte Yağmur değil sıkıntıdır abanan Antenlere bacalara kiremitlere Bilinir mi kaç ayrılık yaşanacak yeniden Kaç yazların güneşi eskiyecek Güller mi beyaz aça aça tükenen Adları anılmayan daha kaç çiçek Sürüklesin kasım yeli beni de Ölüyor yerde bir yerde Solgun güneşi Güzün |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 06:23 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.