www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Abdülkadir Budak (https://www.cakal.net/showthread.php?t=82350)

GooD aNd EvıL 08-19-2007 05:33 PM

Buradan Bir Şiir Çıkar

Kürekler çekiyorsa acemi kayıkçıyı

Taşı annesi sanıp sarılıyorsa yosun

Şehirli desen peşine düşmüşse köylü kilim

Bir kapı ötekine buyrun efendim diyorsa

Bir pencere ötekine açılıyorsa örneğin



Burdan bir şiir çıkar ve ben onu yazarım

Irmağın altından geçiyorsa bir köprü

Aşk ağacın gövdesini sallıyor

Yaprak ondan fazla ürperiyorsa

Çivi zannediyorsa çarmıh İsa’yı

Çıraktan el alıyorsa bir usta



Rujun belirlediği bir kadın dudağından

Şu sözler çıkıyorsa yapma çiçekler çağında

“Gözlerim rimelliydi ağlayamadım”

Bir yenilgi daha almış olur gül

Ve ben bunun şiirini yezarım



Kuş sınıfında yer almış olmalarından

Bir şiir çıkabilir serçe ile kartalın

Koca dünya bir hamalı taşımaz

Koca dünya sırtındadır hamalın



Şiir deneylerle değil acemilikle yazılır

Otelin yolcuda dinlediği vakitler

Ateş üşüyorken dergiden kitaplardan

Nice Abdülkadir Budak’lar geçer

GooD aNd EvıL 08-19-2007 05:33 PM

Çağ

Geçen bayramlardan kalma
Boydan çekmiş giysileri
Giyiyordu iyi kötü

Kim yırtıp atmış kenara
Kim ve neden
Taş mı kesildin ey yürek
Neyden çok inliyor neyzen

GooD aNd EvıL 08-19-2007 05:34 PM

CEVAP ANAHTARI

Suyu özetleyen bendim bir bardağın içinde
Taşa sarılan yosun taşı bitirir, anladım
Parmaklar dile dönüştü ellerinde dilsizin
Ve balkon demirleri inceldi tanrım!

Gömleğimden birkaç düğme açtığım zaman
Çarpar rüzgar kadın olur titrerdi
Yanlış anlaşılmasın çaptan düşmüş değilim
Makasa son kez bakan kumaş beni etkiledi

Kırlarla şehirleri karıştırdığım oldu
Atımın ayakları asfalt kokar bu yüzden
Bir çift metal kanatla uçmaların sonunda
Yorgun otelim artık, yolcusunda dinlenen

Teneke sözcüklerin altındanmış anlamları
Benzedim mühürlenmiş sarraf terazisine
Ama şunu öğrendim: kaç boğulmuş çocuk eder
Nil ile Kızılırmak arasındaki mesafe

Ayın yansısı ancak kuyunun ağzı kadar
Kuyunun içi tanrım ne kadar karanlık, derin
Ben ölünce sanırım dünya yalınlaşacak
Gözlerim Âşık Veysel, bileklerim Yesenin!

GooD aNd EvıL 08-19-2007 05:34 PM

ÇIĞLIK

Çığlık şimdi en sevdiği kelime
Onu bir yankıyla birleştirmesi iyi
Ellerini ateşe sokmadan biraz önce
Çığlıkla denize sürdü tekneyi

Giydiği çığlığıdır ipekten gömlek gibi
Kendi hacminden fazla yer buluyor dünyada
Gülde bir çiğ tanesi oluyor kimi zaman
Kimi zaman kırk kapılı bir oda

Çığlıktır dinlenme yeri yorulduğu vakitler
Ciğerlerinin ise sağlıklı denemesi
Dipsiz kuyuları andıran *******de
Ürpertilerle yüklü ılık kadın nefesi

Bulunan adresidir yitirilen dostların
Bir öpüşten arta kalan kırmızı ruj lekesi
Saksıdaki çiçeğin kokusu çığlık
Ağır hasta bir çocuğun annesi

Çığlığı yazmasa çıldıracaktı
Kimi uyaklar ile düştü bu şiirine
Sesine kelepçeler takılan arkadaşın
Çığlık şimdi en sevdiği kelime

GooD aNd EvıL 08-19-2007 05:34 PM

DERE BÖYLE NEREYE

(Doğanın Yüzüne Dilin Aynası'ndan)

Hani bahar aylarında kıyılarında açan
Papatyalar söylesin senin özgeçmişini
Üstüne kurulan ahşap tahta köprüler
Su içmeye sokulan ürkek ceylan anlatsın
İri memeleriyle eğilip doğrularak
Tokaçlarla çamaşır yıkayan kadınların

Ey dere ne şanslısın doğa öyle söylüyor
Ağaç büyür ot biter geçtiğin yerde senin
Sana uzatır kızlar beyaz bacaklarını
Herkes seni çağırır bahçesine bağına
Ay buluta girende el ayak çekilende
Sen sokuluverirsin bir gölün yatağına

Nice vadiler tanırsın akıp giden ovalar
Nice çakıl taşlarını okşar dalgacıkların
Bazen genişlersin sen kıvrılır incelirsin
Üstüne söğüt dalları abanır esintide
Ekili topraklara uğramayı seversin
Katkın var sofralara uzanan berekete

GooD aNd EvıL 08-19-2007 05:34 PM

DÜŞMANIMIN SAYISI ÜÇ

Tabutuma ilk çiviyi kim çakar
Doğrusu bunu merak etmiyorum da
İlk kim merak eder ayakkabı numaramı
Üstelik dünyayı yürümelerden
Kurtulduğum sırada

Ayakkabı numaram kalacak, biliyorum
Ayaklarım değil de

İlk kim anar adımı yas günlerinden
Çıktıktan hemen sonra ve de lanetle
Üçten fazla düşmanım olmadı benim
Uğraştım, indiremedim sayıyı bire

Düştüğüm kalacak, bunu da biliyorum
Yürüdüklerim değil de

GooD aNd EvıL 08-19-2007 05:35 PM

EV ZAMANI

1.

Büyük istasyonlardaki büyük vedalar için
Trenler uzun bekler güzel bir gelenektir
Büyük istasyona benziyor artık bu ev
Tren bir yolcu daha edinecek demektir

Bulunduğum ruh halinden şöyle bir bakıyorum
Şu odanın biçimini alan ben değilim sanki
Şu mutfağın çeşmesinden akmamışım su yerine
Sofrayı donatmamış oturmamışım balkonda
Özellikle çocuklara sarılıp baktığım zaman
Olduğumdan daha güzel göstermemiş beni ayna

Bir kartal karıştırmış kayalıklarla bu evi
Parsın homurtuları pençeleri bu evde
Evler baykuş olunca sözler saptırılıyor
Yırtıcı hayvanlara benziyorum bu yüzden
Kırılanın sayısı her geçen gün artıyor
Gülümseyen fotoğraflar eksiliyor albümden

Eşyalar beni tanırdı yer verirdi bir koltuk
Sandalye benim için yanaşırdı masaya
Ördüğü dantellere benzerdi karım
Çocuklar avcı görmüş ceylanın gözlerine
Bir kez daha ben bu eve benzerdim
Ölmüş anne resminin çerçevesine

Köprüsüz ırmaklar aramızdan geçiyor
Ev odayı ısıtmıyor oda yalnızlığımı
Bir kuyuya düşer gibi düşüyorum şiirlere
Evim büyük istasyona benziyor sanki
Ama yolcu binemiyor bir kez daha trene

GooD aNd EvıL 08-19-2007 05:35 PM

GENÇ OZAN

- Bu Mecnun Leylâ'sını değişmedi çöl kumuna
Önce Leylâ'nın Adıyla


Leylâ dedim, yanıt verdi yol tozu
Gurbeti sınayan yolcunun yakasında
Hancı tütün sardı, çorba ısıttı
Leylâ dedim, taş dönüştü yastığa

Leylâ dedim, ateş güle dönüştü
Konuklar büyücü sandılar beni
Çok uzakta yırttı ağı bir balık
Leylâ dedim, şerbet ettim zehiri

Leylâ dedim, oturdu sol yanıma
Avcıyı atlatan bir ürkek ceylan
Barut gül tozuydu, mermi oyuncak
Leylâ dedim, damarlarda kaldı kan

Leylâ dedim, dere indi denize
Kuş öğrendi kanadıyla uçmayı
Acının mürekkebine divit bandırıp
Leylâ dedim, bildim şiir yazmayı

GooD aNd EvıL 08-19-2007 05:35 PM

Gizli Cam Parçaları

Şehrin ortasındaki kır çiçekleri
Usulca çekildiler geldikleri yerlere
Kapatsak da olur artık camlarımızı
Balkonumuza serçeler beklemesek de

Şehrin ortasındaki kır çiçekleri
Çekildiler diyorum Metin Abi örneği
Ah hepimiz oluyoruz giderek
İntiharların çünkü biçimleri değişti

Büyük kalabalıklardaki yalnızlık intihardır
Görkemli caddelerin açılması uçuruma
Yapma çiçekler götürmek sevdiğimize
Yazmamak intihardır duyumsayıp da

Kesen bıçak değildir insanın bileğini
Yüreğimin kıyısındaki "gizli cam parçaları"
İntihardır bu çağda ağlamayı bilmemek (*)
Nilgün Marmara'yı sevmek, Beşir Fuat'ı

Ecza dükkanının önünde Metin Abi olsaydı!

GooD aNd EvıL 08-19-2007 05:36 PM

GÖSTERGE

Yalazı çıngıdan ayıran nedir
Sevdayı bağbozumundan
Çiğdemi nergisi ballı inciri
Ayıran ne bir küpeli kirazdan

Öğrenmem gereken çok şey var daha
Ortanca çiçeği nerede açar
Bir kuşun adıymış yalıçapkını
Nasıl öter hangi ilde konaklar

Karanlığa açılmakta bilirim
Şaşı günün penceresi
Neyle çizer gökyüzünü kırlangıç
Nasıl solar bilmem çuha çiçeği

Nerden bulur okurum
Sözcükleri firengili bir ozan
Erkenci kuşlarla yola çıkar mı
İçimizi ferahlatan sabahtan

Emeğin gülleri burcu burcu kokmalı
Her nakışta niye kan izleri var
Peçeli yüzlerin esrarlı ağızları
Buyurdukça niye kurur kurnalar

Öğrenmem gereken çok şey var daha
Ufku gösterirken maviliğin ibresi
Saçaktaki güvercin işkillenirken
Nasıl şişmez anlamam susanın dili

Hangi duyguları taşır
Savaş gemisindeki hekim yamağı
Ne görürler düşlerinde örneğin
İşveli zengin kızları

Zencefil kokusunu duysam tanımam
Öğrenmem gereken çok şey var daha
Islat bilgisiz dudaklarımı
Ey deneyim denen gümüş maşrapa


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 06:40 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.