![]() |
Âşık mısın Sen?
Geçen gün rastladım üç eski dosta,, 'Ne bu dalgınlık, âşık mısın? ' dediler.. Dedim, 'Aşk bizim neyimize? ..' İnanmadılar.. 'Acı çekmekse aşk, gözyaşı dökmekse aşk, gözü kara ölüme gitmekse aşk, ve göz göre göre bitmekse aşk, evet, ben âşığım', dedim.. Hâlime güldüler, hiç yanmadılar.. Hızla uzaklaştılar yanımdan, geçmişi de anmadılar... 4 Temmuz 2005, Burhaniye 02:30 Mehmet Bicik |
Aşk Başkadır Ören'de
Aşk bir başkadır Ören’de, Dışa vurur insanın kâlp atışı… Umut verir, hayat verir insana, Akşam üzeri güneşin batışı… Sevgiliyle aşk doyasıya yaşanır. Kadehte içilen, mutsuz dünler… Mâzî hatırlanınca, gözler yaşarır. Umuda yelken açar, doğan günler… Mutluluk çok uzak da olsa bize, Yitik umuda her gün yelken açarız… Başımız belâya girer, gelirlerse üstümüze, Alır sevgiliyi Madra Dağı’na kaçarız… 29 Ekim 2003, Burhaniye Mehmet Bicik |
Avuntu
Yolumuz düştü gurbet ele, İnceden vurduk sazın tele, Şu ayrılığı bile bile, İçerimize gömdük kardeş… Her gördüğümüzü dost bildik. Gözyaşlarımızı çok sildik. Eskiden biz böyle değildik, Deyip teselli bulduk kardeş… Acılarımız çoğaldı kat kat. Çekilmez oldu artık hayat. Hiç bir şeyden alamadık tat, Anılarımızla avunduk kardeş… Umudumuzu hiç yitirmedik. Âilemize de halel getirmedik. Aşkımızı, sevgimizi bitirmedik, Her gün sararıp solduk kardeş.. 26 Temmuz, 2005 Burhaniye 01:00 Mehmet Bicik |
Ayrılığın Vakti Geldi
Bozdun ağız tadımı, Kararttın hayatımı, Duy artık feryâdımı, Ayrılığın vakti geldi. Helâl et tüm hakkını, Aman kaçırma aklını, Çıkar gizlini saklını, Ayrılığın vakti geldi. Hâtıraları topla, yak. Başına kırmızı kurdelâ tak. Ahsen Tuğçem’e iyi bak, Ayrılığın vakti geldi. Ardımdan söylenip ilenme, Benden hiç aşk dilenme, Gözyaşımla da ilgilenme, Ayrılığın vakti geldi. İlk ayrılan, biz değiliz hem. Bıktım artık senden, 'çem çem'. Buraya kadarmış vâdem, Ayrılığın vakti geldi. 30 Haziran, 2005 Perşembe Burhaniye 03:10 Mehmet Bicik |
Azrâil
Baykuş neden çatımda geziyor? Yoksa Azrâil, bana mı gelecek? Kargalar gökyüzünde beni seyrediyor, Yoksa Azrâil canımı mı alacak? Unutuldum bir kenarda, Yanacağım belki de nârda, Tad almadığım şu dârda, Yoksa sadece adım mı kalacak? Karardı gökyüzünde bulutlar. Havlar durur dışarıda itler. Korkaklar ortada, nerde yiğitler? Yoksa nâmertler mert mi olacak? 12 Aralık 2001, Burhaniye Mehmet Bicik |
Bakmayın Yalnız Olduğuma
Bakmayın şimdi Yalnız olduğuma.. Ben de Gönül verdim, Nice dilberlere, Yosmalara… Hayaller kurdum Bir yerlere gelmek için.. Zengin, Meşhûr olmak istedim Şu kısacık ömrümde… Gençtim, Pek yakışıklı olmasam da Eh, İyiydim yine.. Hangi yosmalar, Edâlı, işveli gelinler Koşmadı ki peşimden? Ne aşklar çaldı kapımı? ... Şimdi, Bakmayın Yalnız olduğuma.. Bakmayın benim Zamansız solduğuma… 19 Mayıs 1998, Malatya Mehmet Bicik |
Bana Mutluluktan Bahset
Anlat bana, Mutluluktan bahset.. Sevgi, Aşk sözcüklerini Kullan sık sık. 'Seni Seviyorum' de hep.. Yüreğim sevmeye, Sevilmeye hasret.. Yıllar oldu, Gönül köşkümü kapatalı.. Gel, Kanat ol, Mutluluk ülkesine uçur beni.. Unuttur Yaşanan mutsuz dünleri. Doyasıya, Dünyaya hiç gelmeyecekmiş gibi, Yarın ölecekmiş gibi, Yaşayalım günleri.. Umudum ol, Karadutum ol, Bağla beni hayata, Bağla bugünümü yarınlarıma… Silelim geçmişin kötü izlerini, Sadece Sen ol hayatımda, Bir de Güzel kızım, Ahsen’im… Dünyayı geniş, Mutluluğu, sevinci iş eyleyelim… Gülsün yüzlerimiz, Bahar gelsin ülkeme, Çiçekler açsın renk renk.. Bir beni sev, Bir tek benim ol.. 2 Temmuz 2005, Burhaniye 14:38 Mehmet Bicik |
Barak Baba
Yesevî’nin erenleri, Giymişler postnişinleri, Sayıları bulur binleri, Başlarlar yol almaya… Yıllarca yol alırlar, Kimileri şehîd olurlar, Sağ kalanlar varırlar, Yerleşirler Anadolu’ya… Barak Baba isminde biri, Alır Hacı Bektaş’tan emiri, Bulur yerleşecek yeri, İslâm’ı anlatır ahâliye… Asırlarca buralara, Saçarlar İslâm nuru’n… Hey gardaşlar nereye? Bir dakika durun! ... Binlerce mü’min toplanmış, Dâhil olmuşlar halkaya… Cümle Melekler: Âmin! der, Barak Baba’daki duâya… Ve… Bir ışık yükselir, Doğruca ulaşır semâya… Barak Baba asırlardır, Veriyor Bigadiç’e ziyâ… 3 Nisan 1997, Ş. Karahisar Mehmet Bicik |
Bebek
Bir bebek geldi dünyaya, Günlerden Altı Nisan… Sanki dalmıştım rüyâya, Sevinçle kucağıma aldığım an… Allah’ım! Ne güzel bir bebek! Bebek değil, bu bir kelebek. Yok, yok o nûrânî bir melek. Adı da kendi gibi güzel: Ahsen! ... Tuğçe idi bebeğin ikinci adı, Annesi de vardı âdi mi âdi, Yuvamız yıkıldı, sevindi dadı, Çıkamaz oldum insan içine ben… Yazık oldu sevdâya, açmamış çiçeğe.. Yazık oldu kurda, kuşa, örümceğe.. Yazık oldu kızım Ahsen Tuğçe’ye.. Der de ağlarım gece gündüz demeden… 13 Kasım 2001, Burhaniye Mehmet Bicik |
Beklenir mi?
Sevmesini bilmeyen, Yâr gönlünü almayan, Yüzü bir gün gülmeyen, Yârdan bir şey beklenir mi? Bedrik gibi yağmayınca, Dağ başlarını sarmayınca, Üzerinde hiç kaymayınca, Kardan bir şey beklenir mi? Sevdiğine saramayan, Muradına eremeyen, Mutluluğu göremeyen, Erden bir şey beklenir mi? Doğru yanlış bilmeyen, Kötülükleri silmeyen, Yâr için fedâ edilmeyen, Serden bir şey beklenir mi? Gözlerin yaşla dolduğu, Ayrılıkların bol olduğu, Sevenlerin hep ayrıldığı, Gardan bir şey beklenir mi? İyi insanların ezildiği, Kurşunlara dizildiği, Kul önünde büzüldüğü, Dârdan bir şey beklenir mi? Gariplerin sırtlarından, Haksız yolla kazanılan, Büyük ümitler bağlanan, Kârdan bir şey beklenir mi? Bütün gedikleri açılan, Üstünde yiğit biçilen, Düşman tarafından geçilen, Surdan bir şey beklenir mi? 22 Şubat 1998, Malatya Mehmet Bicik |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:45 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.