![]() |
*******im Güne Hasret
Hayalinle sabahlarım *******i sen uyurken Bekliyorum yollarını Gelmiyorsun vakit varken *******im güne hasret Yalnız sabah yapılmıyor Bir yatakta bir sen bir ben Olmayınca yatılmıyor Düşünürüm çaresizce Elde kalem beynimde sen Kendi kendime sessizce Nasılda yanarım bilsen Güneş bana hiç doğmuyor Ay gecemde görülmüyor Boyun bükmüş karanfiller Güller yüzüme gülmüyor Gel derdime dermanım ol Yoksa çarem kalmayacak Hasretinle sele dönen Göz yaşlarım durmayacak |
Sana Vuruluyorum Her Sabah
yıldızları seyrettim, gökyüzünün eşsiz dekorlarını yanı basımda kahvem, fincanımda sen derdim sen iken, keyif alıyorum seni düşlerken. sarkar gelirim, en yüksek tepeden. sızar gelirim, en kuytu geceden Sivas’tan, Hakkari’den mersinden, dersimden ummandan, yemenden sen yeter ki çağır. ben çıkar gelirim, taa! cehennemden... bugünde sensiz geçti. sabahın dördü. ezan sesleri, köpek ulumaları, sensiz yeni bir gün yanıp sönen ışıklar. içim kanar. ben ise her sabah böyle vuruluyorum yar... |
Yeminim Var
Sen de bir gün sana olan sevgimi anlamak istersen, Şehrin ışıklarına değil, Gökyüzündeki yıldızlara bak,göreceksin, Çünkü onlar her akşam, hiç sönmeden ordalar, Ara sıra birkaçı yerini beğenmez kayar, İşte onlarda gökyüzünde kaybettiğim seni arar. Taki sabah oluncaya kadar... Sonra o muhteşem görüntülerini güneşe bırakırlar, Dağların tepelerin ardından, Bütün ihtişamıyla, Sanki dünyaya meydan okurcasına ortaya yavaş yavaş çıkar. O ilk görüntüsüne bile kimse bakmaya cesaret edemaz, Bir ateş topudur gökyüzünde, Oysa nekadarda ufak görünüyor öyle değil mi ? İşte... Onda da kalbimi göreceksin, Senden sonra kimsenin dokunamadığı, Kimsenin bakamadığı, Girmeye bile cesaret gösteremediği kalbimi. İşte... O gün bu gündür, Bu kalp senin adınla yanar, tıpkı güneş gibi. Çoğu zaman bende dayanamam içimdeki bu ateşe, Elime hançeri alıp, Yerinden çıkartıp, Parça parça etmek gelir içimden. Yapamam... Kendime verdiğim söz aklıma gelir... Her gün dualar,yeminler ederim. Sana soyadımı veremedim... Kızım olursa adını ona vereceğim.... |
Farenin Ölümü
Umutsuzdu, yalnızdı, hali yoktu, Canı çok yanıyordu günlerden beri. Ne alnında dolaşan bir dost eli Ne yardım isteyecek kimsesi vardı, Ne Tanrısı, ne de peygamberi. Günlerdir karanlık deliklerde Yanıp sönüyordu gözleri. Sevinç değil ki paylaşılsın Kendi kendinindi kaderi. Sürüne sürüne dışarı çıktı. Kıvrıldı ateşte pençeleri. Kurtuldu rahat etti farecik, Rahat etti dişleri. Kibardı, incecikti kuyruğu, Vücudu, küçücük pençeleri. Bir makara gibi çözüldü, Unuttu kedileri. Farecik! Nazlıcık! Garipçik! Canı çok yanıyordu günlerden beri. Kibardı, incecikti kuyuğu; Boş koydu delikleri. Bir varken bir yok oldu, İşte dünyamızın işleri. |
Gönlümü Vurdular
Gönlümü vurdular bugün.. Ne nir acı, Ne de bir sızı duydum. Gönlümü vurdular bugün.. Mutlulukla sevgiyle, Bitimsiz bir aşkla vurdular. Gönlümü vurdular bugün.. Ölesiye özlediğim duygularda Yıllar süren sabırların ardından. Gönlümü vurdular bugün.. Ceylan gözlere asılı kalmış, Gönlümü vurdular. Gönlümü vurdular bugün.. Bitimsiz sevdalarda, Kalan ömrün verileceği vurgunlarda. Gönlümü vurdular bugün Ve tabancayla, ne de tüfekle. Gönlümü vurdular, Sevgilerin ötesinde. Gönlümü vurdular bugün.. Bir gönül nikahında Omuza yaslanmış sevgiliyi duyarken. Gönlümü vurdular bugün... Dünden razıydım ya; İyi ki vurdular... |
Geçmişe Özlem
Bu sabah anılarla dolu evimin perdesini araladım, Dışarı baktım buğulu penceremden. Geçmişe dönmek için yola çıktım, Seneler önce gezdiğim yollarda dolaştım, Mezun olduğum okulun bahçesine geldim erkenden. Nasıl da çabucak geçivermişti yıllar, Göçmen kuşların uçuşu kadar hızlı, küçük bi şehrin üzerinden. Bir ara gözlerim okulun bahçesine takıldı, Çocuklar kendilerini oyuna kaptırmıştı, Bir an aralarına katılıp onlar gibi olabilmek geçti içimden. Sımsıcak dostluklar, geleceğe dair umutlar, çoğu platonik, göz göze aşıklar... Nasıl da karamsarlığımdan sıyrılıp o masum düşlere dalıvermiştim. Tam da bir öğrenci edasıyla ''Dersimiz boş hocam biraz daha dışarıda kalalım'' diyecekken Çalan zille irkildim ve kendime geldim Okula giren öğrencilerin peşinden öylece tek başıma kalakaldım Sonra oraya ait olamayacağımı hatırladım. Biraz yaptıklarımdan utanmış, biraz da içim burkulmuş halde, uzaklaştım o sahneden, Tabi aklıma takılan şu iki soruyla; Zaman mıydı? Değişen, Yoksa ben miydim? Geçen yıllara yenik düşen. |
Leyla'ya
Tespih taneleri gibi kalabalık hayat. Hayatın trafiği yok ki.. Ozon bile delindi dikkatsizlikten, Japonlar tamir için uğraşıyormuş, Bana ne! Keşke kırmasaydım Leyla'yı, O'nu kim tamir edebilir ki. Ağlamaktan gözlerim yaşardı, Gözün de kurnası yok ki. Kilitlemek istiyorum bütün acılarımı, Ne yazık ki,anahtar kayıp gitti. Keşke sevmeseydim bu kadar O'nu, Ama aşkın dini imanı yok ki. Hızla giderken hayat merdivenlerinden, Kayıp düşmekte varmış, Bundan kurtulmanın imkanı yok ki. Aşkım yüzünden dünyam karardı, Aydınlığın sigortası da yok ki. Sevip,sevilmemek olmasaydı keşke, Bunun da mümkünü yok ki. Kalbim kırıldı Leyla' ya, Kalp alçıya alınmaz ki. Keşke kırmasaydım Leyla'yı, Bak elimden uçup gitti. Yapacak bir şeyim yok artık, Zaten şiir de burada bitti... |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 02:32 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.