www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Süleyman Saylan (https://www.cakal.net/showthread.php?t=133278)

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:32 AM

NİNNİ SÖYLE...

Denizlerde yelkenliyim,
Gözlerindir denizlerim.
Dalgalan da yürüt beni,
Ninni söyle avut beni.

Kucağında çok mutluyum,
Deli gibi umutluyum.
Diner bir gün susuzluğum,
Ninni söyle avut beni.

Dudağının sıcaklığı,
Yükseltiyor ateşimi,
Çok özledim gelişini
Ninni söyle avut beni.

Sen kokmayan rüzgarlarla
Bana gelen dalgalarda,
Yelkenlerim olmaz fora...
Ninni söyle avut beni.

Uçar gibi her mevsimde
Yelken açtım gözlerinde,
Alabora oldun deme
Ninni söyle avut beni.

Köhnemiş bir yelkenliyim,
Yelkenlerim çürük benim,
Denizinde öleceğim...
Ninni söyle avut beni.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 09.06.1995 Saat: 23.15


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:32 AM

NASIL DAYANIR? ..

İçimde tutuşan bu yaban duygu,
Ansızın kükreyen bir yanardağdır.
Öyle çılgınca yaktın ki beni,
Kalbim bu ateşe nasıl dayanır?

Öyle tutuldum ki; candan, yürekten,
Şimdi göklerdeyim, uçuyorum ben.
Bir ömür tükenmiş, aşkı bilmeden...
Kalbim bu ateşe nasıl dayanır?

Bu nasıl bir duygu güzel allahım!
Aklımı yitirip çıldıracağım,
Uğruna kalbimi durduracağım...
Kalbim bu ateşe nasıl dayanır?

Bir yavru kuş gibi çırpınır gönlüm,
Ben bu heyecanla belki ölürüm.
Beyhude aşklarla tükenmiş ömrüm...
Kalbim bu ateşe nasıl dayanır?

Yabandır bu duygu, bana çok yaban,
Kanımı sarıyor, çılgın heyecan,
Durduracak belki kalbimi inan...
Kalbim bu ateşe nasıl dayanır?

Tutsaktır bu gönlüm, zincirsiz tutsak,
Bu yaban duyguyla kalbim duracak,
Zıpkın yemiş gibi vurgun kalacak...
Kalbim bu ateşe nasıl dayanır?

Süleyman SAYLAN
Ankara, 08.07.2000 Saat: 23.45


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:32 AM

NAR ÇİÇEĞİ...

Nar çiçeği kokan nazlı teninde
Ateş kırmızısı renkler barınır,
Sanki zaman durur güzelliğinde
Limanlara sığmaz, sana sarınır.

Ilgıt ılgıt meltem eser geceden,
Mutlu olmaz güneş, seni görmeden,
Ezilir aşkının esaretinden
Limanlara sığmaz, sana sarınır.

Tutkundur dünyalar sana tutkundur,
Elinde oyuncak olmuş, suskundur,
Kıskanır melekler, artık küskündür
Ekinler saçında sarı sarıdır.

Rakibin selviler hayran boyuna,
Sapsarı başaklar kurban saçına,
Teninde doğar ay, yıllar boyunca
Nefes alır senden, melek çıldırır.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 12.01.2001 Saat: 00.35


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:32 AM

MUTLULUĞU BÖLME SAKIN

Aşık oldum diye sana
Kul, köleyim sanma sakın.
Gel aşkını itiraf et,
Mutluluğu bölme sakın.

Hem gece gel, hem gündüz gel,
Benim kadar sen de bir sev,
Dünya düşler kadar güzel
Mutluluğu bölme sakın.

Kolu kırık, kanatsızım,
Evsiz barksız, yuvasızım,
Ağaç oldum, meyvasızım
Mutluluğu bölme sakın.

Allahtan kork, inat etme,
Sen de sevdin, “yalan” deme,
Beni aşkınla öldürme
Mutluluğu bölme sakın.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 30.11.1994 Saat: 13.40


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:32 AM

MEZARDA YAŞIYORUM.

Kırkından sonra sevmek,
Çok çok günahmış demek.
Ben seni seviyorum,
Öyleyse günahkarım.

Denizde sal gibiyim,
Tuzak kurmuş dalgalar,
Yüreğimde kükrüyor
Çoktan sönmüş yanardağ.

Seni sevdim, suçluyum,
Assalar da mutluyum.
Günler sensiz geçerken
Mezarda yaşıyorum.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 21.09.1989


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:32 AM

GELİN AĞAÇ DİKELİM.

Gelin ağaç dikelim,
Doğaya can verelim.
Yıllar geçtikten sonra
Meyvesini derelim,
Doya doya yiyelim.

Ağaç yeşil demektir,
Yeşil barış getirir.
Yeşilin her çeşidi
Doğaya hayat verir,
Suları yönlendirir.

Gelin ağaç dikelim,
Doğaya can verelim.
Yıllar geçtikten sonra
Meyvesini derelim,
Doya doya yiyelim.

Herkes sevsin yeşili,
O besler hepimizi,
Tüm hayvanların evi,
Kesme sakın yeşili,
Karartma dört mevsimi.

Gelin ağaç dikelim,
Doğaya can verelim.
Yıllar geçtikten sonra
Meyvesini derelim,
Doya doya yiyelim.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 26.11.1994 Saat: 02.55


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:32 AM

DÜŞÜYORSUN TAHTINDAN

İki kadeh içince,
Çıkmıyorsun aklımdan.
Lakin sabah olunca
Düşüyorsun tahtından.

Damarımda, kanımda,
Dolaşan alkoldesin.
Başım dumanlanınca
Düşüyorsun tahtından.

Alkol müsün nesin sen?
İçince sarhoş eden.
Sonra terkedip giden...
Düşüyorsun tahtından.

Kanımda dolaşırken,
Alkole karışırken,
Kalbim sana aşıkken
Düşüyorsun tahtından.

Hayal misin, gerçek mi?
Gökte misin, yerde mi?
Anlamadın sevgimi...
Düşüyorsun tahtından.

Süleyman SAYLAN
İzmir (Yoncaköy-Selçuk) , 17.09.2005, Saat: 23.15


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:32 AM

GÖNLÜM SANKİ YANGIN YERİ

Sevda denen deli rüzgar
Talan etti aşk bahçemi,
Doktor bile etmedi kar / olmadı yar
Gönlüm sanki yangın yeri.

Kor olmuşum yanıyorum,
Kör olmuşum arıyorum,
Kurttan kuştan soruyorum,
Gönlüm sanki yangın yeri.

Başlamadan bitiverdi,
Aşk kadere boyun eğdi,
Kem gözlerden nazar değdi…
Gönlüm sanki yangın yeri.

Koklamadan güllerini,
Batıverdi dikenleri;
Ayrık otlar sardı beni…
Gönlüm sanki yangın yeri.

Duygularım kanser oldu,
Tomurcukken aşkım soldu;
(aşkım tomurcukken soldu ;)
Ne yeşerdi, ne kurudu…
Gönlüm sanki yangın yeri.

Sustu aşkla çalan sazım,
Ezgi oldu binbir nazın.
Ben aşkınla öleyazdım…
Gönlüm sanki yangın yeri.

Bu da geçer diyemedim,
Duyguları yenemedim.
Bir güzel gün göremedim.
Gönlüm sanki yangın yeri.

Sevda denen deli rüzgar
Talan etti aşk bahçemi,
Doktor bile etmedi kar / olmadı yar
Gönlüm sanki yangın yeri.

Süleyman SAYLAN
İzmir, 11.05.2006 Saat: 23.53


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:32 AM

MEZARLIKTA AÇSIN GÜLÜMÜZ...

Öyle garibanız, öyle üzgünüz;
Buluşmak hayalmiş, bitti ömrümüz.
Bu dünya dar geldi, sığmadık işte,
Mezarlıkta açsın artık gülümüz.

Yalancı bir tattı dudakta kalan,
Dondurma gibiydi, eriyip akan...
Oyalan deli gönlüm daha oyalan,
Mezarlıkta açsın artık gülümüz.

Elimi uzattım, tutarsın sandım;
Uzakta kaybolan hayale kaldım,
Sevenler sevilir sanıp aldandım...
Mezarlıkta açsın artık gülümüz.

Kavuşmak topraktı, sevmek suyumuz,
Çakır dikenlerle doldu yolumuz,
Seve, seve geldi bizim sonumuz...
Mezarlıkta açsın artık gülümüz.

Süleyman SAYLAN
Çandarlı – İzmir, 07.09.1994 saat: 21.35


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:33 AM

MEZARIMA TAŞ OLURSUN...

Yiten yıllar öncesinden
Hayalimde hep durursun,
Seni sevmeden ölürsem
Mezarıma taş olursun.

Senden başka güzel bilmem,
Ateşinle bir erisem...
Anlamazsan sen dilimden
Mezarıma taş olursun.

Sen kalbimde ilahesin,
Sevdalandım, bilemezsin...
Muradıma eremezsem,
Mezarıma taş olursun.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 28.04.1998


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:33 AM

KENDİNİ KANDIR.

Akşamın kızıllığı
İçimdeki kandır,
Seni bunca çeken;
Sevgi değil,
Vicdandır.
Birlikte geçen yıllarımız
İnan zindandır,
“Mutluyuz” diye
Sen beni değil,
Kendini kandır.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 03.04.1992


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:33 AM

KALBİM SANKİ GÖKYÜZÜ...

Kalbim sanki gökyüzü;
Bulut olmuş umutlar,
Yağsın içime yağsın
Sevgi yüklü duygular.

Bir şimşek istiyorum,
Yüreğimde çakacak,
Yıldırım gibi düşüp
Düşlerimi yakacak.

Kalbimi seller alsın,
Duygularım kabarsın,
İçim seninle yansın...
Eteklerim zil çalsın.

Işıldasın gözlerim,
Kıpırdasın dudağım,
Kapımda yas kalmasın,
Eteklerim zil çalsın.

Fidanlar hep yeşersin,
Aşkımızla boy versin,
Konan arı bal dersin...
Eteklerim zil çalsın.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 12.10.1991, Saat: 23.50


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:33 AM

… ÇIĞ GİBİ…

İçimde şakıyan bülbülüm oldun,
Sessizce ruhumu birden doldurdun,
Eskiyen düşlere geri döndürdün…
Mutluluk kapımı çaldı ansızın,
Aklımı başımdan aldı bakışın.

Küllenen kalbimi kora döndürdün,
Savrulan saçınla asıp öldürdün.
Beni esir aldın, bir kafes ördün…
Kurşun gibi girdi inan bakışın,
Çığ gibi büyüyor içimde aşkın./yangın…

Süleyman SAYLAN
İzmir, 04 Ağustos 2004, Saat: 00.38


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:33 AM

BEN ÇOCUKLUĞUMU YAŞAYAMADIM

Kaderim doğarken ağlattı beni;
Hem de hüngür hüngür, içten ağladım.
Söyleyemem sevip, sevildiğimi,
Ben çocukluğumu yaşayamadım.

Babam söylemişti, doğruydu sözde;
'Her meyvenin tadı bundadır.' diye
Birkaç muz yemiştim doğduğum köyde,
Ben çocukluğumu yaşayamadım.

Yakan top bilirim, bilye ütmece,
Saklambaç oynadım, oldum hep ebe,
Çok kandırıldım ben uzun eşekte...
Ben çocukluğumu yaşayamadım.

Güzel kızları hep düşümde gördüm;
Birini bırakıp birini sevdim,
Utanıp başımı önüme eğdim,
Ben çocukluğumu yaşayamadım.

Düşte kadınlarım tombul tombuldu,
Günlerce sevişsen yorulmuyordu,
Görünce kızları, düşüm son buldu...
Ben çocukluğumu yaşayamadım.

Kaderim doğarken ağlattı beni;
Hem de hüngür hüngür, içten ağladım.
Söyleyemem sevip, sevildiğimi,
Ben çocukluğumu yaşayamadım.

Süleyman SAYLAN
ANKARA, 12.10.1986


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:33 AM

ZİNDAN...

Senden ayrı geçen her lahza, her an,
Ölümden beterdir sevgilim inan.
Gurbetlik boy verir kentlerden öte,
Hasretlik çekilmez kapkara zindan...

Umutlar olmasa günbegün solan,
Burcu burcu kokan, özlemle dolan,
Çekilmez bu hayat saniye bile,
Ayrılık sevgilim zindandır, zindan...

Süleyman Saylan
Ankara, 15.11.1967


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:33 AM

ÇARE ARAMA...

Az biraz girince şiir insanın kanına,
Şiir veremine tutulursun sonunda.
Çare arama...

Süleyman SAYLAN
İzmir, 29.11.2005, Saat: 19.05


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:33 AM

ÖLEMEM-2

Oysa;
Ne hayallerle gelmiştim
Erdek’ten İzmir’e,
Daha on iki yaşımda,
Taptaze bir Yasemin filiziyken...
Okullarda okudum
Yıllarca
Okudum, okudum,
Dört yıl önceydi
Avukat oldum.
Kanıma işlemişti İzmir
Ayrılamıyordum...
Büromu açtım,
Evimi tuttum,
Sevgilimi buldum,
Hayaller içinde,
Kanatsız,
Göklerde uçuyordum...
Bornova,
Mustafa Kemal Caddesi,
Gediz Caddesi,
Velhasıl her yeri
Tanıdık semtler...
Nerden bilirdim ki;
Bu iki caddenin kesişmesinde,
Beni göklerde uçurmaya,
Pusu kurmuş
Ecelim bekler? ..
Yaşım yirmi altı,
Yazık bana
Ölemem...

Süleyman SAYLAN
İzmir, 11.11.2005, Saat: 10.30


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:34 AM

ÖLEMEM-1

Yaşım yirmi altı
Bir trafik kazası aldı beni
Motosikletin üstünden,
Göklerde uçurarak...
Bir tamirci servisi
Ayırdı beni sevgilimden,
Sevgilimi benden,
Bütün hayallerimden...
Daha dört yıllık avukattım
Çiçeği burnunda,
Yaşamın baharında.
Kaç metre uçtum havada
Motosikletimize
Tamirci servisi çarpınca
Bilinçsizsce,
Bilemem...
Bu ne biçim kaderse;
Can çekiştim kaldırımda,
İnsanlar yığıldı başucumda,
Neremden yaralı olduğumu bilmeden.
Ölümüme çalan siren sesleri eşliğinde
Ambulans götürdü beni
Ege Üniversitesi Hastanesi’ne
Kurtarmak,
Yaşatmak ümidiyle...
Gereğini yaptılar mı
Bilemem...
Yaşım yirmi altı,
Yazık bana
Ölemem.

Süleyman SAYLAN
İzmir, 09.11.2005, Saat: 21.30


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:34 AM

ATTİLA İLHAN DA ÖLÜR...

Eee...
Bu dünya böyledir işte;
Ne hatır tanır ne gönül,
Ne zengin tanır ne sefil;
Kimisi doğar,
Kimisi doğum gününü, yaşlanışını kutlar,
Kimisi de ölür
Attila İLHAN da olsa...
Ne şöhret kurtarır insanı,
Ne milyonlarca seveni, hayranı...
Bu dünyanın düzeni bu;
Sapına kadar ayrımsız,
Sapına kadar adil,
Köküne kadar, baştan tırnağa
Acımasız...
Zamanı gelince
ya da zamansız
Padişahlık, ustalık, şöhret, maharet, iyilik-kötülük vesaire, vesaire...
Kurtaramaz insanı.
Attila İLHAN da ölür,
Her canlı gibi.
Zamanlı ya da zamansız
Sen de, ben de öleceğiz
Canlıysak eğer!

Süleyman SAYLAN
İzmir, 12-19.10.2005, Saat: 10.48-11.20


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:34 AM

IRGAT YOKSUL...

Ak bir ten düştü düşüme,
başak sarısı saçlarıyla...
“Kimdir? ” diye yordum yüreğimi eskilere;
aşina bir yüz çıktı,
çok bildiğim harman yeri gibi...
Ben harmanda harman döğen bir öküz,
o ise sarı bir buğday başağıydı.
Yıkıldım ilk kez,
üzüldüm ırgat olduğuma...

Zorlayınca yüreğimi
anımsadım ansızın;
ak bir kentte yaşardı,
denizine inat mavi gözleriyle.
belli ki,
çok zengindi,
gösterirdi her haliyle.
Bense;
o kentin limanında hamal,
yatlarında çımaydım.
Bir kez daha yıkıldım,
üzüldüm yoksulluğuma...

Süleyman SAYLAN (?)
Ankara, 19.07.2000 Saat: 14.55 (Tamamlanma tarihidir)

Not: Bu şiirin ilk bölümü tamamlanmamış şiirlerimin arasında yıllar öncesinden bilgisayarımda mevcuttu, ancak küçük bir kuşku bile olsa bana ait olmama olasılığı içerdiğinden; ikinci bölümünü tamamlamış olmama rağmen, bu şiirin tamamının benim olduğundan emin değilim.


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:34 AM

ÖRTTÜ

Her yer kirletilmiş,
Her yer pislenmiş,
Çöplük, çöplük parsellenmiş,
Talan edilmiş ülkemden
Pis kokular yükselmiş
Dayanılmaz...
Çöplüklerden beslenen sokak kedileri,
Çaresiz kuşlar,
Köpekler bile
Girememişler çöplüklere
Kokuya dayanamadıklarından.
Yok denecek kadar azaldığı için
İnsanı,
Ayakta kalan ağaçlar
Utanır olmuşlar
Ağaçlıklarından.
Sığınarak demokrasinin ardına
Ve
Kullanarak yine onun adını
Gizli gizli,
Kalleş kalleş,
Acımasızca vurmuşlar hak denen şeyi,
Hukuku
İnsancıklar allah’ından korkmadan.
Pislik yığını olmuş ülkem,
Çöplük çöplük parsellenmiş,
Pis, pis,
Dayanılmaz kokular yükselmiş,
Doğanın bile gücüne gitmiş ki
Bu kadar pisliğe
Çok kar gerekirdi
Geçici bir süre bile olsa
Gizlemek, örtmek için.
... Ve yağdı işte,
Örttü.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 05.01.2002, Saat: 01.00


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:34 AM

ÖLÜME ÖZLEM

Yanan mum gibi tükenen,
Sönen,
Kötürümleşen bir hayat...
Ölmek istiyorum.
Ölümün arkasında
Rahatlık veren bir toprak,
Asırlarca,
Dünya durdukça
Sakin bir uyku...
Bilmem
Gönlüm huzur bulur mu?
Ölmek istiyorum.
Yıkılıp kalsam dizlerinin dibinde,
Uzanıversem yol boyu,
Kara bir toprak olsam...
Tanrıdan tek dileğim,
Bütün istediğim bu;
Buna
Taş kalbin razı olur mu?
Ölmek istiyorum.
Gözüm yok
Milyonda, milyarda,
Apartmanda, yalılarda, sarayda...
Ah! ... Ölüm! ...
Bir milyoner olmak ister gibi
İstiyorum,
Bütün arzulananları,
Seni ister gibi
Ölmek istiyorum...

Süleyman SAYLAN
Denizli, 09.11.1963


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:34 AM

ÖLMEK İSTİYORUM.

İnsancıklar,
İnsanlara olan saygılarını yitirdi.
Bu anamdır, babamdır,
Bu karımdır, kocamdır,
Büyüğümdür, atamdır demeden
Aşağılayıp, çemkirdi...
Yazık ki, ne yazık!
Eyvah ki, ne eyvah!
Beni hep bu küstahlıklar kahretti,
Bitirdi.
Onurumun sırça sarayı
Pervasızca parçalandı,
Kanını görmediler ama yüreğim yaralandı...
Gündüzümü, gecemi
Heder ettim boş yere,
Harcadım yıllarımı,
Almadan vere vere...
Gücümü tükettim artık yorgunum,
Kaldıramıyorum,
Çekemiyorum bile bile.
Böyle sömürülmeyi,
Sömürgenleri istemiyorum...
Benim bir adım,
Şanım, şerefim var
Onur duyduğum...
Dünün bebeleri,
Edepsizler,
Kendilerini bir bok sanıp
Onurumu çiğnemeyi,
Ayaklar altına almayı denediler.
Bıraktım dünya onların olsun,
Bu utanç verici insancıklardan
Kaçmak gibi olmazsa,
İzninizle
Ölmek istiyorum.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 19.07.2000 Saat: 01.55


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:34 AM

ODALAR

Kalbimde
Kat, kat
Sıralanmış
Odalar...
Her birinde
Hayallerin var.

Süleyman SAYLAN
Denizli, 08 temmuz 1964


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:34 AM

KARA ÇANTALIM

Eskittiğim yılların ötesinden;
Dalından koparılmış,
Sararıp solmuş,
Yaprakları kurumuş
Güller
Getiriyorum sana
Kara çantalım! ...
Saçlarımda kar taneleri,
Her birinde
Yitirdiğim yılların izi...
Dudaklarımda;
Eski aşklarımdan arta kalan,
Suyu çekilmiş denizlerin tuzu, tortusu,
Belki
Bir kaç damla kan
Var
Kara çantalım! ...
Ferlerini kaybeden gözlerimde;
Akıtamadığım,
Denizler dolusu gözyaşı...
Uykusuz *******in
Solukluğu yüzümde
Sana geliyorum
Kara çantalım! ...
Takatsizim, dermansızım, çaresizim...
Dudaklarımsa;
Esrik rüzgarların şiddetinden
Kavruk, kavruk,
Çatlak, çatlak...
Ama
Bütün güçlü mısralarım,
Ama
Saatlerce,
Sessiz ve karanlık boşluklara saptanan bakışlarım,
Ama
Ellerimdeki terlerde akıp giden,
Eriyen saniyeler
Hepsi,
Hepsi senin için
Kara çantalım! ...
Sen, kara çantalım;
Bütün organlarımı felç ettin,
Özgür düşüncelerime,
Sensiz sevilerime
Set çektin
Ve beni
Kendine malettin
Kara çantalım! ...

Süleyman SAYLAN
Denizli, 01.12.1965


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:35 AM

ÜÇ ODA VARDI...

Üç oda vardı bir zamanlar,
Kaçamak seviştiğimiz...
Her sevişmek isteyişimizde gittiğimiz.
Şimdi,
Aşkımızın mezarı oldu oralar,
O yanyana üç odalar.
Ölüm sessizliği içinde
Yeniden dolaşıyorum bir bir...
Sanki her biri insafsız birer kabir.
Yaşamak;
Çekilmez bir ızdırap,
Bir damla votka, bir bardak şarap...
Yağıyor üzerime,
Öldürücü anılar sağanak sağanak...
Bu mu hayat? ..
Hatırlar mısın,
Üç oda vardı bir zamanlar,
Kaçamak seviştiğimiz...
Her sevişmek istediğimizde gittiğimiz.
Şimdi,
Aşkımızın mezarı oldu oralar,
O yan yana üç odalar.
Orada şimdi,
Zamansız öldürdüğümüz
Aşkımız yatar.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 04.12.1970


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:35 AM

IŞIK IŞIK PARLIYORDU...

Yanağında var gamzesi,
Akıl alır eder deli,
Kardan aktı pamuk teni
Işıl ışıl yanıyordu,
Işık ışık parlıyordu.

Parlayan bir güneş gibi,
Tarlalarda başak sanki,
Karda açmış kardelendi
Işıl ışıl yanıyordu,
Işık ışık parlıyordu.

Lekesi yok nar çiçeği
Uğur sunan şans böceği,
Gözleriyle deldi geçti
Işıl ışıl yanıyordu,
Işık ışık parlıyordu.

Tanımsız bir güzeldi o,
Her görene emeldi o,
Dünyalara değerdi o
Işıl ışıl yanıyordu,
Işık ışık parlıyordu.

Süleyman SAYLAN
İstanbul, (Büyük Tarabya Oteli) , 23.04.2001 saat: 19.55
(Not: Bu şiir şarkı sözü olarak yazılmıştır.)


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:35 AM

İSTEYEREK...

Sevdan çaldı kalbimi sessiz, sakin, ansızın;
Esir oldum ben sana gönülden, isteyerek.
Vurgun yemiş gibiyim, içimde saklı sızın...
Çekilir iliklerim yüreğim titreyerek...
Masum sanma suçluyum; tutuldum isteyerek.

Ağlasam çare midir, aşkıma gözyaşlarım?
Tutkulu sevdalarda senle dolsun günahım,
İsterse o günahım yılları kurban alsın;
Yeter ki yakıp geçsin, ruhumu inleterek...
Masum sanma suçluyum; tutuldum isteyerek.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 18.01.1994, saat: 21.50 (Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:35 AM

İSTE SANA TAPAYIM

Bukle bukle örgüsün,
Yüreğimde arzusun,
Anlatılmaz duygusun...
İste bir mum yakayım,
İste sana tapayım.

Başım sana yaslansın,
Duygularım kabarsın,/ıslansın,
Yıldızla ay kıskansın...
İste bir mum yakayım,
İste sana tapayım.

Cümle alem öğrensin;
Anlatılmaz güzelsin.
Allah bana güç versin...
İste bir mum yakayım,
İste sana tapayım.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 24.11.1990, saat: 01.29 (Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:35 AM

ERKEN ECELSİN.

Seninle açmayan çiçek yaslıdır,
Elini tutmayan yürek paslıdır,
Seni görmeyen kördür, şaşıdır...
İnan ki düşlerin güzeli sensin.

Lekesiz, kar gibi düşler içinde
Savrulur yürekler seni görünce.
Akşamı görmesin sensizse gece...
Kalpleri hoplatan suskun güzelsin.

Akılsız sayılır seni sevmeyen,
Ruhsuzun tekidir gönül vermeyen.
Yolları cennete doğru çeviren
Allah'ın takdiri, erken ecelsin.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 10.05.2002, saat: 01.50


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:35 AM

AŞKIM SENİ DEĞİL...

Sana dünya dolusu sevgi verdim ben,
Esirgedin birazcık ilgiyi benden.
Karşılıksız sevmeyi bile bilmeyen,
Daha uzun yıllar anlamaz sevgiden.

Son sevgilinle mutlu musun bilemem?
Aradıkların onda vardır diyemem...
Dönme sakın geri, göz yaşını silmem,
Her yeni sevgili, bal alacak senden.

Ürkek yaşamak, korkmak senin kaderin,
Daldan dala uçan zavallı serçesin.
Seni korkutan, benim bu büyük sevgim...
Bırak gözyaşı olup kalbime aksın,
Bırak, aşkım seni değil, beni yaksın.

Süleyman SAYLAN
Ankara 08.07.1994


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:36 AM

AŞIKTIR

Gecemi süsleyen rüya perisi
Sadistçe zulmeder, çıldırtır beni.
Gözleri denizin dingin mavisi...
İnleyen yüreğim ona aşıktır.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 31.01.1997, saat: 23.10


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:36 AM

AŞIĞIM YÜREKTEN...

Buğulu bakışın kalbimi deldi,
O çağla gözlerin aklımı çeldi,
Yüreğim eridi, aktı, tükendi...
Aşığım yürekten, tutkunum sana.

Sapsarı saçların, bembeyaz tenin,
Büyüledi beni hüzünlü sesin,
Saniye görmesem, bende tütersin.
Aşığım yürekten, tutkunum sana.

İçime sindin sen, söküp atamam,
Kalbime yerleştin, yoğa sayamam,
'Hayır' deme sakın, sensiz yapamam.
Aşığım yürekten, tutkunum sana.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 27.04.01993 saat: 20.20


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:36 AM

… AŞIĞIM SANA.

Ay aydını sanki çağla gözlerin,
Erir yüreğim bakışlarında...
Şarkı nağmesidir tatlı sözlerin,
Elimde değil ki, aşığım sana.

Eğilip önünde kalbim diz çöker,
Şu ihtiyar ruhum bir an sendeler.
Lanet gibi kara bütün *******...
İçimde yangın var, aşığım sana.

Masumca kapıldım, görünce seni,
Sanırım ölürüm, alsam buseni…
Zindanlara atma sakın köleni…
Gönülden tutuldum, aşığım sana.

Ürperir tenimde güçlü arzular,
Limanları yakar beni sorgular.
Elimde değildir, gönül arzular…
Ruhumu hapsettin, aşığım sana.

Süleyman SAYLAN
İzmir 09 Ağustos 2004, Saat: 01.28
Şarkı sözü olarak yazılmıştır.


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:36 AM

ARTIK SENİNİM.

Karşıma çıktın da bir melek gibi;
Duyguyla titriyor şimdi bedenim,
Kanat çırpıp uçan kelebek gibi...
Dileğim, meleğim, çakırım benim.
Kalbimi kaptırdım, artık seninim.

Dünyama can verdin, açtı çiçekler,
Arılar bal yaptı, doldu petekler.
Aşkınla dolan bu yüreğim tekler...
Dileğim, meleğim, çakırım benim.
Kalbimi kaptırdım, artık seninim.

Hayatım yalanmış, seni görmeden,
Nasip almamışım gerçek sevgiden.
Uçup gitmiş yıllar... ne gelir elden?
Dileğim, meleğim, çakırım benim.
Kalbimi kaptırdım, artık seninim.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 05.05.1993 saat: 23.50


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:36 AM

AMAN DİKKAT

Aşkın için koşup geldim,
Yüreğimi açıp geldim,
Kanatsızken uçup geldim;
Kovma sakın aman dikkat,
Canım dikkat, yavrum dikkat.

Gündüz bile düşte gördüm,
Gönlüm boştu senle ördüm,
Duygu dünyam sırça köşküm...
Kırma sakın aman dikkat,
Canım dikkat, yavrum dikkat.

Aşk bahçemde tomurcuksun,
Mutluluktan uçurursun.
Ömrüm senin kulun olsun...
Solma sakın aman dikkat,
Canım dikkat, yavrum dikkat.

Aşkın kafes, kalbim kuştur,
Şarap içti, çok sarhoştur,
Avaredir, başı boştur...
Salma sakın aman dikkat,
Canım dikkat, yavrum dikkat.

Ezberimde şarkısın sen,
Dilden düşmez türküsün sen,
Ömür boyu benimsin sen.
Kaçma sakın aman dikkat,
Canım dikkat, yavrum dikkat.

Sardı beni sonsuz aşkın;
Bölük pörçük uykularım.
Kalbim oldu oyuncağın.
Bozma sakın aman dikkat,
Canım dikkat, yavrum dikkat.

Yoktur eşin, bir benzerin;
Sen benimsin, ben de senin,
Gel nazlanma sevişelim...
Yorma sakın aman dikkat,
Canım dikkat, yavrum dikkat.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 07.09.1993, saat:15.00 Şarkı sözü olarak yazılmıştır.


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:36 AM

YETİŞ DERVİŞ...

İlkçağlardan geldik biz,
Memur sanma, köleyiz.
Ezilmekte lideriz...
Yetiş Derviş, haydi koş.

Şimdi memur köledir,
Çayla simit çok gelir,
Emeklilik ceptedir.
Yetiş Derviş, haydi koş.

Ballı börek istemez,
Çocuklarım et yemez.
Öldürsen de farketmez...
Yetiş Derviş, haydi koş.

Derviş baba peynir al,
Bize ekmek, zeytin al.
Aman gitme, sen hep kal...
Yetiş Derviş, haydi koş.

Hortumcuyu unutma,
Bankaları kurutma.
Sakın bizi kayırma...
Yetiş Derviş, haydi koş.

Biri(?) malı götürmüş,
Bize seyretmek düşmüş,
Memur devlete küsmüş.
Yetiş Derviş, haydi koş.

Okul, kitap yok dedik,
Çocukları fişledik,
Okuyupta bok yedik.
Yetiş Derviş, haydi koş.

Emeklilik kapıda,
Geldik yolun sonuna.
Atın bizi mezara...
Yetiş Derviş, haydi koş.

Emekli edin gitsin,
Bu çilemiz bitsin.
Ocağa incir diktin...
Yetiş Derviş, haydi koş.

Sonumuz geldi bizim,
Açlığa ettik talim.
Size kalsın vebalim...
Yetiş Derviş, haydi koş.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 22.03.2001 saat: 08.30
(servis otobüsünde)


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:36 AM

ÇAKMAK ÇAKAN ÇAKIR GÖZLER

Çakmak çakan çakır gözler...
Duygu kokan aşklı sözler...
Seni seven kalbim özler...
Gönül verdim, seviyorum,
Günden güne eriyorum.

Bakışıyla vurdu beni,
Aklım’aldı beyaz teni,
Yanağında gamzeleri...
Gönül verdim, seviyorum,
Günden güne eriyorum.

Defter, kalem, yazar oldum,
Yar peşinde gezer oldum,
Bakışını sezer oldum...
Gönül verdim, seviyorum,
Günden güne eriyorum.

Bir çaresiz derde düştüm,
Sevgi diye hasret içtim;
Kavuşmazsam deliririm...
Gönül verdim, seviyorum,
Günden güne eriyorum.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 26.11.1990 sAAT: 19.50


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:36 AM

KANLI GÖZYAŞLARI

Savruk düşüncelerimde seni;
Ezeli düşlerden doğan
Ebedi düşlere,
Gönüllerden başlayan,
Gözlere akan,
Gözlerden başlayan,
Gönülleri yakan
Bir aşkla seviyorum...
Bir zırnık düşünmezsem seni;
Alıp götürüyor,
Öldürüyor,
Kan çanağı gözlerimden
Sensizliğime dökülen
Göz yaşlarım beni.
Kımıl kımıl süzülüyor
Ecel terleri gibi...

Süleyman SAYLAN
Denizli, 23.08.1965


Süleyman Saylan

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:37 AM

DÖRT DUVAR

Dört duvar arasındayım;
Işıklar sönük,
Karanlık kör,
Kör karanlık baktığım her yer.
Ruhumun aksi vurmuş
Bu dört duvara...
Beyazdı eskiden bu duvarlar,
Seni sevmeden,
Sensizliği tanımadan,
Ayrılığı tatmadan önce.
Dudaklarımda
Öpülmemişliğin çatlakları,
Hıçkırıkların bıraktığı
Kan izleri...
Ağlıyorum saatlerdir
Sessiz sessiz,
İçin için,
Görmesinler diye sindiğim
Dört duvar arasında.
Şu,
Ocak başındaki
Boşalmış içki şişelerinde,
Yuvarlanıp kırılmış kadehlerde
Senden anılar var
En can alıcısından,
En arsızından.
Havayı kirleten
İkinci paketin
Son sigarasından yükselen
Dumanların kiri,
Dört duvardaki
Bu kara oyuklar
Hırsından kuduran
Beynimin çaktığı
Yumruklarımın izi...
* * *
Yağmur alabildiğine hızlı
Dışarda,
Saatleri yavaşlatmaya çalışıyor
Sabah olmasın diye,
Sanki
Görevi gibi.
Sobanın
Bu kaçıncı yanışı,
Kaçıncı sönüşü,
Yüreğim zaten alev alev
Ya da
Buz gibi...
Kırık aynamın üstündeki
Kara çizgiler var ya;
Onlar
Saçlarımın dökülen son telleri.
Adını
Bu tellerle de yazdım
Kırık aynamın üstüne,
Resmini yaptım bilinçsizce;
Karaydı gözlerin,
Saçların da öyle
Kömür gibi,
Alabildiğine...
Ruhum sana teslim olmuş
Esmerim,
Benim ruhum
Bu sıvaları dökülmüş
Dört duvar...

Süleyman SAYLAN
Denizli, 26 aralık 1965


Süleyman Saylan


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:02 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.