![]() |
Anladın mı?
Gunun pırıltıları yansıdı sabah sabah Saçlarımda gördün mü? Kızıllığı yüzüne vurdu gün gün Hiç aynaya baktın mı? Sen zeytin tanesini Hiç sevgilinin ağzından tattın mı? Yollarda giderken Söyledigim sarkıları duydun mu? Her çayını içişinde beni sardığını parmaklarının Bildin mi...? Yudumlarındaki lezzetimi tattın mı? Anladın mı? tadımı... Anladın mı? Nevin Kalafatoğlu |
Anlamsız kavga
neden neden beş mevsim beni istersin benden ben oysa bir gecelik biriyim belki ömür tüketen bir fani belki bir zevk-Ü sefa dilberi belki bir hiç kocaman bir yıldıza uçuveren bir melek gibi belki bak bir siir yazdım sana başima çalma çalma.. ben sana şöylesin böylesin diyecek değilim elbet şiir yazıyorum havamı bozma bozma imgelerimi yok etme sakın saçmasapan seylere kızma kızma şiirim sensin benim gönlüme düşüveren güllerden belki birisin bense şairim belki nedir bu kavga 28.03.2003 Nevin Kalafatoğlu |
Antalya seni seviyorum,
Hava cok guzel bugun Balkondan seyrettim bu sabah Dağları Gene suslenmistiler benim için Gelin gibiydiler Kollarımı uzattım Duvağinı actım dağların Gulumsediler Deniz Ayaklarını islatıyordu gelinlerin Oyle.. zarıftıler Simdi ask zamanı geliyor Akdeniz Heyecanlı Dağla denizin vuslat Zamanı geliyor Dunyayla Bulusmak zamanı ruyalarda Bu gun Nevin Kalafatoglu 07.05.2003 Nevin Kalafatoğlu |
Antalyan'ın gönul gozu,
Beydağları, laradan baska, konya altından baska, doner kuleden bambaska, meltemden de bir baska, seyrederken dusunurum, acaba goren kaç kısı! tanıdığım dısında, sevindim, Bir cay bardagında ki kızıllığı, dağların ardında yakalayan goz, merhaba.... bulutlara merhaba. denizden, yuruyen morlara, ufka doru kosan kizillara, goren kalp baska, görebilen göz işi zor zanaat bakabilmek dunyaya uç bes kisi olsada gonullu göz baska... 12.03.2003 Nevin Kalafatoğlu |
Antika Duygular Satıyorum
siz kim biz kim duygularımı pazara çıkardım alan kim satan kim kaç paralık belki beş paralık belki fiyatı yok isteyen çok ama bende satılık duygu yok antika duygular satıyorum fiat biçebilen yok... Nevin Kalafatoğlu |
Aralıktan 1’e
yağmursuz bulutlar kapladı önce mavisi kayboldu semanın döndü griye sisler yasını tutar gibiydiler gelecek günlerin dağlar bir şeffaf, bir eflatun, bir karanlık her şeyi yaşadık, terör, savaş.,iktidar, güç, egolar ve gelen travmalar krizler yaşadık hep beraber bu son ayı geçen senenin, son günü, Aralık bende senin gibiyim hepsi üzüntülerimin, sevinçlerimin temizliğini istedim ruhumun derinliklerin de hüzünlendim, ağladım, gözden geçirdim yine yağmurlu bulutlar kapladı gene yıldırımlar ve fırtınasız,yok olan zaman faturasını ödedik bir hayatın beraberdik geçmişte kaldı kötü olanlar güzellerini ayırdı temizledi yağmurlar doğam ve ruhum kanatsız bir yavru kuş gibi şimdi sevinçlerin yılı geliyor Antalya kokusu burnumda... turfanda nergislerle,kasap karanfilleri ile girdim yeni yıla günün son nankörlüklerini koydum kenara resimler konuştum şiirler okudum mutlu oldum 1 ‘in gün ışıklarında.... nergis kokuları ile uyudum. 01.01.2004 Nevin Kalafatoğlu |
Ardına Bakma GAKLA
bırak onu acının özgürlüğüne seni tutukladığını sanan sersem bir kargaydı o uçsun uçsun ve ötsün sadece gak diye düşsün en güzel peyniri hayatının yenilemeyen gurur parçasında yıllarının hoyrat geçecek yine hayat verimsiz bir tarlada tutuklamışlar diye üstelik farkında olmadan sinsi ve mertçe üstüne çulllanan geçmiş para ve yaşam garantisiyle geleceğinde bir doğurgan hizmetçi elde bir de yosma koca memeli akıldan yoksun olsun ne fark eder ona sadece vermeli ardına bakmadan adam gak demeli gakla ölmeli al sana yaşam Nevin Kalafatoğlu LARA /15 OCAK 07 Nevin Kalafatoğlu |
Armağan
dudakların bir ateş öpüşüm bir serinlikti sana kadehteki mey kıpkırmızı bir meydi ama oldu kor bu.... kor bu ateş yaktım seni benimdin bana küllerimiz karıştı bak... bu öpüş neydi bu bir aşk aşksa ateşti yaşandığı anlar hayal küller ve dumanlar gerçek sen ben ve buse anlarımız istediğin serinlikti benden aldın ateşli küllerimi kaldı yanık izleri senden uzakların saf buseleriydi sana armağanım. 12.12.2003 Nevin Kalafatoğlu |
Ask kalemine ağııt
1. ben bir koç burcuyum... hersey dibine kadar yasanır hayatımda.... bazen canım sekerek yurumek ister yollarda... bazen surunurum. coğu zaman gunesi ozlerim. bulutlar ağlatır beni. deniz ozgurlugum tekneler kurtulus simgem, benim. birgun binip bir tekneye tek basima, ufka gidip, gunese varacağım sarılıp o na kizilların icinde yok olacağım... siirlerim kalacak... birgun baska bir asık kadın okuyacak, kendini bulacak... hayatının siiirlerini ve kendi tekrarını yasayacak, hep yanlız olarak. bu siir, tum asklara kalacak. 2. koç bir adam, yıkık asklarını dusleyecek, gunlerin *******inde, siirler yazacak kalemiyle, laleler sulayacak acsinlar diye. kalacak sayfalarında isyanlar kitapların, kavgalar benliginde, cinayetler isleyecek yureğinde... ben onun siirlerinden, acılarının, hasretlerinin, ozlemlerinin, parçalarını bir koyda, cakıltaslarına birakacagım. dunya donecek yıldizlar değisecek, kulaginda, unutulamayan bir sozcukle. adam, siyah saçlarıni sivazlarken, gunesin denize vardığı zaman, sahilde, benden bir armağan bulacak, dudaklarında huzunlu bir tebessumle. lalenin bıraktığı armağanları cakıl taslarının içinde. hatırlayacak... olimpos'ta sonsuz atesin sıcaklığını, vucudunda hissettigi anlari. gunese bakacak uzun uzun, gunesin kendisini cektigini, anlar gibi olacak, laleli kadınını... hep, hep orada olacağım, . o an bir meltem estıreceğım denizden yayılacak askın kokusu yazacak orada bir siir içinde ben olacağım. 28.03.2003 Nevin Kalafatoğlu |
Asude Kalem
gözlerindeki sevgi dolu bakışları saklamazdı ve öfke anlarını delişmen saklamadı ve saklayamazdı kararlı bir okadar yaralı düşlerimi tetikleyen cözümleyen yorumlayan barışık akıl küpüm ince nişli işlemeli eylemlim asude senin yazılan mektupların anılar ve inci gibi yazın sen ben gibi duygularının tutsaklığını kitapların ve saksıdaki çiçeklerin gözlerindeki derinlikleri anlayamayan adamların ağırlıklarını taşımamalısın benim gibisin bırak at..... kaderdaşım asude kalemsin sen kadın adın vefakar asumanım can dostumsun kalemin al yazın altın olsun varoluşuna amin dediğim Sevgili Dostum Asuman için (asude kalem) Nevin Kalafatoğlu |
Aşk Bitti
Gene Akdenizdi gece Sıcak bir meltemin esintisine mahkum öylesine Gözlerim kaplı seninle Mumların esaretine ve titrekliğine tutkunken Aşk bitti aniden Aşk neydi? Sorduğumda kendime Başlayan bir şarkının Saklanmış sözcüklerinde Kaçamak duyguların uçuşan gölgeleriydi Aşk… Ve zaman Özgürcesine uçmaya kanatlanmak Bitişi tutkun bir rüzgar gibi miydi Gökteki yıldızların altında Duygularımızın suniliğindeki havai fişeklerdi patlatığımız oysa Kelebek miydi? Yüreğimin içinden çıkamayan Hapsolmuş bir kozaya örülmüş ipeklerin içinde uçamayan Aşk Senin kölen olmalı mıydım aslında Akdeniz mavisine büründüğünde gece Dolunay Eylül pırıltılarını salmıştı sulara gene Piyanonun sesinde eskimeyen şarkılardı aşk Aşk Yüreklerimizin içindeki sonsuz susuzluk Aşk Gözlerimizde Sonsuzluk kadar yakın ve ıraktı Bir o kadar ışık yılı uzaktı Şarkılarımızı sabah güneşine gönderdik sensiz gene Aşk Ellerini özledim Yüreğimin sesin de, saklısın asırların esaretinde İçimde bir aldatılmışlık duygusu Biraz karabiber Tuzlu ve acısın gene Yanık kokusu burnumda Uzaklardan dağılmakta rüzgarların koynunda Yalvaran bir giz duygusu içimde paramparçalıklar Sessizce gitmişliğin tutkusu ve sessizliğin aldatan duygusu Bir kadın kokusu Aşk Ben seni terkettim yine İçimde sonsuz yılların korkusu İncinmiş bir serçe kalbi yüreğim küskün ve biçare Avucuma kustum seni, hazmolmamış romantizm gibi ağrılarımla İçimde gene irin kokusu Aşk Yolsuzluğun en büyük iktidarısın ölümcül varlığında Adaletin en nankör günahkarı ve aldatan bir şarkısın sen, aşksın Sen yoksun, çiçeklerin tohumlarında bile suni döllenme Bilmeyenlerin yüreğinde maskara Gözlerinde yakalanmayan, ışıksızlık çemberinde raksedenlerdesin karanlık Suni gübre gibisin aşk, bazen bir tabletin içinde suskun AŞK BİTTİ 10.09.2006/LARA Nevin Kalafatoğlu |
Aşk Çayı
harika bir çay ince belli bardak içinde aşk demlenmiş dinlenmiş yanında çörek... birazda börek kuki...kek ballı dudak tatlı içilesi bir aşk ince belli bardak sıcak aşka aç sevdaya tuzak ay aman ay ne biçim şey bu çay... sevgilim bu harika bir aşk..... 12.12.2003 Nevin Kalafatoğlu |
Aşk Çocugu
Sevgi... Doğmadan ben.. yüreğime düşmüş.. Aşk çocuğu olarak doğmuşum. Bütün evren minicik kalbime dolmuş, Büyümüsüm... Sökmek için sevgimi... nefretin kol gezdigi anlarda... Çırpınmısım dalgalarda. Sevilmişim ölesiye... Arkamı dönmüsüm. Sevgi... içimde köksalmıs kanatmısım... Gitsin diye... Başaramamısım... Teslim olmuşum sonunda, Sevgiye... Bir aşk cocuğu olarak doğmuşum... Askın gücünü farketmisim icimde... Yasama nedenimi uçtebir asır ertelemisim! Çirkinliklere set çekmişim... Güzelliklere göz gezdirmişim.. Doğayı ezberlemisim... Insanları izlemişim... devirmişim kitaplari.... Bakmanın sevgisiz, Görmenin aşksız... Olamadiğina ermişim. Mor olmuş yüreğim... Al olmuş gönlüm.. Sesim... erguvan olmuş Sevgim eflatun... Kalemim gece.. Yazmışım... yazmışım... yazmışım... 01.09.2003 Nevin Kalafatoğlu |
Aşk gibi
Aşk gibi aşık gibi dert gibi ilacın olam sen gibi ilaç gibi derman gibi aşk olam aşk gibi derman meşk gibi ilaç bilmek gibi aşk gibi yoluna kurban olam 01.04.2004 Nevin Kalafatoğlu |
Aşk kuşlarına...
kalbimi alıp kaçan... sakamı... kanaryamı.... bülbülmü..... yoksa avucunda bir muhabbet kuşu mu.... sana çapkın bakan veya kırılgan bir melek... bak dikkat et....... yoksa uçuverecek... 30.11.2003 Nevin Kalafatoğlu |
Aşk Nerede
ahhhh gonlüm... şarkılarda.. ahhhh ruhum....kapılmış rüzgarlarda... ahhhh benliğim.... nerelerde... her an... seninle... sensizliğinde... ahhlarım... ağlarım.... rüzgarım.... ateşim..... suyum... küllerim....kum taneciklerinde... deryanın... dünyanın... mevlamın... emrinde... ahhh... kayboldum.... derinliklerde.... aşk nerede... ben nerelerde...... 30.11.2003 Nevin Kalafatoğlu |
Aşk üzerine yaz sıcakları
bana sen aşk yaz demişti yakışıyor aşkı yazmak yüreğine evet öyle ben aşk yazmalıyım her zaman yakışmalı yüreğime velakin aşkı yaşatmak ne kadar zor bilsen gülücüklerim yetmiyor kendime aynada gülümsiyen suretim maske bir de sor yüreğime ne anlatacak kimbilir sana bilemiyorum bak bana ve dal gözlerime içindeki dipsiz kuyu niye diye sor kendine bul artık anlatmıyorum artık yazamıyorum anlarsın diye çırpınıyorum boğuluyorum yoruldum bana hep aşk yaz demiştin ya artık yazamıyorum anılarımı anıp korkuyorum korkuyorum korkuyorum dürüst ol kendine seni sevmek için çarpıyor yüreğim sadece kendi kendime ağlıyorum 10.07.2004 Nevin Kalafatoğlu |
Aşk var
Ferhat korksaydı eğer... Aslı'yı öldürürdü keder... başka seyler.. var.. korkma...duygular.. bambaşka yetmek için aşka ...........uzaklar yeter seversen eğer.. aşk var 7.12.2003 Nevin Kalafatoğlu |
Aşk ve Armoni
içinde hayatların en derin çizgileri renkleri mavi renkleri leylak pusular kuran sabah sisleri tutuşan bir melankoli bitmeyen bir senfoni sen bir peri gözlerin iri gözlerin derin içimde tüm saflığını yakalar gün ışıklarının izleri yüreğin bir yanardağ sessiz uyuyan senin sabah mahmurluğunda doğan güneşin sıcaklığı gibi nefesin tabela tabela yazılar geçer uzaklaşırken sesin kulaklarımda hala geceyarısı ezgilerin söyle sevgili senden uzakları anlatır kilometreler hain hain ahhh uyuyan dağlar morarır gün doğumları gözlerimde seni benden alır akşam izlerinde bir yorgunluğa güllerin kızıllığına karışır kokun amber bir gitar sesine karışır delikanlılar sahilde salınır bedenler deniz sesini taşır yakamozlar ay ışığına götürür... dağlar uyur ben uyumam... şarkını dinlerim kulağımda fısıltılar... içimde bütün Akdeniz aşk ve armoni... Nevin Kalafatoğlu |
Aşk, Dağ, Deniz Ve Kekikse
Kekik kokularına takılı bir şiirde, Dağlar, bekleyin aşkı dedi gönlüm birden Akdenizi okşamaya gelecek içimdeki kış Soyun şimdi şehir, çırılçıplak dök eteklerini Kirini at sağanaklarda zil çal ve oyna Yıkan da, bahar bahar bana bak Çığ yerine akan topraklar üstüme üstüme Yollar cehennem erozyonunda mezar Üstüme düşmesin bin bir yaprak bin bir kozalak Yağmur yumuşaklığında gevşek şimdi aşk Gözlerimde nemi kışların ve gelecek baharların Şimdi Akdeniz buz mavim, bense deniz gibiyim Kok kekik kekik Yıkan dalgakıran, çöpçatan,çağla dalga dalga Dağlarına kar yağmış morlarının Akdeniz pür taze gelin, eriyor mum çiçeklerin Saçların kardelen Kekik kokan ah vah,delirten dudakların Aşk zamanlarının bereketi gök deniz Yağmur gibi yağıyor yağmur çamur Döllendi gene kır toprakların, dağların bekar Kokacak portakal çiçekleri mor kadın Kekikler açacak bahar gelişlerinde Hasret ve ölümsüzlük sunacak kekikli dudakların Başka başka dağların zirvelerinde Sen susacaksın sus konuşacak Ve aşk 31.01.2005 Nevin Kalafatoğlu |
Aşka Aykırı
duygularında durağan olan itiraf etmediğin sakıncalar suskunluğun aşka aykırı içindeki fırtınalar vişne tadında bir dokunuş bağırmakla yalvarmak arasındaki duyguların aşka aykırı arzularınla olan kavgan gururundan biriktirdiklerin iç geçirmelerin özlemlerin ve özlemsiz gözlerin dokunmaların aşka aykırı aşk aykırı ya da sen 06/03/2005 Nevin Kalafatoğlu |
Aşkımız Bir Küheylan
ah anlar ne kadar ağır geçmiyor zaman içimde binbir türlü heyecan hey e can geliyor toz duman gönlüm toz duman geçmişten süzülen tertemiz aşktı anlattığın aşk geliyor yollar bitmiyor anlar bitmiyor sen geliyorsun ve ben bekliyorum biz olmak geliyor içimden sana şimdiydi bu aşkın zamanı belki deneniyoruz heyecan sen can ben can olunca sevgilim aşkımız bir küheylan Nevin Kalafatoğlu |
Aşkın Öbür Yüzü
Canının yandığını biliyorum aşk Neşter izinden acıların var Sakladığın yüreğinin rengi Benim ki mor bilesin Alev almış duygulardan arınmış Şarabi bir tutuklu gibi Ölüm sancılarını saklıyor içinde Ya da yok olmak aşk varken Çevir beni tersime Düşün ve düşle dersin İmgelerden ürersin aşk Şimdi Bir küçücük melek kondu konuverecek Elinde mor bir menekşe Tütün kokulu bir ev Sevmek kalp ağrısı tersine Yoksa ölmek mi duygusuzl Kaçamak yiğitlik mi huysuz İki adım da özgürlük demek değil Aşk sa tam tersi Öbür yüzüne bakmak yüreğin Rengine varmak belki de Ruhum tutuklu olmalı aşka Işık süzülür gün gün denize Ki her bahar gök patlar Akdeniz’de Nurların döküldüğü ışıklarla yunarsın Çevir beni tersime Düşün ve düşle dersin İmgelerden ürersin aşk Şimdi Bir küçücük melek kondu konuverecek Elinde mor bir menekşe Aşk iki yüzlü bil… 07.03.2006/LARA Nevin Kalafatoğlu |
Aşklı Hüzün
saatler sabahın yüzüne vurdu kapı gıcırtısı bütün sokaktan duyuldu ölüme gider gibi süzüldü beden suyla duruldu üşümüş bir yakamoz düştü önüne önüne titrek limanda dolaşan adam sarıldı sevgilisine sevgi gene yok oldu uçtu kollarından bir peri aya kondu mor bir ışık döküldü üstüne üstüne bir kanat sesini beklemesine anlamsız bir hilalin sesine hüzün kondu adam aşık bir su perisine sabahlar saatlerin günü oldu kapının kapanmasıyla gonklar vuruldu sokaktaki kediler uyandılar birden ötüşemeyen horozlar hüzün... aşk kayboldu nevin kalafatoğlu 30.03.2005 Nevin Kalafatoğlu |
Atamıza
Mavi Bakışlarına Aşik Kadınların Ağıtı gözlerindeki ışıklar maviydi ...........anlamlı uzaklara bakardı o serin...sakin...derin...gözlerin... sana öylesine hasret ki duyularımız söyledıklerin, verdiklerin, hayallerin... yaşanır hayatlarımız güne imza attığın satırların da... gören, anlayan, düşünen kadın kadın beyinlerin sözcüklerle anlatmak mümkün değil gönüllerinin coşkusunu.. Rafet öğretmenin... bugünün kadın dillerinden...annemin...anneannemin... anlatabilmek seni satırlarım da .......feminen özgürlüklerin verdigin sevgin, saygın, desteğin ve adaletin şiirlerde ne mümkün... delikanlı, altın saçlı, mavi gözlü... yürekli, kahraman..ozan sözlü ......sevgilimiz Mustafa Kemal Atatürkü'müz ...önderimiz..ağabeyimiz...babamiz... seni anlatabilmek gökkubeye ... ağıtlarla ne mümkün... koca yürekli...onca kadının... aydınlık gönüllerin türkümüzsün..onurumuz...çocuklarımızsın... . hepimizin... ışığısın geleceğinin... 10.11.2003 Nur içinde yat Atam, cennet mekanın olsun... Nevin Kalafatoğlu |
Ay dolunay
ay seni yaşatıyor bana sevgili yakamozlarla deniz beni uzakları okşuyor ay ışıkları kolların bomboş bilmekteyim hissetmek medcezirlerini bütün denizlerin aşk cığlıklarını evrenin yakomazların çakıltaşlarının tüm şarkıların sesinde baktığım noktadan aydınlıkların yansımasını anılarımın sen ben ve nevbaharın artakalan zamane aşklarından dolunay zamanlarının yarımdan iki karanlık iki ay gelişinden belli mehtap ay dolunay 30.06.2004 Nevin Kalafatoğlu |
Ayna
karşımda tam karşımda bana bakan biri var tıpkı bana benzeyen başımı döndürdüğümü anlıyor hemen bakıyor bana hüzün var yüzünde bir başka yüzün var diyor bana bir başka bakışın var yabancı neden beni izlersin iki gözüm içimi neşe saran anlardan başka o duruşun edanla bana hava atma bana bunu yapma ayna 16.06.2004 Nevin Kalafatoğlu |
Aynam
Neler yaptı diye sordun mu kendine Kocaman bir hiç gibi hayat Ve İçinde inciler, çakıl taşları ve çiçekler olan bir yaşam Ben herşeye boş vermişliğimde zengin Umarsız olduğumda mutlu Yaşamak insanlığıma Acaba nedenleri mi anlar mıydım? Ve neden sizlikleri mi? Gözlerin mor halkalarını sevdim ben Ayna bakışlara yansıdığında Gülümsedim solgun dudaklarıma bazen Alnımın kırışıklıklarını okşadı gözlerim Sevdim o uzaktaki kadını İçtenliğini bildiğim Şeffaflığını örtmediğim Çocuksu neşesini yitirtmediğim Seni sevdim ben Hep ellerini tuttuğum kadın Çocukluğumdan Ayna Ayna söyle bana Kim olduğunu Ben bir küçük kız mıyım? Hergün hoplar zıplar mıyım? Sorar gözler İçimdeki neşem Yarın gene herşeye değer… Ayna sen devam et bana bakmaya… Bakmasam ben ne farkeder... 11 Nisan/2007 /LARA Nevin Kalafatoğlu |
Babalara ağıt...
neden babalar zamansız bazen cok erken gider... neden bırakırlar cocuklarını... her yaş...tan her savaş.. tan hep hesaplaşma yaşatırlar...sevdiklerine neden erkekler ağlamaz.. neden yeterince anlatmaz... neden sağlıklı gıdalar yemez neden sigaraya hayır demez... neden sorumluluk para için... sadece ekmek getirmek değildir bilmez... neden içimiz erir... susmak.........ağır seven için...yapma demek için.... neden cok konuşur...kadınlar... sevdiklerimiz için...niçin... neden neden neden.... kapılar vurulur çıkılır evlerden... bütün bunlar belkide cok sevildiklerinden... babaları.... kocaları... sevgilileri... hiç anlamadığınız... kızınız... oğlunuz..karınız...sevgiliniz... bencil değilde siz ne..... siniz... bırakıp yetim herkesleri. yapayalnız ve sevgisiz... erken zamanlarda gittiniz.. evet erken zamanlarda terk ettiniz... kaldık buralarda sizsiz..........biz 24.11.2003 Nevin Kalafatoğlu |
Babama
Sana nasıl kızardım... gözlerim dönerdi...o anlar isyankar genç kızlıgımda sense başka bir isyankar... cesur....savaşan... yokları var eden mucize adam o günün şartlarında.. beni seyrettiğini ruhunda bilemezdim.. ben senin.. delişken.. asi....duygulu....narin....kızın.. dım beni boğardın matematıklere... zorun da zoru... problemlerle.. ben dans etmek isterken oysa resim yapmak varken doyasıya... delitirdin beni matematik tadında... gözün arkada kalmasın babacığım... demiştin ya bana.... 'hayat matematiktir... beni anarsın ' şimdi anıyorum seni.... gözlerimde.. iki damla yaş... özlüyorum seni... çözdüm bütün problemleri... şimdi ruhum hür... aklım alabildiğine özgür... geçte olsa... sen olsaydın hayatımın baharında.. erken varırdım vuslat'a...... seni özlüyorum.... çok... seni kokluyorum baba.. vazodaki çiçekte.. havada... suda...engin ufuklarda... yokluğun bile varlığındı... hayatımda... seni üzdüysem... bır zamanlar... affet beni.... baba... baba... 11.03.2003 uzun yıllar once kaybetiğim eğitimci babam Suphi Kalafatoğlu'nun anısına.. ruhu şaad olsun... öğrencilerini ve arkadaşlarını sevgiyle... ve hayatta olamayanları rahmetle anıyorum... özeldiler... özel kalacaklar... bu vesile ile... sevgili annemin ve öğretmenlerimin..... tüm öğretmenlerin öğretmenler günleri kutlu olsun... saygılarımla . Nevin Kalafatoğlu |
Bak
bak bir yakamoz izi benim yattığım yatağın gizi bembeyaz hülyalara dalmaktı uyumamak deniz mehtap müzik içimdeki *******ini dolaştım ömrümün bir film gibi geçti anııları mehtaplarımın bak bir ay izi hani sana hep anlattığım işte dokun ona sana yakın bir anda gök yüzü lacivertimsi gümüşle kaplanmışken dünya denizin sesi cağlasın kulaklarında düşün ikimizi 08.05.2004 Nevin Kalafatoğlu |
Bak Şimdi Gülüm Ne Oldu
rüyamdaydın ama hep rüyamdaydın biteviye günler verdiğin güller kimden izin aldın sen neden rüyamdaydın birden gördünmü bak işgal altında artık rüyalarım seninle o sessiz adımlarınla sinsi sinsi beni kapladın uykusuz kaldım gözlerimin altı mor bakışlarım zeytuni sesim erguvan gülümmor kaderim muammam oldun 24.01.2004 Nevin Kalafatoğlu |
Bana aşkı anlat demiştin
anlatıyorum dinle aşk duygudur sevgilim sade ve derin parmak ucundaki enerji belki tenindeki lirik şiir izleri belki bir kadeh vişne şarabı gibi benim için aşk öyle bir duygu ki yok edilemeyen anıların izi en gizemli duyguların seli hani o bahar gibi dokunuşlardaki meltem serin derin ince esprileri zevkin o bazen bir kelebek bir kuş kalp atışlarında dokunuş rüyalarında sadece senin olan kavuşulamayan uzaklar gibidir sevgilin aşk işte böyle bir şey avuç içi çizgisi kaderin ki onun elinden sönmeyen ateş gibi küllenen bazen acı veren bir zehir gibi anlatılamayan ben gibi bilinmeyenlerin denklemi desem inanırmısın..? Nevin Kalafatoğlu |
Bana siir okurmusun,
Sen eskiden dağları severdin... Simdi denizleri mi özledin Hem deniz, hem dağ okuyacağın siir Dağların uğultusu, denizin sesi Bir doğa senfonisi fonda Senin sesinde ki siir ton... ton... siir... siir... bir masal içinde bana gelir... Belki birgun, dinlerim siirini, dalgaların arasında, belki bir gun batımında, yildizlar gokte mehtabı beklerken belki... bir yakamoz pırıltisinda, bir tekne guvertesinde salınarak bir cakıl tası sesinde suya dusen, belki bir orman yolunda, tepeden vadıyı seyrederek... içinde gizli bir siir daha bularak... Nevin Ka 22.03.2003. Nevin Kalafatoğlu |
Bayram da Küçük Kıza Büyüme Hayalleri şiiri
küçük bir kızım ben şiir satırlarında seksek oynayan hoplayan zıplayan bebeklerini kaybettiği için ağlamayan küçük bir kızım ben içimde gözyaşlarını inci yapar biriktiririm ben bir papatya bir inci dizerim satırlarıma billur tanelerinden küçücük bir kızım ben dökülür sayfalara inciler birini bulur şiirler taç giydirirdim papatyalardan Küçücük bir kızım ben kalemi olmayan ıslansın içimdeki duygular aşklar şiirler yalnız ve küçük bir kızım ben hoş görülen ama ayağıma dökülecek bir gün orkideler.. papatyalar şebnem izleri sanki minik bilezikler küçük bir kızım ben öylesine hayal vadilerinde bebeklerini kaybettiğinde bile inci üreten kocaman yürekli küçücük kızım ben.. kadın gibi görünen hiç büyüyemeyen 31.01.2004 Nevin Kalafatoğlu |
Begonvilli Balık...
gönlümün sarhoş yıllarından ayıklık günlerine geçişti....o günler varoldun.....ince...nazik.. sıcak bakışlıydın.. hayran hayran takip ederdi beni adımların yetmezdi.. gözlerin koşardı peşimden... soluğunu hissetmiştim bir gün.. ılık ılık akmıştı içime...yüzyıllar...duygu sellerim.. kutlamıştık kadehlerde... kaçak kaçamak... gafil avlamıştın beni...gece... gönül bahçemde sunamamıştım sana bahar dallarımı... ağlamıştım... deniz kenarında çakıl taşlarına anlatmıştım... ...........................isyanlarımı ansızın kaçmıştım.... uzak koylarına Antalya'nın.. güneşi doğurmuştum... içinde sende vardın.. şaşkın... dın sularında Akdenizin.... sen.... yeni hayatımın... en güzel.. parçasıydın.. Mart güneşiydin....hayatımın... begonviller içinde..... balıktın... 11.11.2003 Nevin Kalafatoğlu |
Beklenen Masal
bir masaldır, gonlumuzde anlatılanlar o masallar ve masaldakı anlar bir yurektir, dolup tasan sayfalara o yurek ki; acılar, izdiraplar, kucucuk mikrobik mutluluklar anlarlar, bu satırları yazanlar sayfalara belkıde hucrelerinde yakaladıkları hazları o hazlar, bazen mutluluk, bazen acı, bazen yara, meyvelerini verir yazılan satırlara. satırlar, o satırlarda ne anılar vardır biteviye hatıralar bir omurdur yasanan, anlarıdır yazılanlar umutlar, mutluluklar, gokteki yildizlar biten gunun batımıdır, parlayamayan gunesin, kızıllasmadan batar onlar 2. beydağları yaslar içindeydi, yaslı kadınlar gibi ortmustu tulbentlerini dun bulutlar yasıydı denizin, dumanlar gostermemisti yuzunun mavisini zinhar bir sinir, bir heyecan, bir telas insanlar beklenen sonun mujdesini anlar anlar anlar gibiydi taksı soforu, komsu kadın, bakkal gulmedi yuzu dun, hep sıkıntı ustunde ve tum dostlar telefonlar, telefonlar, hatır soranlar neyin var nidaları sevenlerden, yurekten ağlamalar Antalya yasını tuttu, beydağları matemini, bu gunler geldiler tutsu yaktılar dostlar, mis gibi kokular burunda biten ask masalının yanık kokusu gitsin dağılsın havadan, yaktılar mumlar meyveler, cicekler, cukulatalar, luzumsuz abartılı hayaller sesti kalan kulaklarda bugulu heyecandı beklenen anlar nereden bilirdi ki bu bir heves, cocukca tasınamayan onca gecmis, gecmisten cikan acı, yok edilen kadın dağ gibi yigilan, dert olmaya kapatılan kutular acıldılar, dokulduler, yazıldılar, ağlandılar uykusuz bir musubetin, bir sapığın bir lafi yıktı tum evreni, tum yureyi, tum masalı, lanet olsun kaderine masalın, nekadar acıklanmıstılar anlatılmistilar satır aralarında, ama genede kor adamlar yiktilar gogu, yok ettiler denizi, yureği tasırdılar gizlenen aslan beklerken, umitsizce derininde bedenlerın titretti, masaldakı ask, depremleri ki depremler depremler bitik olan bir yurek, simdi bedel ister, sozcuklerde yasanan askların depremleri kurban ister, kurban ister, kurban ister, iste butun bir sehir ve arkasındakı dağlar, bilirler masalları ortunurler, olmadık zamanlarda sisleri yasını tutarlar yasanmayan masalın, avuturlar yureği, sıradan tasalar tasalar tasalar gene kırılmistir kristal kalp dagılmıstır parçalar anlatılsa ne yazar. iste hepsi bu kadar......... 04.03.2003 yeni düzenleme Nevin Kalafatoğlu |
Bembe.........yaz
renkler dans eder bazen içimde... gozumu açtığımda açık bir mavi karsılar beni gokyuzunde gerinirim yatagimdan kalkarken...kus sesleri... penceremden neseli bir senfoni... birden renklerin dansi baslar... toprak rengi saksılar.. içinde pembe kırmızı beyaz sıklamen sardunyalar bir yesil sarmasık toplar tonlarını yesilin... duvarda boru cicekleri... bahcenin penceremi acarım turunc ağaçları... yesilde turuncu toplar top ağaçlar uzaklardan beni seyreder sedir camları... yolun kenarında devasa hurma ağaçları palmıyeler diyarı... mavi yesillesir denizde... cakıltasları gri ve gumus tonları... aksam morlasır eflatunlar basar dağları.. bulutlar beyazlasır...pamuk tarlaları... kıpkırmızı bir gunes turunculasır...gurup vakti deniz gumuştur... yakomozlari altınlasır laciverte donusur gun... penceremde...agustos boceklerinin sesi gecelesir gokyuzu... karalasır... canlanan yildizlar...ve mehtap... mujdeler sabahını gecenin... gonlum erguvanlasır... dondugumde ebem kusağım.... renklerin sarhoslugundan, bembeyazlasır... bembeyaz..........lasır... aklasır 25.10.2003 Nevin Kalafatoğlu |
Ben Gece Gece
ben gece gece gece iki hece saymak oda iki hece gün tek hece belki bundan uyumsuzluk ben gece gece sen gece gece sen de tek hece ben de tek hece belki bundan uyumluluk her gece sen benim şiirlerimde ben senin cizgilerinde buluşalım mı? bir film karesinde.. .......'diyordu ki esas adam kültür bakanlığından istifa ettim prag'ı terkettim... neden? diye sordu esas kadın.. sensiz yaşanmıyor dedi.. adam.... gözlerinde sevgi yalvarışlarıyla akamayan yaşlarla'.... kadın yalvarışları öpüyördu gözleriyle ben gece geç gece geç tek hece 28.12.2003 bir çizer dosta.. bir film sahnesinden nedenler... Nevin Kalafatoğlu |
Ben Sevgi Yazarken...
ben kendi derdimde bir garip şair sen gözlerinde arayışlar... kimbilir nerede ben sevgi yazdım onca şiirde... sen beni bilmediysen... ben neylerim sen beni görmediysen... kabahat kimin... ben sevgi yazarken sen aşk peşinde.... Nevin Kalafatoğlu |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 04:40 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.