![]() |
Feneryolu
Bağlandık, İstanbul'un toprağına Aşına, Ev aldık, Oturduk Feneryolu'na Bağdat caddesi, Köprü, Boğaz, Geçtikçe anlıyorum Biz de İstanbul'luyuz biraz Kalabalık insanlar Taş duvarı binalar Tamiri bitmeyen kaldırımlar Fukara dolu varoşlar Hepsi İstanbul'da var Özel, resmi tiyatrolar, Vizyon oynayan sinemalar Beyoğlu'nda barlar Boğazda balık tutanlar Hepsi İstanbul'dalar Gençliğimin şehri Boğazda bir ev Hayallerimi süslerdi Feneryolu'nda bir eve Ancak paramız yetti. (1 Haziran 2002, Feneryolu / İstanbul) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Garip Yusuf
Kuş olmak isterim bazen, Sonsuz doğada hür. Gül olmak isterim bazen, Açmak için gönüllerde. Tutmak isterim ellerimle, Dağlardan esen yelleri. Yüzmek isterim denizlerde, Mazlum yunuslar gibi. Dönmek isterim Mevlana gibi, Merkezinde dünyanın. Uzatırım ellerimi, Sevdalısıyım Yaradanın. Mevlana'yım, Yunus'um, Bir Garip Yusuf'um ben. (İstanbul,2 Ağustos 2002) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Gece
Gece karanlık Soluğu kesilmiş şehirlerin Gölgesi düşmüş üzerimize Adam sandığımız şekillerin Yüreklerimizde bir korku Sarmış etrafımızı Çığlığını duyduğun o ses Zavallı bir martı Güneş tutmuş Ayı Karanlıklar basmış Dünyayı Apartman denen dağlardan Göremiyorsun tutulmayı Ufkun damın kadar Komşu camında biter görüşün Açık kalmışsa perdeleri Vizyondaki filmi görürsün Bu kadar söz Geceye yeter Ay tutulmasaydı eğer Olmazdı yazmaya değer (İstanbul, 28 Ekim 2004) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Gelin
Rahim için Rahman için Gözü yaşlı insan için Gelin yoldaş olalım Resul için Ekrem için Kara toprağı eken için Gelin candaş olalım Ata için Türk için Onbin yıllık yurt için Gelin yurttaş olalım Ana için Yar için Gönüllerdeki sultan için Gelin sırdaş olalım Bacı için Kardaş için Çekilen her acı için Gelin hoşnut olalım Oğul için Kız için Doğacak torun için Gelin çağdaş olalım (İstanbul,9 Aralık 2002) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Gerçek
Herşey gönlünce olsun Her arzu gerçek Ne tadı olurdu dünyanın Kavgasız yaşamın Kim ezecek, kim ezilecek Belki Tanrı böyle istedi Belki inandığımız cennet Belki bu dünyada gerçekleşecek (Lüleburgaz,8 Ocak 1972) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Gezerken Kadıköy'ü
Gezerken Kadıköy'ü Feneryolu'nda soluk alalım Düşerse yolumuz eğer Prens Adalarına uzanalım Futbol isterse canımız Şükrü Saraçoğlu sol yanımız Her türlü cümbüşe hazır Selamiçeşme Özgürlük Parkımız Tren, Tramvay, gemi Hepsi bizdedir Sürat istersen eğer Deniz Otobüsü en gözdedir Minibüs yolu,Bağdat Caddesi Bostancı'da birleşir cümlesi Çıkmasada yollar Bağdat'a Cennettir Bağdat Caddesi (İstanbul, 30 Eylül 2004) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Gitme
Gitme Kal kollarımda Sar beni Güzeller güzeli Sürsün Sabahlara kadar Sevda dediğimiz Sevişmeler Bırakma ellerimi Ömrümüz öyle bitsin Ellerimiz yüreklerimizde Sarsın yüreklerimizi (İstanbul, 1 Temmuz 2002) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Gölge
Bir gölgedir Tutturmuş beni Giderim Gelir peşime Bir gölgedir Tutturmuş beni Çalışırım Karışır her işime Bir gölgedir Tutturmuş beni Kaçarım Gelir güneşime Bırak be gölge beni Gideyim kendi halime Karışma her işime Gölge etme güneşime (Bngöl, 13 Kasım 1975) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Gönül
Gül olsam, Her gün açsam bahçende. Güneş olsam, Her gün doğsam pencerende. Bülbül olsam, Ötsem durmadan, gündüz, gece. Düşün ki sevgilim, Ben ne gülüm, Ne güneş, ne de bülbül. Ben aşkının esiri, Esir bir gönülüm, gönül. (25 Kasım 1972, Lüleburgaz) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Gözler
Gözler,dünyayı gözler, Sözü, yürek söyler, Eşin kalemin olsun, Sözü, sen söyle bacım. Veysel'in de gözü yoktu, Dünya için sözü çoktu, Kalemine kuvvet olsun, Düşünceni yaz bacım. İnansaydık gözün her gördüğüne, Gerek mi olurdu kalbin gözüne, Kalbinle gördüklerini, Kaleminle yaz bacım. İnsanız gözlerimiz ağlar, Yüreğimiz bizi hayata bağlar, Yüreğini kuvvetli tut, Kelamını yaz bacım. (İstanbul, 3 Aralık 2006) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Gurbet
Gurbetler yurt oldu, Yurtlar gurbet, Sardı içimizi Bitiremediğimiz hasret. Özlemi vardı sılanın Viraneye döndü ata ocağım Nice bayramlar geçti Eli öpülmeden anamın. Yolda görseler tanımazlar bizi Kimlerdensiniz diye sorarlar izi Söylersek Çapulacı dedemizi Bilirler bizim sülalemizi Doksan üç Muhaciri Dedemler, Ata Yurdu Batum'dan göçerler, Osmanlı gelip, Türk'lüğü seçenler İşte özümdeki gurbet benim. Altmışlarda başladı benim gurbetim Yıl ikibinler hala gurbetteyim Özlemi taşımışız genlerimizde Bitmeyen sıla hasreti çekmekteyim. Okumak, adam olmak için, Düştük gurbetin yollarına Yurt Savunması oldu görevimiz, Elli yıl geçti bitmedi bizim gurbetimiz. Hasrete, hasret ekledik, Bir gün bitermiş diye bekledik, Bu ne bitmez gurbetmiş, Biz bittik, gurbet bitmemiş. (İstanbul, 2 Şubat 2005) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Halk Ne İstiyor?
Halk Ne Bey istiyor Ne de Beyzade Halk Kendinden birini istiyor Hazır ise hizmete Devletin gündemi başka Milletin ki başka Devlet güvenlik derdinde Halk muhtaç aşa Hortum davaları Bulurken yüzleri Demokrasi diye Yutturdular bu düzeni DGM'ler çete doldu Hapishaneler taştı Batıyorken bankalar Devlet el açtı Gelin barıştıralım Devlet ile Milleti Böyle gelmiş Böyle gitmez Kuralım hakça düzeni (İstanbul, 2 Şubat 2004) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Hancı Yolcu
Evren yalan İçindekiler yalancı Evren bir han İçindekiler yolcu Ne kervan durdu Ne de yolcu Birlikte yürüdüler Yıllara doğru Yalan da olsa yaşam Yaşanmaya değer her an Eğri de olsa bu yol İçinde doğrular var (Bingöl, 9 Mayıs 1976) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Haşmetliye
Sultan Süleyman'a Kalmamış bu dünya Bak sen de Avucunu yaladın ya Sen de şimdi hiç oldun Şu fani dünyada Eğri bir çizgi çizip Sen de unutuldun ya Nerede şimdi haşmetin? Herkesle gülerek Alay ederdin Bak şimdi sen nesin? Belki yaptıklarına Pişman olacaksın Belki de aynı Kafada kalacaksın Ama unutma ki Şu yalan dünyada Bir gün sen de Fani olacaksın (Lüleburgaz, 16 Ağustos 1973) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Hayat
Bir devri kapattın Boşver Bu kadar muhasebe Yeter. Dikensiz gül bahçesi Değildir ömür Artılar da var Var eksiler. Bazen bir şiir Bazen de türkü gibidir Yaşamak. Dar geçitlerden Düz yollara çıkar hayat Bazen de tersi Her geçen gün Verir bize En büyük dersi Yeni bir başlangıçtır Her doğan gün Güldüğün eğlendiğin kar Yitirdiğimiz ömürde Eksiler de var Artılar da var (İstanbul,14 Ağustos 2002) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Hayat Yokuşu
Biz bulmadık birbirimizi Dostlar buluşturdular Hayat yokuşunda El ele tutuşturdular Ellerimizi kenetledik Sevgimiz yüreklerimizde Kuvvetini hissettik Ayak bileklerimizde Ellerimizle topladık Yağmur ve bereketi Yirmibeş yılda gezdik Koskoca memleketi Çıkıştaki umutlarımız Gerçekleri hayatın İnerken yokuş aşağı El ele bir erkek, bir kadın. (İstanbul,10 Eylül 2002) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Haykırış
Hala, Gemisi batmış Kaptanın, Çırpınışlarını görürüm Kendimde. İnanamam bir türlü Ümit gemisinin Yok olduğunu Hayal denizinde Belki de Bu son haykırışımdır Kaybolan ümitlerle Batan gemide (Lüleburgaz, 26 Temmuz 1973) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Hayvanları Koruma
Getirmiş evinin yemek artıklarını Döküyor parkın sanat köşesine Uygun olduğunu zannediyor Hayvanları koruma düşüncesine Poşetler dolusu artık saçılıyor etrafa Yaptığını doğru biliyor aldırmıyor halka Hanımefendi tatmin ederken sevgisini Kokulara boğuyor sanat köşesini Konuyu kaç kez ilettik Beyaz Masaya Fıkralar yazdık girsin diye kafaya Belki tutar bu sefer söylemimiz Hanımefendilere hatıra olsun kalemimiz. (İstanbul, 19 Şubat 2005) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Huzur Arıyorum
Bu sabah uyandım Aklımı bozdum huzurla Yalvardım Tanrı'ya Göndersin diye Hızır'la Baktım geliyor Hızır Sırtında bir çuval huzur Açınca gördük çuvalı Yüklemiş bizdeki malı Seslendim gelen Hızır'a Nerede bizim huzur Huzuru içinde ara Aradığın sende durur (İstanbul, 11 Ekim 2005) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Hürriyet
Layıkmıydı Padişah Kullarına, Özgür insanlar idaresi, Layıkmıydı sürü gözü ile bakılan İnsanlara Demokrasi. Hak etmişti onlar, Can vererek, can alarak Hürriyeti, Öğreneceklerdi elbet, Gün geçtikçe cumhuriyeti. Önce bir takım tutarcasına, Tutacaklardı bir Partiyi, Sonra bilinçlenip, insan olacaklardı, En özgür insandan da özgür, Ölecekti yaşamak için, Hür vatanda hür. (2 Ocak 1973, Lüleburgaz) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Hüzzam
Hüzzamın hüznüne Sabahın seherine Kapıldık gidiyoruz Sizinle gönül seline Hüzzam ile açtık Hüzzamla kapadık *******i Vefasız yar aşkına Boşalttık şişeleri Şarkılarla anıldın Şiirlerle uğurlandın İki yıllık bir dönemi Hüzzam ile kapadın. (Kıbrıs 20Ağustos 1992) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
İçimdeki Rüzgar
Rüzgarını içinde duy İşte bu en güzel huy Kulak ver doğadaki sese Armağandır duyabilen herkese Rüzgarınla serinlesin gönüller İhtiyacı olana el ver Gönül bağındaki her çiçeğin Can suyunu sen ver Rüzgar ol taşı bulutları Bereket versin indirdiğin yağmurlar Merhem olsun insanlığın dıramına İçindeki esen rüzgarlar (İstanbul, 30 Eylül 2004) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
İnsanlar
İnsanlar hep ölür Ama insanlık hep yaşar İnsanlık yap Sen de hep yaşa İnsansın, İnsan kal, Vurma eğri yollara Dost elini uzat Çevrende gördüğün insanlara İnsan gibi yaşa Zulmün hatıra kalmasın İnsanlara Bırakacağın miras İnsanlıktır çocuklarına (10 Mart 1982, Şanlıurfa) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
İstanbul
Gelinlik kız gibiydin, nağmelerde adın, El değmemiş ağaçların, öten nice kuşların, Kışın çamuru dertti, yazın tozların, Tablo gibi güzeldin, ey şirin İstanbul. Teslim ettik seni yapsatcı cahillere, Doluştuk milyonlar, apartman denen evlere, Semtlerin dar geldi, etrafında oluştu varoşlar Ekmeğini taştan çıkaranların şehri İstanbul. Sokaklar insan seli, yolların yetmez, Boğaz köprülerindeki çileler bitmez, Büyükşehir, megapol, seni tarif edemez, Bir ülke gibisin, dertli İstanbul. Har vurup, harman savurdular seni, Haraç ile, rüşvet ile bozdular düzenini, Parsel parsel eyleyip toprağını, Bizans oyunlarına kurban İstanbul. (İstanbul,8 Eylül 2003) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
İstikbal Göklerdedir
Dinle! Sana Kanuni'den selam getirdim. Fatih'ten İstanbul'un fethini, Yavuz'dan Mısır seferini, Atatürk'ümden emir getirdim. Türke durmak gerekmez, Türk yürür, Savunmak için mavi gökleri Güçlensin Hava Kuvvetleri Zengin, fakir el ele, Birlikte bu gayeye, Çalışalım gönülle, Yıkamaz bizi gülle. 'İstikbal Göklerdedir.' Dedi Atam, Kendi uçağını kendi yapan Sahip olur göklere. (Lüleburgaz,10 Ekim 1972) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Kadıköy
Bir yanın Marmara, Bir yanın Boğaz, Demiryolu ve caddeler, Kadıköy sahilde biter. Fener koyunda güneş batsın, Kalamış'ta martılarla arkadaşsın, Gülersoy Bahçesinde kanaryalar, Sana Fenerbahçe'yi anlatsın. Yoğurtçu Parkı, Göztepe, Özgürlük Parkı, Cadde, Yaşamak ayrıcalıktır, İstanbul, Kadıköy'de (İstanbul-Kadıköy-Feneryolu, 22 Haziran 2004) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Kadınlarımız
Hayatımızda ilk tanıdıklarımız, Analarımız Her gün birlikte oyun kurduklarımız, Bacılarımız Gençlik yıllarında yürek yakanlarımız, Aşklarımız Yıllarca bir yastığa baş koyduklarımız, Kadınlarımız, Gününüz kutlu olsun. (İstanbul, 8 Mart 2004) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Kalk Mustafa Kemalim Doğrul
Kalk Mustafa Kemalim Doğrul Işık ol Türkiye'ne Şahlan Mehmedim Ez topuklarınla Hakkına uzanan elleri Yürü Mehmedim Sakarya'dan, Dumlupınar'dan Öç al yeniden Memleket bütünlüğünü bozanlardan Haykırdı Dumlupınardan Mehmet'ler Haykırdı Ankara'dan Mustafa Kemal'im Haykırdı Millet Yüz yıl, bin yıl geçsede üzerinden Yaşayacak bu devlet (Lüleburgaz, 12 Haziran 1972) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Kalp Krizi
İşte böyle kayar Dünyan elinden İşte böyle Hasta kalbin kalır elinde Tanrım, Alma canı benden Yaş otuziki Can gidermi bedenden Tik, tak, Tik, tak, Bak ne güzel atıyor kalbin, Böyle giderse, Kalmayacak üç ay sonra Hiçbirşeyin, Üç ay sonra sen, Gene eski sensin. (Diyarbakır As.Hastanesi,11 Mart 1982) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Kalpsizlik
Ne seneler unutturabildi Ne de yokluğun seni Hala taşıyorum kalbimde Yıllar önceki sevgimi Dalgaları durdu denizlerin Sen en güzeli evrenin Kör olsun gözleri Seni benim gözle görenin Şimdi bir sessizlik Söylenen şarkı sensizlik Tükenen benim güzelim Sendeki kalpsizlik (Bingöl,9 Mayıs 1976) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Kara Kız Sokağı
Kara Kız Sokağında Bir Kara kız Gözleri çakmak, çakmak Sanki bir yıldız Tuttum ellerini Bir ömürlük Kara Kız Sokağında Bir Kara Kız On parmağında On hüner Her gün tebessümle güler Özenle besler bizleri Hayırlarla yol eder Kara Kız Sokağında Bir Kara Kız Masallarda bulunur ancak Böyle bir kız Sabırla emeği harman eder Döndürür değirmeni Her derde derman eder (Kıbrıs/Girne, 14 Ocak 1993) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Keder Kader
Şu güzel dünyada Gönlünce yaşamalı Olsan da milletin malı İnsanlık baki kalmalı Her gün bir acı Her gün bir keder Böyle yazmışlar alnımıza Olmuş adı kader Ne gün gördük Ne de yaşadık Ölmeden ayakta Yirmi üç yaşa bastık (Lüleburgaz,! 9 Mayıs 1973) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Kır çiçeğim
Dağlarda aradım seni Kalbimde buldum Sana gönlümü sundum Seninle mutlu oldum Kır çiçeğim dedim Ellerinden tuttum Gönül bahçemde Solmayan umuttun Dur diyebilsek zamana Acımasız geçen yıllara Sevdamızı söylesek Nice yirmi yıllara (İstanbul, 18 Mart 2004) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Kıskanıyorum
Kıskanıyorum diyen dudağında Kıskanılmak Unutamıyorum sözcüğünde Unutulmamak için Yaşıyorum ben Senden uzak dünyamda Seninle yaşıyorum ben Altın sarısı saçlarından Pembe yanaklarından Okşarsa bir başka el Kahrolurum ben Solan sararan dünyamda Sesini duyduğum rüyamda Seni seven herkesi Kıskanıyorum ben (Lüleburgaz, 25 Nisan 1971) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Kızlar
Kızlar büyüyünce, Gelinlik kız olur. Oğul yetişince, Babası mest olur, Çocuktur yarınların garantisi, Yetişince çocuklar, sevinir ailesi. Siz de büyüyün, Akıllı kızlar olun. Okuyup, öğrenerek, İyi bir evlat olun. (4 Kasım 1972, Lüleburgaz) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Kim Bilir
Kim bilir, Ne çok isterdin, Zamanı, geçsin diye. Kim bilir, Ne özlem duyardın, Yaşanmamış bir sevgiye. Kim bilir, Ne çok isterdin, Güneşi, doğsun diye. Kim bilir, Ne çok aşık olurdun, Aşkından habersiz yare. Kim bilir, Ne çok anardın, Tekrar yaşamak için anıları. Kim bilir, Nasıl kurardın dünyayı, Birlikte yaşamak için sevdayı, Kim bilir. (Samsun, 5 Nisan 2004) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Kuşlarım
Ak başlı Alacalı, beyazlı Taklacı kuşlarım Herbirinizin hatırasını Kalbimde saklarım Papaklı, paçalı Mardinli, Urfalı Postacı kuşlarım Yaşlandım bakamam artık Gönül kafesinde beslerim Kanat sesin Kabararak ötüşün Aşıklar gibi öpüşün Gökyüzünde süzülüşün Sadece yokluğun İçimdeki hüzün (İstanbul, 2 Şubat 2004) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Küçücük Bir Çocuk
Küçücük bir çocuk Elinde bir başak Nice yıllar Mutluluk ve bereket yaşatacak Çat kapıyı Çalınca leylekler Küçücük çocuğun Geldiğini haber verecekler Küçücük çocuk Sana ne ad vermeli Adın ne olursa olsun Taşımalısın Sevgi ile erdemi Tanrıdan sana Sağlıklı, mutlu ömürler Diliyoruz Çok güzel olacağını Annenden biliyoruz. (İstanbul, 15 Şubat 2004) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Mal Sahibi
Mal sahibi kendin sanır, Can bedenden ayrılınca Dünya malı dünyada kalır İnsanoğlu tamah ederse mala Veda ederken tatlı cana Kefenin cebi yok koymaya Yeteri nedir? Fazlası nerede? Kimsenin aklı ermiyor fazlayı tesbite Bildiğim yetim hakkı saklıdır vergide. Mallar dünyanın, canlar fani Gazetelerde okuduğın ölüm ilanları Oynayan filmin en büyük şahidi. (17 Şubat 2004, İstanbul) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Medeniyet Yolunda
Silinsin kafalardan gerilere dönmek Elli yıl önce kovduk biz Tekkesiyle zaviyesiyle Hilafeti Uğrunda şehit olduk Kurmak için Cumhuriyeti Hainler mevzi almış Bölmek için bütünü Sefalet edebiyatı birinin ağzında Diğeri ise ortaçağ karanlığında Dimdik bir Ordu, sarsılmayan Gençlik Elinde Kemalizm bayrağı.medeniyet yolunda (Lüleburgaz,30 Ağustos 1971) Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:28 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.