![]() |
Hoca, bir gün kirlardan topladigi çali çirpiyi esegine yükleyip evine götürürken :
-Acaba, yaş çirpi da kurusu gibi yanar mi? diye düsünür ve seytana uyarak çakmagini çakar ve alevi çali çirpiya dokundurur. Aralarinda kurulari da bulunan çali çirpi hemen alev alir.Esekte bir korku, bir telas, huzursuzluktur baslar. Anira anira, çifte ata ata dört nala kosmaga baslar. Hoca da arkasindan olanca gücüyle bagirir : -Aklin varsa göle koş! |
Nasreddin Hocanın evine bir gün üç molla misafirliğe gelir. Üçü de birbirinden obur şeylermiş. Hoca ne yemek çıkarmışsa silip süpürmüşler. O kadar ki sahanlarda yemek bitince, bunu da "sünnettir" diye ekmekle iyice sıyırırlarmış. Bu sırada odaya Hocanın oğlu girmiş. Mollalar Hocayı memnun etmek için:
-Aman ne güzel çocuk...Adı ne bunun? diye sormuşlar. Hoca: -Adı Farzdır, demiş. Mollalar şaşırıp birbirlerine bakmışlar: -Bu ne biçim isim Hoca Efendi? demişler. Şimdiye kadar böyle bir isim hiç duymamıştık. Hoca hemen taşı gediğine koymuş: -Ya, sünnet diyeyim de onu da mı yiyin? |
Bir gun Hocanin bir koye gidecegi tutmus. Oyle sicak bir gunmus ki, kus bile kanadini kimildatmiyormus. Boylesi gunde yola cikmak delilik degil de nedir! Yorgunluk bir yandan, susuzluk bir yandan Hocanin imanini gevretmis, su yokusun basinda, su inisin dibinde derken, Allah onune bir cesme cikarmis.. Hemen, oluguna sokulan tikaci cikarip agzini dayamis ama, oyle bir akisi varmis ki, ustu basi islanmis; neye donduyse donmus. O zaman Hoca bir lahavle cekip:
-Tevekkeli degil, boyle deli deli aktigin icindir ki, agzina ot tikamislar ya senin! demis. |
Nasreddin Hoca İstanbula gitmiş. Orada eşeğini kaybetmiş , aramış aramış bulamamış. Bir otele yerleşmiş. Çarşaflar okadar temizmişki yatamamış yatağın altına girmiş. Oraya karı koca yerleşmiş.Adam karısına:
-Gözlerinde bütün İstanbulu görüyorum. demiş. Hoca ordan kafasını çıkarıp: -Benim eşşeğide görüyon mu demiş. |
Komşusu Hocadan eşeğini istemeye gelmiş.Adamı sevmeyen Hoca eşeği vermek istememiş.- Komşu eşeği çarşıya yolladık, demiş.Adam tam çıkıp gidiyormuş ki :Eşek başlamış anırmaya.Adam söylenmiş:- Hoca hani eşek yoktu ?Hoca öfkelenmiş:- Be adam, benim sözüme değil de eşeğe mi inanıyorsun?
|
Kaybolan dolunaylari merak eden biri sorar:
-Hoca! Eski dolunaylari ne yaparlar? -Kirpip kirpip yildiz yaparlar! |
Mahallenin bencil imamı, çaya düşmüş.Başlamış çırpınmaya.Hemen koşup köylüler."Elini ver, elini ver" diye bağırmışlar.Ama adam elini uzatmamış.Tam göz göre göre boğuluyormuş ki !Hoca seslenmiş:- Yahu! o vermeyi bilmez."Elimi al " diye bağırsanıza.
|
Nasreddin Hoca Aksehir pazarinda bir adamin basina toplanmis olan kalabaliga yaklasir.Satici elindeki kusu satmaya calismakta ve fiyati ise cok yuksek 50 Akce, yan taraftaki tavuklar ise 5 Akce. Hoca bir turlu fiyattaki asiri farki anlayamaz ve sorar
-Hemserim bu nasil kus 50 Akce istersin? -Hoca efendi bu bildigin kus degildir bunun ozelligi var. -Neymis ozelligi? -Hocam bu kusa papagan derler ve konusur. Hoca aniden hemen eve kosar, kumesten hindisini kaptigi gibi pazara doner. Papagan satmakta olan adamin yanina durur ve yuksek sesle; -Bu gordugunuz kus sadece 100 Akceye, gel, gelll! Herkesten cok papagan satan sasar bu ise ve sorar. -Hocam 100 Akce cok degil mi bir hindi icin? -Sen 50 ye satiyorsun ama -Dedim ya hocam benim kus konusur ama -Oyleyse, benimki de dusunur! |
Nasreddin Hocanin evine tüccar arkadasi misafir olmus.Hoca ona manti pisirip getirmis. Arkadasi acele edip mantiyi hemen agzina atinca bogazi yanmis. Bogazinin yandigini belli etmemek için basini tavana dogru dikmis ve yanmanin etkisi gidince de basini tavandan indirmeyip sormus :
-Hocam bu tavani ne zaman yaptiniz. Hoca hemen : -Bogazina ates düstügü zaman, demis. |
Hocanın kızı müthiş bir gümbürtü duyup seslenir:- Baba, bu ses nedir ?- Hiç kızım hiç, kavuk merdivenden yuvarlandı da.- A! baba, kavuktan bu kadar çok ses çıkar mı?- Çıkar kızım çıkar.Altında ben olursam çıkar.
|
Bir gün padisah Nasreddin Hoca ya sormus.
Hocam ben ölünce cennete mi gidecegim yoksa cehenneme mi, söyle bakayim? demis. Hoca padisahtan korkmadan : -Cehenneme gidersiniz padisahim? demis. Padisahin sinirden sakallari titremis. Bu durumu gören Hoca : -Kizmayin padisahim ben aslinda size cennete gidersiniz diyecektim fakat sizin cellatlarinizin kiliçlariyla ölen suçsuz kisilerden cennet dolup tasmis.Bu yüzden cennete sigmazsiniz diye cehenneme gidersiniz dedim, demis. |
Nasreddin Hoca daha önce hiç ugramadigi bir köyden geçiyormus.Bir köylü yanina yaklasmis :
- Efendi, bugün günlerden ne? Hoca, yorgunlugun etkisiyle hangi gün oldugunu bir türlü hatirlayamayinca : - Bu köyün yabancisiyim, demis. Buranin günlerini bilmem... |
Nasreddin Hoca bir gün ağacın altında namaz kılıyormuş.Ağaçta bulunan biri de onu izliyormuş. Namazı bittikten sonra namazımın kabul olması için Allaha dua etmeye başlamış.
-Allahım sen namazımı kabul et. Ağaçtaki adam: -Etmem diye cevap vermiş. Hoca şaşırmış.Tekrarlamış. -Alahım sen kıldığım namazı kabul et. -Etmem. Hocanın şaşkınlığı iyice artmış.Yine: -Allahım sen namazımı kabul et demiş. Ağaçtaki adam tekrar: -Etmem deyince hoca sinirlenmiş. -Etmezsen etme. Zaten abdestsiz kılmıştım. |
Nasreddin hoca köyde kadın ve kızları çalışması için tarlaya götürürmüş o gün yinegötürmüş giderkende yanında tam süzülmemiş bir kese yoğurt götürmüş yoğurdu dala bağlamış biraz zaman geçtikten sonra uykusu gelmiş ağacın gölgesine uzanmış tam uyuyacakken süzülen yoğurttan bir damla su hocanın yüzüne damlamış
bir iki üç derken hoca artık dayanamayıp yoğurt damlama mikerim haaa demiş bir iki üç hoca yapmış yapacağını öğle yemeğine tarladaki kadınlar kızlar gelmiş getirdiklerini yemeye başlamışlar içlerinden tam evlenme yaşında güzel bi kız yoğurdu parmaklamış yemiş ve hocaya: hoca yoğurdun pek tatlıymış demiş hoca da: onun yediğini sende yesen sende pek tatlı olurdun demiş |
Nasreddin hoca bir gün ağcın altında namaz kılıyormus.ağacın tepesindede bir deli elma topluyormus ama nasreddin hoca bu deliyi görmemiş.nasreddin hoca demişki Allahım lütfen dualarımı kabul et.ağaçtaki delide demişki etmemmmmm
Nasreddin hoca bir daha demiş Allahım dualarımı kabul et delide demişki etmemmm.nasreddin hocada demişki etmezsen etme zaten abdessizdim demişşş |
Günlerden ramazan günüdür Hoca orucludur..
Hoca ekin tarlasinda ürün toplamaktadir. Iftar zamanina 5 dakika varken, hava bozar. Hoca Allaha yalvarir: "Yarabbi su hasati toplayayim daha sonra ister yagmur yagdir ister firtina estir" der. Fakat, hemen bir yagmur yagarki her tarafi sel götürür. Hocanin Hanimi kosa kosa gelir ve derki: "Hoca bizim essek suda boguldu". Tabii üzüntü büyüktür. Ertesi gün tam iftara 5 dakika kala Hoca bir tane sigara yakar orucu bozar, dumanini yukari dogru üfler ve kinci bir bakisla: "Ne o gücünemi gitti der". Hemen sonra Hoca sözüne devam eder: "Duuur, daha bitmedi Kurbanda´da ölen esseg´i kurban yerine sayacagim" der. |
Hocaya bır gun sormuslar : hocam burcunuz nedir?
hoca:teke demiş ahali:tekee diye bir burç yoktur ki demış hoca:60 yıl once doğduğumda bırcum oğlaktı 60 yıl sonra buyudu teke oldu demıs |
Bir kesis dünyanin en akilli adamini bulmak için diyar diyar geziyormus sira nasreddin hocanin köyüne gelmis ve köylülere sormus.
- sizin köyün en akilli adami kim? demis. Köylülerde: - nasreddin hoca demis. bunun üzerine kesis köy meydaninda hoca ile görüsmeye baslamis ve eline bir çomak almis yere bir daire çizmis nasreddin hoca da çomakla daireyi ortadan ikiye bölmüs kesis bir dogru daha çizerek daireyi dörde bölmüs hocada dörde bölünmüs dairenin üç dilimine çarpi isareti koymus kesis elleriyle asagidan yukariya dogru hareket yapmis hocada yukaridan asagiya yapmis ve kesis büyük bir hayranlikla hocayi tebrik etmis. Olup bitenden bir sey anlamayan halk kesise ne oldugunu sormus kesisde : - Bu adam gerçekten dünyanin en akilli adami yere dünya çizdim o ortadan ekvator geçer dediben dünyayi dörde böldüm o da dört de üçü sudur dedi ben yerden buharlasma sonucunda ne olur dedim o da yagmur yagar dedi. Bu sefer hocaya neler oldugunu sorar halk hoca da: - Bu adam oburun biri yere bir tepsi baklava çizdi ben de yarisi benim dedim daha sonra tepsiyi dörde böldü o zaman dört de üçü benim dedim o da tepsi altindan atesi hafif hafif almali dedi ben de üstüne findik fistik ekelersek daha iyi olur dedim. |
Hoca bi gün camiye gitmiş namaz kılacakmış hoca vaaz verirken demişki sağ tarafıızda melekler sol tarafınızda şeytan bulunur.
Bunu duyan hoca namaz sonunda selam verirken sağa dönmüş meleklere esselamün aleyküm demiş sola dönüp şeytanlara iktirin len burdan deyip namazı bitirmiş. |
Akşehirde otururken,Nasrettin Hoca'nın evine,dostlarından biri konuk olarak gelmiş. Nasrettin Hoca bu konuğuna çeşitli yemekler hazırlatarak ikramlarda bulunmuştu. Tam yatacakları sırada, durmaksızın yemek yiyen bu obur konuk,bir mâni söylemeye başlamıştı:
"Bizim iller,bizim iller, Yatarken üzüm yerler..." Nasrettin Hoca,konuğun ne demek istediğini hemen anlamıştı. Ona bu saatte üzüm ikram etmeyi uygun bulmadığı için, hemen bir karşı mâni söyledi: "Bizde böyle adet yoktur, Saklarlar da güzün yerler..." |
Nasreddin Hoca bir gün heybe almak için pazara gider. Güzel bir heybe görüp pazarcı ile pazarlık yapar ve 1 akçeye anlaşırlar. Tam oradan ayrılacaktır ki daha güzel bir heybe dikkatini çeker:
- Kaç akçe şu heybe muhterem? - 2 akçe hocam. - Aldım gitti, diyen hoca elindekini bırakır ve onu alıp tam gidecekken pazarcı seslenir: - Hocam. Bu heybe 2 akçe. Sen 1 akçe verdin. Hoca sinirlenir: - Bre cahil adam! Sana önce 1 akçe verdim. Sonra da 1 akçelik heybe bıraktım! İkisi eder 2 akçe. Daha benden neyin parasını istersin! |
Nasreddin Hoca'nın evine tüccar arkadaşı misafir olmuş.Hoca ona mantı pişirip getirmiş. Arkadaşı acele edip mantıyı hemen ağzına atınca boğazı yanmış. Boğazının yandığını belli etmemek için başını tavana doğru dikmiş ve yanmanın etkisi gidince de başını tavandan indirmeyip sormuş :
-Hocam bu tavanı ne zaman yaptınız. Hoca hemen : -Boğazına ateş düştüğü zaman, demiş. |
Nasreddin Hoca, çocukken bir sabah annesi, onu yanına çağırmış :
“Oğlum, biz komşularla göl kıyısında çamaşır yıkayacağız. Bugünlerde hırsızlar çoğaldı. Sen burada kal da eve kapıya sahip ol, aman evladım, göreyim seni!” demiş. Annesi gittikten bir süre sonra komşulardan biri gelerek : “Annene söyle, akşama size geleceğiz.” demiş. Küçük Nasreddin, ne etsin de bu haberi annesine ulaştırsın?.. Düşünmüş, taşınmış, sonra kapıyı yerinden söktüğü gibi sırtlanmış ve göl kenarına varmış. Annesi bu hali görünce şaşırakalmış... “Ne oluyoruz, yaptığın nedir senin?” diye bağırmış. O da şu cevabı vermiş. “Sen bana ‘Kapıya sahip ol!’ demedin mi? Ben de oldum işte! Hem senin isteğini yerine getirdim, hem de komşunun!..” |
Nasrettin hoca pazarda dalgın yürüyormuş.etrafındaki esnafları seyrediyor.bu sırada ensesine bir tokat geliyor. Hoca tökezlemiş bir kaç adım sendelemiş neyse toparlanıp sinirli bir şekilde arkasını dönmüş. Bir bakmış ki hocanın 2 katı hayvan gibi bir adam. Hoca durmuş bir yutkunmuş önce,sonra:
- bana senmi vurdun? demiş adama. Adam: - ben vurdum lan ne olacak demiş. Hoca: - sakadan mı vurdun ciddiden mi? demiş Adam: - ciddi vurdum napacan?! Hoca: - Aman aman, öyle olsun... Cunku şakadan hiç hoşlanmam da . |
Nasreddin hocanın iki karısı varmış biri diğerinden daha genç ve güzelmiş. Tekneyle gezintiye çıkmışlar karıları hoca demiş biz göle düşsek önce hangimizi kurtarırdın?
-Hoca yaşlı karısına dönmüş “ Hanım sen biraz yüzme biliyordun değil mi? “ demiş. |
Temel bir gün tren kullanirken treni devirmis, 400 kisi ölmüs.
Amiri sormus "Oglum nasil oldu ?", demis. Temel "Tren rayina bir adam çikti, onun yüzünden oldu.",demis. Amiri "Oglum ezseydin o adami da 400 kisi ölmeseydi ,"demis. Temel de "Ben de öyle düsündüm , adam raydan çikinca onu ezmeye çalisirken tren devrildi ", demis. |
Temelle kizi bir gun calinti bi araba bulup banka soymaya karar verirler.Herseyi planlamislardir.İceri girip guvenlik gorevlisini etkisiz hale getirip kasadan paralari alip cikacaklardir.Dusundukleri gibi olur.Temel bankadan 150 bin dolar parayi cuvala
doldurmus disari cikar,calinti arabaya bindikleri gibi basarlar gaza.İkisininde agzi kulaklarinda yolda giderlerken calinti haberini ogrenen polis arabalari cevirmektedirler.Temelle kizi bunu gorur yandik anam diye telasa duserler!Napicaz napicaz derken sira onlara gelir.Polis yanlarina yanasir -"Kusura bakmayin rahatsiz ettigimiz icin arabayi aramak zorundayiz 15 dakika once bi banka soyulduda guvenliginiz icin der".Temelle kizi arabadan iner terler bosalir temelden.Polis -"Tamam siz gidebilirsiniz supheli gormedim sizi fakat bu arabaya el koymak zorundayim bikac inceleme yapicam uzerinde.Siz gidebilirsiniz biz size haber veririz"diyip arabayi ceken polis gidince Temel kosa kosa bi agacin yanina gidip kafasini agaca vurmaya baslar YANDIM ANAMMMM YANDIMMMMM BENNNNN!kiz sevincle gelir babasinin yanina -"Baba baba aglama parayi arabada birakmadim bak hepsi burda polis gelince amuma soktum hepsini" Temel bakar kizi huppppp diye cikarir amundan 150 bin dolari bunu goren temel daha bi aglamaya baslar daha hizli vurur kafasini agaca YANDIMMM ANAMMMM BITTTIMMMM!.Kız: -"Baba dellendinmi noluyo iste para burda amuma sokmustum kurtardim butun paramizi niye agliyosunki" -"Benim ****** kizim ona aglamiyorum ben.ANAN OLSA ARABAYIDA KURTARIRDIIIIII!" |
Öğretmen derste,
-Hazreti Yunus balinan karnından sağ çıktı.Bundan daha büyük bir mucize düşünebiliyor musunuz? Öğrenci Temel atılmış, -Tersi daha büyük bi tehlike olurtu.. |
Eve geç saatte zilzurna sarhoş gelen Temel, yatmadan önce tuvalete gider.
Daha sonra yatak odasının ışığını yakar kapıya dayanır. Gözleri kamaşarak uyanan Fadimeye : -Ula kari der, sana helal olsun.Sen Trabizonun en iyi karisusun. İltifata alışık olmayan Fadime : -Ne oldi herif nereden icabetti bu laflar? -Daha ne olsun.Biraz önce tuvalete su dökmeye gittum. Tuvaletin kapisuni ne güzel yaptirmişsun öyle, kapiyi açunca elekturuk kendiluğundan yanayi, deyince, Fadime yataktan fırlar ; -Ula herif sen buzdolabuna işedun ya! |
Temel Dallasdaki kuzeni Dursunu görmeye gitmis. Dursun Temeli havaalaninda karsilamis. Beraberce disari çikmislar. Temel bir bakmis 10 metre boyunda bir limuzin! "Uyyy, amma da büyük bu,da!"
Dursun hafifçe gülmüs. "Temelim burası Amerika! Bura da herbirsey büyük!" Yola çikmislar, Dursunun çiftliğinin kapisindan içeri girmisler. Git git bir türlü eve varmiyorlar. Temel saskinlik içinde: "Uyy, amma da büyük çiftlik daaa!" Dursun gene hafifçe gülmüs. "Temelim burasy Amerika! Burada herbirsey büyük!" Neyse, aksam olmus, yemek salonuna geçmisler. Salonun ortasinda kocaman bir masa. Bir ucunda Temel bir ucunda Dursun. Temel Dursunu taa uzaktan zor seçiyor. "Uyy!" diye baaarmis. "ammabüyük masa, da!" Dursunun sesi gelmis "Temelim burasi Amerika! Bura da herbirsey büyük!" Yemekten sonra Temelin tuvalete gitmesi gerekmis. Dursun: "Temelim, alt kata in, soldan üçüncü kapi" diye tarif etmis. Temel alt kata inmis ama sol yerine sagdan üçüncü kapiya girmis. Orasi evin havuzunun oldugu yermis.Heryer karanlik oldugu için Temel elektrik düğmesini ararken havuza düsmüs. Can havliyle bağırmaya baslamis: "Sifonu çekmeyuun!!Sifonu çekmeyuun!" |
Adamın biri zilzurna içkiliymiş.Yolda yalpalıya yalpalıya ilerlerken yanından geçen Temele demiş ki :
-Kardeş şu yukardaki güneş mi ay mı? Temel: -Bilmyrum kardeşum ben buralı değilum. |
Temel bilim adamı iken temeli dünya bilimadamları toplantısına çağırırlar. avrupalı bilginler başlar;bizim yaptığımız kazılarda 25m. aşşağı indik ve telefon koabloları bulduk. demek ki bizim atalarımız telefon kullanmışlar diye övüne övüne konuşmuşlar.sıra bizim temele gelir;biz yaptığımız kazılarda 50m. aşşağı indik bişey bulamadık, demek ki bizim atalarımız cep telefonu kullanmışlar"demiş.
|
Temel bir lokantanin önünden geçerken "Bulasikçi Araniyor" ilanini görmüs.
Hemen içeri girip patrona : -Pen ha purada pulasikçiluk yapapilirum. demis.Patron sormus: -Kaç dil biliyorsun? Temel hiç duraksamadan cevap vermis : -On tört Önce biraz sasiran patron sonra sinirlenmis ve : -Sen benimle alay mi ediyorsun? Temel : -Valla önce sen paslattun.. |
Temel istanbula gelip bir otele yerlesir. gece yarisi uykusunun en tatli zamaninda yantaraftaki odadan müzik sesleri gelmektedir. hiddetle yataktan kalkarak yan odaya girer. karsisinda 4 tane genç ellerinde müzik aletleri birseyler çalmaktadir. temel sorar: hayrola çocuklar der gecenin bu yarise ne gürültüder. çocuklardan biri cevap verir: abi der biz yeni bir grup kurduk ve ilk ismize yarin bir barda çalarak baslayacagiz. onun için bu aksam prova yapiyor yarin ise galamiz var der. temel çocukalara hak verir nede olsa gençler heveslerini kirmamak lazim der ve gider. ertesi aksam yine yan odadan müzik sesleri gelir. temel yataktan kalkip yan odaya gider ve sorar: hayrola çocuklar ne oldu der. çocuklar: abi gala ertelendi bugün prova yarin gala derler. temel tamam deyip odasina döner. ertesi aksam yine müzik sesleri yan odadan yine ayni cevaplar bu durum 1-2 gün daha devam eder. 3 gün ise gecenin bir yarisi yine müzik sesleri baslar fakat bu sefer temel çocuklarin odasina gitmemistir. bu sefer çocuklar merak eder temelin odasina giderler ve gördükleri manzara karsisinda sasirirlar. temel yatagin üstünde oturmus kendi kendini tatmin etmekte çoçuklar sorarlar temele hayrola abi bu halin nedir. temel cevap verir. bugün prova yarin hepinizin sülalesini der.
|
Temel birgün meyhanede dertli dertli içiyormus. Onu gören Dursun:
- Ne bu hal, demis. Temel : - Bosver, demis. Dursun israr etmis, Temel dayanamamis ve baslamis anlatmaya: - Hani ben bir zaman Afrikaya gitmistim ayi avlamaya. Hatirladinmi? Bayagi da uzun kalmistim hatirlarsan... Avlanmak için günlerce gezindim ve sonunda buldum avlayacak bi ayi ama tam ates edecekken tüfek bozuldu. Ben de kaçarken uçurumdan asagi düstüm... - Eeeee, demis Dursun, Sonra... - Hertarafim kan revan içinde komaya girmisim. Sonra ayi beni yuvasina götürdü. Yaralarimi yaladi, balla, sütle besledi beni, iyilestikten sonra da bana tecavuz etti aylarca... - Buna mi üzülüyorsun, takma kafani ya bak bu kadar zaman gecti. Çoluk çocuga karistin, mutlu bir hayatin var, demis Durmus. Temel : - Bu da hayat mi be birader... O Afrikada ben burda... |
Laza karayollarını boyama işi vermişler. Laz başlamış çalışmaya. İlk gün tam 200 metre boyamış. İkinci gün 100 metre, üçüncü gün 50 metre. Artık dördüncü gün 10 metre boyayınca amiri Lazı çağırmış:
- Hayırdır evladım iyi çalışıyordun ? - Ben yine iyi çalışıyorum - İyi ama dün 50 metre bugün de 10 metre boyamışsın. - E... haliyle. İlk günlerde boya kovasına gidip gelmek kolaydı, sonraları çok vakit almaya basladı. |
Bir araba yasli Temele carpar. Arabanin soforu bagirir,
-Suc sende ben 20 yillik soforum!.. Temel karsilik verir, -Pen de 40 yildir yureyrum! |
Temel müdürüne gitmiş,
-Evte poya var,Fadimeye yardum etmem için pana izin verir misinuz? -Veremem! -Sağolun pana uygun bir çözüm bulacağunuzi piliydum.. |
Temel ile Fadime bosanmaya karar verirler.Ancak çocuklari yari yariya paylasmaya imkan yoktur.Yedi ikiye bölünemez. Temel:pi tane taha yapalim, sekiz içiye bölünür,ozaman sorun kalmaz,der. Dokuz ay sonra Fadime ikiz doğurur.
|
Askerlik yapan Temel bankadan para çekecek,kimliği yok,alamıyor.Bir asker arkadaşını getirmesini,kimliğini ispatlamasını önermişler.
-Mümçün değil. -Neden? Pen porozancibaşiyim.Hersabah beşde,her akşam da en güsel dizilerin tam ortasında ottururum aleti.. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:33 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.