www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Fuat Eriçok (https://www.cakal.net/showthread.php?t=142149)

GooD aNd EvıL 02-27-2009 10:36 PM

Altın Vuruş
“sabâ” mı “hicazkâr” mı “nişâburek” “uşşak” mı
böylesine mest ederek sonra kaybolmak hak mı

nurdan hanım damardan giriverdi üstelik
beste neyse neydi de torun kesin “bûselik”

heyhât sanatçı budur kâh “neveser” kâh “dügâh”
bazen “suz-i dilâra” bazen “sultan-ı yegâh”

ruh hâleti “karcığar” siyah beyaz kontrast
bir an “şehnaz tango” dur bir an “sabâ” bir an “rast”

nurdan torun tek şarkıyla bizi etti berhava
altın vuruş bu işte sanatkârım merhaba

(ağustos '03)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-27-2009 10:36 PM

Aman Danışman
adamlar var duvar gibi sağır sultan eş
ne denli parlasa güneş geçmez zira taş
ne dostu var ne arkadaş şeytanla koldaş
tam duyarsız sanki bir leş olunmaz yoldaş

çok laf yapar ağızları ağrıtırlar baş
hiç yapılmaz fikren savaş boşuna uğraş
işleri güçleri tıraş dilleri faraş
komazlar taş üstünde taş mangalda ateş

her belada paydaş bunlar her kör göze kaş
avantalara tebelleş işleri beleş
hep kaytarır sevmez telaş tüyerler yavaş
sıvışırlar varsa güreş mayası kalleş

yetkiyi kendinden alır başı boş dolaş
ast üst bilmez serbest giriş kuralsız serkeş
ne kolon kaldı ne kiriş kaosla özdeş
gizlice piş ağzıma düş lezzetli düşeş

sakın danışmayın aman tüm sözleri yaş
çalışırız derler de boş gezerler ayyaş
hatta ayyaş ötesi keş tipler de keleş
aman dostum uzak dolaş dum dumlu kaleş

(30 ağustos ’06)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-27-2009 10:36 PM

Ampul
aydınlığı yanılgı
kaynak değil sadece aracı ışığa
sebep değil sonuçtur

elektrik kesilmeye görsün
karanlık nedir görürsün

ince bir teldeki yangı
benzer tencerede kaşığa
son uçtur

(23 aralık ’06)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-27-2009 10:36 PM

Anagram - 2
elimde
k. a. l. e. m

çizerim
e. m. l. a. k

yazarım
k. e. l. a. m
olur

yontarım
k. a. l. e
k. a. l
a. l
a
bitti

koca kalem ömrüm gibi
tükendi gitti

biraz selüloz
biraz karbon
oldu toz
son

acaba bu mu
k. e. m. a. l

(23 kasım ’06)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-27-2009 10:36 PM

Anagram - 3
e. l. i. z. a. b. e. t. h / t. a. y. l. o. r

ile bir filmde oynama fırsatı bulsa
bale yapan yakışıklı fakat acemi ve yeteneksiz
zorlama bir oyuncu
senaryoya uygun olması sonucu

“ a. h / r. e. z. i. l / t. o. y / b. a. l. e. t ”

dese de herkes
şöhreti yakalamaz mı bir anda
her zaman olmuyor ki adalet

nasıl açıklanır böyle bir şans
efsanevi liz’le başrol oynamak
dökmeden önceden hiç alın teri
anagram hatırına
kullanarak fazladan bir a

i. z. a. h / e. l. b. e. t / l. o. t. a. r. y. a

(26 kasım ’06)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-27-2009 10:36 PM

Anagram - 5
c. a. r. a
ne gerek

hindistan’da
r. a. c. a

beykoz’da
a. c. a. r

(1 aralık ’06)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-27-2009 10:36 PM

Anagram - Kaos
soak
oska
akso
kosa
soka
okas
asok
ksao

….
….

ne anlamsızı be kardeşim?
kozmik lezzetli bir sos
işte budur kaos!

14 ekim ‘07
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-27-2009 10:36 PM

Anagram
k. i. b. e. l. e

magna matter
doğuran yaratan kadın
bereket tanrıçası
elbet nü
salkım salkım memeleri
çağrıştırır üzümü
öylesine seksî

burası anadolu’nun göbeği
koca kalçaları
ve leziz göğüsleriyle
dolanırsa ortada fellik fellik
şişer karnı
büyütür bebeği
olur

e. b. e. l. i. k

(23 kasım ’06)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-27-2009 10:37 PM

Anagramlı Söz Oyunları
kış yaşıyoruz fakat
şık değil

kışı aydınlatmıyor kar
ışık yok, koy yerine ark

sert değil mevsim
ters de olmasın
rest mi çekti doğa?

ister etki deyin
tesir etik olmasa da olur

neyse ki umutlar var
yense diye iyilik kötülüğü
yesen bile ilkel oyunları

keza
zeka bu mu?
desen veya
dense

aynı
iki yanı
ayna güler bana
yana yana

yine de bakarım
uzayıp giden her raya
götürecekmişcesine yara
bu da böyle bir arya

ah zıpır adam
çıktın yine dama

sen var ya
bu şiir seni parya
yapar

(6 şubat ’07)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-27-2009 10:37 PM

Analara Ayıp Oluyor
önüne gelen politikacıya
baba diye bağıran aymazlara
anneleri kırmızı biber sürmeli

(kasım 2003)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-27-2009 10:37 PM

Analiz - 1
sen
ben
rikkat

sen
ben
onlar
dikkat

sen
biz
rivayet

siz
ben
ihanet

siz
biz
rehavet

siz
biz
onlar
cinayet

(14 ağustos '06)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-27-2009 10:37 PM

Analiz - 2
kimi
bakar
görür
anlar
gelişir

kimi
bakar
görmez
zanneder
yanılır

kimi
bakmaz
görür
bilir
düşünür

kimi
bakmaz
görmez
yaşar
düşünmez

kimi
bakmaz
görmez
yaşamaz
inanır

(17 ağustos ‘06)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-27-2009 10:41 PM

Analiz - 3
düşünmez
çalışır
üretir
satamaz
(işçi köylü)

düşünmez
çalışmaz
üretmez
satar
(tüccar)

düşünmez
çalışır
üretmez
satmaz
(memur)

düşünmez
çalışmaz
üretmez
satmaz
(dinci)

düşünür
çalışmaz
üretmez
satar
(siyasetçi)

düşünür
çalışır
üretir
satmaz
(bilim adamı)

düşünür
çalışmaz
üretmez
satmaz
(filozof)

düşünür
çalışır
üretir
satamaz
(sanatçı)

(18 ağustos ’06)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-27-2009 10:41 PM

Analiz - 4
oluşur
gelişir
bozulur
dönüşür
bilinir
(madde)

oluşmaz
gelişmez
bozulmaz
yokolmaz
bilinmez
(ruh)

anlatılır
yayılır
bozulur
değişir
farzedilir
(inanç)

akledilir
gelişir
yayılır
değişmez
isbat edilir
(bilim)

18 ağustos ’06)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-27-2009 10:41 PM

Ankarapitchecus
arkeologlar açıkladı
asıl sembolü ankara’nın
keçisi değilmiş

on milyon yıllık bir fosil bulmuşlar
ankarapithecus
bir maymun

orangutan goril ve şempanzenin
ortak atası

bir anlamda hangisi olması gerekirse
hangisinin varlığı elzemse yâni
onun durumuna geçebilme yeteneği olan
çok kişilikli ya da çok kişiliksiz bir yaratık

ortama göre
şartlara göre
rüzgâra göre diyelim
her kılığa her karaktere bürünebilme esnekliğinde

yakın tarihe ve günümüze bakıyorum da
evrim teorisine inancım bütünleşiyor

yaratılışcılar ve akıllı tasarımcılar
sıkı bir darbe yediler bence
apaçık bunca benzerlikleri nasıl açıklayacaklar
meraklardayım binlerce soru dolu gence

(20 nisan ’06)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-27-2009 10:41 PM

ANLAK (anagram)
ön yargılarından
hurafeden… dogmadan…
kerameti kendinden menkulden
AKLAN

elinde
KALAN
tek değerli kıstas
ANLAK
olsun

gerçeğe erişme yolunda
temiz.. engelsiz.. kirsiz
KANAL

akmasın
AL KAN
boş bilinmezler uğruna

ve sevgi ve mutluluk adına
bir elinde bilim
bir elinde ışık
anlamsız karanlık karışık
eski inanç kırıntılarını
gülümseyerek
küçümseyerek
AN KAL

zira ezelden beri
aşılamamıştır sorunlar
inatla
karanlıkla
kavgayla
KANLA

(23 mayıs ’07)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-27-2009 10:41 PM

Anlamsız
doğdum
istesem de istemesem de bu kesin
ve öleceğim
öleceği ve bildiği gibi herkesin

bu aralıkta anlamsız ve amaçsız bir yaşam
hastalıklar felaketler
çalışma sevişme giyim kuşam
kazanımlar kayıplar
sevaplar günahlar ayıplar
çılgın sevinçler derin üzüntüler
neler neler

hiçlikten hiçliğe bu koşu niye?

kimi göklere çıkarır
kimi kızıp köpürür 'nü' ye

ne ayşe bakar ne süheyla ama
perihan ile hicran yanıp tutuşur hüsnü'ye

evet birinde ben varım ey terazi
koyduğun karşılık nedir diğer kefene?
ne çıkar bilmem ölçümün sonucu
sonuçta kesin gireceğim cepsiz kefene

öyleyse nedir bu döngü?
peşin yazılmışsa kader terazi niçin gerekli
dara ne? kefe ne?

cevabı yoksa bu soruların
ki yok
ey filozof gerek ne felsefene?

kelebeğin karıncanın yılanın
hipopotam kanguru ve balinanın
süheyla ile ayşe ya da benim veya perihan'ın
nedenini açıklayamıyorsa onca kitap onca şiir
onca felsefe ne?

sıcak mı sıcak bir temmuz günü
masada gönyeler kalemler ve çizimler
gözlerim uzak ufuklarda donuk
koskoca kara bir boşluktayım gene

(temmuz '06)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-27-2009 10:41 PM

Antrakt
“the end” yazdı perdede
arka kapıdan sessiz düşünceli
karanlık sokağa dağılmakta kalabalık

şu anda kesin marilin'dir overlokçu hayriye
ve marlon’dur artık kaportacı haydar

sabah güneşle işe uyanana kadar

(19 Ekim 2003)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-27-2009 10:42 PM

Aptal Kutusu
evimizin en önemli yerini işgal eden
sesli resimli şu 'reklâm' cihazı var ya
hani canım
reha muhtar nam yiğidin
amerikan türkçesi ile futbol yorumladığı

manken-sunucu hatunların
kalça göbek başgösterdiği

siyasetçi imamların vecizeler folladığı
işte ona 'aptal kutusu! ' diyorlar
çok yanlış

kutu içeriğinden adlanır
kalem kutusu
şeker kutusu
âlet kutusu

şimdi bir bakalım
t.v. kutusunda ne var

reha mesela
boğaz'da yalı sahibi
amerikanca bile anlıyor

siyasiler
törenler devlet kesesinden geziler
kırmızı halılarda seyahat
dokunulmazlık oh ne rahat
kekâ ki ne kekâ
çoluk çocuk amerika'da garantide bekâ

ya o mankenler “thalk show” cular futbolcular
seda'lar hülya'lar ibo'lar
ayrıca sayısız kırolar

hangisi aptal bunların
ya da
aptallık buysa
yedikleri önlerinde yemedikleri artlarında
götürdükleri caba

yok yok
yanlış söylenmiş o lâf
demiştik ya hani
kutu içindekiyle adlanır

birden evlerimiz geldi şimdi de aklıma nedense
nohut oda bakla sofa kutu odacıklarımız

hani şu doluşup içlerine
çoluk çocuk hala teyze dede nine
konuşmadan
okumadan
düşünmeden

mankenleri maçları hortumcuları yalancıları izleriz
onları ünlü zengin ederiz
peki neden bi’de kızarız küfrederiz

sözün özü:
t.v. akıllı kutusudur

asıl bizleriz
keriz

(ekim ‘03)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-27-2009 10:42 PM

Ara Kademe
insanız evrimin güncel halkası
yâni ben yâni sen yâni hepimiz
hayvanın bilinçle taçlanmış dansı
iyinin kötünün buluştuğu giz

kimi aşı bulup mikrop avlamış
kimi bir stenle düşman taramış
bilgini uzayda yıldız aramış
delisi kendine ararken cengiz

gidip değersize biat ederiz
tutar değerliyi ezer geçeriz
kâh doğruyu kâh eğriyi seçeriz
iyiyi söyleyip terse gideriz

kimi kerem gibi aslı’ya yanık
kimi parti kurmuş aslı uyanık
kimi çok bulaşık paslı bulanık
velhasıl karışık bir grubuz biz

kâh ışıklı kâh sönük birer feneriz
çıkar için her tür yolu deneriz
bizim gibi düşüneni severiz
güçlüyü överken zayıf döveriz

farklılık kişiden kişiye değil
herkesde bulunur her çeşit meyil
kimseye güvenme önce bunu bil
şeytan ile melek bizlerde ikiz

özelimiz yoktur hep aynı kumaş
hep o kolla bacak hep o gözle kaş
çamur aynı kıvam ne kuru ne yaş
hep aynı modeliz hepimiz biriz

şu var ki evrim durmaz inanın
bizler maketiyiz henüz insanın
süper naciye’nin üstün ihsan’ın
gelecek türlerin eskizleriyiz

(24 ocak ’07)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-27-2009 10:42 PM

Âraf – 179 / 2008 versiyonu
“andolsun ki
biz bazılarını cehennem için yarattık
kalpleri vardır kavrayamazlar
gözleri vardır göremezler
kulakları vardır duyamazlar”

--
gider birilerine oy verirler
gelir birileri iktidar olur
--

“işte asıl gafiller onlardır”

iş bu değerli sureyi
bir de böyle okumakta
sayısız yararlar vardır

26 mart ‘08
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-27-2009 10:42 PM

Aralık Güneşi
aralık ayında ılık güneş
keskin ve parlak
siyasetçi vaadi gibi

içiniz ısınsa da
bilin ki
ardından hastalık kapıda

(17 aralık ’06)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-27-2009 10:42 PM

Archimedes'e Nazire
cisimler
taşırdıkları sıvının
ağırlığına denk bir güçle
yukarı kaldırılırlar

düşünürler
taşırdıkları sabrın
şiddetine denk bir güçle
aşağı çekilirler

(18 ağustos ’06)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-27-2009 10:42 PM

Arıyorsan Aşkı Adresim Açık
arıyorsan aşkı adresim açık
bulunursam bırakılmam bilesin
yolum yokuş yavaş yavaş yürü çık
diktir dikenlidir göğüs geresin

yerim dar kibirler gururlar sığmaz
isimler sıfatlar buraya uymaz
ne kürkün ne takının değeri olmaz
hepsinden soyunup öyle giresin

gelsen de girsen de hepsi bu değil
kalp temiz olmalı kuşkulu değil
eski sevdalarla vurgulu değil
ruhunu ruhuma bakir veresin

uçar kaçarım ben kelepçe tutmaz
hassas kalbim pozu yalanı yutmaz
gülüm dikenlidir kirli el tutmaz
açık temiz ol ki bana eresin

(aralık 2003)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-28-2009 09:33 AM

Asıl Biziz Terörist
saçak altlarından
kirli duvarlara sürtüne sürüne
kapı loşluklarına gizlenerek süzüldü sokaklardan
alacakaranlıktı ortalık yüreği gibi
zayıftı kemikli yüzü çirkin
kısık çakal gözlerinde hain kıvılcımlar
çevresini kollamada tedirgin

sokak köpekleri yol verdi geçerken
kediler kaçıştı tüyleri diken diken
insan değil lânet gibiydi

hain zihninde şekillendirdi sinsi planını
gün yüzünü göstermeden döndü inine
öyle iğrenç bir yaratık ki
varsa eğer bir inancı
yazıklar olsun dînine

bir kaç gün sonra bir patlamayla sarsıldı yürekler
cam, toprak kan et ve kemikler
karıştı birbirine savruldu
bir sürü masum insan
ve hiç biri birbirini tanımayan daha pek çoğu
bu anlamsız gazapla kavruldu

insan bedeni içindeki
bu zavallı yaratık
bu korkak
sinsi
karanlık atık
yalnızca bir tetik

başka odaklarda veriliyor karar
katlediliyor etik
ufak bir hesap yapın kafalarınızda insan kardeşlerim
biraz düşünün biraz
azıcık aritmetik

terörden nefret yetmiyor
anlamalıyız artık
etrafımıza bakmalıyız
kimler besleniyor bu ortamda
kimler hangi kirli çıkarların peşinde
masumların kanı
kimlerin sivri dişlerinde damla damla

bırakın polis uğraşsın pimi çeken zavallı adamla
siz onu yönlendiren sisli beyinlere bakın
şiddetten kurtulmak mı istiyorsunuz
sanal bir darağacı kurun kafanızda
yağlı urganı bu hasta boyunlara takın

politikacılar örgütler teröristler
hepsi aslında ruhlarımızın hasta uzantıları
hırslarımız hasetlerimiz aşağılık duygularımız
her türlü cinayete karşı duyarsızlıklarımız
vurdum duymazlığımız
küçük çıkarlarımız
çirkin hunhar törelerimiz
sevgisizliğimiz

o zavallı sürüngen değil terörist
bizler
seyredenleriz

hepimiz

(15 kasım ‘03)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-28-2009 09:33 AM

Asıl Terörist Kim
kuytu sapa bir yoldu
arkası kapalı kırmızı bir kamyonet
anayola çıkmadan önce yavaşladı durdu
kirli sakallı küçük gözleri çukura kaçmış şoför mırıldanıyordu

şehrin trafiği yavaş akıyordu
cıvadan bir nehir gibi
tedirgindi adam
bir tuhaf bakıyordu
araba leş gibi gübre kokuyordu

birden kırdı direksiyonu kökledi gazı
son hızla sürdü hedefe kararlı
insanlar
kadınlı çocuklu ihtiyarlı
kaçışıp bağırıyorlardı şaşkın çaresiz
o artık düşünmüyor
timsah gibi gülüyordu

kaldırımı geçti
bariyerlere çarpıp atladı
bir “tıss” sesi çıktı önce
ardından kamyonet patladı
kıyamet koptu sanki
sanki âlem yıkılıyordu

çevresindeki her şey ve herkes gibi
şoförün parçaları da her yönde dağıldı
kimi et parçaları direksiyonda
kimi motorun üzerinde
kimi yıkılan duvarlarda yapışıp kaldı

tesadüf bu ya
kafası bütündü
kan ve çamura bulanmış
ötelerde bir yerde kaldırım kenarına yuvarlanmıştı
neden sonra bulundu
markalanıp bir poşete konuldu

birtakım testlerden sonra bu kanlı artığın
komyonet şoförüne ait olduğu saptandı
şimdi o da diğerleriyle birarada
morgdaki masada duruyordu

kulak ve burun delikleri hâlâ kanıyordu
göz çukurları boştu
umarsız karanlık
görüyor çevresini tanıyor gibiydi
yaptığından pişmandı sanki
sanki
utanıyordu

çok uzaklarda bir başka ülkede
dağlarda kayıp bir mağarada
uğursuz yüzlü sinsi biri
çevresindekilere emirler veriyordu

acıyla kavrulan yürekler henüz soğumadan
başka ülkelerde
başka yarı sersem
yarı uyuşuk adamlar
başka çalıntı kamyonetlere
patlayıcı yüklüyordu

yine bir başka ülkenin başkanlık sarayında
çipil gözlü donuk bakışlı bir adam
oval odasının pahalı halılarında turluyordu

kurmayları danışmanları ajanları dinliyor
yeni patlamaların hedeflerini planlıyordu

ürperiyordu ensesindeki tüycükler
aklı eskilere gidip geliyordu
dallas’ta bir açık otomobilin arka koltuğunda
karısının kollarında cansız yatan
j.f. kennedy’yi hatırlıyordu

ekranlarda dünyaya meydan okuyan adam
aslında ölesiye korkuyordu

dünyanın her yanında bir dolu masum çocuk
analarının sıcak kollarında her şeyden habersiz
uyuyordu

(şubat '04)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-28-2009 09:33 AM

AŞIK KALP / (anagram)
akış girmeden kışa
çatma
kaşı

aşkı
şakı
aşık kalp

klap… klap… klap...
kırık
plak

(23 mayıs ’07)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-28-2009 09:33 AM

Aşık Olmak
aşık olunmak
için kendini sunmak
değildir
aşık olmak
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-28-2009 09:33 AM

Aşk-ı Matic
ben bir
sen bir
ha bire ekliyorum birbirine
sonuç hep bir çıkıyor
heyhat
elde var evlat

sen parabol çizerek uzaklaşırken benden
sürekli yaklaşıp sonsuza
ben kısır döngüsünde dairenin
hayâlimdeki suretinin çevresinde
ışık sinekleri misal dön-git
aşkım pi sayısından bile sabit

Biz eksi sen sonuç sıfır

kucaklıyorum kızımı intervalinde kollarımın
tıpkı sen
senin gençliğin pırıl pırıl
ne olur dön haydi ona sen de sarıl

sevgi sonsuza giderken
fonksiyon eşit artı eksi bir
özlem dayanılmaz
yâ sabır

şu göreli günlerinde aşka teğet hayatımın
sen tüm denklemlerindesin
ve belki x tarihinde zamanın
çakışacak eğrilerimiz bir uzay düzleminde
sanalın gerçekle karıştığı derinde

x artı y
belki sıfır belki sonsuz belki bir
cebir
kim bilir

(haziran '01)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-28-2009 09:33 AM

Aşk
o yaşam nehrinin gizemli bir bendi mi
erkeklerin zaafı kadınların fendi mi
ne kaçmak mümkün ondan ne kurtulmak ölmeden
yoksa bu dertli keyif hayatın ta kendi mi

(aralık ‘04)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-28-2009 09:33 AM

Aşk İkizdir
ne seninle ne sensiz
demiş sevgisiz densiz
canan olur mu can'sız
tekne var mı dümensiz?

noktanın cismi yoktur
sezginin ismi yoktur
soyutun resmi yoktur
bir boy gösterin ensiz

leyla'sız mecnun nerde?
aslı'lar kerem'lerde
var mı bir gül göster de
gülüp koksun dikensiz

aşk her zaman pusuda
takmaz kibri usu da
kotra gider mi suda
rüzgârsız ve yelkensiz?

aşkadır cümle adak
sevdasız gözler budak
neye yarar ki dudak
duruyorsa öpensiz?

bekliyor sıcak döşek
kollar bellerde kuşak
ten ten üz're kavuşak
ruh nedir ki bedensiz?

uyumsuz huysuz olma
ruhsuz duygusuz olma
umarsız mutsuz olma
canı yorma nedensiz

insan yalnız yapamaz
kendisine tapamaz
aşk ikizdir kopamaz
ne sensiz ne de bensiz

(haziran '06)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-28-2009 09:34 AM

Aşk şiirle Pekişir
ay çıkarken güneş tüter denizde
iki ışık ufuklarda çakışır
kız gülerken oğlan baygın benizde
iki aşık doruklarda bakışır

kudret yetmez kalp kilidi açmaya
şöhret kanat olmaz aşka uçmaya
servet köprü değil eşik geçmeye
leyla kapısına mecnun yakışır

onur gurur kibir inat yıkılır
kaşa göze ne akıllar takılır
yar uğruna tahtlar taclar yakılır
aşk kör eder tüm değerler kokuşur

yalnızlığı sultanlıkla anarlar
sade suya kara ekmek banarlar
aslında kerem'den fazla yanarlar
kuru saman durduk yerde tutuşur

doğada her canlı eşiyle vardır
sevene canansız bir dünya dardır
ola ki tüm filmi geriye sardır
mümkün değil zaman tek yön çalışır

gün doğmadan ay kaybolur karanlık
bazı aşklar kısa sürer bir anlık
seyran bile olamadan samanlık
şıpsevdiye bir tek gece yetişir

gerçekse aşk ömür boyu sürmeli
şirin'in gözleri kor kor gülmeli
ferhat o ki dev dağları delmeli
gerçekse aşk acı ile yarışır

aşkı anlatmaya kalem yeter mi
hadi yetti kalem kelâm yeter mi
şaire kuru bir selam yeter mi
aşk şiirle şiir aşkla pekişir

(haziran '06)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-28-2009 09:34 AM

Aşka Bakış
aşka
herkesin bakışı başka!

kimine göre bir kez yaşanır..
kimine göre sayısız!

birinin olmazsa olmazı..
ötekince hayırsız!

kâh ömüre ömür katan bir devâ..
kâh yaşamdan çalan bir hırsız!

zaman zaman bakınca “aşka”
harfler karışıyor birbirine..
oluyor “şaka! ”

(haziran 2004)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-28-2009 09:34 AM

Aşka retrospektif yaklaşım (1)
/ aşkın rengi /

1
ilkokul aşkım sarıydı
lüle lüle kıvır kıvır sımsıcak
karşılaşınca yolumu değiştirirdim
kızarır kaçardım köşe bucak
bazen sınıfta göz göze gelirdik
öyle tatlı gülerdi ki erirdim

2
kırmızı derim de hep aşkın rengine
ikinci aşkım inadına yeşildi
kalbim onu bakışından bildi

uzun kirpikli
iki kocaman yumuşak ışık
ki tüm lise defterlerimin sayfalarında bakışık

çakmak çakmak içimi yakıp geçerdi çabucak
tazı gibi titreyerek beklediğim otobüs duraklarında aşık

ne o indi otobüsten ne ben bindim
birbirimizi uzaktan sevdik
hayat otobüsten çok hızlıymış ne bilirdik

kırk beş yıl geçti
öyle gözlere rastlamadım bir daha
kutupda ateş gibiydiler
çölde vaha

3
başka renkler de geçti içimden
maviler kızıllar karalar
fakat hepsi de hafif yaralar

ne yakıp kavurur içimi
ne kalbimi paralar

okulda mahallede arkadaşlığı hafifce aşmalar
bazen küçük flörtöz sataşmalar
bazen yasak sınırlarda dolaşmalar

deniz mevsiminde ıslak tuzlu yaklaşmalar
romantik *******
kumsalda sıcak buluşmalar
nisbetler cakalar sataşmalar

hızlı başlangıçlar çabuk uzaklaşmalar

velhasıl vazgeçtim renkten
gri tonları bile değildi bunlar
gerçeğin ışığında yıkanan bir gönül
yarı gölgelerden ne anlar?

4
ve bir gün kamaştı gözlerim
o ilk göz göze gelişi o ilk bakışı
o bir anda kavurup yakışı
nasıl da özlerim

derler ki hiçbir aşk ilki gibi olamaz
doğrudur
çünkü bir kalp iki defa böyle yanıp kavrulamaz

öyle delip geçerki eros’un oku
korunulmaz
onulmaz

ne sökülüp atılabilir girdiği yerden
ne de yerine bir başkası konulmaz

bu yüzden tariflenemez aşk
resimlenemez
sözlenemez
şimşek hızıyla ulaşır gözden kalbe
izlenemez
ve asla gizlenemez

bir kez aşık olunabilir bence
kimse kimseninkini bilemez

benim aşkım beyazdı
o pırıltı şavkıdığında beynimde
sanırım altmışlı yıllarda bir yazdı
incecik bir kız adını ruhuma yazdı

içimi doldurduğunda aydınlığı
duyduğum tarifsiz bir hazdı

ömür boyu unutulmaz onur
bütün renklerin toplamıydı
o nur

(17 mayıs ’07)

(devam edecek.. 2000 yılında kaybettiğim sevgili eşim Nur’un bugün doğum günüydü. Aziz anısına adıyorum.)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-28-2009 09:34 AM

Aşka retrospektif yaklaşım (2)
/ aşkın tadı /

1
bisikletimin arkasına yan binerlerdi
heyecandan pembeleşirdi yanakları
avaz avaz gülerlerdi
içimde kabarırdı belimi saran ellerin sıcaklığı
arzunun çağladığı günlerdi

2
kuytu koruluklarda
sapa aralıklarda buluşurduk
saatlerce konuşur konuşurduk
ayrılamazdık
öylesine kalpten
öylesine masum gezdik
el ele tutuşmazdık
öpüşmezdik

3
sonra eller de tutuldu
titrek… ince… tombul… etli…
çekingen… meraklı… cüretli…
sonra ilk öpüşmelerde dünya unutuldu

4
ürkek güvercinler gibi avuçlarımda
tiril tiril… kıskandıracak güzellikte kösnül bir melek
kalbim gümbür gümbür parmaklarımın uçlarında
kadife temasıyla dolaşır boynumda koynumda
ince mavi damarlı terli iki bilek

dudakları büyür giderek dudaklarımda
ılıklığı aklımı karıştırır
zarif arzularla sunulurken o leziz çilek

5
bu lezzette
ruhumu yakan bir şey var

ten ısısında eriyip içime sızıyor büyülü
baş döndüren…
venüs’ten ikram nektar

6
şimdi öyle uzak ki o anlar
sevdiklerinden uzak olanlar
beni anlar

7
artık bazen düşlerde
bazen derin düşünüşlerde
duyumsuyorum o tadı

beynimin tüm kıvrımlarına
çilek kıvamında süzülürken
ışıklı adı

(18 mayıs ’07)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-28-2009 09:34 AM

AŞKI karıştırmak
tartışarak AŞKI
çatmayın KAŞI
büyütmeyin aranızdaki ŞAKI

ey bülbül gel ve ŞAKI
gül’e duyduğun AŞKI
anlat bize mevsim girmeden KIŞA
o sevdalı sesinle ruhlarımızı KAŞI

ve sen kalbinde sakla sevgini ey AŞIK
ki o sevmez gereksiz şak ŞAKI

27 eylül ‘07

(ŞAK: Çatlak, yarık)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-28-2009 09:34 AM

Aşkım Rumelihisarı
diktir ve dardır ezelî
rumelihisarı sokakları dünyalar güzeli
döne döne iner karşısında masmavi deniz
erguvanlar erikler ıhlamurlarla bezeli
kamaşır göz yanar geniz

dönersiniz bir yeni apartman
sade sıvalı duvar dümdüz
pencere kalfa zevki yırtık görgüsüz
dönersiniz cumbalı çıkmalı bir eski ahşap güzeli
dönersiniz çınarlar arasında alabildiğine deniz

eski yollar kambur kumbur arnavut kaldırımı
şimdi kirli suratlı asfalt
sevimsiz mi sevimsiz

iniyorum
solda mezarlık sokak denize konuş
sağa kıvrıldın mı büyük yokuş
önümde kadim surp santuht ermeni kilisesi
bahçesinde boğaz leb - i derya
ağaçlar kediler ve bir dolu kuş
tahta kanepede hayganuş teyze ile madam surpik oturmuş
ve ilerde şair nigâr okulunda çocukların neşeli sesi
yeni oluşmuş yeni okumuş

dümdüz denize iner yokuş
âsudeliğin yerinde egzoslu yeller eser
arabalar kamyonlar itiş kakış
ne madam kayani’nin kocası topumuzu keser
ne ohannes ustanın küçücük ayakkabıcı dükkanı
ne yoğurtcu hasan
ne tenekeli eşekleriyle sucu şabettin gezer

iki taraf eskiden bozma yüksek yapı
elbette çoğu artık yabancı kapı

ne arkadaşımın haminnesi hacer teyze kahve içer
ne abimin arkadaşı sabri abi balkondan balkona
tenekeci hristo ve balıkçı kirkor’la gırgır geçer
ne madam efemiya’nın işveli kızı zoyiçe
terzi yorgo’ya uğramış kendine entari biçer

ellili yıllarda başlayan çirkin kalkışmada yıkıldı surlar
ne ermeniler kaldı ne rumlar
kaybolup gitti beş yüz yıllık şehrin şaheser insan mozayiği
asıl işte o zaman kültür başkenti yapacak en değerli unsurlar
ne o dostluk kaldı dededen toruna
ne hayrı dokundu türküne ermenisine rumuna
yerlerde süründü hilal ve haç
bir 6 - 7 eylül yaşadık ki rezilâne sâfi utanç
kapkara bir leke insanlık ve ülke onuruna
ve bu ayıp hâlâ tamire muhtaç

iniyorum yokuştan
peşimde mahallenin dost köpekleri
ve yine tanıdık birkaç pisi
anılar da geliyor peşimden teker teker
karşımda gözümü acıtan boğazın parlak mavisi
ki içinden devasa tankerler geçer
kulak tırmalar birden acı bir düdük sesi

sağda sultan mehmet’in taş kalesi
solda hep poyraz üfüren yuşa tepesi
sıralanmış elpençe güzel cariyeler misal
kanlıca anadoluhisarı küçüksu kandilli
dünyanın en büyük ve güzel tablosu
yalılar fıstık çamları gizemli derin kayıkhaneler
yaz başında erguvanlar kırmızı mor
gelin gelin pırnakıl bembeyaz erikler
kayık çekekleri arasında yosunları okşayan su
kıyıda birkaç derme çatma balıkçı kahvesi
ve yürürken sürekli değişmede resmin çerçevesi

iki uçta iki tarihi cami arasında
hisar’ın dar meyhaneler caddesi

her evde mutlaka denizli bir pencere
ve hepsinin yeni süsü
metalik köprü görüntüsü

eskiden kalma birkaç şirin cumba
ve karanfiller ve cam güzelleri ve eski kadınlar
hepsi sigara yakar ve düşünceli denize bakar
gözlerinden kimbilir ne sisli görüntüler akar

bir deniz köyüdür rumelihisarı
karadeniz gümbürlenir kuzeyden
marmaraya koşar nehir gibi yüzeyden
yazları meltem meltem öpüp koklar
kışın buz tipilerle tokatlar
deli mi deli fırtına deli mi deli kar

diktir hisar’ın yokuşları
akşam yorgun insanlar ağır ağır çıkar
ve her sabah dinlenmiş tazelenmiş
iş telâşesiyle ekmek peşinde
koşar adım denize akar

dimdik bir yamaca sırtını vermiş
deniz ve fatih sultan’ın şehitliği ile
iki rüzgâr arasında sıkışmış hisar
poyraz sızım sızım sızlatır
lodos kavurur yakar
hoyrat ve soysuz siyasetçiler yoluyla
artık gecekonduya dönüşmüş mezarlar
saygısızca yokedilmenin hüznüyle susarlar

her dem güneş içinde
her dem mavi mavi
şıkır şıkır boğaz
bir büyülü nektar gibi moryeşil billûr tasta
şehvetli bir odalık edasıyla yatar

biz ona tutkun
biz ona hasta
o bize naz atar caka satar

(22 kasım ’06)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-28-2009 09:35 AM

Aşkın Doğası
masum kalbime sessiz giren hırsız gibi aşk
sadakati saygıyı ne bulduysa tüketti
ok hedefe varınca yok olan hız gibi aşk
ilk öpüşte eridi ilk dokunuşta bitti

(mayıs ‘01)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-28-2009 09:35 AM

Aşkı Karıştır
nedir
“aşk”

üç harfi karıştır
görürsün

badem göz
kalem “kaş”

biraz göz yaşı
biraz
“şak”
“şak”

(ekim ‘03)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-28-2009 09:35 AM

Aşkın Önünde Eğil
asıl sevgili
seni beğenendir
senin beğendiğin değil

şikâyet etme sevilmemekten
sevmeye et meyil

bırak yücelenmeyi hindileşme
boş geç gururu
aşkın önünde eğil

(haziran ‘04)
Fuat Eriçok


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 05:28 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.