![]() |
Aşk sözle olsaydı kalem mecnun olurdu
Dil ne bilir aşkı,onda şevk mi var? Var diyenin aklı şu kalem kadar. Ahrazi |
Aşk,ecele girse ölüm dirilir
Gönül serhatini çizmeye kalkasam, Aşk müsade etmez,kalem kırılır. İçine adımı yazmaya kalksam, Aşk müsade etmez,elim kırılır. En zengin lisanlardan misal ile, Cansız sözler,kavuşsa canlı hale, Sırcıya söylemek istesem bile, Aşk müsade etmez,dilim kırılır. Sayısız kitap sahibi alimden, Tahliller beklesem,gizli külümden, Gönüle tarif sorsam bilimden, Aşk müsade etmez,ilim kırılır. Ahrazi iş bu hal manada gizli, Sevda dedikleri ruhtan da nazlı, Gönülü sormuşsun,sükutla sözlü, Aşk ecele girse ölüm dirilir. Ahrazi |
Âşk’taki hakîkat
Şu beyhûde zamandan aşkın adı şâyandır, Zamanda bir ad bulan âşkıyla yaşayandır. *** Ne yerdedir sevenler ne de gökte nihandır, Hayat veren şu cânı âşkı için taşıyandır. *** Gece tamâm olmadan seher vakti gelmeden, Yâri gören uykuyu baş ucuna koyandır. *** Âh demeye dili yok,boşa feryât eylemez, Hasreti ve kederi âşka hürmet sayandır. *** Feri mecnûn gözünde,bir umuda gâm düşse, O umudun yerinde Yâr adını duyandır. *** Medet ummaz lisandan sükût ile dolanır, Gizli yada âşikâr,her nefesi beyandır. *** Yâri yâd etmek için gelse bile kendine, Yalnız âşka bürünüp benliğine kıyandır. *** Son nefesi verirken başı dik ve kararlı, Al da götür bedeni,sînem kalsın diyendir. *** İşte bu hâl içinde umut edilen Yâren, Garip kalan âşığı rûhuyla bir ayandır. *** Sükût ehli ahrâzim,kula metih gerekmez, Eğer bize tâç varsa kelâmı okuyandır. *** Her cân gibi nihâyet,âşkı veren Mevlâ’dır, O’na âşık olansa her âşıktan evlâdır. *** Ahrazi |
Aşkı verin derim
Bana,bir cihan seç dense, Aşkı verin derim,aşkı. Bir pınar beğen,iç dense, Aşkı serin derim,aşkı. Cenneti isteyen alsın, Huriyi arayan bulsun, Sual melekleri gelsin, Aşkı sorun derim,aşkı. Canı alın,canan nerde? Külü serpin,gönlüm harda, Bende yara açan derde, Aşkı sürün derim,aşkı. Sevda gibi elim tutup, Ruha,yar kokusu katıp, Şu beyaz kefeni atıp, Aşkı sarın derim,aşkı. Can Ahrazim gönül sende, Yarin şevki gezer canda, Her başlangıç gibi sonda, Aşkı görün derim,aşkı. Ahrazi |
Aşkı yazan kalem var mı?
Aşkı yazan kalem var mı, Var mı sevdaya beden çizen? Ben yazamadım,çünkü; Hep eksikti mısralar,tamâm olmadı. Niyetimce bir kalıp aradım, ‘’Çok’’ dedikleri ‘’az’’ bile gelmedi, En zengin lisânlar dâhi Gözlerimdeki seni,sana hasret bıraktı ‘’Aşkı yazmak bu kadar zor mu? ’’deme bana, Ufkun bir yanını tutuştur, Ve sayfaların halini gör orda. Kim,nasıl,hangi asırda? Söyle,Aşkı yazan kalem var mı? * * * Not:Aşka yazan kalem sahibi Dost ve Üstadlar var ve de çok güzel yazdıklarına şahidim,Aşka yazmakla Aşkı yazmak farklıdır bu yüzden yanlış anlaşılmasını istemem,hatalarım için de ayrıca özür dilerim çünkü serbest yazamama rağmen bu hisleri kalıba da sığdıramadım. saygılarımla Ahrazi |
Aşkıma kalıp seçtirme
Aşkıma kalıp seçtirme sevdiğim, Gönlüm çoğa varıp dar diye döndü. Aşkı kadehten içtirme sevdiğim, Gönlüm küpü görüp,kır diye döndü. Ebedi dediğin bir günüm kadar, Seninle bir anım on asır eder, Üç lisan dilsizin halinden beter, Gönlüm ilme sorup,kör diye döndü. Ahrazi dünyamın çehresi senden, Gören gözlerimin haresi senden, Bana ölüm varsa senin elinden, Gönlüm Azrail’den,yar diye döndü. Ahrazi |
Aşkın aksettiği yer
ne cân isterim doğmak için senden ne dönmek için kabre bir işâret ne de geniş yer,bir karış üstünden yeter ki,toprağı sevginle vâr et. * * * Ahrazi |
Aşkın ile yanmaya geldi bu can
Mevzu gibi ismine yaz canımı, Sende seni anmaya geldi bu can. Aşkına pınar gibi dök kanımı, Sende sana kanmaya geldi bu can. Söz bile susuz,manadır baharı, Hükmü dile sardı,yaşar kahırı, Elveda eder gibi son şehiri, Sende sana dönmeye geldi bu can. Her nasibe aşkı sual ederek, Her düşümü hayra meal ederek, Ömrümü yolunda helal ederek, Sende sana yanmaya geldi bu can, Serhatimi al da esirin olam, Sar taşına kıble deyipte kalam, Dünya bana gülse biter mi çilem? Sende sana sönmeye geldi bu can. ahrazi de Mevla için dolanır, vakti zamanında kapım çalınır, Azrail’e yok der isem alınır, Aşkın ile yanmaya geldi bu can. Ahrazi |
Aşkınla yanmak
Aldanmış her efkârım,cânı divâne sanmış, Korksun,câna müjdem var,ölmeye kim usanmış. Heyhât! derde meydan yok,sînemi sardı bu hâl, Aşkınla dolmuş her yan,neylesin âh’ı mahâl? İster mahşerim olsun,defnimi sırra karsın, İster saflar içinden,yalnız elem yakarsın. Tek sükûnet ey kalbim,aşkı bu sonda bilmek, Emsâl doğmak içindir,doğmak için sevilmek. * * * Ahrazi |
Ateş
Arzın bağrı yanar olmuş, Yangın bana dingin gelir. Ak dumanı göğü bulmuş, Semâ bana engin gelir. Hasret varken mahşer nerde, Közler bile dulda yerde, Al ateşler eyvâh der de, Göz yaşından çıngın gelir. Aşk merâmı,bu hâl benim, Yâdı cânım gamı tenim, Yârim diye geçen günüm, Şu cennetten zengin gelir. Ahrâzi dil,sükût sende, Ruh konuşur,sus desende, Sen misalle gelmesen de, Misal için rengin gelir. *** Ahrazi |
Aydınlıktan bir nokta yıkılmasın
Öyle bir gün ver ki; Sönmesin hiç bir yanı Hiç bir yanı solmasın Akşamsa karanlığın vatanı Öyle bir gün ver ki; Tek siyah nokta kalmasın Yıkılırken akşamın tanı Aydınlıktan,bir nokta yıkılmasın... * * * Ahrazi |
âynüd nalay----Gel dediler......
Bir yol vardı yedi kişi yolcusu, Gel dediler,cânı tende koyda gel. El uzattı uzun boylu elçisi, Gel dediler,uyur gözü ayda gel. Şaşa kaldım ateş düştü bağrıma, Garip gönül lîsan oldu çağrıma, Bizden gayri nice sîmâ var ama, Gel dediler,seni bizden sayda gel. Zamân ile gün aşırı yitmeden, Nisan ayı henüz çıkıp bitmeden, Nefsin gibi ömrü ziyân etmeden, Gel dediler,aşkla nikâh kıyda gel. Mühlet tamâm yürü şimdi çileye, Derdin bâki ateş hârı bileye, Tek duâmız çâre seni dileye, Gel dediler,göz yaşına doyda gel. Can ahrâzim dağlar kuma varınca, Neyler dünyâ,bulut yeri sarınca, Destûr alıp kimsin diye sorunca, Gel dediler,Sözü izden duyda gel Ahrazi |
Ayrılık
Vâdesi bir elvedâdır çok süren ayrılığın, Yıl tutan enkâzıdır; mâzîde binlerce yığın. * * * Ahrazi |
Baht
İmtihandır,aslâ bahar sanma bahtı, Dinle,vaktin çoksa; mısrâ son sabahtı. Ahrazi |
Baht,fâniliğin delilidir
Aldırma hayâta canlı kılsa da şu bahtın, Tek tanlı vatanda sen de bahtına sabahtın. *** Ahrazi |
Bana kimsin dediler,o suâli arayanım
Tutun gözlerime âlemi seyret, Gördüğün her neyse işte o benim, Gel gönlümden öte hâlimi seyret, Gördüğün o yerde işte diyenim. Ahrazi |
Başka yol tutmalı gayri
Başka yol tutmalı gayri Bir yön seçmeli bugün, Terk edip gitmeli gayri, Buradan kaçmalı bugün, Başka yol tutmalı gayri. Ardına bile bakmadan, Gözlerinden yaş dökmeden, Güneş ufuktan çıkmadan, Başka yol tutmalı gayri. Ayrıldım küsüp diyerek, Bağımı kesip diyerek, Rabbim ya nasip diyerek, Başka yol tutmalı gayri. Çık Ahrazim önün açık, Gece uzak günün açık, İzin verildi, yola çık, Dünü unutmalı gayri. Ahrazi Ahrazi |
Bedenim cân gibi düşlesin beni
Kaderin nakışı ömürse mâdem, İsmine harf gibi işlesin beni. Nefesin nasîbi emirse mâdem, Yâdına söz gibi eşlesin beni. Sevdânın simâsı gönül ayânı, İki damla yaştır belki ziyânı, Neyleyim hüzünü gamlı rüyânı, Hasretin el gibi dışlasın beni. Seyrine tutunup yaşam boyunca, Adanmış yılları güne koyunca, Hayât denen o ki Cânân deyince, Durduğu an gibi yaşlasın beni. Ahrâzi dilimde sükût üzeri, Lisâna kavuştu aşkın nazarı, Yârinden ayrıya hâli mezarı, Bedenim can gibi düşlesin beni. Ahrazi |
Ben bu câna,benim desem
Ben bu câna benim desem, Can bedene kırgın düşer. Aslî şehir tenim desem, Ruh nefese dargın düşer. Ömür için adım niyet, Bugün servet yarın diyet, Anda hükmüm varsa şâyet, Zaman bile yorgun düşer. Kader denen beher başa, Karşı çıkmak inat boşa, Yendim diyen kimse hâşa, Bir mahşere sürgün düşer. Can ahrâzim,güneş bile, Yavaş yavaş döner küle, Nasip ne ki,düşün hele, Yıl yaması bir gün düşer. Ahrazi |
Ben insanlık işçisiyim
Ben insanlık işçisiyim, Ağlamışsam eğer, Yorgunluğuma ver. Kazancın ne diye sorma, Şu anlımdaki ter, Bin altına değer. Ben insanlık işçisiyim, Kendi adımdan evvel Seninkinin bekçisiyim! Ahrazi |
Ben kendime,Seni yâd etmek için gelirim
Beden denen azaptan rûh usandığı vakit, Yolunda sevdâ yazan kıble gâhımsın benim. Şu dil senin adını hayât sandığı vakit, Bana dönsem de bazan can dergâhımsın benim. *** Ahrazi |
Ben ki emsâl olmuşum
Yanmadın efkâr diyen,sen bu hicrânımla bir, Ondan evvel doğmayan elvedâlık can benim. Baht ne,münkirler de kim,nerde yersiz ilk kabir? Ben ki; emsâl olmuşum,sorduğun an kâbe’nim. * * * Ahrazi |
Ben kimim? sorar dururum
Ben kimim? sorar dururum Gönlün yakın koylarında, Bir mesken arar dururum. Aşkın serhat boylarında, Ben kimim? sorar dururum. Aslım nedir, cismim nedir? Varlıktaki kısmım nedir? Bu mecliste ismim nedir? Ben kimim? sorar dururum. Dünya sıla, beden sıla, Gitsem bilmem hangi ele, Her kapıyı çala çala, Ben kimim? sorar dururum. Sıfatlardan bir bir çıkıp, Yol başından sona bakıp, Bildiğim her şeyi yakıp, Ben kimim? sorar dururum. Var Ahrazi şehri aşka, Gör simalar başka başka, Gahı dağa gahı köşke, Ben kimim? sorar dururum. Ahrazi Ahrazi |
Ben seni sana salıp gel diyenim
Yangın yeriyim deyip yanan varda, Közden gizli dumanı yakan benim. Susamış sudan içip kanan varda, O pınarın özünde akan benim. *** Arştan arza kadar gezsen nâfile, Rehber bendim sense bende kâfile, Sultan denen nice zümre sefile, Fermân ile tâcını takan benim. *** Az lisânla çok misâle erenler, Sırdan öte sırcı olup görenler, Bir tohumla türlü bostan derenler, Boşluk yere toprağı eken benim. *** ahrâzi hâl huydan ayrı kalalı, Zaman durdu mânâ sükut olalı, Dediler ki mâdem gönlün çileli, Duy bu sesi’’duyda gel mekân benim’’, Ben,seni sana salıp ‘’gel’’ diyenim. Ahrazi |
Ben severken neredeydin?
Ben severken neredeydin? Zahmet etmişte gelmişsin, Ben ararken neredeydin? Giden gitti, geç kalmışsın, Ben severken neredeydin? Guya sararıp solmuşsun, Eski mektubu almışsın, Kapıma kadar gelmişsin, Ben severken neredeydin? Sen ilk aşkımdın, haklısın, Hala gönlümde saklısın, El değirme orda kalsın, Ben severken neredeydin? Gönül hatıra defteri, İmzan eksik neredeydin? Yırtıp atmış gayri seni, O severken neredeydin? Ahrazi |
Ben zâten ordayım(Hasret)
Hasret,uçsuz bucaksız bir yerdir,bilirim, Zindânmış,prangaymış boş ver,anlatma ne olur, Ben zâten ordayım,O yer benim gözlerim Ahrazi |
Bende bir ân bırakın
Gördüğüm bir renkli sâyedir demin Sâye mutlak bir hikâyedir,emin; Ol demiş Rahman ki,cevherinle sen Birleşir mevkî değilsin ol desen. Aklı bir nutfeyle bulduğun gibi Terk edip gitmektesin,ak’l sâhibi! Sen bu kimyâdan bil ağlayan kulu Bilmez elbet,görmemiştir uykulu. Çok defâ seyretmedik mi ey hayât Tut ki bendir,dönmesin mi kâinât. Her rüyâ bir gaybî sayfadır,bakın; Cânı,hattâ kalbimi sökün ama Secdemindir,bende bir ân bırakın… * * * Sâye:gölge(Sâyende bu işi başardım,sâyende oldu..v.b.) Ahrazi |
Bendelik ânı
Korktun,titredin hışmından,az biraz sus, Kimsen yoktu gördüm,kendinden usandın. Derken,ağlayıp yalvarmışsan da mahsus, Şeytan benliğinden kurtuldun mu sandın. Nefsindir ki durmaz,mesuldür günahtan, Birkaç uzvu terk etmiş..binlerce yer var. Erdim sanma,kâmillik olsaydı ah’tan, Dilden,başka bir ad beklerdi ahmaklar… * * * Ahrazi |
Beni körden sayan var
Ne sevgiden ne de senden bu hicrân, Gönül desem demi Yârdan diyen var. Beher külün yöresinden bu hicrân, Medet desem yolu kordan diyen var. *** Zamân mıdır,yeni baştan bir ân mı, Bu ben miyim,bana kırgın cihân mı, Benim yerim dönülmeyen nihân mı? Kimim desem dili şerden sayan var. *** Usanmadan seven olmak ve yanmak, Yanıp yanıp,savrulurken dayanmak, Bu âşk için gene mecnûn uyanmak, Nasıl desem bunu zordan sayan var. *** Ne sevgiden ne de senden bu zindan, Gelip geçer,günü gâmdan,hazandan, Sitem değil,ilim irfân yazandan, El istesem beni körden sayan var. *** Me fâ i lün/Fe i lâ tün/Fe û lün -------- nihân ar.) gizli. Ahrazi |
Beşerî sevdâ
Umdum ya hayâtın kalbini senden, Verdiğin hicrân mı,keder mi,neydi? Bedenim kabrine merhaba derken, Hoşça kal demeyen birkaç seneydi… *** Ahrazi |
Bil’i Bul’a atıyorum
Kaderle can takasına, Neyim varsa adıyorum. Ufkun öte yakasına, Terki diyar ediyorum. Kapanmaz hesap görmeye, Borç,alacak ne? sormaya, Yeke yek savaş vermeye, Bir başıma gidiyorum. Ya galibim yada mağlup, Öğrenirim bahtı bulup, Şu yalnızlığımı alıp, Gayb yolunu tutuyorum. Kaçmak bana yakışmazdı, Korkmak cana yakışmazdı, Toprak sona yakışmazdı, Arş üstüne yatıyorum. Yoldaş nerde? yürek gerek, Fani ilden firak gerek, Gerçek için merak gerek, Gün doğmadan batıyorum. Ahrazi sukut feryadın, Dünyadan ayrı muradın, Söyle anlar mı efradın? Bil’i Bul’a atıyorum. Ahrazi Ahrazi |
Bir'desin(bir beyitlik deneme)
Şehri câna,her günâhla uyan,Sen kibirdesin, Dön ricâna,her gün âhla uyan,sen ki; Bir’desin. (Fâilâtü/ Fâilâtü/ Mefâîlü/Fâilün) *** Not:1. mısradaki ‘’uyan’’uymak filinden,2. mısradaki ‘’uyan’’uyanmak fiilinden gelmektedir.Bir hece hariç hepsini aynı harflerle yazdığım için anlamınıda eklemek isterim. Türlü günahla nefsine uyan kişi,sen kibirdesin Ve ondaki her ricanı geri al,Bir'de olduğunu anlada her gün ah diyerek uyanmayı öğren. saygılarımla Ahrazi |
Bir alim bulamadım şu gönülü anlayan
Bu gönülün kapısı gümüştendir gümüşten, Ben altınım diyenler geldi geçti çok zaman, Çok elmaslar gördüm de değersizdi saçtan, Okunması çok güçtür, gönül yazısız bir ferman, Bu gönülün köprüsü çok incedir sırattan, Ben geçerim diyenler, düştü gitti çok zaman, Çok sultanlar gördüm de, sevda yüce saltanattan, Oturması çok güçtür, gönül padişahtan yaman. Bu gönülün dili farklı, konuşur da ruhtan, Ben anlarım diyenler sustu kaldı çok zaman, Çok alimlar gördüm ben, haberdar alametten, Bir alim bulamadım şu gönülü anlayan. Ahrazi |
Bir damla sohbet dahî
Bilir misin ey ufuk,neden ağlarım ben,neden; Çıkınca tüm hasretim sana benzer meyhâneden, Bir damla sohbet dahî dilemez ki yârın için, Düşer o göz yaşlarım,yine bir hayli mesâfeden. * * * Ahrazi |
Bir gün ölürsem
Dön deme sakın bir gün ölürsem, Şu gönlüm sesine uyanır da, Bin defa ölürüm dönemezsem. Ahrazi |
Bir gün son bulacak ıstırâbın
Yine yalnız,yine tek başınasın ey gönlüm! Rahat ol! Kimse görmeyecek ağladığını; Nasıl birden kapatırsa bir kapıyı ölüm Öyle çarpacaksın nemli göz kapaklarını. Hiç korkma sakın! Yavaşça dal bu son hayâle Üzülme! İlk defâ gülecek,sevineceksin; Uykun üstüne bir gölgeyi çok görse bile Üşürsün diye aşkını örtecektir aksin. Sükûna erecek o ân,endîşen ve sızın Daha bir şâd öleceksin Yûnus’tan,Nâbî’den. Bilmeyecek seni asrın.Sonra,ansızın Senin de yapılacak dünyâda bir âbiden. Sevenler az çok görecekükûn içindesin Tekrar okuyacak yazdığın her mısrâı dil Niçin sustuğunu söyleyecek içli sesin Duydukça yanacak,yanacak,yanacak kandil. Yalnız caddeni görmek için her köşesinden Bir çok selâm gönderecek sana memleketin Ağırlıyacak toprağın.Bahsederken senden Bir ben kaldım diyecek üç düğmeli ceketin. Güller konacak etrâfına,dizilecekler; Gün be gün artacak belki ziyâretçilerin Belki azalacak kabrinde açan çiçekler Olmayacak belki de hiçbirinden haberin. Ellerin değecek gâipten bir tül perdeye Bakacaksın:tâ ki,son gezdiğin yere kadar Soracaksın:benden kim kaldı yâdigâr diye Kabrini gösterecek bıraktığın vedâlar; En yüksek tepede,yüzün batıya çevrilmiş Bekleyecek,bekleyecek,bekleyeceksin ki, Sen olmak istiyorsun dünyâda ilk dirilmiş İlk gören sen olmak istiyorsun Hakkı sanki. Yine yalnız,yine bir başınasın ey gönlüm! Rahat ol! Kimse duymayacak ağladığını; Nasıl birden kapatırsa bir kapıyı ölüm Öyle çarpacaksın nemli göz kapaklarını. * * * Ahrazi |
Bir İsimle yedi alem dolandım
Bir meclis kuruldu benim içimde, Yedi günde yedi diyar dolandım. Nice sima vardı aynı biçimde, Her bir elde yedi sefer çalındım. Tahlil için bağrım açıp baktılar, Ah dedikçe alıp baştan yaktılar, Ecel gibi fani canı çektiler, Her bir dilde yedi nefes dilendim. Türlü halde türlü türlü duyguyla, Ben beni seyire durdum kaygıyla, Mevla’m dediğim vakit saygıyla, Her bir ilde yedi renge bulandım. Ahraziyim derde tarif neyime? Aşktan gayri yakışır mı huyuma? Kaç gün evvel veda edip köyüme Bir İsimle yedi alem dolandım. Ahrazi |
Bir ölüydün aslında
Az çok insandın; Yer aldın hayatın solunda veya Sağında Umursamazdın hiç kimseyi Yok derdin: ‘’Hak,hakikat,hepsi boş’’ Yaşamana bak,dilediğin kadar şimdi… Bulabilirsen vakit Toprağın kursağında! * * * Ahrazi |
Bir vedalık zaman kaldı
Bugünde gitti ömürden, Buğday biçtik saman kaldı, Gideceğim yer çamurdan, Bir vedalık zaman kaldı. Sohbetle geçirdik günü, Geriye bir tamam kaldı, Geldi bu ömürün sonu, Bir vedalık zaman kaldı. Bitti takat ile kuvvet Dilimde bir aman kaldı, Anladım ki bu son mühlet, Bir vedalık zaman kaldı. Ağlamayın ardım sıra, Allah üşürmesin dara, Sarılalım doya doya, Bir vedalık zaman kaldı. ahrazi Ahrazi |
Biz böyle bildik
Biz böyle bildik Yiğit, dostunu meydanda yalnız koymaz, Mertliğin şartı budur, biz böyle bildik. Ordu olsa önünde hiç korku duymaz, Mertliğin şartı budur, biz böyle bildik. Başı dik yüreği elinde dolaşır, Bir aşını bir de düşmanı üleşir, O yerinden kalkmadan şanı ulaşır, Mertliğin şartı budur, biz böyle bildik. Ahrazi Ahrazi |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:39 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.