![]() |
Başka Bir Kadına
farkında değilsin -hiç çiçek kokulu yollarda yürüyorsun ömürün boyunu sonunda öylesine bir çarşaf kucaklıyor tenini farkında değilsin –hiç bilmiyorsun yumuşacık mis kokulu bir kadın gibi geliyor fevt sonrası yoktur lügatinde bir hayır çiçek topraktandır kokusu ondan mis kokulu kadının eteklerini havalandıran deli rüzgara biliyorsun da ondan gidiyorsun Şule Aydemir |
Beceriksiz
bir an dem vuruyor geriliyorum kokuşmuş leş gibi dönüveriyor yaşam sırıtıyor haince gözlerimden boşluk ruhumu sarıyor sevdalım sanki git desem gitmiyor kal desem ani baki susuyorum dilim gözüm lal oluyor yüreğim beceremiyor Şule Aydemir |
BedenGezegen ÇekirdekYürek
his merkezi doğasında korunmasız küçük bir çekirdek yürek ki akıyor duygular sağanak gözler çağlayanın başı el değmez göz görmez yangın yerisin çekirdek kurutup ıslaklıkları dalga dalga yayılırsın zihninde halka halka unut ki nasıl sığdı içine binbir gece masalı uydulaşmış dünyalar unut ki su patlayıp yeniden yeni çağlayan verecek devirecek önündekileri yanyana iki yol ki birleşmez asla bu suyun aşkıdır lava hissel yaşamın efendisi adın yanık yangın yürekçekirdeği Şule Aydemir |
Belki Dört Belki Kırk Yıl
__________________________bir iki üç dört…………. aylar kavuştu yıllara önce insandı kurgular bakıştı mevsimlere yaz kış bahar yandı dondu saklandı -ki bir bahar daha var söylenmedi adı gerisi - üç mevsim bir bahardı- Şule Aydemir |
Ben Bu Şehri Yalnızda Yaşarım
ben bu şehri yalnız da yaşarım siyahları severek belki doyasıya içime sararak keskin kancalı bıçaklar gibi bilirim ben bu şehri yalnız da yaşarım sızısı kanarken bülbülünü yüreğime goncasız gömerek belki bil ki ben bu şehri yalnız da yaşarım gülmelerde ağlarım hatta can bulurken ellerde defalarca ölürüm içimde ama ben bu şehri yalnız da yaşarım Şule Aydemir |
Ben Yoksam Sen Yoksan
zaman geçmez sen yoksan güneş ısıtmaz ay aydınlatmaz kara bir gürültüdür günümün gecemin içinde zaman ağırlaşır yaşam acıların peşinde biz yok ben yoksam ya da sen yoksan düşünceler gebedir kalır gün doğumuna eziyet çekilecektir dedikleri cesur: erkekçe ah ki doğuran kadın nicedir ağırdır acılı ağrılar çekenin kadınca erkekçe ikisi de önce birbirinde sonra birinde yüreğimde boşluk var ben yoksam sen yoksan hiç var ki seviyorsam seviyorsan' Şule Aydemir |
Beni Bana Yolla
benden giderken kendine gelişinde bir aralık beni bana yollarsın gördüğünde söyle de gülümsesin bu ilk seferin de kendisini sevsin dipte yaşasın hüznünü aşklarını başlangıç yakalasın her sonda nasılsa sıkışmış kalmış detaylarda söyle de ben bana gelsin bu sefer hiçlikten çıkış seferi Şule Aydemir |
Beni Çiz
hadi çılgın bir kırmızı çiz yansın ortalık arasından bir gri çek küle dönsün ayrılık siyah beklesin o ölüme gerek ihanet sarıları dağıt aralarına baka kalsın kenarın da beyaz kendini papatya sansın hani sonra unutulmaz huzur yeşili serpiştir derin derin huzur nefes olsun bolca eflatunu asla unutma aşkı bağırsın çığlık çığlığa hani sonra oraya beni de çiz yaşayacak ya istediğin hangi renk olursa şarkılar söyletsin ama ya da aynı çiz fonla hep gizli kalsın mesela Şule Aydemir |
Benim Aşk Dediğim
öyle bir bakışları var ki ışıltısın da gözlerim kamaşır maviliğindeyse kaybolurum yeşilliğinde serrinler elasında tadını bulurum. her renkte vardır bilirim, düşününce bile titremeyi, bilirim, dokunduğunda eriyip buzdan suya dokunduğunda sudan buhara dönmeyi bilirim ve yaşarım sadece yaşar, ne biçerim, ne de tartarım.. belli ki hep bu yüzden yanarım... Şule Aydemir |
Beş Dakika Daha
yak bir sigara! hayatından giden bir beş dakika daha olsun varsın sen ki, bir hiç ordusu için kaç beş dakikalar harcamadın mı! çek derin bir nefes, uzat şöyle yorgun bacaklarını dumanında seni bulsun yitik zevkler hah şöyle yarım kapat gözkapaklarını öylesine hülyalı bir ah çek dışından içine hiçten acılara ne ahlar çekmedin mi! işitme değmeyecek keşkeleri olurlarda olmazları bir Orhan Veli doldur kulaklarını çek bir nefes daha zevkle gülümse bu kez ömründen giden acısız keyfekeder bir beş dakikaya daha! Şule Aydemir |
Beyaz-Siyah/Siyah-Beyaz
dağılırım duman duman duman düşünmediğim incitmek narince bir siyah/beyaz karınca karınca ki doldurmuş kum altı yaşamı yarım karınca kararınca yıkılırım yaralarsa dillerim düşer de tutamazsam kırılır ellerim nehirle ilerliyor denize bir ceviz kabuğu düşlerim beyazım üzüyorsa siyahımı takarım kancamı ayağımın altında kabuğumu kendim ezerim __________________üzülürüm....... ____________________ak-kara çıkar __________________________sevinirim...... _____________________________kara-ak 'ı kapar........... Şule Aydemir |
Beyaz
beyaza söz kesildi kesilmeye an var beyaz herkesten çok çağırır beni beyaz bir son kaçmadığımsın beklediğim sarsan bedenimi beyazın beyaz yakar cazibesi... _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ ki _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ bir beyazdır _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _seni _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ en son koklayıp dokunan Şule Aydemir |
Bıçak Düşünceler
kından çıkmış bıçak ayıklığı düşünceler nane kokulu rüzgar sallantısında dünü aydınlık yüreği günü mavi süslü çingene paprika sarmış seçenekler sunulur yaşamın derinliğinde suçu salmak için kararcının üstüne sanılır ki görünüşte insanca tesadüf değil hiçbir şey neden-sebeb-sonuç çağırır belki gelişi güzel bir araya gelenler yaşar mükemmel uyumu sonu hep bilmek duyguda bir ihtimal daha olmadan ne kadar mutlu kılar sanık sandalyesinde düşünceler acılara gebe yapmak istekleri yaşamış olmak adına sor kendine ve bencilleşen benliğe değer mi düşünceler..... kından çıkan bıçak iyi ******* öpücüğü ister mi Şule Aydemir |
Bırak Hüzünler Kalsın
bırak hüzünler şarkılarda kalsın, kopup dökülen yapraklarda başka bir baharda ya da hüzünleri bırak anılarda kalsın anımsadığında sarılara bırak hüzünleri tebessüm olsun dudaklara yemyeşil kal bu günlerde, kopup dökülsün uçsun hüzün uzaklara bırak tozlanan silinen uzaklara. Şule Aydemir |
Bırak Kötüleri
kötüler önce arkadaşlarını bırak dedi içkiyi sigarayı gece hayatını bırak dedi intiharlarını saçmalıklarını yarımlarını bir de -beni diyemedi demedi beklendi söylenmedi yazık ki ölemedi Şule Aydemir |
Bıraktığın Yerde Değil ZamAn / İmkansızım
an acıyla döndüğün sonun başına her başlangıç bir sondur oysa köyden kente göçlerin geri dönüşlerinde köy beklediğin bir döngüdür ki bu ölenler doğanlar değişenler vardır bıraktığın ne aynı kalır bir madde bile olsa ya aşınır ya tozlanır devam etmek kaldığın yerden imkansızdır köy artık kent yolunda kasabadır Şule Aydemir |
Bildiğim misin(!)
-ah be ah be sarı gelin portakal çiçeğine mi aşkın -ah be portakal çiçeği gelinciği bilir misin ki yaslandın ah ha ha parçalandı ha parçalanacak daha öncesi nasıl parçalandı bilir misin -yok be gülüm yarımsın nasıl yarımdır yanıldığı yanıldığımsın hissedebilir misin ağlardım ağlar ağlardı bir gelin-cik yine bil cahilim uçuyor görmüyor musun sarı bir güvercincik ____________acıtıyor bildiğim ___________________bilir misin? ... Şule Aydemir |
Bilmeli ÖlümDoğum
-ölümüme toprağın sonu deniz dibi sakin miydi uyumalıydı bu beden ahlar hazzında bir parça kendine gelmeliydi düşünmeliydi bu beyin sarıya yenilgilerini mavinin dinginliklerinde çıkmazları ezip geçmeliydi yaşanmalıydı bu yaşam hamlığında yaşandıkça büyümeli olgunluğunda düşmeden yere bilinmeyenleri bulup hissetmeliydi duymalı duyulmayan sessizleri keman gibi ney gibi rüzgar-yağmur gibi doğayı insanları özdeştirmeliydi bakmalıydı bu gözler göz bebeklerine yaşamın baktığında bir parça kendini bulmalı ve aşmalıydı yedi vereni inanılmaz marifetini görmeliydi dokunmalıydı bu eller yüreğe avuçlar kavrayıp dudaklar öpmeliydi beden şarkılarını söyletmeliydi en güzelinden dansını mükemmel estetiğe gömmeliydi tenin uysal itaatinde kazınmalıydı benliğe İstanbul'um da asit yağmalıydı bir ayrılık sabahı sızlamalıydı burnun direkleri yaşam aynı noktada yeniden kokmalıydı duygular dürüst akmalıydı gözlerden yarmalı ekseninden bölmeliydi iki parça yürek gibi fark etmeli ettirmeliydi akışkanken yapışkan yaşamda belki de setler yapılmalıydı yıkılsa da yaptığın yamalı duygu duvarları kanateş dolanırken karşıt soğuk yangını vurmalı gülümsemeliydi acıya büyütüyor diye mutluluğu düşünmeli anlamalıydı basirete şer vermeden dolu-hoş yaşadım diyebilmek için ömrün çemberinde zaman gelince bitişe ölmeyi de bilmeliydi 'ÖlümDoğuma' Şule Aydemir |
Bir Başka Aşk
sevmek bir başka aşkla bakıyor ya sevgili şeffaf sanki içinde gözleri dokunmuyor ama lav teri ateşten tende gülümsedi sevgilisinin dudaklarında ezip geçildi tüm yaşam değerleri atom zerresi ki milyonlarca kendi çevresinde dönen madde dağıldı tüm yaşam normları bir çift duygu varlık kaldı dünya durdu güneş söndü aydınlattı duygunun yıldırımları küçük bir anda asırdı gecede beyin aydı(!) bu aşk aşktı içi içinden akıp karşıta söz verdi ruhunda ayrılık değişimde körüğü ile bekleyecek ateşin küle erişine dek Şule Aydemir |
Bir Çeşit BedDua
gölgen olsun hüznüm okşadığın dokunduğun her kadında bul beni bir gülümsemesinde tut beni mesela fener alayı gibi sevincinden gözyaşlarında yakala beni bir tebessüm intiharlardan döndürür gibi aynı ben gibi Şule Aydemir |
Bir Gün Gelir
ağlasam göz yaşım akmayacak gibi kavrulacak gözlerim renkleri sevdiklerimi tüm güzellikleri belki de bu yüzden kazıdım düş gücüme gün gelirde aglarsam gözyaşım akmadan kavrulursam diye... Şule Aydemir |
Bir Hayal -Fakir Çiftçi Ektiğiyse Zengin
düşünmeler de garibanım yarım kentli çiftçi hasat zamanına ne kaldı şurada hani adını koyamadığı tadını bilemediği bir şeyler ekmiş tarlasına emektar alın teri düşünmeleri bu seneyi hazanda kaldırıp kışı da rahat geçirmenin ötesinde hani vah! garibanım fakir kentli çiftçi kurmuş hayallerini zengin mi zengin ne ekerse onu biçecek ya hani ne kadar emek o kadar zengin ne kadar kuruş o kadar köfte fiyatına parayı para çeker bilirmiş ya hazan gelmiş çatmış hasat bulmuş ne ektiğini sevgi çağırmış sevgiyi sağır da değilmiş ya hani ektiği gür sesli alın teri –sevgi! para gibi sevgiyi çekebilmiş mi? -hey kentli çiftçi! bas bas sevgileri sevgiye şimdi **21/05/2003 evim barkım varken İstanbul 'da ben şiire şiir demezken ama yaşıyorken........... Şule Aydemir |
Bir Kenar Mahalle Hikayesi
-şu bizim köşede ki gecekondu da bey sarhoş Aşık’la mahalle dilberi Terk’in kızları hani pembe bal gibi de adı Sevgi deriz ya zırtpırt hani ahacık iki adım ötedeki ev bildin mi bizim küçük oğlan Yürek vurulmuş da Sevgi'ye bi görsen nasıl da körpeçik gürbüz güzeli söylemedi deme bey vurgun ya hani bizimki Yaradan'dan korkarım gönül de komıyalım varıp alalım geç kalmıyalım veriverirler olura olmaza yazık olur sonra hem iyi bakar bizim oğlana bizim oğlan da ona Sevgi küçük ya hırsı büyük belli elinden her iş gelir belkim; anasına babasına çekmez de kaderi utandırı veri bizi hem belli mi olur bakmışsın ki ısırı verirmiş bizim şu beceriksiz Yüreğ'i çıkarırmış da azılarını bizim süt dişli Sevgi Şule Aydemir |
Bir Temmuz ÇiftÖlüm TekDoğum
güneşe teri yapışan sıcak ipekten gözlerim tene değen bir ses hazzın içinden bir İstanbul o ciğerime çocukluğumda menenjitle yerleşen ve aşk biz olduğumuzda çift yürek tek beden öldüğüm gün benim bir temmuz bir İstanbul gibi öptüğü gün İstanbul gibi dinlediği her gün benim yüreğimle dinlediğim ve özlem büyüdükce öldüğün gün senin bir temmuz bulduğumuz gün birbirimizi ve aşkın ruhuna güvendiğimiz yüreğimiz avuçlarımızda kavradığımız çığlık çığlığa ter içinde sevdamızı haykırdığımız doğduğumuz gün bizim bir temmuz ölümüne diyerek sarmaşıklaşıp sarıldığımız içimizi içimizden söküp yüreklerimize bıraktığımız bir çok engele gülümseyerek söz verdiğimiz doğduğumuz gün bizim bir temmuz aşk ki bu ölümüne mühür vurduğumuz aşkımıza efendi olduğumuz nikah verip gönül koyduğumuz iyiki varsın varız doğum günümüz hoş geldin bir temmuz 'bir temmuz ben sen ölüp gün bu gün çift beden ölüp tek doğduğumuz' Şule Aydemir |
Boşluğun Adresi
boydan boya bir boşluk bırakılmış ruhuma yazılmış çizilmiş bir evren ve koparılmışlıklar var daha doğarken adına aşk demişler ben daha bilmeden ellerimle boşluğu çizmişim bilmediğim boşlukta sızıntısız eksiksiz sessizce bir uyum halindeyim sen tıpa tıp boşluğuma oturttuğum hiçe adres verip anlam bulduğum hiçtim sen oldum hiçtin ben oldun hiçtik artık var adresimiz hey çıkmaz sokak aşk biziz Şule Aydemir |
Boşluk
-Şeker' den seni seviyorum doluca doluyor koca bir boşluk yaşamım var şimdi tam anlamında üstünde yürüyorum sevgiden suyun hem sinsi bir güzel hem huzur sessizce gülümse yüreğin dokunsun suya ayak izlerim var şimdi gördün mü akanı öp zamanı sar sarmala yaşamı herşeyi unut coşkunu bozan ne varsa seni sevdiğimi asla Şule Aydemir |
Bu Kadarcık
bir bahar sabahı bir de sabah meltemi aynı noktada buluşacaklar uyurken sen küçük bir dokunuş bir buse getirecekler benden sana hissettiklerim kadar duru hissetiklerim kadar tutkulu küçüçük bir an belki anlayacaksın hissettiklerimi uyanmadan sen meltem esip gidiverecek hissettiklerinse aklında kalanlar o kadarcık içime sığdıramadığım küçülesi sevgim Ümit' e ithafen Şule Aydemir |
Buhran
boraklar sarılır aklıma incecik tütsülerle oluşur sis tepeleri yalnızlığımda dolduğunu işitirim ıssız düdenlerin ağladıklarım kendilerini toplar ağır aksak zamanlardır topalladıkları balya balya acıyken ağrıları bunlar alıntıdır hayalden acı yorumun kucaklaşmasında kucaklaşma müziğinden ayrılmalar dayanılır ayrılık ki kavuşmak içinse ayrılana hayaller kurmak istemez hayalleri umuttur bilir yakalar anılarının en yaslısını hayal kapı eşiğinde belirir fiyonklanmış kendiliğinden bir sevgiden ürkek esintili açılır pencere kenarı çiçekleri Şule Aydemir |
Buruk
geceydim çalındı kapım sezgilere baktım kar-kış-kıyamet dedim olsun damak tanır buyursun burukta olsa otursun _________________unutmadığımsın .____________________________ ve _______________________________unutamadığım ._________________________________________ parçamsın 'adının önüne tek yoksay yazamadığım diğer yarım' Şule Aydemir |
Camlar Kırıldı / Kırıldı Gözlerim
baktım dışardan minicik bir masa ve tam karşımda doldu boşluk boş bakışımda yıkandı türkülerim bir yüzde bir mimikte çizilirken gözlerim perdelerim indi kurşundan kurşuni renkli göz bebeklerimde çiçeklerim titredi bir bakış kırık camların ardında havalandı kumrularım diz çöktü asi düşüncelerim bilirim artık ağlatır bir mimik perdesiz çiziktir gözlerim Şule Aydemir |
Cepken
kum yıgını çektirdiğim her fotograf bir albüme toplarım ıssızımı parmaklarımın arasından kayar bir kaç çöl kum olurum kalıplarda sıgar mıyım şekil almadan reçinemsiz olmadan sonrası kumul bir acıdır denklanşöre basılır zaman kırılır akar kumdan sığınaklar üzerimdeki reçinesiz bir cepken reçineden cepleri geçer bir kervan susar şarkılar ıslık çalar bekçileri Şule Aydemir |
Ceza İntikam
önce masum acı geçti vicdan kürsüsüne konuştu sessiz çığlığında gözyaşları akabinde baş kalktı doğruldu boyun dikleşti kibirli burun gök yarılıyor ikide bir kapatıyor pamuk bulutlar düşünceye sis inmiş yapışmış yalnızlığın çiği kemikler çatırdadı yürürken sevda patikasında kan kan vardı direncin tırnaklarında intikamdı kendine tatlı bir huzurdu yürekte garipti çelişki ufak ufak çöreklendi içine hayal miydi ki çimdi etini acıdı teni acı bu kadar basit miydi düşündüğü bu çeşit acı değildi daha derin olmalı iz bırakmadan göz yaşartmalı kalp durdurmalıydı eğildi su birikintisine gözüne yıldırım düştü sanki kara karar verilmişti beyinin kıvrımlarında gülümsedi intikam sevgiyi yenmişti en büyük ceza kendinden mahrum etmekti terk edecekti(!) daha sonra ögrendi acıyı da buldu beterin beteri vardı kim mahkum edilmiş cezayı kim kime vermişti Şule Aydemir |
Çağrı 6 Aralık İstanbul
bir çağrı idi İstanbul ‘dan kırmadılar beni geldi şiir *******i memnuniyetin tebessümleri hazzın en nadide meyveleri gönülden teşekkürler katılıp katışanlara yalnız bırakmayanlara kusurum varsa lütfen affola '' Ölü Aşklar Derneği ve Ayşe Keskin’e çiçek gönderme inceliği gösterip geceyi renklendirdikleri için, ayrıca beni yalnız bırakmayıp emeği gecen tüm şairlere ve arkadaşlarıma teşekkür ederim.'' Şule Aydemir |
Çakılır Kalırım
yaşama karşı iki yüzlü olduğumu düşünürüm neden derim kendime sorar ayna gülerken gülüyor muyum gerçekten ağlarken ya da yapılmışlara gizli yapılmamışlar kimim düşünürüm boşlukta bakar ayna çakılır kalırım... Şule Aydemir |
Çakırkeyif Halim
öyle çok özlüyorum ki bilemeden çakırkeyif halimi nasıl geçiyor o nokta fark edemeden nasıl yok oluyor o ince insan öylesine özlüyorum ki çakırkeyif halimi keyif halimi hiç bilmeden Şule Aydemir |
Çarıklı Düşünceler
uçsuz-bucaksız yeşil bir yayladayım kentlerden kopup geldiğim yalnızlığımda gene yalnızımdır ya yeşiller eşlik eder bu sefer yanık yanık gelir kulağıma gönül duygulu üflediğim boynu bükük kara duvar sevdalı kız NEY' im dökülür mavi boncuk dilek göz yaşlarım ellerim yalnızlık ayazının kestiği yarıklarla dans eder kara deliklerin üstünde rüzgar eser geçer gider yaşamım tohumlar taşır oradan oraya yarısı çiğnenir ya olsun diğer yarısı yenir-dikilir bilirim kent ortası dere kenarı bir evim var ayağımı basmadığım daha yeni mavi odalar olsun bahçemde asma dalı her yeri sarmalasın balkonlarında daha olmamış gündüz güzelleri bir de akşam sefaları daha gün batımını bulamamış gül-bülbül gönlümde birbirini kovalar hayalleri var neşeli sabah kahvaltılarında öpücükler ardı çalışmaya koşmaları kuşların yılan deri değiştirdi yeni giysi daha bir çaka olamaz burası yayla! haykırıyor yayladan kentin göbeğine Ney’ im içimde içten üfleyerek yanıyor yarım İç Anadolu benim çarıklı çoğu düşüncelerim ne yayla ne kent kabul ediyor an geliyor ikisi de az geliyor Liszt türküler çalıyor kulaklarımda uçsuz-bucaksız yeşil bir yayladayım kentlerden kopup geldiğim yalnızlığımda çelik duvarlı insan kokulu kentlerdeyim yaylalardan söküp geldiğim an toprak ki verimli zaman eve dönerken en son yağmur sonrası tüter gider YaylaKent Şule Aydemir |
Çığlık
Bir çığlık var içimde Sesimin çıkabileği kadar bağırıyorum Kulaklar duymuyor Yüreğim acıyor İsmini koyamadığım nedenlerden Hissettiklerim çocuklarım olsaydı Öyle titrerdi ki vicdanım Şaşırırdım ne yapacagımı İsmini koyamadıklarıma isim versem Ne olurdu çocuklarımın ismi; Umut! Sevgi! Hasret! Daha düşünmelere gebe isimler... Belkı: Anlayış ta isim olur bir gün Ve çığlıklarım duyulur Adını sevinç koyarım son çocuğumun! Eteklerimi savururken rüzgar, Rüzgardan da hafif yüreğim... Şule Aydemir |
Çıkmaz Sokak
ihtiyaç vardı benim sevmeye seninde sevilmeye çıkmaz sokak aşk kavşağında delice sevdik mi belki karnımız burulurdu heyecanında kıpır kıpır kelebekler uçuşurdu içimizde sığmazdık kalıbımıza sığdıramazlardı asi idik birbirimize akardık sıcak yangın adres mi yanlıştı sokak hiç mi olmadı bilemedik bir adres vardı oysa tükendik tüketildik Şule Aydemir |
Çift Yürek
avuçlarım yanıyor parmaklarımda yüreğim atamam bırakamam yanlışım yalnızım çünkü doğrusun kalabalıklardasın bıraktık parmaklarımda tutunan yagın bir yürek inanamıyorum çift’miydi yoksa yalnızlıgında Şule Aydemir |
Çoğalma
ekmek kırıntıları gibi yarım kalan hayatların iftirası ıkınılarak dünyaya gelir kim bilir kimin ıvırzıvırları can pazarında ibrişimler kucağında kalır bir örümceğin binparça birden çoğalması Şule Aydemir |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:44 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.