www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Derya Kızılgöz (https://www.cakal.net/showthread.php?t=143074)

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:37 PM

Cosmogenus
-1-
Kaldırım taşlarına döndü ufuklar
Adımların altında ezilendir varlığım
Koşuşturan adımların
Sert ve kıvrak
Dansına şahitliğim
Acıtıyor içimi
Haksızlıkların gölgesine sığınmış
Herhangi bir gezgin olmak
Ve aramak geçmişimi

Başımı kaldırıp göğe bakacak güç yok bende
Nerede bir mavilik görebilirim diye bakındığım her yan karanlık
Gözlerim kapalı çünkü
Gözlerim
Kendi koynuma dönmüş
Yalnızlıklar çoğaltır arayışlarında

Acının damağımdaki şiddeti
Kaldır diyor başını
Kaldır başını
Bir dirilişin öyküsü bu kurguladığım
Korktuğum gecenin aydınlandığı
Sabahın ilk ışıkları
Gökten yayılan ışık huzmeleri aydınlatırken içimi
Yine kavuşmak yok
Sen geceye evrilirken

Dans eden benim şimdi
Kıvrak ritimler eşliğinde
Hareket bende
Hareket bizde
Topraklarıma dağılan isyan türküsünde



-2-
Bu toprakların sahibi benim artık
Ve herkes gitti
Çok ötelere uzaklaştı göçebe kabileler
Kaldım
İsteyerek geride
Atılan her adımla
İleri giderken onlar
Yalnızlığıma gömülüyorum
Her adımda toprak kokusuna sığınıyorum
Vatanım benim
Burası


-3-

Alıştım sandım
Meğer yanılmışım
Siz uzaklaştıkça
Dünyanın küçük olduğunu duyumsamıştım
Dönmediniz geriye
O halde
Çok büyükmüş dünya.

-4-
Kırmızıydı rengi göğün
Umursamaz yalnızlıktır aslıma dolanan
Her nere vardımsa sen
Yalnızlığımın koynundasın
Her koştuğum yolun sonu liman
Ardına bakmadan uzaklaşansın
Bakakaldığım limanlarda gemilerin içinde ararken seni
Gördüm ilerde
Dumanı tüten geminin kaybolmak üzere olduğunu


Derya KızılgözCosmogenus
-1-
Kaldırım taşlarına döndü ufuklar
Adımların altında ezilendir varlığım
Koşuşturan adımların
Sert ve kıvrak
Dansına şahitliğim
Acıtıyor içimi
Haksızlıkların gölgesine sığınmış
Herhangi bir gezgin olmak
Ve aramak geçmişimi

Başımı kaldırıp göğe bakacak güç yok bende
Nerede bir mavilik görebilirim diye bakındığım her yan karanlık
Gözlerim kapalı çünkü
Gözlerim
Kendi koynuma dönmüş
Yalnızlıklar çoğaltır arayışlarında

Acının damağımdaki şiddeti
Kaldır diyor başını
Kaldır başını
Bir dirilişin öyküsü bu kurguladığım
Korktuğum gecenin aydınlandığı
Sabahın ilk ışıkları
Gökten yayılan ışık huzmeleri aydınlatırken içimi
Yine kavuşmak yok
Sen geceye evrilirken

Dans eden benim şimdi
Kıvrak ritimler eşliğinde
Hareket bende
Hareket bizde
Topraklarıma dağılan isyan türküsünde



-2-
Bu toprakların sahibi benim artık
Ve herkes gitti
Çok ötelere uzaklaştı göçebe kabileler
Kaldım
İsteyerek geride
Atılan her adımla
İleri giderken onlar
Yalnızlığıma gömülüyorum
Her adımda toprak kokusuna sığınıyorum
Vatanım benim
Burası


-3-

Alıştım sandım
Meğer yanılmışım
Siz uzaklaştıkça
Dünyanın küçük olduğunu duyumsamıştım
Dönmediniz geriye
O halde
Çok büyükmüş dünya.

-4-
Kırmızıydı rengi göğün
Umursamaz yalnızlıktır aslıma dolanan
Her nere vardımsa sen
Yalnızlığımın koynundasın
Her koştuğum yolun sonu liman
Ardına bakmadan uzaklaşansın
Bakakaldığım limanlarda gemilerin içinde ararken seni
Gördüm ilerde
Dumanı tüten geminin kaybolmak üzere olduğunu


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:37 PM

Çağ Öyküleri
Mayıs güneşinin ilk yaz konukluğuydu
memleketin semalarında
papatyalar yerde kırbeyaz

Gecekonduların ince uzun sokakları
kıvrılarak kavuşurdu birbirine
omuz omuza atılmış kollar gibi
aşık oynamaktaydı sokaklarda çocuklar

Ansızın koşuştu sert adımlar
birden bire indi gök tepelerine
vahşetin hükmü ölüm
öldürdükçe çoğalıyordu celladın dölü

Feryatla bağıran anaların yürekleri
taş kesmişti acıya
yağmur beklediği toprağına kan iniyordu
soysuz bir savaşa
kurban
can
insan kanı
göletçikti yerde

Bin acı bu
bir öykü
mayısta ilk yaz güneşi konukluğunda
gök altında
kırbeyaz papatyalarda kan


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:37 PM

Çağ Yangını
Kap kaçır alevlerin arasından
en kuytu yere
can evine
güne açmış ne güzellik varsa...

Dünya yangın yeri
çağ bu çağ...


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:38 PM

Çağrılıyım Hayata
Kendimden öte yer çook
Gitmeliyim kendimden
Dost eline
Uzatsam elimi
Gözlerim uykuya gebe
Yorgunum
Günüm gecede
Cesaretsizlik örtüsü örtülmüş üzerime
Elimi içinden çıkarıp
Dost eline varmak
Mümkün değil
Dedim ya
Yorgunum


Kuşlar çekiyor
Kuş sesleri yırtarken iç sesimin perdesini
Kuşlar çağırıyor hayata
Çekim gücüne karşı duran iç direnci yenemiyorum
Yalnızlığa mecbur geceme gün doğuramıyor kalbim
Dedim ya
Yorgunum

Durmadan yağmur indiriyor bulutlar
Yeşerirken yerde toprak
Kokusuna çıkmak istiyor içim
Yeryüzüne
Fışkıran tohum inadım
Körelmiş soysuz bir acıyla


Kendimden öte çok yer
Güller çağırıyor beni
Gel al
Sevdiklerine sun der gibi

Bitmez *******im
Düşlerimle avuttuğum yalnızlığım
Sessizlikle çoğalan korkularım
Aaaaaacılarla bağırdığım halde duyuramadığım
Susturamadığım çığlıklarım
Dökülüyor kabuklaşmış yaralar gibi

Rüzgâr çağırıyor beni
Al gel uçurtmanı der gibi
Uzun
Upuzun kuyruğuyla
Uçurtmamla
selam dünya sana
Asya
Avrupa
Çin, Kore
Güney ve Kuzey kutupları
Ve okyanuslara
Selam


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:38 PM

Çağsama
Bir çektiri içine düşürülendir aslımız
Okyanusları vadeden o soysuz icatların
Yelkenleri dayanır mı fırtınalara,
Ve durmadan kürek çektirilen tayfaların
Kaç asır daha yorulmaz bilekleri
Aynı zincirli esaretle…


Kıracak elbet bir gün zincirlerini tayfalar
Bırakacak hepimizi ıssız bir okyanus üssü adada
İcatları yaratan aklın icatlara tutsaklığı olacak yaşanılan
Yalnızlığın esareti kalacak bu kez boynumuzda
yelkenlerin hazır olmadığı bir fırtına sonrası
Güneş yakamozlar bırakarak
Uçsuz bucaksız suyun üzerinde dansederken
Çıplak ayakları ile kumun üzerinde gezinip
Akşamın alacasına karışan kişi kalmak...
Diğerleri
yoktular


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:38 PM

Çığ ve Çığlık
Işığa uçuşan kelebekler
gibi
yürürken ufkumuza
nedendir bilemedim
günüm
erken karardı.

Yorgunluğu kamçılayarak
ha dedim cüsseme
ha dedikçe
ufaldım
aydınlık ufkun güdüsünden yoksun
tabanlarım
şiştikçe deşildi
deşildikçe kanla sulandı kar
inleyince canım
kendimi tutayım derken
ta dipten gelen
çığlığım çıktı karlar üstüne
yuvarlandıkça büyüdü
düştü çığ üzerime.

Çığlık kar üzerine
çığ benim üzerime
bulandıkça karlara
yitip gideceğim altında sandım.
İçimde beliriverdi
koca
kardelen
kardan çığ arasından
sivrildi başım.

Bu olsa gerek gücü insanın
yiteceğini sandığı anda
muştucusu aydınlığın.


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:38 PM

Çıplak Adım
Koca kentlerin üzerime bağırdığı
ismimdir Anadolu
ışıltılı panoların gözaldığı caddelerin
kaldırımlarında ayaklarım çıplak
ne çarığa sığdı ayak
ne kunduraya
yürüyüverdim yolumu yalınayak


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:38 PM

Çocuk Ve Umut
Uç uç böceği gezinir
parmaklarında
gözbebekleri içinde çoğalan
kırmızı kanatların
uçuşudur sonsuz daireler çizerek ufuklarda

çayırların alabildiğine uzanan yeşili maviye kavuştuğunda
pamukçuk bir bulut gelir konar güneşin üzerine
ürperti sarar tenini
rüzgarın tenine giydirdiği

Koştuğu kadar kısa
durduğu kadar uzun çayırlarda
parmağından uçan kırmızı kanadın peşisıra
sonsuz daireler çizerken çocuk
kovalamaca oyununda
gözbebeklerinde çoğalttığı kadar
uç uç böceği
evreninde umut


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:38 PM

Çocuklara Özetle
Güneşin bütün saçlarını ördüm
bugün,
herbirini ayrı memleketten çocukların yolladığı
boncukları, taktım beliklerine.

Ve ısmarladığınız şekerler de hazır çocuklar,
bebek,top,legolar...sevdiğiniz birçok oyuncaklar
atlı karınca, uçurtma...

Korkmayın çocuklar,
silahlar sustu çoktan,
yokluğun pençesinde hayatı işkence gibi duyumsamak yok artık.
Ellerinde kitaplarla geldiler sevgi yüklü onbinler
size duymak istediğiniz bir masalı okuyacaklar.

Koşun çocuklar
ekmeğinizden ve sütünüzden kesilmeyecek
aslan payı diye.

Ninnilerle değil
gerçeklerle büyüyeceksiniz,
benliğinizden ve bedeninizden
şiddetin tüm elleri çekildi çoktan.

Çocuklar
öperim gözlerinizden,
sonsuza kadar baksanızda
bıkmayacakmış gibi bakan gözlerinizden.
Şaşkın ve ürkektir kiminiz
kiminiz atılgan ve sabırsız.

Çocuklar
öperim gözlerinizden,
kim isterki olsun gözleriniz kan çanağı
kim ister
faturası size çıksın bu ağır yükün.
Kiminiz simitçi,boyacı
kiminiz
kaportacıda,lokantada ayak işçisi
iken
tanıştınız okulun semtinden önce
yükünüzle
ve
oyun çocukluğuna yüklerken yükünüzü
belliki
yitirdiniz düşünüzü
çocuklar, öperim gözlerinizden.

Ne diyeceğimi bilemiyorum sizden koca yaşımla
utanıyorum dünyalı olduğuma.
Sizden emanet aldığımız dünyayı
koruyarak ve çoğaltarak sunacağımız yarının yerine
yaşadıklarınızdan
ben de sorumluyum.

Çocuklar
öperim gözlerinizden.


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:38 PM

Davet
suskun ayakkabıları ile geçerek
gitti gün
yarına çevrildi yüzü
biz döneceğiz bu kez
günün yüzüne yönümüz
gecede aldık davetini
gelin dedi hepimize

Karanlık bir davet
birbirine sıkıca yapışmış renkler kümesi içinde
yarın payımıza düşen hangi renk
bilmeden
alabildiğine cesur
dönebilir miyiz
gün yüzüne
bu davet hepimize


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:38 PM

Denge
Gecenin karanlığına yakılmış mum alevinin
ışığına uçuşan
ısısından kaçışan kelebekler gibidir varlığımız


Rotası bu insanın
Denge
Hareketin sebebi


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:39 PM

Derya
Yaşamak dediğimiz;
Belki de geçirdiğimiz her günün
Yalnızca
Duyumsayabildiğimiz anlarıdır.


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:39 PM

Di
Kirli dereye pak dediler,
inanmak istedim,
yıkanmak istedim
di
baca koktu üstüm başım.
Kül oldum da savruldum,
boz dağlara.

Kuş dedim,
uç dedim.
Baka kaldı,
şaştı kaldı.
Tuttu ucundan perdenin,
bir sahne sona erdi.
Alkış koptu tufan sanki,
el çırpışlar
kuş kanadı.
Uçtu, buluta gitti.
Yağdı yağmur,
dere taştı.
Coşa geldi.


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:39 PM

Dostum Diyeceğim Şu Ki-1
Beni bir daha
kara listeye alırsa şu hayat
bilmem nasıl çıkılır geceden
karanlık
karanlık bir bilmeceden

Bilirsin
Korkarım karanlıktan
Karanlığın sakladığı ihtimallerin
Yarasa gibi üzerime yapışmasından
Vampir öykülerinin içinden gelmiş çocukluğum
Düşlerken kan emicileri
Söyle
Sevebilir miyim *******i

Bize aydınlık gerek dost
Bir aydınlık ki
Bizden önce gidip gelsin menzile
Çalıştır aklın jeneratörlerini
Zihnin aydın olsun
Gözlerinde ışısın
Yaşam sevincin
Çağlayalım


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:39 PM

Dostum Diyeceğim Şu Ki-2
Gel
Hoş geldin
İçerde çıkar ayakkabılarını
Buyur geç içeriye

Uzun zaman oldu görüşmeyeli
Hem de uzuuuun zaman
Gör bak
Sen varsın evimin içinde
Senin de izlerin var
Değerini anla

Nasılsın
Görüşmeyeli
Kaç limana sığındın
Anlat
Ne hikayeler getirdin bana

Aramak istedim seni
Sayamayacağım kadar çok
Aramak istedim
Unutmadım seni bir tek anımda
Geldiğine öyle çok sevindim ki
Güç verdin varlığıma
Dinleşelim dost


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:39 PM

Dostum Diyeceğim Şu Ki-3
Bazen uzun bir serüvendir hayat
Bazen an...
Yaşarsın uzuu...n
Değişmez döngü
Yaşarsın an
Yıkılır hayat.


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:39 PM

Dostum Diyeceğim Şu Ki-4
Yarayı hançerle anarlar
Dermanı tütün
İnfazın elidir hançer
Yaranın dermanı tütün

Kendimi hançerlediğim gün
Tütünle koşma yarama
Bırak kanasın ömrüm
İçimdeki yarayla
Acıya katlanmak
Gerçeği kabullenmekle özdeş
Düş ülkemin yıkıldığı yerde
Onurlu bir hükümdar gibi ölmek hakkım


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:39 PM

Dostum Diyeceğim Şu ki-5
İç ülkeme ulaşan sesinde
Kelimelerin rengi
Kokusu vardır bilir misin
Ve elbette o çiçeğin açtığı mekan kurulur
alabildiğine çoğalsın diye sesin
hayat dehlizinde kaybolduğum an
Özümdeki arı
O kokuyu alır hemen
Taze bakışlar fırlatır dallarına, yapraklarına çiçeklerimizin
Bahara sevdasını yaşarcasına mest olur kokudan...


İşte bu
Her seferinde yeniden doğmaktır yaşama
Buram buram kokan
Senin insanca yaşadığın gibi derdiğin çiçeklerinin
renklerine öykünür sesim
Türkü söylerim
Sevgiyle bakar gözlerim
Gülümser dudaklarım
Kollarım ustaca kalkar koltuk altından
El sallarım vedalaşırken
Her buluşmada bir insanla
El sıkışırım sıkıca
Senden Öğrendim


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:40 PM

Dört Cam Kuşatılmışlık
İçinde tutulduğumuz hayat
dört cam kuşatılmışlık
öte yüz
gördüğümüzdür
yaşadığımız değil


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:40 PM

Duygunun Telafisini Aklıyla Arayan İnsan Portresi
Kapılıverdim girdabıma
kaç asırdır dönmekteysem içinde
o kadar zaman
eğirdi beni döndüre döndüre
inceldiğim yerden koparım sanrısıyla
onca zaman
kopmadıysam hala
ipi ince eğirir
girdabı insanın
inceltebildiği kadar
kopmaya meylettiği anda
biter başdönmesi
incelmişliğin kadar duygu yükü ile
kurduğun salıncak
ve omuzlarında hayat...
Aklım sen ıslah et beni.

İçe damlayan göz yaşı sağanağında
yeşerir mi umutlarım
Beklemeye aldığım heveslerin
sabırla kesiştiği yerdeyim
Aklım sen ıslah et beni

Hayat,
düş omuzumdan
Herşeye hazır beklerken kuşandığım silahlar
yabancı bana
çek düşür üzerimden şiddeti
gülümseyişin esnek dokusu kalsın
gözcamdan yansıyan yüzümde
aklım sen ıslah et beni.

Duygu pervanesi şaşılası girdabın
döndürüşünde
dağılırken varlığım
nasıl
ama nasıl seyirci kalırsın.
Aklım
sen ıslah et beni.

Hüznün çöreklendiği mekanlarda
güz gülü kasımpatlarını
suladığımı sanma
bilirsin
ağlarken utanırım
aklım sen ıslah et beni...


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:40 PM

dünya Yurt
Ay karanlık
ve yalnızdı gece
içimde
deli bir bilmece,
ile yaşamaktayım
ayın şuuruna yapışık giden bir ben eksikken içimde...

Nerede
on milyon yıl önce başlamış hayat
belirtileri nerede
ve ben
yok muyum ki
ay gibi karanlık bir dünyanın aldatan gerçeklerinin içinde
yaşadığını sanan bir ölü müyüm yoksa?


Zaman sonsuzluğun eğimine akıp giden bir ırmak
karanlıkta zamanın da rengi siyah,
ay düşe
gün ola
bu bilmece çözüle
savaş ve barış arasında koca bir köprü
kurula,
ay güle
gün güle
dünya bize yurt ola...


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:40 PM

Dünyada
Dünyada
dünyalının yaşama sebepleri
çok
sebepleri
az,
gidiyor ardına bakmadan hayat
eriyor suda tuz
ve geçiyor
yaz bahar.


Dünyada
dünyalının telaşesi
çok
telaşesi
az,
harcıyor ömrünü hiç usanmadan
yapıyor yapısını
çatıyor çatısını
koyuyor önüne
katık.


Dünyada
dünyalının özlemi
çok
özlemi
az
acısı çok
acısı az,
soruyor zamandan dünü
yarını
kükrüyor yüreği
yada sütliman.

Dünyada dünyalının
Düşmanı
çok
düşmanı
az,
kırabilir kapısını
kırılır yada kırılmaz.
sevdikleri çok
sevdikleri
az,
çalabileceği
gidip de kapısını,
açılır yada açılmaz.


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:40 PM

Düş Gezgini
Yırtık bir resmin
biraraya gelen iki yarısı gibi
mecburdu düne
baktıkça gördüğü her ayrıntıda
objektifle dondurulmuş anın buzları
çözülür
gibi
ısındı düşleri.


Zamanı geldiğinde
çiçeğin meyveye durduğu
ağaç gibi,
mecburdu taşımaya inancını,
gayretini,
sevincini,
özlemlerini...
taşıdıkça olgunlaşan meyvesı için
taşlanan ağaçtı,
bazen yaprakları rüzgarla savrulan
güzde
hırçınlaşan bir ağaç.


Susuzluktan çatlayan toprak gibi
yağmura mecburdu,
gökyüzünün her karartısında umutlanan
bir ağaç.


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:40 PM

Düşleri İşgalden Kaçırmak
Çöktü usum olduğu yere
Hayret ve şaşkınlığın girdabında
Kendinden kaçmış suretiyle
Bir fiil işgal altındayken düşlerim
Koyuverdi kendini gerçeklerin zulmüne

Belki de içselliğin acıya gebeliğiydi yaşadığı
Ki doğuracağı
Acı, acı, acı...
Oyunla ıslanan hayat sağanağında
Oyunun ezilgeni olmanın yarattığı hiçlik
Bırakmazsa yakanı
Özgürlüğe kaçıştır çabanın adı

Koca dünyada
Bir açıya mahkûm olmak
Sığ ve geri hükmün kırbacını yemek
Geliştirmez aklı

Yobaz soysuzluğun yargısında
El etek öptürme meraklılarının ipinde
Asılmanın adı bedel değil
Sığ sularda boğulmaktır aslında

Yönüm dönük olacaksa yaşama
Yaşam alanım
Bir kabile
İki klan olmaz
Evrenselliğe merakın taşırdığı aklı
Zorundalık tutamaz...


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:40 PM

Düşüngü
Sen küçüktün
sanmam
hatırlayasın.
İki katlı ahşap evimizin
kocaman bahçesi
bahçemizde
ceviz ağaçları vardı.
Biz daima cevizlerden konuşurduk,
sen
ceviz ağacındaki üveyiklerden.

İkiydiler,
tepeye yakın bir çatalında ağacın
kış yetene dek
yuvalandılar.
Her sabah
ve akşam
baktın usanmadan boynunu büküp
yukarı
yuvaya...

Hiç tanımadığın bir yaşlıydı kadın.
Baktın,baktın
saçlarına uzattın ellerini,
kınalı saçlara,
dedin ki
saçların ne güzel
oyuncak mı?
Şeker verdi sana en güzelinden
sevdi seni,
kardeşine getirdin sen şekeri
eve bir heyecan gidişini
anlamadım.

Belki hatırlarsın
ilkokul günlerinde
defteri yok diye birinin
ve
kalemi
silgisi
yok diye,
ne çok ağlamıştın,
ayakkabısı da yırtık
çantası torba diye.

Televizyonda gördün
aç yatıp
aç yatıp kalkamayanları,
donakalmıştı gözlerin
karınları şiş
kemikleri çıkmış
kadın adam ve çocuklarda.
Acıdın da
yemedin günlerce.

Biliyorum
aslında
kabullenmek istemiyorsun,
yaşın evrildikçe
soysuzca sınırsızca hakemicilerin
canımızı çektiğini...
Maruz kalınan soysuzlukken,
sessiz kalıp,
olgunlaşma deyip adına
bağlanışını benliğimizin bir kazığa...

Ve aslında bağlı hayat
yapay bağlarla.

İnsan
kendi yarattığı vahşetin gölgesinde,
diktiği bir ağacın gölgesinde kalır gibi
kalmamalı demek isterken,
sürgünün kementini boynuna giydirdin.
Hayatla değildi alıp veremediğin.
Hayatı hep sevdin.


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:40 PM

Emektar
Usta demirci
dövdü
demirleri tavında
oldu
yaşamın
işledikçe paslanmayan bir dişlisi
emeği.

Usta çiftçi sürdü ekenekleri vaktinde
ki
başağından ayrılmış
başak olma sevdasında tohum
düştü yere.


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:40 PM

Et ve Tin
Bu gün etime baktı bir adam
bakışından bildim
giysilerin ötesini görebildiğini
oysa bilmediği bir şey vardı
giysilerden ötesinde
sır çekilmiş derimden içeri
giremeyecekti

Yarından tezi yok
çıplak dolaşacağım
sokak sokak
cadde
mahalle
şehir
hatta ülke ülke
etimde sır
içimde öz

Koca bir nehir gibi cehalet
bir et
bir namus peşinde
her köşebaşı
ve her kuytu
et ete
koyun koyuna
sevişilir
sandı
şiddeti koynuna sardı

Bakışlarda şiddet
yasakçı zorba tavrı
biri namus der korur
öteki et der bakar
aynı

Sırdan içeri
gönlüyle alır insan
gönlüyle girer sırdan içeri
ötesi tutsaklık
tinin et parmaklıkları...


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:41 PM

Fırl-at
Ve korkunç bir bumerangdı
şiddet.
Nereye atsan
sana dönecek.


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:41 PM

Fuat İle Sarsılan Cismin Gerçekliği
elleri ile sardı benliğini
elleri idi işe kapıp koyulan
açlığa idi tüm savaşımı
gözbebeklerinde ülkemiz çıplaktı

suskundu gece
ve korkaktı karanlıklar
belliki yıldız düşmüştü yüzüne
öyle uzaktı ve
parlak


açtı sokaklar
hain kaç pusu idi kurulan
düşünceyi suça sayan
caddeler ıslaktı ve kaldırımlar
yanlızlığını yudumluyordu ışıklar ustaca damlalardan
yüzünün aynısı düşmüştü yere
aynası idi
yerde su


Aynasında
ülkemiz suskundu ve parça parça
kalp öncesi zamandan
Fuat ile sarsılan cismin
hayata hevesli tüm gerçekliği
dağıldı ayna parçalarında...


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:41 PM

Gece ve Ay
Çocukluğun güneşe sevdalı yüzünde
yakın oldu daima
ufuklar
biz yaklaştıkça uzaklaşan ufkun vebalini gayretimize yükleyip
çabuklaştık.


Çocukluğun geceye mecbur yüzünde ise
ay
daima uzaktı.
Ay ulaşmaya çalıştıkça kaçandı
bir imkansızlık...


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:41 PM

Geceye Asi Koynum
Geceye asi koynum
baykuş, ay, yıldız çeşitlemeli düşlerin
sığınağı
bir liman değil gece.
Kara örtüsüyle dolanır ardından
açların
çatısızların.
Bir liman değil
kefen
üzerinde yıldızlar ve ay işlemesi olan
bir kara örtü.


Pusular kurulur *******de
kurtlar ulur
bombalar yağar şehirlere.
Baykuş sesi kadar soğuk
ve yabandır gece,
ölümle her an randevusu olan.

Geceye asi koynum.
Gün, uçarcasına giderken dağlar ardına
yetişemezsin,
sürükler seni de peşi sıra,
kurtarmak ister geceden,
ölüm çoğaltır geceyi
tükettiği anlar kadar,
akşamın alacası ile başlar öldürmeye günü,
gece...
Dağların öbür yanı gün,
kalırsın geceye
güne yetişemedin,
öteye de geçemezsin,
en çok bu imkansızlıktandır asiliğim,
aklım dağlar ardında
özüm günün içinde diye...

Geceye asi koynum,
sevişiyorum
siyah bir örtünün altında
nefesinle ısınarak.
Memelerimden fışkıracakmış gibi canlanır kanım,
meydan okurum ölüme,
dişiliğimde başlar isyan
haykırarak.
Şafaktan önce aydınlanır gece aşkla ve asice.


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:41 PM

Gel Geç Dostsu
Gelişkin duyunca sahip istenç
aklın sorgusunda düşüncelerin içinden çıkmış güzelliktir
ve daima karşısındadır menfaatçiliğin.
Ne gariptir ki
menfaatçi olanlar
onların kokusunu iyi alır.
Kendini kurtarana kadar boynuna dolanır, dostluktan dem vurarak
oysa dostluk vefa ister
kendini taşıttıktan sonra gitmek
gidene yeni menfaat
kalana kullanılmışlık yaşatır.


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:41 PM

Geleceğe Özlem
Ayrılık zor gelir sevene,
ölümden önce,
hayattan sonradır ayrılık.

Ölülerin mezardan çıkıp sana sarılamayacağını düşün
ve yokluklarına nasıl da alıştığını hatırla.

Kaptır hayata usunu,
yüreğini geleceğe yatır.
Ne mezarda ölüler,
ne senden gidenler,
ne de senin çıkıp geldiklerin yok artık hayatta.

Öldükleri ile zaman ve fizik ötesine savdılar varlıklarını,
senden gidenlerse,
başkasındadır artık.
ve senin çıkıp geldiklerinin,
sana göre olmadıklarını anlamıştın.
Hal bu hal,
Geleceğedir senin özlemin,
anlamışsındır artık
sevmenin kendisi güzel.


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:41 PM

Geride Kalan
Ne bir satır
ne de
bir anı
şaşkın bakışı kaldı
ve griliği gözbebeklerinin
herbiri parlak bir yıldız gibi düştü gök zifirine.


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:41 PM

Göreceli Zaman
Bazen uzun ve hatta
upuzundur
gün,
yıl sayılır.
Çoğaldıkça çoğalır
devrildikçe dikilir
bitiremezsin.

Bazen kısa ve hatta
an bile değildir
yıl,
göz açıp kapayıncaya kadar geçti dersin.

Karar verebilişimizin hızıdır zamanın gücü,
ya yetişirsin,
ya yetişemezsin.


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:41 PM

Görülgü
Usulca açıldı kapısı sabahın
ve yıldızlarla tutturulmuş gecenin saçları
ağarıyordu.


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:41 PM

Gözyaşı Okyanusunda Yürek Pusulası
Damla damla akar
hayatın rengi,
her gözyaşında.
Siliktir suretler
ağaçlar, yollar ve kuşlar silik.
Belirsizdir gökyüzü
ve deniz, çimen...
Damla damla akan hayatın rengi bulanıklaşır,
ağladıkça.

Aktıkça büyüyen
gözyaşı okyanusunun,
bulanık sularının dibindeki zat,
bilmez ne yana yüzeceğini.
Yüreğinin pusulasını kullanmayı becerir
kendini dinlemeyi öğrendiğinde.
Önce yukarı yüzüp göğü bulur,
ardından karayı.
Ayakları yere bastığında
duyumsar yaşamayı.


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:42 PM

Gül ve Bülbül
Güldü rengi beyaz
ve bülbüldü güle sevdalı
uğraştı
uğraştı gülün dalına konmaya
konamadı.

Altın kafesten de olsa uçtu geldi,
dönendi üzerinde gülün,
dönendi,
dalına konuverdi.

Güldü rengi kırmızı,
bülbüldü gülün dikeni ile kanayan,
kanadıkça
gülü
boyayan.

Bir daha sevgiliye özlemi dilde tutma dedi
bülbül,
dedi ve uçuverdi.


Birdaha sevgiliye sunma
katmer katmer açarak
sevgini,
dedi gül.
Bir akasya gibi salkım salkım çiçeklendi ve bitti.

Sevginin her daim yalın halini parça etti sitemi bülbülün
gülün dikeninden kanayan yarasında hare.
şimdi savruk
yel ile yaprak yapraktı gül.

Oysa
bülbül gülsüz
gül bülbülsüz
olamazdı.


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:42 PM

Gülbeng
Acı iken battı içime düş,
öykündü sapa varışlara,
inancı dirençle besleyip,
vurdu usunu yola.

Yolda iken vakit,
dünden anı yüklendi
ve her anıya hayat,
ince ince işlendi.

Adımın aylak olur bazen,
düşe veryansın eder usun,
umut ile beslenmekten öte,
yol bulamadı düşün.

Oysa umut düşe,
düş inanca,
inanç dirence omuzdaş,
çöl ortasında vaha oluverdi.
Us döndü düşüne,
haydi! ne durursun dedi.

Düş insanda hazine,
us kafesinde,
çık içinden
düş peşine,
yolun açık
ömrüm uzun
gönlüne gözüne sağlık olsun,
olsun olsun da can kurban
kuvvet dolsun içine,
gülüşün daim olsun...


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:42 PM

Güllü Segah
Bir gül diktim gönlüme
Ne renge doydu, ne suya
Ah etti gül bülbüle
Sevdasından yana yana.

Hasta düştü solmadı
Ne baharda, ne kışta
Renkten renge boyandı
Sevdasına varmaya.


Derya Kızılgöz


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 10:23 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.