![]() |
Beste
Bahardı ayazlar Kışların ardında bile Cazibeli yazlar vardı Sevdaydı türküsü minik kuşun Yüreği pır pır ederken Tatlı tatlı söylerdi Namesinde elem diner, Mutluluklar inlerdi Hırçınlıklar utanır Saklanırdı,dinerdi Güftesiz bir bestenin Sarhoşuydu kainat Susmasıyla tükendi içimden koptu hayat... Hacer Esma Yüksel |
Bırak
Titreyince derindeki bam telin Titreyince yüreciğin,yüreğin Cemre düşer toprağa Cemre düşer sağına soluna Yanağına Rahmet öper alnından Bilemezsin Hiç sıkma kendini Bırak,bırak kendini O'na Bırak cisminin ötesinde Ruhun da secde etsin Bırak ruhundan üflediğine O merhamet etsin Seni bırak,gayri O yetsin Hacer Esma Yüksel |
Biçimsizlik
Bir yağmur zamanıydı Çimlendi heveslerim Mutluluk diyarına kaydırakla yöneldi Ruhuma aksetmeyen Soyut biçimsizliğim Belki de önümdeki En nadide engeldi Hacer Esma Yüksel |
Bileği
Yol yok artık ötelere Geçişlerde hainler İçimde bir batıkta İsten küften gemiler İçinde bir hayalet Nasıl ruhsuzca güler Görünmez bileğiyle Ruhum hançerin biler Hacer Esma Yüksel |
Bileği 2
Ayrıldı dalından saadet çiçeği Yola geçit veren kara tebessüm Dağların hüznünü biler bileği Durmadan sivrilir taşında hüzün Hacer Esma Yüksel |
Bilinmez
Arama bilinmezi Haindir o,gizlenir O ancak gerilerden Gizli gizli izlenir Hacer Esma Yüksel |
Bilmece
Bilinen sözcüklerden zorla çıkar heceler Sözcükler ki küçücük esrarlı bilmeceler Hacer Esma Yüksel |
Bir anda
Nasıl da dibe vurur Bir anda insan Nasıl da hiç olur Hepler bir an Kalmaz olur seni Bir bilen anlayan Hatırın gölgesinde Halini soran Ah yalan,hep yalan Hepsi kocaman yalan Bu bir rüya değil Lakin yine de uyan Nasıl da dibe vurur Kendini geçip insan Hacer Esma Yüksel |
Bir Mekan ki
Eskiden gönüllerde candan nameler vardı Yüreklerdeki huşu bizi tümden sarardı Her gün ayrı bir şevkle edilirken sohbetler Sevdalar bulut olur billur gibi yağardı Bir başka alemin aynasıydı o demler Pırıltı üzerinde is olsun belirmezdi Yüzlere süs olurken o tatlı tebessümler Maddiyata pul kadar bir değer verilmezdi Formülü basit idi bu eşşiz güzelliğin Mekana olgun aşksız katiyetle girilmezdi Aşklar bir volkan olup yakarken semaları Haktan gayrı hiçbir şey ta candan sevilmezdi (1999/Okul kütüphanesi) Hacer Esma Yüksel |
Birşey
Yas tutan birşey vardı Derununda yangının Küllerin arasından Kalkmaya çalışırdı Bilmezdi çoktan dolmuş vadesi insanlığın O hala bir umutla Küllerden ayrışırdı Oysa kim bakacaktı Bu yıkık harabeye Ümidi ulaşmazdı İki fersah öteye O yine bu haliyle Yıllar yılı bekledi Korun garabetine Direndi,erimedi Onu yıkan tekliğin Yokluk sıfatı oldu Perişanlık böylece Makus sonunu buldu Hacer Esma Yüksel |
Bitiş
Bitti herşey ah bitti Bir atmaca hızıyla Sevda da sürünerek Geçti,gitti,ve bitti Yanmadan kora dönen O alevin hışmıyla Kim bilir kaç senelik Ahir ömrümüz gitti (1998 Rumelihisarı) Hacer Esma Yüksel |
Bitmez mi
Karanlık köşelerde ölüm korkusu Bitmeyen çilelerin derin uykusu Ömür terazisinde kefen biter de Bitmez mi alemin suali,sorgusu Hacer Esma Yüksel |
Borçlu
Bir özür borçlu bana yaşam En ince tarafından Garipleşen umutlar Pamuk helva bulutlar için Küçükken tuttuğum mısır falları Pembenin siyaha dönen yanları Ruhumdaki tablo hüzün anları için Borçlu Yazdıkça sildiği bağışlanmalar Yürek platformunda hesaplaşmalar Huzuru bunaltan telaşlanmalar için Borçlu Ayıkken görülen taze rüyalar Derdine ihanet eden devalar Çilenin bağrında tüten sefalar için Borçlu Hey yaşam,sağır sultan Uyan Çek ellerini kulaklarından Borçlusun bana Farketmez duysan Duymasan... Hacer Esma Yüksel |
Boşver
İçimdeki an be an Deli beter bir hicran Bazen acı bazen kan Boşversene aldırma Altı üstü işte bir can Hacer Esma Yüksel |
Boyut
Rahata ermez gibi düşüncelerim Ferahlık bin fersah ötede Kara bir bulutun loş gölgesi gibi Siyah siyah ve siyah ille de Tartışma neye çare Ne için büyülü anahtar Sanki her köşe duvar, her gölge duvar Zaman ki sıkışmış kerpetene Sokaklar dar,yollar dar Boğazımda halkanan kollar dar Evet var Belki de var ötesi Bir boyut ki gidilesi gidilesi Gittikçe gidilesi Varınca yamacına gözünden öpülesi Özünden öpülesi Candan da geçilesi Canandan da geçilesi.... Hacer Esma Yüksel |
Boyut2
Sıkışmış bir kapının ardında gizli bahar Tomurcukar zorluyor paslanmış kilidini Bak nasıl da tedirgin zamana yenik yıllar Görünce deliğinde anahtar ümidini Hacer Esma Yüksel |
Boyut3
Karanlık bir tünelin orta yerinde Belirsiz bir el tuttu saçlarımdan Bir beyaz ışığın aksi Hızlıca geçiverdi yanımdan Bir ses,bir nefes Bir derin ah ile doldu mekan Şekilsiz bir varlığın gölgesi Şuursuz bir gölgenin ötesi gibi zaman Nüfuz ettiği kimi mağrur,kimi viran Ve ötenin bağrında Aldırmaz bir vakarla salınan insan Mekana da sultan Zamana da sultan Hacer Esma Yüksel |
Böyle İyiyim
Kalabalık bir yolun ortasında tek çığlık Yığınların içinde minik detay gibiyim Çığlıktan sıyrılıp yığına dahil olmak... Almayayım ben böyle iyiyim Kalabalık yığınlarda ruhu yitik eleman, Tekliğin çığlığında asaletin ipiyim Hepten kendim gibiyim... Hacer Esma Yüksel |
Böyle mi
Yaşamın kör karanlığında Bir umut ışığı düşüncelerim Çıkarın o sahte yarınlarına Ardıma bakmadan mı gideceğim Hacer Esma Yüksel |
Böylece
Beden ışır şavkıyla Asil ise eğer ruh İşte böyle varolur Aydından aydın güruh Hacer Esma Yüksel |
Buhran
Anlamak kadar derin bilinenin yarısı Anlamakla bitmeyen coşkun bir kalp ağrısı Tanımakta gecikmem uzanan seherleri Onlarla taze bende her dem yürek yarası Sağıma baksam neden solumu görüyorum Gördüğüm her kareyle uykumu bölüyorum Burnumda yanık tütsü, belirsiz bir alemde Mecalsiz adımlarla ölüme yürüyorum Bırakın ellerimi hatta tutup bırakın Geçerken dinginlerden fırtınaya bir akın Mutlak yardıma dair, fiiliyata uzak Olmalıyım her daim beter belaya yakın Ancak o zaman huzur öper alnımdan O zaman bilirim ki adam gibi ben oldum O zaman yarınları selamlarım yakından Bilirim ki pek hamken taklid-i tam oldum Hacer Esma Yüksel |
Bulmaca
Bilinen gerçeklerin ardında gizli Ruhuma işlenen meçhul bilmece Kalem aydınlık sabah,kağıt karanlık gece İpucu bir söz, bir ses, bir hece Hacer Esma Yüksel |
Burada
Sonsuzluğun rİtmine saplanan duraklarda Bekleyen duacının ağzı gözü bağlanmış Musiki ruhta değil sade sade çanlarda Yoklukları burada çokluklar kucaklamış Hacer Esma Yüksel |
Burman
Bir tambur edayla inletti köhne odayı Ruhun ta iliğine mai hüzün üfledi Ve keman kırıtkan,bahtiyar ve keman kıskanç Neşeyi göremeyince öfledi püfledi Hüznün gölgesinde kaldı şenin nağmeleri Izdırap duvarlardan asırlara aksetti TamBUR zorla keMANı sinesine basarak İnleyen nağmesiyle yeri göğü inletti Burman gönlümü diyen her ademe dinletti Hacer Esma Yüksel |
Bursa'ya Sesleniş
Tanımak demek değil hissetmek sevdasını Soluk alan serinin bağrında tüter şehir İlla bilmek gerekmez mekanın manasını Hisse dair yanlarla edersin sen de seyir Seyrettikçe dolan,parıldayan gözlerine Yaşadıkça doymadığın görünmeyen histir İndikçe deruna,beliren sis yerine Yaklaştıkça sana küsen nazlı bir izdir Yeşile vurulanın duruluğundadır su Ufak bir fiskesinde cümlesi hissedilir Her daim serinlemek onunla büyük arzu Tarumar mahrum kalan hissiyattan kesilir Hazin bir yanı vardır Karagöz türbesinin Tebessümler incisiz kabul görmez burada Gölgeler mekanıdır ayna ve ötesinin Sunulanla sunanlar sessizce bir arada Bir Yunus bestesidir Ulu Cami havası Görünen yaşananın biraz ardında kalır Amma içi dışında biraz zaman geçiren Sanki mazi kapısı aralanırmış sanır Hayalin gölgesinde tüter hep avluları Sesler ve nefesler bütün birbirine karışır Yükselirken semaya bütünleşen duyguları Emir Sultan'da insan ümit ile barışır Uludağ'ın yamacından efsane izlerini Hissederek çıkarsın hayaller ülkesine Bir gizeme dalarak Çamlıca tepesini Görür gibi olursan karışma ötesine Bir resmi geçit olur Bursa'nın havasında İnsanoğluna ait o nadide duygular Demek bizde uyanan hissiyatlara yakın Mekanların da sezen, düşündüren yanı var Gökkubbenin altında tek olmakla gururlu Vakur bir eda ile zamana karşı durur Ey Bursa sende olan sonsuzlukla uyumlu Yalnız letafetini gizlememen umulur (2002) |
Büyü
Gösterişsiz sözlerdi hasretini çektiğim Blinmez bir telaşın puslu yansımasından Dile gelmez çilenin çetrefilli büyüsü Gerçeğin aynasında gölgeyi bulmasından Hacer Esma Yüksel |
Çağrı
Sana siper karanlığın loş ayazında Beliren küçük bir mum olacağım Nihayet menziline tereddütsüz girerek Sen ışırken ben, ben solacağım Solacağım gittiğim diyarların hızında Geçecek üzerimden dehlizlerin ağrısı Ruhuma muallak devirler süzülürken Ufukta belirecek ötelerin çağrısı... Hacer Esma Yüksel |
Çatışma
Beynimin içinde acep nerdeler Gerçeği yerinden eden gölgeler Sinerek ruhumun en derinine Beni gerçeklikten mahrum ederler Bir kaçış mümkün mü halkalarından Bir menfez var mıdır katiliklere Hayaller kararsız yüzerken elde Gölgeler hep benken gerçekler nere Hacer Esma Yüksel |
Çelişki
Zaman fırtınasını hissettikçe yüreğim Olmayan bir atinin mazisine dalarım Olmak ile olmamak çelişirken beynimde Olması gerekende olmayanı ararım Hacer Esma Yüksel |
Çıkarcı
Haydi yürüt gemini Neyine duygu senin Saniyeyi atlama Belki boşalır cebin Ne çok çıkar kokuyor Emelin emellerin Bari belini bükme Sevdalı hayallerin Hacer Esma Yüksel |
Çıldırma
Kayboluş isteğiyle Dolup taşarken beden İç dökme hevesi bile Pek bir aciz kalmıştı Çünkü çoktan o kişi Günden güne çıldırmış Tanımsız bir rüyanın Sularına dalmıştı (1998 Rumelihisarı) Hacer Esma Yüksel |
Çılgınlık
Ta evin bacasında tütüyordu alevler Erişmek çetin iş sonuç kara saplıydı Israr etme cüreti gösterirken bedenim Bendeki o an bir çılgının aklıydı... Hacer Esma Yüksel |
Çivi
Ağırdan bir kapı gıcırtısı Beynimdeki çivinin delgeçli yankısı Kapılar ardı ardına kapanır Dan dan dan... Yerindeyken çivi rahattır insan Hacer Esma Yüksel |
Çocukluk
Çocuktum,ufacıktım Kandım hayallerime Kimi deniz fenerine Kimi horoz şekerine Büyük oldum acıktım Hayalimin hayaline Sarıldım fenerime Tutundum şekerime Deseler de neyine, Deseler de neyine... Hacer Esma Yüksel |
Çoktan
Sana mı sitemi yorgun gönlümün Sana mı sanarsın serzenişleri Epey var maziye hediye ettim Bonkör bir edayla ben gülüşleri Hacer Esma Yüksel |
Daha
Bildiğim şeyler var Yaşadığım için bildiğim Bir de bilmek istemediğim Yaşananın gölgesinde kalmış Küflenmiş olanlar Tozlu raflar ardından Heybetle sırıtanlar Ayazlı kışlar Çiçekli baharlar Baksanıza Demek görmek istediklerim Daha göreceklerim var Hacer Esma Yüksel |
Damla
Damladır düşen gökyüzünden Damladır düşen gözünden Bir kıskançlık ritminde Biri iki gözünden Biri gönül özünden... Hacer Esma Yüksel |
Damla2
Gözümden süzülen yaş mıdır nedir Nedir bu ruhumun suya öfkesi Düşen her damlanın ritminde serin İçimde yer eden ızdırap sesi Bazı bir ah kopar ta ötelerden Bir derin inleyiş bana selam der Gözüme göklerden gelen armağan Bentlere öykünen yolumu keser Hacer Esma Yüksel |
Değişim
Hapsolan bir kederin katmerli yaprağında Yalın bir tebessümün cazibeli duruşu Ellerimi tutuşu Aydınlığı buluşu Fethi çoktan kaydolmuş kutsal bir vatan gibi Tereddüt çizgisinde kadere iman gibi Gölgelerin içinden berraklığa doğuşu Hacer Esma Yüksel |
Değişmece
Kesiften karanlığın gözyaşıdır aydınlık Bazen görmez bir bakış bazen müstesna tanık Hacer Esma Yüksel |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 06:57 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.