![]() |
Bir Anlık Heves
Kâlpten silip attım seni, Hayatımda artık yerin yok.. Seviyorum diye kandırdın beni, Yalan sözlerine karnım tok.. İstemem aramanı, unut geçmişi. Yalandı yaşananlar, bir anlık heves.. Yitirdim umudumu, bıraktım her işi. Duymak istemiyorum senden bir ses.. Aydınlık dünyamı kararttın sen, Mumları söndürüp attın bir bir.. Umutla güneşin doğuşunu beklerken, Bütün hayallerimi yıktın bir bir.. 7 Kasım 2003, Burhaniye Mehmet Bicik |
Bir Beni Sevsen
Kaç kez öldüm yoluna, Rüyâlarımda bir bilsen… Gönlüm teselli bulacak, Göz yaşlarımı bir silsen… Coşarım, bendimi aşarım, Sevdâ sularını bir salsan… Unuturun sende beni, Türlü düşüncelere dalsan… Yakma beni aşk ateşinle, Eller gibi olma sen… Dünyalar hep benim olur, Ellerini açıp gelsen… Ne olurdu be güzelim, Dünyada bir beni sevsen… 2 Nisan 1997, Ş. Karahisar Mehmet Bicik |
Bir Erim
Huduttan huduta yol bulup koşan, Kâlbi yiğitlik duygusuyla coşan, Şehîdlik arzusuyla yanıp tutuşan, Vatan sevgisiyle dolu bir erim… 20 Ocak 1998, Malatya Mehmet Bicik |
Bir Gece Çık Gel Ansızın
Bir gece Çık gel ansızın… Konuşalım sabahlara dek… Öyle çaresizim ki, Sorma! Kırma Beni, Geri çevrilmez Bu dilek… Dönüp dolaştırıp Sevgiye çıkaralım sözü… Nefretten Arındıralım özü… Kanatlarımız olsun Mavi gökyüzü… Uçalım, Başka âlemlere kaçalım. Yeni bir sayfa açalım Hayatımızda… Bozulma olmasın hiç Ağız tadımızda… Bir gece Çık gel ansızın… Varsın, Elâlem Nasıl anarsa ansın… Gel ki; Gidişâtı değişsin Hayatımın… 13 Eylül 2005, Burhaniye 22:45 Mehmet Bicik |
Bir Hayâlet Gibi
Bir hayâlet gibi dolaştım şehirde, Bulamadım kendime derbeder bir dost.. İnsanlar yüzlerine geçirmişler post, Arınmazlar bir ömür yıkansalar da nehirde.. Yalnızım bu şehrin caddelerinde şimdi, Kimsesiz sokaklar, kimsesizler bana eş.. Verseler elime kuru sıkı yada keleş, Acımam vururum sormam bana kıyan kimdi? . Severim başkalığı, deliler gibi gezmeyi, Özgürlüğü doyasıya yaşayabilmeli insan.. Yaranamazsın kimseye peygamber, melek olsan, Sever bu şehrin insanları ezileni ezmeyi.. 20 Temmuz 2002, Burhaniye |
Bir Rüyâ
Bir rüyâydı Gördüğümüz… Hem de Çok çabuk biten, Gerçekleşmeyen Bir rüyâ… Bu, Kaçıncı rüyâ Bilmiyorum gördüğüm? .. Ama, En kısa süreni, Çabuk biteni, Buydu gördüğüm rüyâların… Olsun be güzelim! .. Zaten, Hangi zaman Gerçekleşti ki rüyâlarım? .. Nedense, Ben oldum Hep unutulan, Acı çeken, Ağlayan, Sızlayan, Uykusuz kalan… Yine de Hoşuma gidiyor Böyle rüyâlar görmek… Hem de çoook! .. Sonunda Ağlayan ben olsamda. 4 Kasım 1995, Zeytinburnu Mehmet Bicik |
Bir Sevdâ Uğruna
Yola çıkarken, Henüz çok azdık… Bir sevdâ uğruna, Diyar diyar gezdik… Sevdâlandık, Şiir yazdık… Sevgiliden, Çabuk bezdik… Sonunda kuyumuzu, Kendimiz kazdık… Bizi ayıranlara, Çok kızdık… Ölürüz de ayrılmayız, Diyenler bizdik… Yârdan ayrılmamak için, Türlü türlü yalan düzdük… Sevdâ yüzünden için için Yanan bir közdük… Gönüllere nağme salan, Mızrap ile sazdık… Yolumuzdaki sırları, Bir bir çözdük… Bir hayli zaman dillerde, Dolaşan sözdük… Aşk şerbetin içip, Sarhoş olduk, sızdık… Leylâ ile Mecnun olup, Sevdâ denizinde yüzdük… Sonunda; Bir sevdâ uğruna Canlarımızı verdik… 14 Mart 1997, Ş. Karahisar Mehmet Bicik |
Bir Sonbahar Günüydü
Bir sonbahar günüydü. Hayatımın en hüzünlü Eylülüydü. Bir sabah ansızın kaçmıştın, gönlümde iyi olmaz yâreler açmıştın… Geçti bağrımda açtığın yara, Sonbaharla birlikte bir başka çöküyor üzerime yokluğun… Her düşen yaprak, sararan toprak seni hatırlatır bana. Bir sonbahar günüydü. Ömrümüzün, en büyük hüznüydü yaşadığımız… Belki sondu, görüşmemiz. Yandı, için için yandı yüreğimiz. Çaresizce bitti aşkımız… Tenlerimiz buz tuttu, dondu… Konuşamadık, barışamadık yeniden… Yeniden başlayalım, tekrar deneyelim diyemedik… Diyemedik, söyleyemedik içimizden geçenleri, hâlâ delice birbirimize âşık olduğumuzu haykıramadık… haykıramadık bizim de sevmeye sevilmeye hakkımız olduğunu… Engelleyemedik hayatımıza başkalarının karışmasını.. Yaşayamadık Kendi hayatımızı.. Başkalarının hayatında bulduk Hep kendimizi.. Biz Kendimizi anlayamadık.. İçimizden geldiğini yaptık hep.. Rüzgarın önünde yaprak misali hep dolandık, Kendimizi yalanlayamadık.. Diyemedik, ..Söyleyemedik: …“Senle binmiştik ……ilk kez beyaz bir ata, Gel …senle vedâ edelim ……bu hayata…” Diyemedik, ..Söyleyemedik… Bir sonbahar günü bağrımıza taş basıp anılara vedâ ettik... 9 Eylül 2005, Burhaniye 14:30 Mehmet Bicik |
Bir Tek Seni Sevdim
Mutlu olayı diye, Benliğimi bulayım diye, Ömrümce güleyim diye, Bir tek seni sevdim… Çağlayanlar gibi aktım, Çok güzellere baktım, Bütün hayalleri yaktım, Bir tek seni sevdim… Yanlış yola sapmadım, Her güzele tapmadım, Eller gibi yapmadım, Bir tek seni sevdim… Enin boyun ölçmeden, Güzel çirkin seçmeden, Daha güller açmadan, Bir tek seni sevdim… Gözyaşım silmek için, Dâima gülmek için, Kendime gelmek için, Bir tek seni sevdim… 6 Mart 1998, Malatya Mehmet Bicik |
Biri Anam Biri Babam
Biri doğuran, biri büyüten, Biri anam, biri babam… Biri doyuran, biri uyutan, Biri anam, biri babam… Doğruyu yanlışı öğreten, Hem güldüren, hem ağlatan, Bana şiir, şarkı söyleten, Biri anam, biri babam… Giymeyip te giydiren, Yemeyip te yediren, Beni bugünlere getiren, Biri anam, biri babam… 16 Ağustos 1998, Kırca Mehmet Bicik |
Bitmez Kaygılarım
Geçmişe bakınca yaşlı gözlerle, Sel olup aktı duygularım… Gönlümü avuttum tatlı sözlerle, Bölündü *******de uykularım… Yıkıldı, evim, barkım, yuvam. Yok artık tadım, tuzum, havam. Yetim kızım için Allah’a duam. Bitmez derdim, tasam, kaygılarım… 8 Aralık 2001, Burhaniye Mehmet Bicik |
Bizi Ayıran
Gözlerini hatırlıyorum, Bakınca ışıl ışıl parlayan… Ellerini hatırlıyorum, Dokununca titreyen… Ağzını hatırlıyorum, Konuştuğunda bal akan… Yanaklarını düşünüyorum, Beni gördüğünde al al olan… Ayaklarını hatırlıyorum, Tıpış tıpış yürüyen… Sonra, düşünüp kalıyorum, Sâhi! Neydi bizi ayıran? .. Sevmeyi bilmeyişimiz mi? Hayır, zannetmiyorum… Ayrılık, memleket özlemi mi? Bunlar da değildi bizi ayıran… Senin baban, benim anamdı, Bizi birbirimizden ayıran… 11 Kasım 1994, Kumkapı Mehmet Bicik |
Bizim Sevdâmız
İlbaharla birlikte Filizlenen bir Çiçek… Alyazmalı güzellerin Ellerinde kirkit, İlmik ilmik, Desen desen Dokuduğu Bir kilim… İlkokul, Lise, Üniversite Sıralarında Damla damla Rûhumuza, Beynimize Nakşettiğimiz Bir ilim… Dört mevsim Değişen, Bazen Kavurucu bir sıcak; Bazen kar yağışlı, Fırtınalara gebe; Bazen de suya hasret bir iklimdi… Bizim sevdâmız. 14 Nisan 1997, Kırca Mehmet Bicik |
Bizim Türkümüz
Çıktık meydana yayları gerdik. Düşmanın kellesini yerlere serdik. Vatan uğruna binlerce şehîd verdik. Kanla sulanmış toprağımız bizim. Başbuğumuz haber saldığında, Davullar gümbür gümbür çaldığında, Vefâkâr yiğitlerimiz emir aldığında, Kurulur hemen otağımız bizim… Koştuk cephelerde düşmanı ezdik. Kahramanlıkta bizler birer mehazdık. İstiklâl uğruna ne destanlar yazdık. Şehîd dolu ovamız, dağımız bizim… Düşmanımız bizi meydanlarda tanır, hey! Bir kükredik mi aslan geliyor sanır, hey! Sanmayın bizi kavgadan usanır, hey! Belli olmaz solumuz sağımız bizim… 16 Mart 1998, Malatya Mehmet Bicik |
Bizimdir
Gezdim adım adım Anadolu’yu, Kilis’te, Gördes’te gör halıyı, Kış gelince kar kaplar Bolu’yu, Gezilecek güzel yerler bizimdir… Bâr teper Erzurum’da dadaşlar, Elazığ’da çayda çıra oynar eşler, Balıkesir’de bengidedir kardeşler, Türklük kokan beldeler bizimdir… Akdeniz’de dört mevsim denize gir, Karadeniz’de tam hamsi mevsimidir, Anadolu bütündür, hem de tek, bir, Edirne’den Karsa topraklar bizimdir… Antep’te Şahinbey, Şehit Kâmil, Mevlânâ’yı Yunus’u hep rehber bil, Câmi, saray, han, hamam ve sebil, Ecdâttan kalan yâdigârlar bizimdir… Aşamadık Allahüekber Dağları’n, Yakılmış, yıkılmış bütün bağların, Yemen’den, Mısır’dan dönen sağların, Anlattığı hâtırâlar, öğütler bizimdir… Yemen’de geçmek bilmedi zamanlar, “Çanakkale geçilmez” der kahramanlar, Düşmanlarımız bizi meydanlarda anlar, Bükülmez bilekli yiğitler bizimdir… 8 Nisan 1997, Ş. Karahisar Mehmet Bicik |
Bomboş
Ben kurudum, Gül kurudu. İçimdeki çağlayanlar, İlham kaynakları Kurudu… Sen coştun. Sen koştun. Sen konuştun. Çaldığım saz sustu. Gördüğüm göz sustu. Söylediğim söz sustu. Sen coştun. Sen koştun. Sen konuştun. Benim gözümde sen, Bomboştun… 4 Ekim 2001, Büyükdağdere Mehmet Bicik |
Boşanan Adam
Yıkıldı yuvam, bitti huzur, Deyip ağlar, boşanan adam.. Düzenim, sağlığım hep bozulur, Deyip ağlar, boşanan adam.. Evinde ağaydı, hem de beğdi. Zamansız ayrılığa boyun eğdi. Neden, aşkımıza nazar değdi? Deyip ağlar, boşanan adam.. Mutlu çiftlere gıptayla bakar, Kabullenemez, her şeyi takar, Olmayasıca ayrılık beni yakar, Deyip ağlar, boşanan adam.. Ne düşünürken ne oldum, Hazâna ermeden soldum, Acıyla, ızdırapla doldum, Deyip ağlar, boşanan adam.. Ne yapsam artık dikiş tutmaz, Hiç bir şey gönlümü avutmaz, Kimsecikler sözlerimi yutmaz, Deyip ağlar, boşanan adam.. 2 Temmuz 2005, Burhaniye 14:10 Mehmet Bicik |
Boşanan Adam (Öteki Versiyonu)
O bar benim, bu bar senin, Deyip dolaşır boşanan adam… Yolları açık olsun gidenin, Deyip alışır boşanan adam… Her ortama girer, çıkar. Başına bin bir dert açar. Sıkıntı görünce de kaçar. Hep asabîleşir boşanan adam.. Umursamaz hiç, yaşar hayatını. Çeker kafayı çıkarır tadını. Her akşam halleder bir kadını. Göbeğini kaşır boşanan adam… Bakkal, çarşı, pazar bilmez. Çoğu gece hiç evine gelmez. Yalnızken de düşünceye dalmaz. Hayatla barışır boşanan adam… Dünyanın geniş olduğunu görür. Çevresindekileri bol bol güldürür. Evli, mutlu çift görünce çıldırır. Herkese karışır boşanan adam… Düşkündür keyfine, özgürlüğüne. Güvenir gücüne, sesinin gürlüğüne. Karışır milletin sağırına, körlüğüne Herkesle dalaşır boşanan adam… 5 Temmuz, 2005 Salı Burhaniye 10:27 Mehmet Bicik |
Bugün Farklı Bir Gün Benim İçin…
-Ve... Nihâyet bitti- Bugün Farklı bir gün Benim için… Gitti sevgili, eş. Daha anlamlı doğdu güneş.. Duygularıma âr, Hayatıma bahâr geldi Bugün… Bugün Çok farklı benim için… Rest çektim Hayatımı karartanlara, Beni terazide tartanlara.. Umursamadım Timsah gözyaşı dökenleri.. Kızımın boynunu bükenleri… Sildim bir kalemde Beni bekletenleri Bugün… Bugün Farklı bir gün hayatımda… Sahtekârların hilesini, Sabrımın meyvesini Gördüğüm gün Bugün.. Bugün Her şey farklı Benim için… Seviyorum hayatı. Yerine geldi ağzımın tadı.. Duymuyor kulaklarım İkiyüzlü feryâdı Bugün… Bugün Çok farklı benim için… Gitti kızımın anası. Dindi hayatımın fırtınası. Tutmuyorum Gidenin ardından yası Bugün… Bugün Çok güzel, Çok özel bir gün Benim için.. Bitti akılsız karım. Son buldu acılarım.. Şâha geldi atım, Kurtuldu hayatım Bugün… 16 Temmuz 2005, Cumartesi Burhaniye 10:15 Mehmet Bicik |
Bugün Okul Açıldı
Bugün Okul açıldı… Koştu okula evlâtlarıyla Analar, babalar… İlk gün heyecanını Doyasıya yaşadılar… Bugün Okul açıldı… Daha ilk gününde Yanında olamadım kızımın… Tutup elinden Götüremedim okuluna, Ortak olamadım heyecanına… Heyecandan kekeleyemedim, Başarılar dileyemedim Kızıma… Bugün Okul açıldı… Açılan Okul değildi aslında.. Yüreğimde yara, Vefasızla ara Açıldı bugün… Ah ettim, Karıma… Bugün Okul açıldı… Koştu okula evlâtlarıyla Analar, babalar… İlk gün heyecanını Doyasıya yaşadılar… Bende ise Bir başka bahara kaldı Hevesler, umutlar… Bugün okul açıldı… 12 Eylül 2005, Burhaniye 17:30 Mehmet Bicik |
Bundan Sonra
Seni düşündüm diyen güzel, Seni sevdiğimi bil bundan sonra.. Silelim geçmişin gözyaşlarını, Ağlamayı bırak da gül bundan sonra.. Unutmaya bak geçen günleri, İyi değerlendir yaşadığın anları, Söyledim sana hoşlanmadığım yanları, Aklını başına al bundan sonra.. Sana saramadan ölürsem eğer, Geçen günlerime veremem bir değer, Boşa çırpınmışım yıllarca meğer, Diyen gözlerimde olur sel bundan sonra.. Sevgimden hoşlanmıyorsan söyle bana, Ezâ edip durma böyle bana, İçli içli bakıp da öyle bana, Kâlbime acıları sal bundan sonra.. Bana ümit verip, çekilme kenara, Sevmiyorsan beni, başka sevgili ara, Beni yollayıp da dallı mezara, Sen sağlıcakla kal bundan sonra.. 25 Mayıs 1996, Gaziantep Mehmet Bicik |
Burnunda Yok Ki Direk
Yandı yürek, Söndürmeye su gerek. Burnunda yok ki direk, Sızlaya… İster sev, ister at. Keyfine bak, yan gel yat. Takıp tahta kanat, Vızlaya… 13 Ağustos 2002, Kırca Mehmet Bicik |
Canın Cehenneme!
Gecenin yarısı… Küflenmiş duygularım Harekete geçti birden… Kin, Nefret kusmaya başladım yine… Haykırdım Gidenin ardından, Avazım çıktığı kadar: Canın Cehenneme! .. Canın Cehenneme! .. Gecenin Issızlığı değildi Beni bağırtan… Gidenin arsızlığı, Gidenin tutarsızlığıydı Beni delirten… Hem, Bir ben değildim Delice bağıran… Sesler yankılanıyordu semâda… Hep bir ağızdan bağırıyordu Terk edilenler: Canın Cehenneme! .. Canın Cehenneme! .. Terk edilmek koymamıştı bana… Yalnızlığı ben istemiştim zaten… Gidenin, Bırakmayışı yakamı, Tüketmesi takatımı, Delirtti beni… Çaresiz kaldığım için bağırıyorum: Canın Cehenneme! .. Canın Cehenneme! .. 15 Ekim, 2006 Burhaniye Mehmet Bicik |
Çabuktur Benim Sevmelerim
Sesin, Sesin etkilemişti İlk kez… Sonra, Dokunuşun… Ürpermeyle Dolmuştu içim… Ne hoş bir duyguydu bu, Ne biçim? .. Çabuktur Benim sevmelerim. Sana da Çabuk bağlandım. İşte Hep bu yüzden yandım. Hep bu yüzden Yüreğimdeki acı, Çektiğim sancı… Bu yüzden Terk ettim tahtı, tacı… Çabuktur Benim sevmelerim… Ayrılıklarım Çabuktur… Çabuk doyarım, sevdiğime… Çabuk kovarım, sevdiğimi… Yine Karşılıksız, Çabuk bitecek Bir aşktı benimki… İlk değildi, Son da olmayacaktı... Yine yanacaktı Yüreğim, Bozulacaktı Düzenim… Yine çıktı Karşıma gönlümü üzenim… Çabuktur Benim sevmelerim… Ayrılıklarım Çabuktur… Çabuk doyarım, sevdiğime… Çabuk kovarım, sevdiğimi… Ah, Yine yandı yüreğim… 11 Eylül 2005, Burhaniye 21:50 Mehmet Bicik |
Çıkılmaz Sokak
Çıkıp yoluma karşıdan bakma, Gönlüm senden soğudu gitti.. Yıktın dünyamı yüreğim yakma, Sana olan sevgim, aşkım bitti… Döner diyerek bekleme yollarda, Gittiğim yollar çıkılmaz sokak.. Mutluluğu ara başka kollarda, Sevgini, aşkını kalbine saklayarak… Unut geçmişi, yaşanmış her şeyi, Bitti, ne varsa, saygısızca yaşanan.. Ölsem de unutamam, unutamam bir şeyi, Kızımın hasreti, kâlbimde kor, yanan… 11 Şubat 2002, Kırca Mehmet Bicik |
Çiçekçi Kız
Tarih, doğa, plâj, deniz, Mevsim her dem bahar Ören’de… Garip, yoksul, soluk beniz, Bir kız çiçek satar Ören’de… Türküler susmaz, çalar saz, Ören’de her gün, her gece matine… İnsanlar hayattan alırlar haz, Çıkarlar dünyanın yedinci katına… Mavi deniz, masmavi gök, Denize girmenin tam zamanı… Dertlerini içine at, ya da dök, İskele’de geminin hareket ânı… Tarih, doğa, plâj, deniz, Mevsim her dem bahar Ören’de… Garip, yoksul, soluk beniz, Bir kız çiçek satar Ören’de… 14 Ağustos 2002, Kırca Mehmet Bicik |
Çok Bakarsın
Kalmamış sende duygu, hülyaya dalamazsın. Yalvarsan, yakarsan da yanımda kalamazsın. Bırak benim yakamı, canımı alamazsın. Ateş olsan, tutuşsan sen kendini yakarsın… Bitirdin ellerimle büyüttüğüm aşkımızı. Boynu bükük bıraktın sevimli kızımızı. Mahvettin hayatımı, batırdın yuvamızı, Gülersin, oynarsın hep, artık hem zil takarsın… Sevmiştim, ben seni can, cânân, sırdaş bilmiştim. Senle olmak için her şeye göğüs germiştim. Hayatımı, gençliğimi, hep sana vermiştim. Düştükçe yere bir tekme de sen çakarsın… Gün oldu bitmedi *******, ağarmadı tan. Zorluklara göğüs gerdim, yılmadım hiçbir zaman. Darbelerinle sersemlesem de zaman zaman, Ayaktayım, yıkılacak diye çok bakarsın… 1 Temmuz 2006, Burhaniye Mehmet Bicik |
Dağlarım Hep Kar
Açmıyorum perdeleri odam karanlık, Sen gittin gideli hayatım târumâr… Sevene seyrân olsa da samanlık, Sevgimi bitirdin dağlarım hep kar… Ölüm kol geziyor dört yanımda, Kaçtı dünyanın, hayatın tadı… Bir sızı var şuramda, vicdânımda, Dilimde Ahsen Tuğçe’min adı… Çektiğim dert, çile… Unutulmuyor. Geçmişi hatırlar kan ağlarım… Yârin söylediği sözler yutulmuyor, Ayaklar altında nâmûsum, şerefim, ârım… 24 Temmuz 2002, Burhaniye |
Damga
Çıktı yola, Bir seyyâh-ı fakîr… Gezdi yıllarca Diyar diyar… Anadolu ellerinde Bulamadı tutunacak yer… Erzurum’a uğradı, Oynadı Dadaşlar’la bar… Aydın’da halay çeker, Efeler, zeybekler… Horon’un başındadır, Karadeniz’de uşaklar… Eğribel, Aşılmaz kar… Antep’te dâne dâne, Şirinnar… Urfa Dağları'nda Gezer ceylânlar… Konya içinde Neleri saklar… Meram’ı, Meram yapan, Bahçeler, bağlar… Unutulur mu hiç, Yunuslar, Mevlânâlar… Tokat yollarında Takıldı ayağıma taşlar… Ordu’nun dereleri Hep yukarı akar… Giresun uşakları, Aksu’da keyif çatar… Elazığlı gençler, Çayda çıra oynar… Muş’a gidenler, Geriye dönmezler… Ecdâdımız, Anadolu’ya, Damgamızı vurmuşlar… Dünya geçse karşımıza Bizi buradan atamazlar… Heveslenen alçaklar, Sonunda avucunu yalar… 8 Nisan 1997, Ş. Karahisar Mehmet Bicik |
Dardayım
Olmamak için nâmerde muhtaç, Duymamak için başkalarına ihtiyaç, Çalışmayı edindim kendime amaç, Yine de başaramadım, dardayım… 10 Kasım 1994, Kumkapı Mehmet Bicik |
Değilim
Deli deli gurbette gezer dururum. Derdim döküp sazım teline vururum. Beni yiyip bitiren olmayasıca gururum. Dokunmayın dostlar, ben bende değilim! .. Geçmişine lânet edenlerden de değilim! .. Söyleyip derdimi herkese dermân ararım. Dokunur faydam, kimseye olmaz zararım. Kış gelince çekip gitmek burdan kararım. Gelecek sene dostlar, ben burada değilim! .. Gönlüm hâlâ kıştadır, baharda değilim! .. 22 Mayıs 1997, Ş. Karahisar Mehmet Bicik |
Deli Gönlüm
Yine efkârlandı şu deli gönlüm, Başım alıp dağlara çıkasım geldi. Gurbette acıyla geçince ömrüm, Kendi elimle dünyamı yıkasım geldi. Gönül sevdiğini arar hemen her yerde, Tutuldum gurbette iflâh olmaz bir derde, Çekilince, gözlerime gerilen perde, Sevdiğimi kollarıma alıp sarasım geldi. Başka yâr varmış yârimin göynünde, Armalı, köstek sallanırmış boynunda, El oğlu yatınca o güzelim koynunda, Dünyaları üstüne yıkasım geldi. 11 Mayıs 1998, Malatya Mehmet Bicik |
Depresyon
Vefâsızsın hem de âdi, maskara! Bulamıyorum seni anlatacak kelime… Depresyondayım düşünüyorum kara kara, Gülüyor insanlar ağlanacak halime… 9 Aralık 2001, Burhaniye Mehmet Bicik |
Dileğim
Olan oldu. Vâde doldu. Ayrıldı yollarımız... Dileğim senden: 'Mumları yak, Kini, nefreti bırak, Kızıma da iyi bak... Ve... Yas tutmamı, Ağıtlar yakmamı, Dönüp geriye bakmamı Bekleme benden...' Bir daha Birleşmez kollarımız. Yalan çıkıyor hep fallarımız... 17 Temmuz, 2005 Pazar Burhaniye 00:55 Mehmet Bicik |
Domates Tarlası
Bir yaz günü karşılaşınca senle, Ne hâle geldim bak bir dinle: Ben eridim gittim senin sevginle, O sıcak, şirin domates tarlasında… Bitmesin bu rüya diye yazmıştın, Evlenelim deyince heyecanlanmıştın, Ayrılık girince araya ağlamıştın, O güzel, şirin domates tarlasında… İlyaslar’da senle çarpan bir kâlp var, Derdin, domateste olduğumuz zamanlar, Hadi kaçalım deyince etmedin hiç âr, O güzel, sıcak domates tarlasında… Neler konuşmuştuk seninle neler, Şimdi mâzide kaldı o güzel günler, Hâtıra kaldı yolladığın mendiller, O sıcak, şirin domates tarlasında… Nereye gitsen bulurum seni ben, Diyordun ki, bu sözü unuttun sen, Filizlenen aşkımızı sen oldun bitiren, O güzel, sıcak domates tarlasında… Mehmet Bicik |
Dönmeyeceğim Sana
Dönmeyeceğim artık sana. Yeni bir hayat kur kendine… Sözlerimi attın hep yabana. Sana ne söyleyeyim ben, ne? .. 14 Aralık 2002, Burhaniye Mehmet Bicik |
Dört Kitap
Aşkımıza göz dikeni, Yollarımıza çıkanı, Dört kitap birden çarpsın Sana benim gözle bakanı… 17 Eylül 2005, Burhaniye Mehmet Bicik |
Dudakların Kanamış
Dudakların kanamış, kıpkırmızı olmuş. Yoksa başkasına mı öptürüyorsun? .. İnsanlar toplanmış, meydana dolmuş. Çıkmış davulun önünde döktürüyorsun… 13 Şubat 2002, Kırca Mehmet Bicik |
Dur Demeli
Memleketin hâli berbat, Bu gidişâta dur demeli… Dörtnala gitmesi gerekip Yürüyen ata dur demeli… Memleketi soyanlara, Yetim hakkı yiyenlere, Kıçın başın yayanlara, Binbir surata dur demeli… Yürüyene dur demeli, Vurguncuya vur demeli, Tefeciye kur demeli, Demeli de demeli… Eylül 1998, Giresun Mehmet Bicik |
Dün Gece Yine Seni Düşündüm
Dün gece, Seni düşündüm… Hızlı hızlı konuşman Geldi aklıma.. Yaşamaya başladım Seni hemen. Dalıp gittim rüyalara… Sonra, Çığlık atmaya başladım birden: “Gel artık” diye… Dün gece, Seni düşündüm birtanem. Seni ve gelecekteki mutluluğumuzu. Olacak olan kızımızı, oğlumuzu, Oluşturacağımız mesut tabloyu, Geleceğimizi düşündüm… Dün gece, Seni yaşadım güzelim.. Hayallerde, Rüyalarda da olsa, Yıllardır Buydu hep emelim… Dün gece, Seni yaşadım… Kuytu çam altlarında, Serin deniz kenarlarında, Dağlarda, kırlarda, Sen vardın hep yanımda.. Hayata yeniden Dört elle sarılırcasına… Dün gece, Seni düşündüm… Dillere destan olacak aşkımızı, Gerçekleşmesini istediğim rüyamızı, Kuracağımız mesut yuvamızı, Senle olacağımız günü düşündüm… Dün gece yine seni düşündüm… 29 Mayıs 1996, Cevizlibağ Mehmet Bicik |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:33 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.