![]() |
Keşif Gidişe
yürüyüp gider ya geçmiş öylesine sararan resimlerde bakışlarda saklı kalır duygular oynadığımız oyun nedir bir sevgi sözü belki kendimizce içimizde içimizce birbirimize bir fransız çingenesinin mavisinde bulunan yok olmuşluklar süregelen oysa ya da alabildiğine tekrarlar kişilik ve onurun çarpışması kaybedilecek nedir kazanılmamış nasıl kaybedilir ağlamayan gözden nasıl akar gözyaşı alır kendini emanete verdiği hasmından düşünür sahipken hiç sahip olamadıklarını aptalca ne kişilik ne onur kazanır gurur siyahtır ölür coşku bir duygu keşfedilirken bir diğerinde mutlaka Şule Aydemir |
Keşkeler Kaybolur
Yitip gittim gene oralarda bir yerlerde Beni bulan gören var mı? Böyle güzel, böyle doyumsuz yaşarken Böyle dibe inip çıkamamak var mı! Bir zamanlar demek istemiyorum Hala olmakta o zamanlar Ben o hep iç geçirip olmak istediğim Bir zamanlarda yaşamak Daim olmak istemelerindeyim. Her daim olmak varken, Bilinmez nedendir ağrısı karnımda... Nedendir bilinmez yürek acısı, gözbebeğinde bağrımın... Nedendir bilinmez, İstediklerim de olamadıklarım Tebessümde ki gülümsememin dudak kenarında. Bazen hani bir -ahh getirirsin maziden Ve yine yüreğin burulur Ellerin delicesine titrer Dersin -ah keşkeeee! ! ! ! Keşkeler büyür büyür Sarar seni koynuna Dip kuyu kör Dip kuyu sağırdır artık Kapatırsın gözlerini deli bir hızla Bu gözyaşlari, sessiz isaynın haykırmasıdır o an Duymazsin onun çığlığından başka Yitip gidersin umarsızca Sadece dilersin Nice iyi huzurlu günlere Keşkesiz günlere Adımların garipleşir Dizlerin titrer Ve sen yürürsün gene keşkesiz günlere Bilmek istersin gelecek ne karadar karanlık Bilmek istedeğin kollarını açmış seni bekleyenlerdir Hasretle.... Ve sen yaşadığına minnattar ilerlediginde Keşkeler o zaman kaybolur beyninde... Şule Aydemir |
Kırık Fincanlar
gözleri uzanır kararlılıkta kalmış geceyi yakalar yarılır karanlık aşk aydınlaşır aşkın yanında kardeşi vardır sonrası aşktan bir nefret doğar annenin çocuğunu okşaması gibi güzel kadın saçlarını tarar türküsünün söz tellerinde dudaklarını boyar gözlerinin acısıyla dostunda dost arar edeceği iki çift laf düşünür boşuna (-dır) sevişmelere (!) hazırlanışlar evdedir aklı kahve hatırına kırk yıllığına belli kırık fincanları çoktan geçmiştir belki bini Şule Aydemir |
Kırılıp Gitmek
götürmek sahibinide sahip olamayandan yana bakmak aynı suya aksinde eşit kalmak doyasıya bırak akanlar aksın ki akmaz hiçbir şey kırılmazdan önce Şule Aydemir |
Kırışık Düşünmeler
beynim dimağım kirli her taraf düşünce çamuru ana fikir su arınmalı temelde aklımın sismografı düşünüm kırışıklığı görülürken alacakaranlık çökmeden sevdalar geçmeli trikotaj sabrın iğne deliğinden Şule Aydemir |
Kırmızı
adam kırmızılıydı kırmızıydı kadın kızıllığa soyundular kırmızı kaldılar ağlarken kırmızı döküldü gözyaşları kırmızı gülümsediler düşünceler de kırmızı kırmızıydı aşkları ________________kızıl birer kumru kaldılar yakalanmak isteyen bir kumru kafesi kanatları alçak uçtuğu yerler uçurum kenarları orman kentte şehir kelebeği gibi kalakaldı döndü döndüğü yer _____________kırmızı Şule Aydemir |
Kırmızı Yaktı Maviyi / Eflatun
kulaklarımda yankılanıyor gel deyişin sisler ardındaydı gözlerim duymayışım ondan dağılınca ıslaklık çamur altında kalmış onca mabet tarzı çiğ yorumlu yaşam kuruyunca çatlardı bekleyişim de ondan gel desem gelir miydi bilir miydi yok ki daha daha iyisi eflatun muydu gök kubbesi yerlere kadar eğilip bin kırılıp öpmesi dalım dala dargın dalım günübirliğine selam estirdim çınarlaşmış erguvan gövdeme yapraklarım ayrık sarı yanık ____________sevdiğimsin _______________eflatun yalnızlık nehirdi oturduğum derelerin son kenarı öptüğüm sisler arasında gel diyen okyanus diğer yanı son dediğin _____________cehennem kırmızı ___________________toprak kırmızı _______________________sen-ben kırmızı lacivert boş bir kaftan boyun bükmüş bekliyor ağrısız uygun kızgın yakıyor maviyi kırmızı _______________eflatun öpüyor _________________maviden kırmızı ___________________sol yalnızlık yanımızı Şule Aydemir |
Kıskançlığı da Öğrettin Ya!
seni bir gün göremedim ya daha önce de yokmuşsun gibi garip öleceğim sanırdım oysa yokluğunda dönüyormuş meğer hala baki imiş dünya açarmış nazlı kırçiçekleri gelirmiş yeniden baharlar ve sabah yeniden yeni doğarmış güneş ama hain! nefret ediyorum senden! sonunda bana kıskançlığı da öğrettin ya! Şule Aydemir |
Kızgınım
kızgınım sana rüzgarsam yaz ortasında doğaya savrulmayacak kadar kızgınım sana çiçeksem koklayana kokmayacak kadar kızgınım sana yağmursam kurak toprağa yağmayacak kadar kızgınım sana 100 yıldır uyuyorsan öpmeyecek kadar belki saniyesi dakikanın en fazla bir tebessüm mesafesi kızgınım sana Şule Aydemir |
Korkak
çelik pençelerinde düşünce hürriyet şahin bakışlarında ve bir avcı pazarlığında elleme sen avuçların ciğerin yanacak kendini kim diye düşünmekten korkak Şule Aydemir |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 05:51 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.