www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Ali Gençay (https://www.cakal.net/showthread.php?t=143371)

GooD aNd EvıL 04-02-2009 12:31 PM

Mahpus

Üzerine acılar giyen adam
Hüznü ömre yayar zaman

Beyazı siyaha benzetir kir
Günler mahpus, azat fikir

Kalk borusu çaldı hizaya gir
Çekilir tespih, dilinde zikir

Pencerede parmaklık, demir
Heveslere vurulmaz ki zincir

Özgürlük dediğin bedene esir
Aşkı bilmeyen esareti ne bilir

Ali Gençay

GooD aNd EvıL 04-02-2009 12:32 PM

Mai *******

Son gördüğünde
Kar suyuyla yüzümü yıkıyordum
Ellerimde kopardığım kardelen kanı
Gözlerimin altına çizdiğin is
Ele veriyordu sabırsızlığımı
Beyazın bende bıraktığı korku
Kinini gizlendiğin garip his
Geceden mi? Kırık hayallerim
O gece pencerede ağlayan sendin
Bendim ayın başında dikilen
Bendim güneşe kement atan
En karalardan sana ışık getiren

Ağaran güne uyandım
Minarede uykudan hayırlı çağrı
Yarım kalan düşleri dizdim gerdanına
Göz bebeklerimde gittikçe büyüyen acı
Gökyüzünde nuru dökülmüş bir hayatın
Filizlenen yaşam çağrısı

Uykun ölüm mü?
Gece boyu sönmedi odanın lambası
Korkuyor musun? korkma!
Sabrını öldürene ceza yok
Yok huzur sevene yaşam boyu
Korkma yinede aşk öldürmez insanı
Hem gece yeni başlıyor
Bozdum saatim zembereğini
Sessizliği delen tik taklar yok
Yok artık saat başı radyoda haberler
Yok arzuyla sıralanan istekler
Kimse bilmez, bilinmez
Güneş sabah ne yandan doğar
Ne yandan gelir, gelecekler
Çıplak ayaklarla ezilen acılar
Kanar yersiz umutlar
Ağlar gülmesi beklenen bulutlar
Güler yağmuru bekleyen çiçekler

O kadar acı ki
En yakınında uzak olmak
O kadar ağır ki
Seninken elin olmak
İstemiyorum nefesimi, soluğumu
Sensiz harcamak

Uzansam, tutsam saçlarından
Çeksem nefesini göğsüme
Yakalasam kaderini
En can alıcı yerinden
Divitime yetmeyen mürekkep
Donmadan yazsam
Yazsam, damarlarımdaki kandan
Sevdam..

Ali Gençay

GooD aNd EvıL 04-02-2009 12:32 PM

Makber

Ben yazmadım alnıma bu kaderi
Tut elimi çocuk gibi, al götür beni
Unutmalıyım kim nerde ne demiş
Kim çalmış en sevdiğim hayalleri

Yanağımda buruşuk yastık izleri
Koynumda sensizlik, aşk zikirleri
Ansız, anmasız basar karabasan
Yakar ciğerimi, tıkar nefeslerimi

Sen ay yüzlü, toprak tenli sevgili
Aşk gömülü, yüreğindir makberi
Ardımdan ağlarlar belki kalanlar
Bilmezler sensin ruhumun cenneti

Ali Gençay

GooD aNd EvıL 04-02-2009 12:32 PM

Maniler/I

ağlamak yakışmaz herife
söz dinletemedim yüreğe
yarim tutmasa ellerimden
erir ruhum günden güne

evvel ki yıl, giden sene
harman vakti bitti çetene
güllerde tomurcuklandı
hadi yar bekletme gelsene

ardından su dök gidene
ağlar gözler dene, dene
yaratana ettiğin dualar
rabbim yari göndersene

Ali Gençay

GooD aNd EvıL 04-02-2009 12:32 PM

Martı

kızıla boyanan haliç akşamı
kıyıya vuran dalga furyası
birde deli,dedi çığlıklarıyla
martılar...

-hadi dedi şahan
omzuna attığı kalın paltosuyla
kalktı çömeldiği yerden ihtişamıyla
gözlerinde hüznün akşam kızıllığı
suya değmek ister gibiydi martıların ayakları
ne kadar da derin baktı anlamışlığıyla
bense halen şarabın sarhoşluğuyla
parmaklarımı ovuyorum
-kaldır kafanı diyor
kaldırıyorum tüm hüzünlerin ağırlığıyla
-bak dedi
gözlerim kaydı parmaklarının uzandığı martıya
gömülmüştü başı bedenine,kanatlarına
diğerleri dönüp duruyordu başında
-hastamı acaba dedi
cıkk dedim dudaklarımın açılışıyla
-gülümsedi
elini omzuma attı
kalktım yerimden ey vallahıyla
yuvarlandı şişeler sessizliği yırttı
kanatlar kalktı martı canlandı
dönüp duranlar durdular şaşırırcasına
-anladın mı? dedi
ve devam etti beni anlatırcasına
hüzün vurdu onu gamlanırcasına
oysa uçmak vardı ruhunda yaşamak adına
hüznün sığmaz kanatlar arasına
beklediğin bir ses bir dokunuşsa
sakın bekleme yaşa yokluğunda
- eyvallah dedi
dağıldı martılar onun yok oluşuyla
ve ben benle kaldım sarhoşluğumla
ve martım uçtu ayakların değdi suya
kısık bir sesle çığlıklandı haliç
gecenin sonunda
.....

GooD aNd EvıL 04-02-2009 12:32 PM

Mavi Delilik

Benden daha mı yakın
Başkasından kelimeler
Umuda yelken takıp yüzdürdüğün
Hayalden denizler
Rüzgar mı verir saçlarına
Başkasından nefesler
Bilmezsin sen kendini
Ruhunda mavi delilik
Oysa denize bakmak yorar
Yorar gözlerine çalan maviler

Öyle bir yerdesin ki
Ne savaş nede dostane gülümsemeler
Kapanır üzerine kapılar
Soğuk oda, hüzünlü nağmeler
Sırtına karanlıktan uzanan el
Tenine dokunan soğuk
Dışarıda alev almış bedenler
Ne kadar güzel
Ve nedenli acı
Görülürde bilinmez tadı
Zeytin ağacında mor yemişler

Ali Gençay

GooD aNd EvıL 04-02-2009 12:32 PM

Mayamalağın Kızı

çarık ayağında sırtında abası
yehdiydi anne kucağında
Yemende kalınca babası
yokluktan kurumuş göğüsleri
çatlamış topraklar neyler anası
sahanda çok su az çavdar maması
ağlamaktan gözleri görmez olmuş
her gıcırdayışında hayatın kapısı
‘’Oğlum,, der dururmuş büyük anası
Abdullah da ibişin abdulmuş adı
seferberlik duyurulmuş
Garbdan alınmış Osmanlı tuğrası
On beşli türküsüyle uğurlanmış
Sulsusokağı çınlatan at nalları
Yemen’e çıkmış pusulası
daha giymeden kalpağı
baba evinde matem havası
demek ondandı ağabeyime bakıp bakıp
‘’babamın adı ağzımın tadı,,
onda buldu onda yaşadı hep babası
hafiften sendeleyerek yürürmüş
köyün kadınları maymalak demişler
daha ondokuzundaymış anası
mart dokuzu çıkmış
avradı ölen davulcu dünürcü gelmiş
yeniden kınalanmış ayası
yıllar yılları kovalamış
yemen türküsü tellenmiş
ne haber gelmiş nede babası
yehdi büyümüş gelinlik olmuş
evermişler alınmadan başlık parası
yiğidi olmuş heykel ali damadı
oda kınalanmış yüreğinde baba acısı
on çocuk doğurmuş
yedisi ölmüş üçü başının kadası
ölenler abdulmuş
kalanlar Ömer’i Minüres’i Fatımas’ı
yiğidini vermiş cigaraya
mart dokuzu zemheri ayazı
torunlar bir kucak dolusu çiçek tarlası
ömür bu seten taşı
zamanı dolan gider bibim gibi
dikilir mezar taşı

Ali Gençay

GooD aNd EvıL 04-02-2009 12:32 PM

Med Cezir

çekildiğimde;
topla düş beyazı kabuklarımı
ellerin değsin tenime
çıplak ayaklarınla bas bedenime
saçların dökülsün yüzüme
yakamozdan arta kalan köpüklerimle
avuçlarına al beni sancılı bekleyişinle
geldiğime;
ayakların suya değmeli
ben ısınmalıyım senin ateşinle
tanrılardan kalma afrodit güzelliğinle
beklemelisin beni tüm dişiliğinle
saçların savrulmalı
kıskandırırcasına seher yeliyle
bekle beni
gittiğim gibi geleceğim
med cezirlerle

Ali Gençay

GooD aNd EvıL 04-02-2009 12:32 PM

Mektup Yaz Bana

Mektup yaz bana
İstersen yarim ile başlama
Ahvalimi sor
Hasretle saçlarımı okşa
Sıkıca sarıl
Sevdan ateş, kor
Üşüyorum sensiz buralarda

Öpsen ya
Ayrılığa nispet gözlerimi
Dök işte tüm işvelerini
Bakışlarının süzdüğü yerleri
Özlediğin uykusuz *******i
Sırma saçlarını, zülfünü
Baharı uyandıran nefesini
Gözlerine çektiğin sürmeleri
Dudu dilini, hoş sesini
Yediğini, içtiğini
Sendeki beni anlat bana

Kırdımsa kalbini bağışla
Hasret koyuyor adama
Hele birde
Helallik almadan ölmek var ya
O daha çok kor bana
Aklıma bile getirmezdim sensizliği
Ne olur sevdiğim
Kağıda kalemi fazla bastırma
İçim acır sonra

Mahkum değilim
Üstüme kapılar kapana
Sürgün değilim
Yollar kardan kapana
Bir adım atsam dışarıda hayat
Bir adım gerisi …
Neyse bunları kafana takma
Senden haber sal bana

Günler gelip geçerde
Geçmez iki mektup arası
Bir saat olsa da
Ölene dek değişmeyecek sevdan
Ölüm bin yıl sonra olsa da

Mektup yaz bana
Sonuna sevgimle kal
Yazmasan da

Ali Gençay

GooD aNd EvıL 04-02-2009 12:32 PM

Meneviş Akşamlar

Meneviş kaplı akşamlar
Köpürür içimde mürekkepten deryalar
Dökülür dilimden bana yakışmayan yalanlar
Çıkarıp barabellumu zulamdan
Mıhlıyorum yalnızlığı alnından

Olmadı deyip karaladığım redifler
Yakışmadı deyip sildiğim imgeler
Düşüyor elimden birer,birer heceler
Kalemim kırılır da,kalırım yarıda
Dokunamıyorum incecik beline,saçlarına
Karışmasın diye sitemler ismini yazdığım harflere
Döktüğüm tebeşir tozu sarıyor boğazıma
Gözlerimi yakıyor odanın yetmiş beşlik ampulü
Yazılan her satırın hatırına
Bir kez bile damlatmadan mürekkebimi
Güneşle söndürüyorum lambamı
Uyumadan uyanıyorum sabahıma

Düşünmenin yok edişi
Özlemin tüm bedenimle direnişi
Bir kez bile sendelemeden
İçiyorum bakır maşrapadan aşk denen meyi
Yine yazıyorum seni

Ali Gençay


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 05:54 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.