![]() |
Çocukluk Penceresi
Karmaşıktı Tek düze değil Salyangoz toplarken ellerimiz Ve satarken Gençliğimize insafsız Kuyumcular çarşısında Altınların sesinde sevdalandık Sevdayla köşe kapmaca oynadık Mecidiye hanında Yıllar geçmedi gülüm Ömür yıllandı Sessiz ve sebepsiz O taşra şehrinin garında Trenler artık çuf çuf lu değil Taksiler kanatsız Artık uçmaz Ak gelinlikli gelinciklerle Tozlu sokakların Sıcak öğlen sonralarında Yitirdiklerine ağlamıyor gözlerim Unuttuklarına Sen yoktun olmadın O uzak diyarlarda Büyürken habersiz kaderinden Oynamadın ilk okulun yolunda Evcilik benimle Bakmadın Beydağının arkasındaki Yedi başlı canavara Susuverdin niye Sende mi saldın çocukluk düşlerini Pencerenden dışarı Vazgeç gülüm Gelmez ******* sarmışken günleri Omuzlarımda olgunluğun Yemiş vermez ağırlığı Su dolmaz Yosun tutmuş havuzlarına hasretin Salyangoz tutarken Ellerimiz ve satarken Gençliğimiz insafsız |
Çok Çabuk Gittin
Sana anlatacaktım Denizlerimi Yelkenlilerimi Yakamozlarımı Çok çabuk gittin Seninle yürüyecektim Denizlerimin üstünde Yelkenlilerimle dünyayı Yakamozların siyah *******inde Çok çabuk gittin |
Çok Özel Bir Ölüm
Efkarlanma sevdiğim Ayrılık varsa bugün Kavuşmakta var Bir gün Belki biraz Eksik bir şeyler Belki biraz Boş eteğim Ama Kavuşmakta var Belki kaderde Belki Çok özel ölümde Bir gün Çıldırırım Ben o gün |
Çökeceksin İhanetin Üstüne
Dimdik duracaksın biliyorum Gözlerin gözlerini hapsedecek haramilerin Ruhunda mahmurluğu volta atacak külhanbeylerin Ellerin efeler gibi ince ince yazacak kaderi Ve bir zeybek gibi çökeceksin İhanetin üstüne Dim dik duracaksın Ve dik dik bakacaksın Tepeden tepeden Sırtından vuranlara İftira atanlara Susanlara gülümseyeceksin Duranlara Soranlara Kıranlara Acıyacaksın biliyorum Bildiğim o ki Sen Benim Tahmin edemediğim Çok büyük işler yapacaksın Eminim... |
Çöl Seyyahı
Şaşırırsa bir gün yolunu Çöl seyyahı Bir vahayı ararken Seni soracaktır Pişmanlığımın gölgesine Serinlemek için Yüreğimin yangınlarında Kor bir kere düşmesin tenime Kavuşmak Sonsuz azap olunca Kum fırtınalarında gönlümün Çizgilere bölünür kum taneleri Ve ayak izlerinde seyyahın Besmele çeker Sabır kulesi bedenim İşte o zaman Gökte bir top bulut belirir Götürür çöl seyyahını Benim bittiğim yere Vahalar sonsuzluğa koşarken |
Çünkü Benim Annemdin
Hülyalıydı bakışların nazenin Gül kurusu kadar ürkekti tenin Çiğ damlasından bir buseydin Karanfil kokardı şerbetlerin Sen bütün kadınlardan güzeldin Çünkü benim Annemdin Gözlerine Tanrı'nın nuru iner Gönlündeki ışıkla severdin Papatya beyazlığıyla gülerken Martı çığlıklarıyla dolardı bedenin Sen bütün meleklerden güzeldin Çünkü benim Annemdin Çözülünce ak yıldızlarla donanmış Siyah bir ırmağa dönüşürdü saçlarının örgüsü Kirpiklerimde ki gümüş tarakla Tarardım tel tel Ve yaşardım katre katre Her anını nakşederek ruhuma Asırlar uzunluğunda bir sevda öyküsü Sen bütün insanlarda güzeldin Çünkü benim Annemdin Bahar utanırdı bana bakan gözlerinden Yarim kıskanırdı beni okşayan ellerinden Kalbim dururdu benim için çarpan yüreğinden Tabiat susuverirdi Benim adımı terennüm ederken dudakların Sen bütün dünyalardan güzeldin Çünkü benim Annemdin Unutamam uzak diyarlara giderken Kara trenlerin ardından Beyaz mendil sallayışını Unutamam sana sunarken Kırmızı kurdelalı doktor diplomamı Her bir damlası Yüreğimi ummana döndüren O gizli ağlayışını Unutamam hani hastalanınca bazan Saçlarımda titreyen o narin parmaklarının Huzur sağnakları kadar masum Şefkatli okşayışını Sen bütün yıldızlardan güzeldin Çünkü benim Annemdin Oğlum diyen sesinde Tükendi acılarım Canım diyen dudaklarında Yüceldi sevinçlerim Yavrum diyen dilinde Bayram yerine döndü hayatım Sen bütün kainatlardan güzeldin Çünkü benim Annemdin Ben hiç yakıştıramadın ve konduramadım Cıvıl cıvıl hayaline o melun ölümü Her sabah mezarına bırakıyorum Kalbimle birlikte Bir kırmızı gülünü Rabbim neden reva gördü ikimize Bu onulmaz zulümü Bitsin artık bu ayrılık,bu zulmet Ve bu kahreden hasret Sabret... Bugün sana ebediyen geleceğim Anne... O gizem yüklü kapıda karşılayıp Lütfen tutarmısın elimi Sen bütün cennetlerden güzeldin Çünkü benim Annemdin |
Dağlar Senin
Türk tarihi demiş sana varlık senedim Türk vatanı demiş sana onur mabedim Türk milleti demiş sana Aslan Memedim Dağlar senin koçum sen dağların gülüsün Destan olmuş sınırlarda o dik duruşun Unutulmaz düşmanı tam kalbinden vuruşun Şan ve şeref hainlere hesap soruşun Dağlar senin koçum sen dağların dilisin Ya istiklal ya ölümdür senin parolan Tam hürriyrt hep hürriyet senle var olan Şu dünyadan ayrı düşmek senden zor olan Dağlar senin koçum sen dağların selisin |
Dağlara Söyledim Hep Türkülerimi
Dağlara söyledim hep türkülerimi Ağıtlarımı ninnilerimi Bozlaklarımı Hep dağlara söyledim Ama sen beni Kentlerin uğultularında kaybettin Fabrika düdükleri Ve makina seslerine yenildi /nefesim Yemiş yeşili gözlerin Sarardı gri dumanların bulut kümelerinde Ağlayamadım bile Saatlerin tik- tak'larında Sarhoş olurken Her gece... Bu benim kaderim Dağlara söyledim türkülerimi Kentler anlamadı yitiklerimi Acıma saygı duymadı astfaltlar Sokaklar paylaşmadı hasretimi Dağlara söyledimi türkülerimi Kentlerde esaretimi yaşarken zoraki |
Dedi Memedim
Ağlamak istiyordum dedi ağlama Karalar bağlayacaktım dedi bağlama Her gün uğrayacaktım dedi uğrama Mezarım cennet annem,dedi Memedim Dünyayı yakacaktım dedi metin ol Evreni yıkacaktım dedi sakin ol Tanrıdan kaçacaktım dedi yakın ol Mekanın cennet annem,dedi Memedim |
Dediler ki
Dediler ki acın Diner zamanla Melek olup iner Gökten imanla Dediler can gelmez Tükenen canla Avutursun kendini Binbir yalanla |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 06:23 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.