![]() |
Yanlış Liman
Bazen huzur dolu bir liman ararken, Yanlış koylara demir atarız, Çalkantılar içinde yalpalarken, Huzuru aramak için, Yeniden yelken açarız... Bazen de işte bu dediğimizde, Mercan kayalıkları çıkar önümüze, Çatırtılar sarar arşı, Yavaş yavaş batarız... Boğazımıza dolarken iyot, Yakarken genzimizi, Bir tahta parçasıdır kutuluşumuz belki de... Yeniden başlarız kulaçlamaya, Bir mucize gerçekleşir, ummadık yerde... Cennetten bir köşe... Varmışızdır nihayet, o sahile. Hayalleringemisi...21.02.2007 Eylül Gökdemir |
Yanılgı Ve Hayalleringemisi
Kırık döküktür cümlelerim benim de, Yükledim ne varsa ambarda, hayalleringemisine... Yanılgılardan kaçmam, onlar çıkarır beni düze... Kalbim yorgunsa eğer, güneş düşmüşse geceme... Çık gel karanlıklarından, uzattım elimi sevgiyle... Boş değildir avuçlarım bilesin, yüreğim var içinde... Eylül Gökdemir |
Yanılgı
Gitmemeliydin o halde, kalmalıydın... Birlikte karşılamalıydık bu baharı da... Bizim için açmalıydı nergisler, papatyalari gelincikler... Ellerimden tutup ellerine kelepçelemeliydin... Baharı yakalamalıydın saçlarımdan... Baharı içmeliydin dudaklarımdan... Kollarım olmalıydı yatağın... Saçlarımı yorgan yapmalıydın üstüne... Sen benim ekmeğime katık yaptığımdın... Bilseydim ki gideceksin, ayaklarından vururdum. Eylül Gökdemir |
Yanılgı'ya Cevap
Oysa bilmeliydin seni ne kadar sevdiğimi, Bilmeliydin, sabah mahmurluğu çökmüş bakışlarımda, Bir akşam üzeri yağmuru buğusu gibi duman duman, Dudaklarımın arasından ha koptu ha kopan hecelerde Adını fısıldayıp, delirdiğimi anadan üryan, bilmeliydin... Madem ki sevdandasınhala, neden sızlarsın o zaman, Madem ki sevdim diyorsun ölümüne, nedir bu yanılgı... Bilmediğin nedir, bilemediğim nedir, bu nasıl bir imtihan... Gel hadi birlikte sevelim, birlikte dirilelim, geçmeden zaman. Eylül Gökdemir |
Yangın Mavisi Karıştı Gece Mavisine
******* ah mavi, masmavi *******, Gözlerin gibi karanlık, gözlerin gibi mavi, Yangın mavisi, gece mavisine karışmış, Havada duman duman sevda kokusu, Bir tutam alıp, Serpiyorum senli düşlerime, Geceden çalıyorum maviyi, Yerleştiriyorum şamdanın üzerine, Hangi mum yanar gece mavisi, Hangi yürek tutsak düşmüş gecenin içine, Hangi hain el çaldı gecemi benden, Gece mavisi titreşimler, Gölgeler oluşturuyor Seni anlatıyor duvarlara, Gölgen düşüyor yastığıma, Kokun karışıyor gece mavisi gölgelere, Öyle bir özlem ki Gelip yerleşiyor düğüm düğüm, Hıçkırık oluyor dilimde, Gözyaşı oluyor kirpiklerimde, Neredesin gece mavim, Neredesin yangın bakışlım Bağrım paramparça, Yüreğim camdan bir fanus sanki, Bu nasıl bir ağrıdır, şifa bulmaz, Haykırıyorum sana gece mavisi Haykırıyorum her yerden, Dön artık, düşlerim sensiz kaldı. Serseri bir mayın gibi Nereye çarptığım belli değil Bu sevda ikimizin de elinde patladı. ...29.01.2007 Eylül Gökdemir |
Yangın Mavisi
Başımda esen... Eski bir aşk masalından kalan, Kırık bir kalbin rüzgârı. Yangın Mavisine tutulmuş, Melteminde üşürüm Gel de ne olur... Kırarım kilitleri, canım pahasına! Sevdaların hazan mevsiminde Issız dağlarda, Kuytu köşelerde saklanan, Uçurum kenarında, Karlar altında.... Ararım seni Bir kibrit çakarsın umarsızca Bakışların Yangın Mavisi Gönlüme düşer gölgesi Ya yaşarsın delice, Ya da gidersin Canımdan can çıkarcasına Ruhların kaybolup gittiği Bir kabusun, Son demleriydi gidişin. Zincirler koptu yerinden, Silahlar çekildi Tetiğe basıldı bir kere Bir vedanın son seferi... Aşkımın soykırımıydı izlenen... Aç ellerini, bak avuçlarına, Parmaklarından damlayan, Damarlarımdaki kan, Hiç acımadın değil mi? Yine de her aşkın, Her sevdanın faili Senin anlamadığın, Benim kandıramadığım Bu akılsız başım, Ümitsiz kalbimdi. Meydanlarda yatan Bedenim değil, Şu gördüğün enkaz, Senin eserin! Çek vur demiyorum artık, Yangın Mavisi düşlerde, Kurşun adres sormaz ki. ...29.01.2007 Eylül Gökdemir |
Yalnızlığım
4/4/2006 - YALNIZLIĞIM Bir keman yayının kirişinde saklıdır hüzün... Bir piyanonun, tuşlarına vurur yanızlığım... Yalnızlığım diye seslenir birileri, yalnızlığım... Keşkelerde saklanır umutsuzluğum... Keşkeler şehrinin kapıları açıktır sonuna dek... Pişmanlıklar satılır, acımasız tezgahlarda... Kızılcık şerbetleri dizilir sıra sıra raflarda... Kavanozlarda saklanır, yaralı yürekler... İçli içli hıçkırıklar duyulur semalarda... Kanlı ellerdir uzanan hayallerimize... Ne yağmurlar düşer toprağına, ne sis... Dumanlı bakar gözler, titrer kirpikler, çaresiz... Yalnızlığım, bilirim sen benim terketmeyenimsin... Hani derler ya gökkuşağında saklıdır 7 renk... Ey sevgi sen nerede saklanırsın, nerede... Dağ başlarında açan bir Kardelen misin... Uçurumlarda açan Yaban Gülü müsün... Deryalar aşan bir hayalet gemi misin yoksa... Yalnızlığım, yaşamak zorunda olduğum... Kanımsın, canımsın, sen benim çaresizliğimsin... Çarem sensin, yalnızlığımsın, gelip gözlerimde duran... Bakir yüreğimin kumsalına vuran batığımsın... Yalnızlığım... Eylül Gökdemir |
Yalan Yıllar Ve Aynalar
Ne yalancıymışsınız aynalar... Yıllar yılı kandırdınız beni... Bir bakışlarım kaldı geriye... Kırgın, kırık dökük, hüzünlü... Saçlarımı çaldı yıllar... Beyaz bir haleye döndüler şimdi... Yılların izi düştü yüzüme... Acıların yer ettiği dudak kıvrımlarım... En sonunda kandıramaz oldunuz siz de... Saklayamaz oldunuz çizgileri... Benimle birlikte ağlıyor gözlerimin hayali... Bir hıçkırıklarını duyamıyorum aynalar... Sessizce eşlik ediyorsunuz bana... Yalan söylediniz bana yıllarca... Hani en güzel ben gülümserdim... Hani bir şelale gibi akardı saçlarım... Omuzlarımdan aşağı zaptedilemeyen... Umutla bakardı gözlerim... Şimdi o sona geldim giderim... Ne arkamdan dökülecek göz yaşları.... Ne verilemeyen sevgiler çaredir... Gidenler dönmez geri bilirim... Seni sana bırakıyorum şimdi... Aynalar gibi sen de yalandın... Eylül Gökdemir |
Yakma Artık Canımı Çek Git Artık
Ne olursun, Ya gel artık, Ya da çek git hayatımdan, Bırak martılar ötmesin sabahlarımda, Papatyalar açmasın bahçemde, Kır çiçeklerinden toplama artık, Rahat bırak beni düşlerimde, Geceye set çekiyorum, Uykularımla savaşıyor kirpiklerim, Sen düşmeyesin diye rüyalarıma, Bırak sahilde oturayım bir başıma, Bırak anılar mezarım olsun, Daha ne kadar yakabilirsin canımı, Ne kadar acıtabilirsin... Bırak unutayım yaşadığımı, Yaşadığımızı... Ben senin gibi vicdansız değilim, Hiç olmadım... Ne hakaret edebilir dilim, Ne ağır sözler yazar elim... Hiç ama hiç konuşmadım, Hiç anlatmadım kendimi seninkilere... Çek git artık, rahat bırak beni... Gözlerime düşsün yine aşkın ateşi, Yaksın yeniden od gibi yüreğimi, Geceme doğsun güneş yeniden, Ben gidemiyorum, Sen rahat bırak beni... Beni anılarımın cehennemine atsan da, Ne olur, bırak git beni... Ama ne olur, Acımasın canım, yakma canımı... 02.03.2007...22:30 Eylül Gökdemir |
Yakılacak kadınım Ben Bu Şehirde
Yakılacak kadınım ben bu şehirde, sensizliği öğrenemediğim için... Yakılacak kadınım ben bu şehirde, ihaneti bilemediğim için... Yakılacak kadınım, çünkü kalemler yazmadı benim hikayemin sonunu... Yakın beni ne olur, yüreğim sevda, gözlerim bekleyiş yorgunu... Gemiler kaldırdım senin limanlarından, bilinmeze açılan... Umutlar batırdım okyanuslarda, geri dönüşü olmayan... Yırttım umut rüzgarlarıyla dolmasın diye yelkenlerini... Tayfalar kazan kaldırdı, hani nerede kaptanı bu geminin... Yakılacak kadınım ben bu şehirde, sessiz sokaklarında İzmir'in... Yakılacak bir kitabım, okumasın kimse hicranını yüreğimin... Hadi dök benzini üzerime, çak kibriti ne olur bekleme... Yakılacak kadınım ben, asın beni gemi direklerine. Eylül Gökdemir |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:31 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.