![]() |
Günbatımı
daima şarap rengi günbatımında canlanır bir hiçe tapınmanın son çırpınışları ne zaman ki bir gün daha çıkmaza batmaktadır başlar içimdeki çocuğun geceye son yalvarışları |
Günlüğümü Göğünde Tutuyorum Kış Kırlangıçlarının
şiirlerimi kaybettim unuttum mürekkebimi serin akşamların karanlığı bakır hülyalarımda çarşafım yorganım yastığım tan yeri özlemi sabah kuşlarıyla karşılıyorum benim için olmanı yazmak varolmanın seçeneksiz hergünü günlüğümü göğünde tutuyorum kış kırlangıçlarının acısıyla siyatikli yokuşlu pelerinini takmış gibi gri bulutların hüzün olgunluğu uyku semesi ağaçlar yaşam illüzyon sanki yapraklı uzak türkülü gün çizgisi tülünü sıyırır içimdeki soru yanıtsız karıncayı incitmeden koşarım sana tüm yeryüzünü çiğneyerek tahminlerle yaşattığım aşkı tanıtmak için gelen güne |
Güz Vurgunu
herşeyimiz tamdı bir gözlerimiz yabancı susuşumuzla çok şey anlattık birbirimize sararan yapraklarda kırılgan öykümüz yalancı serçelerin su içişi yağardı güneşimize ağaçlar yapraksız bulutlar küsmüş yağmura bakışımda donan zaman şimdi senin sesin pay etmek kalbimi vakitsiz acılara şarkılar puslu güz vurgunu benim bilmez misin |
Güz Yorgunu
sonum başlangıcım olur halim sorusuz harap anılar ahmak ıslatanlarla son ayaklanınca sensizliğim meçhul yol yolak bilmezliğimdir gözlerinin ille karalığı ben eski bir albümde güz yorgunu yaprak yeşili hüzzam yağarken gecesine sözlerimin çocuksu maceramız bağbozumu bir de aldandım ya esrikliğine çoban yıldızı gülüşünün istisnasız her kıpırtı çocuk ağlaması güz yorgunu aşkların çılgınsı yakamozunda |
Güzelleme
basit ütopyalar için yaratılmadık biz biz ki koyun koyuna bulutsu yalnızlığında ezenlerin aklında kol gezen hayaletler her zaman yollardadır mağrur olanlar biricik gökkuşakları ezilenleri dünyanın zenci gülüşü çığlıklarında bembeyaz sayfaları insanlığın komün ateşleri yakmış dağlarda yıkmış gökkubesini üstüne lanetli sarayların içimde sönmeyecek kıvılcımları komünarların alınlarınızda boyunlarınızda tarihimizin yankısı çocuklar... selam olsun hürriyete koşanlara...... |
Güzelliğin Kadar Çocuğumsun
gidişin yarım bir şiir n'olur dönme n'olursun ağlayışın bitmemiş bir öykü güzelliğin kadar çocuğumsun yalnızlığım karanlık bir nehir nolur gelme n'olursun bir tek gidişin bende kalsın yalnızlığımda boğulursun belki bir bayram sabahı belki de yaz yağmurusun söylenecek çok şeyler olabilir yaşanacak birşey kalmadı biliyorsun n'olur sevme n'olursun mutsuzluğumdan utanıyorsun |
Hala Ağlıyorum Kuşlara(Mensur Şiir)
ay yok gene bu gece.çok korkardın.çocuk gibi sokulurdun koynuma.'içimde okyanuslar üşüyor 'derdin.'şarkıların bittiği yer sanki aysızlığı gecenin'derdin. bir ömrü nasıl yedik değil mi? sonu bilinmeyen aşkların peşinde.bir elmanın iki yarısıydık biz.sen derken beni kastederdim anlardın.içiçe iki sevda tohumu.ama bir türlü çiçek açamadık nedense.yalnızlıkla besledik yarım kırık bekleyişlerimizi.şarkı olamadık dillerde.olsa olsa denizin sabah serinliği tadında kayıp bir besteyiz aşkım. 'sen herşeyinle dağınıksın 'derdin.'aşkların, şiirlerin şarkıların herşeyin darmadağın.yoruldum,macerandan çekileceğim 'derdin. o çok sevdiğin 'arkadaş' filmini izlediğimiz gün bana:'arkadaş,olmuyor beni ve kendini unut. ayrılığını yaşa.yalnızlık ve aşk doğuştan gelir.senin varolma nedenin bu'dedin ve sonbaharla gittin. artık daha iyi anlıyorum.sen.evet sen. hayal olmasaydın bu kadar koşamazdım peşinden.aşk yangından geride kalanlarla eskiyi yaratmaya çalışmakmış.gerçek olan bizim maceramız.direnmemiz.yalnızlık aşk ayrılık gerçek olan.kavuşmak ve çoğalmak... sayfaları hiç yıpranmamış bir şiir defteri kadar kendine riyakar olabilir ancak. aşk aslında çocuk kalmakmış be gülüm.hala ağlıyorum kuşlara.sonbaharda kokluyorum mazlumluğunu yaprakların.hala kedilerle oynuyorum sokaklarda ve hala cigara içiyorum mahallenin çocuklarıyla gizlice.ve hala hastalandığımda arıyorum annemi. 'sen büyümezsin'derdin.evet büyümedim hiç.çocuklaştıkça yalnızlaştım. seni aramaktan usanmadım.çocuklar gibi darıldım dünyaya. öğretmenime,komşumuzun genç kızına benzemezmiş ki aşk.sait faik'in dediği gibi kavun acısı gibi de değil ki. sonbaharın yağmurlu yalnızlığında okul yollarında yürüdüğüm anlar gibi birşey aşk işte.......... sen yoksun.hiç olmadın.ölen bir şairin ardında bıraktığı bir burukluk gibi sesini duyamamak.olmadığını anlamak.gururlu ağlamaklılık gibi. aşk hatıra defterinin silinmiş ama okunmayı en çok hak etmiş sayfası be iki gözüm. ayrılırken ağlamak gibi..... |
Hala Özlem
selam sabah kesildi birdenbire kızılca kıyamet arka bahçede saklandım dil çıkardım aptallığına mahalle maçında hava attım kızlara yedek de olsam lakabım sarı çiyan gedik dişlerimle arkadaş ıslığı okulun en güzel kızının önünde donumu da indirseler vaz geçmem saçlarımı taramaktan aynada gülerek arkadaşımın ceket kolları yaldızlı sümük izi burnunun önü döşek gibi yaz kış bisiklete yan biner çamurluğunda mutlu ol yeter sloganı duvara yazılar yazar abiler ben okumayı sökmede pekiyi sana hortumla baloncuklar yaptım köpük köpük en güzel kibrit kutularını biriktirdim en yuvarlak taşı ben buldum şişe kapaklarının en gıcırını ben topladım özlem kardeşini korudum rakip mahalleden eh ne de olsa kurtarılmış mahalle kuşaklarıyız kırmızı entarilim kahveler taranır biz boş kovan peşinde tuhafiyecide çalışıp kolonya içtim senin için kediniz sultan'a evden peyniri ben kaçırdım şimdi okulunun önünden geçsem canım çeker gazozla simiti ve hala gülerim şaşı hademenin berberliğine |
Hala Şimdi Özlem
kaybolmuş kıtasın esrikliğinde dünyamın kalbimde sen hep o sensin mahallenin en güzel kızı ekmek ve süt kuyruğunda titreyen ellerimi tutan nefesinle sen hayallerimizdeki lunaparkta balerin ben dönmedolabım hala haylaz mı haylaz bilet parası olmayan çocuklarla dolu şimdi kalbimin çığlığı yaşıma aldırmadan koşuyorum hala arabaların peşinden tutacakmışım gibi seni okul çantama attığın mektuplar sararmış yapraklarla bir sonbahara meydan okuyor şimdi içim jilet gibi özlemlere esir bilinmeyen uzaklara koşan trenlere ağlıyorum şimdi |
Halim Yok Ölmeye Sensiz
damla damla sağdım bakışlarını güneşten bak tek sağdıcım yalnızlık ölümle kurşuni serseri bulmacalardan hayır yok ömrüm dönmedolap neşesidir aşk tut onu içinde kalkıp bak bir sular çekilmiş mi göğünden denizimizin bizi biz yapan tek farklılığımız bu hırgürsüz habersizce sarılmamız umutsuzluktaki arayışa çok anlayışlı öleceğim bu kez söz tanrı sokaksız komasın bizi ev istemez aşk dolaşsın karanlık ağaçlar suyu sever ben kıskanırım tutkuyu seni sevmemdeki tek mantık bu hayatın sürmesi yollar boyu yolculuk özlemli bazenli de olsa uzaklığındaki kekre acı resmettim beynime bağlanmışlığımızın şarkısını yok diyemem sen varken ayrılığın varken ölümden öte bir köy çıkrığı sensin içimdeki dipsiz kuyunun yalnızca senin ellerin ellerinin endamı ellerinin yarattığı nüanstır ağlayışımın tonu kırsal bir içlenmeydi belki üstükalsın yapıyorum ayrılığa sensizliği be gülüm dindirmeden serapsız bir ölümün heveskar yalnızlığını sensiz ölüm de yalnız bense yorgun ölmeye bile halim yok ölmeye sensiz bu ara nağme bitecek ışıkları sönecek yeryüzünün ilk sabah kuşlarının çığlığına yakın dinecek anlamsız bu anlam şarkılarımız bakacak bize bir pencereden canhıraş sokak sokak aradığımız o ölgün ışıklı biz yine bulduğumuzu zannedeceğiz içimizdeki kurgusal tortulu o aşkı evler kendine gelecek birden evren bu defa yalnız ikimiz için aydınlanacak sevgilim her zaman yanıbaşımızda aradığımız ölüme yedeklediğimiz şarkılarımız açacak bir gül gibi bakışlarımızdan sen taze bir ayrılığı konduracaksın gülüşüne bense o şarkının sözleri olacağım tüm evrene sadece adını haykıracağım henüz henüz acil acil bakışmalı sağa sola çocuksu korkulu utangaç ama neftî arzulu |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:00 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.