![]() |
Gözümün Önünden Hiç Gitmiyor
gözümün önünden hiç gitmiyor gecenin gündüzü yırtışı sonra hiç bir şey yokmuş gibi . yeniden uykuya dalışı |
Grip
uzaklara yürüdü ayaklarında derman kalmamıştı sanki taşımak istemiyorlardı onu vücudu keskin bir sirke kesip duruyordu elbiselerini ya gözleri,ha kapandı ha kapanacak bir bulut arıyordu üzerinde uyunacak astı göz kapaklarını portmantosuna düşlerin şimdi bir sahilde yürüyordu ayakları çıplak elbiseleri ıslak tuzlu su ayaklarını acıttı taşları parmaklarına battı kumsalın,dünyanın nefes alışları hızlandı soluk borusunun birden uyandı irkilerek neşe bulaştı gözlerine bir demet sevinçle elleriyle vücudunu araştırdı mutluluğunu fincandan taşırdı hala buradaydı,bu evrende elinde bir fincan çayı karıştırdı yaşamla hayallerini barıştırdı . |
Gücümüz Vardı
gücümüz vardı aklımız yoktu aklımız vardı gücümüz bitmişti ayrı yolların kavşağıydılar evlendiremedik ki ikisini şimdi ayrı iki konakta yaşıyorlar yalnız başlarına aklımız sade hüzünlü gücümüz azalmış yorgun bitgin |
Güllük Gülistanlık
güllük gülistanlık olduğunu mu? sanıyorsun,her şeyin yaşadığını bildiğinde mikropların taşırabildiğin kadar batıyorsun umutsuzluğunu içtiğinde azapların kandırabilirsen eğer kuşlar gibi şakıyorsun susmak kolay değil senin için sustuğunda kusuyorsun |
Gümüş Gül
yeni bir dünyaya gebeyken toprak ağır,sancılı sakın boş gözlerle onu desteksiz bırakma seçilmişlerin yurduna girer gibi ağır aksak,yalınayak sakın boş gözlerle kendini dumura uğratma seçilmek,belli kalıplar belirlenmiş çizgilerde fırtınaların arasında yumuşak bir gün gibi gözünü kırpıştırarak ya da ıslanmış bulutların suyunu sıkar gibi taze bir sağnakla ıslanmak,ıslanabilmek seçilmiş bir tek bulut gözleri sevinç yaşlarıyla dolu hüzünlü ama sakin ve dokunaklı,ve oturaklı ve gözüpek,ve korkusuz,ve canayakın sımsıcak,çılgın bir gülümseyiş kimbilir hangi genç kızın çeyiz sandığında saklı mutluluk denen bir tutam gümüş gül belki şu taklacı beyaz güvercinlerimin ayaklarında belki de kırmızı güllerin koruyucu meleği dikenlerinde lizozomların,amiplerin,çetrefillerin bir damladan daha az küçücük yüreklerinde seçilmiş olabilmek istermiydim? bilmiyorum ben zaten kendim de seçmeyi pek beceremem neyi seçeceğim ki tuttuğum balığın kıyıda ki son çırpınışlarına yürek kabartıp suya geri atabilmeyi mi? onu tavada kızartıp güzelce yemek varken gerisin geri özgürlüğe göndermek! ! ! |
Gün Doğmalı
gün doğmalı üstüne çalınmış aşkların vurgun yese bile gün doğmalı üstüne küçücük taşların ama sabretmeli doğarken |
Gün Kızıla Meylettiğinde
gün kızıla meylettiğinde inanmaya başlarsın biteceğine kurduğun düşlerin yaşamak istediğin hayallerin dönen bir çark var girmek istemediğin yürünmüş bir yol var dönmek istemediğin soluklaştığında güllerin yanmaya başlarsın su vermediğine zamanında toprağına görüp gözetmediğine sevdiğin insanı |
Gün Orada
Gün orada Hep yerli yerinde duruyor Yetişen alıyor Yetişemeyen Yay kalıyor Gün orada Yürekleri dalıyor Yenilen ağlıyor Yenilmeyen güleç kalıyor gün orada taze bir meyve yetişen koparıyor yetişemeyen meyvesiz kalıyor gün orada gözüme bir perde yetişen açıyor,güneşe yetişemeyen karanlık oluyor |
Güneşe çıplak gözle bakılmaz
aydınlığın perçemine iliştirilmiş bir güneş gözlüğü yalancıktan sanki inandım ama olsun güneşe çıplak gözle bakılamaz ki! sonra küser tutulur |
Güneşin Doğuşu
kaç sabahtır sensiz bekliyorum güneşin doğuşunu kaç sabhtır sensiz içiyorum kahvemi nedenini bir sorsan boşalıvereceğim birden saatlerce sağnak sağnak yağacağım üzerine sonra çıkacağım en yakın köprüye seyredeceğim uçurumu son kararımı vereceğim ama sana yalnız sana söylemeyeceğim yaşamak istediğimi ıssız bir cennette tek başıma sensiz kaç sabahtır sensiz bekliyorum güneşin doğuşunu güneşin batışınıda |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 09:31 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.