![]() |
CUMA GÜNLERİNİ SEVECEĞİNİ SANMIYORUM
Çok günahkar bir adam ölmüş ve kendini cehennemde bulmuş... Şeytanın karşısına geçmiş, şeytan ona sormuş; - Niye titriyorsun, korkuyor musun? - Tabi ki korkuyorum, cehenneme düştüm..!!! - Aaa korkma, cehennem size anlatıldığı gibi bi yer diil, göreceksin... Meselaaaaa... Sen içki sever misin? - Severim hem de çok - Harika... O zaman Pazartesileri de çok seveceksin.. Pazartesi burada İÇKİ GÜNÜ'dur.. Bütün gün viski, tekila, bira, şarap servisi yapılır... İstediğin kadar içeceksin ve asla sarhoş olmaycaksın..... nasıl? - Waowwwww bayıldım...!!! - Peki sigara içer misin? - Evet çok fazla içerim.. - Harika.. o zaman Salıları da çok seveceksin... Salı burada SİGARA GÜNÜ'dür... Bütün gün dünyanın en kaliteli sigaralarını tutturebiliceksin, ciğerlerin patlamaycak, öksürük krizleri yok, kanser de yok, nasılsa ölüyüz di mi... Nasıl?? - Aman tanrım insan daha ne ister ki..!!!! - Peki kumar oynar mısın?????? - Evet !! Hayattayken deli gibi kumar oynardım... - Harika..... O zaman Çarşambaları da çok seveceksin... Çarşamba burada KUMAR GÜNÜ'dür... Sabahtan akşama kadar blackjack, poker, rulet, ne ararsan... İflas etmek yok, hep kazanmak var, kazandıkça oynamak var... Nasıl? - İNANILMAZ... TEK KELİMEYLE İNANILMAZ...!!! - Ya uyuşturucularla aran nasıl??? - Aaah sorma, ben iflah olmaz bir uyuşturucu bağımlısıydım... - Sen çok şanslısın ahbap... Perşembelere de bayılacaksın demektir... Perşembe burada UYUŞTURUCU GÜNÜ'dür... Bütün bir gün eroin, kokain, marijuhana, hangisini istersen ne şekilde istersen alabiliceksin... Kafayı bulmak yok, zehirlenmek yok, bütün gün uçuş halindesin... Hoşuna gitti mi???? - BUNLARA İNANAMIYORUM CENNETTE BU KADAR MUTLU OLAMAZDIM HERHALDE...!!! - Peki eşcinsel misin? - Hayır... - Hmmmm.. O zaman Cumalardan nefret edeceksin.. |
MAFYA BABASI
Mafya babasi korumaya aldigi muesseselerden haraclari toplamak icin yeni bir tetikci buldu.Sectigi adam sagir ve dilsizdi. Baba, yeni tetikcinin polisin eline gecerse, fazla bir sey anlatmasinin mumkun olamayacagini dusunuyordu boylece.. Baba, bir gun odemelerin geciktigini fark etti ve tetikciye adamlarini gonderdi. Adamlarin sagir dilsizle anlasmalari mumkun olmadi tabii. Bunun uzerine Baba sagir dilsizi odasina aldirtti. Bir de isaret alfabesi bilen tercuman buldular. Tercuman isaretle sordu: "Para nerde?.." Sagir dilsiz isaretle yanit verdi: "Ne parasi.. Benim paradan haberim yok.. Neden bahsettiginizi anlamiyorum." Tercuman tercume etti. "Neden bahsettiginizi anlamiyormus .." Baba 38?ligini koltuk altindan cekip sagir dilsizin beynine dayadi.. "Simdi sor bakalym, para nerde?.." Tercuman i aretle sordu: "Para nerede?." Sagir dilsiz isaretle yanit verdi: "Central Park?ta, Bati 78?inci Caddeye acilan kapidan girince soldan ucuncu agacin kovugunda 100 bin dolar var." Baba ofkeyle gurledi: "Ne dedi?.." Tercuman yanitladi: "Dediki hala neden bahsettiginizi anlamiyormus. Ayrica diyor ki, o tetigi cekmeyi de kiciniz yemezmis!.." |
Sarışın
Kör bir adam yanlışlıkla Bayanlar Barına girer. Bara doğru ilerler ve bir içki ısmarlar. Biraz oturup, içkisini yudumladıktan sonra barmene seslenir: "Hey, bir sarışın fıkrası duymak ister misin?" Birden bar, bomba düşmüş gibi sessizleşir. Kör adamın yanında oturan kadın, tok bir sesle: "Hey bayım," der "bu fıkrayı anlatmadan önce bilmeniz gereken beş şey var. Birincisi, barmen sarışın bir kız. İkincisi kapı görevlisi sarışın bir kadın. Üçüncüsü, ben 1.90 boyunda karatede siyah kuşaklı bir sarışınım. Dördücüsü, sağınızda oturan kadın profesyonel bir halterci ve sarışın. Beşincisi, benim yanımda oturan kadın profesyonel güreşçi ve sarışın. Yine de bu fıkrayı anlatmak istiyor musunuz?" Kör adam bir kaç saniye düşünür, sonra başını sallar: "Hayır, hiç sanmıyorum. Beş defa anlatamam." |
EINSTEIN VE SÖFÖRÜ==
>> >> Einstein konferaslarina hep özel soförü ile giderdi. Yine bir >>konferansa >> gitmek üzere yola çiktiklari bir gün soförü >> Einstein'a, "Efendim, uzun zamandir siz konusmanizi yaparken ben >>de arka >> siralarda oturup sizi dinliyorum ve artik neredeyse >> söyleyeceginiz her seyi kelimesi kelimesine biliyorum" dedi. >> Einstein gülümseyerek ona bir öneride bulundu: >> "Peki, simdi gidecegimiz yerde beni hic tanimiyorlar" dedi. "O >>halde bugün >> palto ve sapkalarimizi degistirelim, benim yerime sen yap >>konusmayi, ben de >> arka sirada seni dinlerim." Soför, gercekten cok basarili bir >>konusma yapti >> ve sorulan tüm sorulari dogru yanitladi. >> Tam yerine oturacagi sirada bir kisi, o güne kadar konferansta >>sorulmamis >> bir soru sordu. Soför, hic duraksamadan soruyu soran kisiye döndü >>ve >> "Böylesine basit bir soruyu sormaniz gercekten cok garip" dedi. >> Sonrada >> Einstein'i isaret ederek söyle devam etti: >> "Simdi size arka sirada oturan soförümü cagiracagim ve sordugunuz >> soruyu, göreceksiniz, o bile yanitlayacak." |
8 Nolu Kutu
>DOKTORUN biri yeni bir muayene açmış. Kapıya yazmış... >"Vizite ücreti 100 Dolar. İyileştirmediğimiz hastaya beş mislini geri >veriyoruz..." > >Vizite pahalı ama, doktor gerçekten doktor... >Her gelen hasta iyileşip gidiyor... Doktorun ünü her geçen gün >artıyormuş... >Uyanığın biri doktora gidecek, iyileşmeyecek ve beş misli parayı geri >alacak >ya, kapıyı çalmış... >"Doktor! Ağzımın tadı hiç yok... Öyle kötüyüm ki, hiçbir şeyin tadını >alamıyorum..." >Doktor... Adama şöyle bir bakmış, hemşireye seslenmiş: >"Hemşire hanım! Sekiz numaralı kutuyu getirin" >Hemşire adama uzatmış kutuyu, adam, bir kaşık içindekinden yemiş ve anında >tükürmüş... >"Ama Bu bok!!!!!" >Doktor sakin, "Evet! İyileştiniz. Tad alıyorsunuz artık.." >Adam, parayı ödemiş sinirleri tepesinde gitmiş... >Aradan birkaç ay geçmiş. büyük bir hırsla yeniden kapısına dayanmış >doktorun >.. >"Doktor bey, ben de hafıza kaybı başladı... Herşeyi unutuyorum...!" >Doktor, adama şöyle bir bakmış yine, hemşireye dönmüş, "Kızım, sekiz >numaralı kutuyu getirir misin?" demiş. >Adam, hemen itiraz etmiş, "Ama, o kutuda bok var!"... >Doktor, "Doğru! Bakın, hafızanız da yerine geldi!...." >Adam, ağlamaklı, hırsla ödemiş parayı çıkmış dışarı... >Kurmuş da kurmuş intikam planlarını... Birkaç ay sonra.. >"Doktor! Ben de iktidarsızlık başladı... Durumum kötü, hiçbir şey >yapamıyorum..." >Doktor adamı gözüyle şöyle bir inceleyip, "Hemşire hanım sekiz numaralı >kutuyu getirir misin" diye seslenince, adam, tüm hırsıyla, "S.kecem, seni >de >sekiz numaralı kutunu da..." diye bağırmış.. >Doktor gayet sakin, "Geçmiş olsun! Artık yapabiliyorsunuz!!!!!!!!!" |
Kaçakçı
Juan, motosikleti ile Meksika sınırına gelir. Arkasındaki iki büyük çantayı gören sınır polisi şüphelenir ve içinde ne olduğunu sorar. Juan, "Yalnızca kum" diye yanıt verince polis, "Aç bakalım çantaları" der. Juan çantaları açar, polis didik didik kontrol etmesine rağmen kumdan başka birşey bulamaz çantada ! Bununla yetinmeyen polis, gece yarısına kadar kumu her tür tahlilden geçirtir ancak saf kumdan başka birşey yoktur ! Polis, çantalarını Juan'a geri verir ve sınırdan geçmesine izin verir. Ertesi gün Juan Motosikletinin arkasında iki büyük çantayla tekrar sınırda belirir. Polis Juan'ı gene durdurur, didik didik arar, birşey bulamaz ve Juan'ı serbest bırakmak zorunda kalır. Bu olay, polis emekli olana dek yıllarca devam eder ! Bir gün emekli polis Meksika'da bir barda otururken Juan'ın içeri girdiğini görür ve derhal yakasına yapışır; "Senin yıllardır birşeyler kaçırdığından eminim. Çıldıracağım. *******i uyku uyuyamıyordum senin yüzünden. Lütfen anlat bana ne kaçırdığını. Aramızda kalacağından emin olabilirsin." Juan gülümseyerek yanıtlar, "Motosiklet" |
Baltacı
>Birgün ormancinin biri dallari nehrin üzerine sarkan agacin dallarin keserken baltasini suya düsürür. "Aman tanrim" diye bagirdiginda tanri hemen bir melek gönderir. Melek "ne diye bagiriyorsun?" der. Ormanci baltasini suya düsürdügünü ve yasamini sürdürebilmek için o baltaya ihtiyaci oldugunu söyler. > >Melek suya dalar ve elinde bir altin balta ile tekrar belirir. "Baltan bu muydu?" > >diye sorar. Ormanci "hayir" diye cevaplar. Melek suya tekrar dalar ve bu sefer elinde gümüs bir balta ile tekrar belirir ve yine sorar. "Baltan bu muydu?" ormanci yine "hayir" diye cevaplar. Melek suya tekrar dalar ve bu sefer elinde demir bir balta ile tekrar belirir ve yine sorar. "Baltan bu muydu?" ormanci "evet" der. Ormancinin dürüstlügü tanrinin çok hosuna gider ve melege baltalarin üçünü de ormanciya vermesini emreder. Ormanci mutlu bir sekilde evine döner. Bir zaman sonra ormanci esiyle birlikte nehir boyunca yürürken karisi suya düser. Ormanci "Aman tanrim" diye bagirir. Tanri yine bir melek gönderir. Melek sorar. > >"Ne diye bagiriyorsun?" > >Ormanci "karim suya düstü" der. Melek suya dalar ve jennifer lopez le birlikte geri döner. > >"Senin karin bu mu?" diye sorar. Ormanci "evet" der. Melek sinirlenir. > >"Yalan söylüyorsun.Gerçek bu degil" der. Ormanci "Özür dilerim." der. > >"Ortada bir yanlis anlasilma söz konusu. Eger jennifer lopez için hayir deseydim bu sefer catherine zeta-jones ile geri dönecektin. > >O na da hayir deseydim karimla dönecektin ve sonunda da tanrim her üçünü de bana verecekti. Ben fakir bir adamim ve üç karimin sorumlulugunu tasiyabilecek durumda degilim. > >jennifer lopez e evet dememin sebebi budur." > >******* > >Bu hikayeden alinacak ders : Ne zaman bir erkek yalan söylüyorsa bunun iyi ve saygin bir nedeni vardir ve bu baskalarinin yarari içindir.Kendimiz için bisey istiyosak ekmek, musaf çarpsin!! |
Maria
Ispanya'da Maria adinda bir kadinin ilk evliliginden 12 tane cocugu olur. Gel zaman git zaman derken esi vefat eder.Belli bir süre geçtikten sonra Maria yeniden evlenir ve bu evliliginden 15 tane daha cocugu olur. Aradan on yil geçtikten sonra ikinci esi de Allah'in rahmetine kavusur. Esinin vefatinin üstünden fazla bir zaman geçmeden Maria da ölür. Cenazesinde rahip konusmaya baslar: "En sonunda Allah Ahiret'te onlari bir araya getirdi."Maria'nin çoçuklarindan biri: "Peder hangi esinden bahsediyorsunuz. Birincisi mi yoksa ikincisi mi?"Peder: "Hayir, ben bacaklarindan söz ediyorum." |
İtiraf
Ferit ölüm dösegindedir. Karisi Cavidan da bu son anlarinda onun yanindadir ve çok üzgündür. Kocasinin elini tutar ve gözlerinden yaslar bosalir. Ferit son gücüyle fisildar . "Cavidan!" Cavidan yasli gözlerle; "Sus sevgilim!" der. Ferit; "Cavidan sana itiraf etmem gereken bir sey var" der. Cavidan; "Kendini yorma sevgilim. Itiraf edecek hiçbir sey yok!" der. Ferit israrla; "Hayir var! Huzur içinde ölmek istiyorum" der Cavidan susar ve dinler. Ferit devam eder; "Kizkardesinle yattim. En iyi arkadasin ve annenle de yattim" der. Cavidan sukuneti bozmadan ve kocasinin elini birakmadan cevaplar; "Biliyorum sevgilim. Seni o yüzden zehirledim zaten" |
Boyacı Laz
Laza karayollarını boyama işi vermişler. Laz başlamış çalışmaya. İlk gün tam 200 metre boyamış. İkinci gün 100 metre, üçüncü gün 50 metre. Artık dördüncü gün 10 metre boyayınca amiri Lazı çağırmış: - Hayırdır evladım iyi çalışıyordun ? - Ben yine iyi çalışıyorum - İyi ama dün 50 metre bugün de 10 metre boyamışsın. - E... haliyle. İlk günlerde boya kovasına gidip gelmek kolaydı, sonraları çok vakit almaya basladı. Doğan ın Yengesi Temel ormanda agaç kesiyormus, o sırada çevreciler de ormanda yürüyüşe çıkmışlar, Temeli bu vaziyette görünce bir güzel pataklamışlar... Temel üstü başı perişan halde köye dönerken Dursun a rastlamış, Dursun; -Ula Temel bu ne hal böyle? diye sormuş, Temel de anlatmış; - Ormanda ağaç keseydum, birden kalabaluk pir grup Doğan ın yengesini bozmişum diye dövdü peni, halbuki ne Doğan ı taniyruuum, ne de yengesuni.. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 09:51 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.