www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Cevat Çeştepe (https://www.cakal.net/showthread.php?t=133259)

GooD aNd EvıL 08-12-2008 05:06 PM

Gümüş balığıdır benim adım

bin yıllık bir ölü yatar,
kuytu karanlığında köşelerimin
kemirgen ahlak gibidir sorabilsen
nedeni sessizliğimin.
çürümüş toprak nasıl kokar
siz bilir misiniz hiç
tehlikeye kuraklık çeken
gümüş balığı tadındadır,
nereden bileceksiniz.

ben bir gümüş balığıyım,
içimdeki ölünün dişlerini söker gibi
kendi kendime soyunurum.
kendi mezarımda saklanırım.
üzerime gelen bütün aydınlıklar
ki içlerinde beş cinayete imza atmış
sicili paslı kurşunlar,
ve yürekleri ağaç gövdesine mıhlamış
aşk tanrısı imzalı oklar var,
sessizce gelir geçerler yanımdan.

korkum hep ihanet ve kahpelik adına
karşıdan sıkılacak kurşunlardandı.
yüreğimi parçalayacak oklar
kurşunların arkasına saklanırdı.
cesaret benim için
çocukluğumun yitik lastik topları gibi
çoktan patlatılmıştı kırdığım bir cam sonrası.
ve sevmek genleri çözülmemiş
bir başka belaydı.
biliyordum ki insanın tek saygısı
sadece ölülere kalmıştı.
bir gün işte nasıl yaptığımı bilmedim.
girdim köprüden tutulmuş
bir gümüş balığı rengine.
hiç çiçek toplamamış üç beş el buldum
gümüş pullarımı verdim üstüne.
onlara kazdırdım mezarımı.

bin yıllık bir ölü yatar,
kuytu karanlığında köşelerimin
kemirgen ahlak gibidir sorabilsen
işte budur nedeni sessizliğimin.

Cevat Çeştepe

GooD aNd EvıL 08-12-2008 05:07 PM

Gün oldu, kaybolduk

gün oldu.,
indik sığındığımız yıldızlardan
yeryüzüne.
gölgelerimiz;
güneşi göremeyecek kadar
karanlık
ama namusluydular.
yürüdük;
inci tanelerinin üzerinden
ve ana kucağındaki
kız çocukları kadar
güzel geçitlerden.

yaşama besmele çekmeyi öğrendik
kır çiçeklerinden.
sonra;
konuk olduk kalyonlarına
şizofren gemicilerin.
tutunduk yüreğimizle dalgalarına
o uzak
ve soğuk denizlerin.
gemiciler;
uzun boylu ve solukluydular.
cennete onlarla girdik.

gün oldu.,
sevdalandık
saklandığımız köşe bucaklarda.
öykülerimizi biz yazdık,
biz okuduk.
bilge işi
ve kimsenin çözemeyeceği.
kulaçlarımız ikindi rüzgarları gibi
kucakladı kainatı
üç bir yandan.

ve gün oldu
savrulduk bir molekül fırtınasında
bıraktığımız o açık kapıdan.

GooD aNd EvıL 08-12-2008 05:07 PM

Gün yüzünde: Hücre mektupları

sana ne yazayım yürekten geçen
sana ne söyleyeyim bu pencereden
ne yazsam okunuyor, ne desem dinleniyor
çektiğim her çetele, ertesi gün siliniyor
en son tek renk karanfil kalmıştı hücremde
onu da bu sabah alıp götürdüler, ipe çektiler.

ahh gülüm benim, yürekten vurgunum, sevgilim

ne bir deli dalga var duvarlarımı döven
ne bir damla ışık, gölgesi üzerime düşen
bir türküm kalmıştı dilimden düşürmediğim
ihbar üzere onu da götürdüler, kurşuna dizdiler

ahh gülüm benim, aydınlık yüzlüm, özgürlüğüm

gözlerinde kömür karası deli hasretim
çocuklarımın başak sarısı saçlı bereketim
ellerim var sana uzatacak, bilsem ki kesecekler
bir de beynim kaldı memlekete emanet
onu da delik deşik edecekler
ama bir kıvılcım doğurmuştuk hani bilirsin
bir şafak vaktiydi, dağdaki ateşimizden
işte onu söndüremeyecekler.

ah benim memleket sevdalım, iki gözüm, yoldaşım

dikenli teller nasıl parçalıyor bilebilsen avuçlarımı
yakalamak isterken güvercinin kanatlarını
oysa bir parça özgürlüktü karartılmış sevdam
ve şehir sokaklarında dolaşabilmekti seninle kol kola
gördüğüm her kitabın karıştırmak sayfalarını
kalın kalemle çizmek acıların, meselelerin altını
işte bu korkuları okuttu düşüncelerimi düşüncesizce
bir öldüm bu sebeple, bin öldük sebepsizce.

sana ne yazayım bir tanem, yürekten geçen
sana ne söyleyeyim daha neler, bu pencereden
ne yazsam okunuyor, ne desem dinleniyor
başka bir şey gelmiyor elden.

ama benden sana ahh gülüm, batmayacak güneşim
bir yiğit şahin gibi en şimşekli gökyüzünde
gene sana gülümseyeceğim bulutların üzerinde

Cevat Çeştepe

GooD aNd EvıL 08-12-2008 05:10 PM

Günah mevsimi

“elmanın bütün renkleri
beraber tat vermiş adem ile havva’ya
nedense kabak patlamış
yalnızca yılanın başına.”

gene merdivenlerdeyim
ve gene karanlık gece.
soluğumun inzibatı
toz yutmuş bir hava.
amansız yokuş gibi tırmanıyorum.
boğuluyorum.
sonu gözükmez bir kanatlanmaya
nasıl hasret gibi yanıyorum.
tutunup meleklerin
attığı oklara.

saklanmış cinayetlerin kampındayım.
faillik burada en geçerli bahane.
her suça aynı tanık,
sorgulamalarda tarifsiz küfür.
ve her sorgulamanın saati
karşı konulmaz bir isyan günüdür.

korkumuz cürmümeşhut.

Cevat Çeştepe

GooD aNd EvıL 08-12-2008 05:10 PM

Günaydın şiiri

yarın;
hiç başınız ağrımasın
uykusuzluktan.
saate hiç aldırmayın,
kaç olursa olsun...
güler yüzle kalkın yataklarınızdan.
sevdiklerinizin sesi gelsin,
yandaki odadan
ya da yanı başınızdan.
günaydın deyin,
gözlerine bakaraktan....
ateşte çayın demi tutsun.
bir değişmez tablo gibi,
bahar dalları
pencerenize asılsın.
hep orada kalsın.

yarın saate aldırmayın,
kaç olursa olsun.
kalkın yatağınızdan gülümseyin.
güneş gözlerinize dolsun
bahar dalları arasından

Cevat Çeştepe

GooD aNd EvıL 08-12-2008 05:11 PM

Güneş bu

Güneş bu; hiç belli olmaz…
Yakalar bir sonbahar kuşunun kanadında
Ve üstelik savrulmuş bir gecenin tam yarısında…
kaypak tutkulara müptela bir belalı
ve saldırgan bir dalgakıran gibi
oynar, alıp seni avuçlarına.
Yarıda bırakır düşlerin, kaçar yalınayak.
Ve yanık gölgesi düşer tavan lambanın
Karanlıklar sokağına pencerenden atlayarak.
Güneş bu; hiç belli olmaz….
Hiç belli olmaz…

Güneş bu….
Yakalar bir umut yelpazesinin son renginde
Ve kim bilir hangi sarhoşluğunun öğle vaktinde..
Beklenmez tansiyonlar gibi inip çıkarak
Ve delişmen bir değirmen gibi
Alır öğütür seni dibeğinin taşlarında.
Susar en inceden nameleri ince sazlarının.
Sıkıntı kan rengi akar damarlarından,
Alırsın yüzünü avuçlarının içine
bilsen ki ıslanmayacak saçları sevdiğinin
güneşi yağmura mahkum edersin edebildiğince.

Güneş bu; hiç belli olmaz..
Kime nereden ve hangi pencereden bakacağı.
Ve hangi sırları saklayıp hangisini açığa salacağı.
Bakarsın dokuzuncu köyün bacasında tüten bir duman
Erkene alınmış hasat gibi yanar.
Yanar için için cezası kesilmemiş suçlar hücresinde.
Güneş bu hiç belli olmaz
Anlar belki bir gün ne yazdığını
Sevdanın başucu kitabında…….

Cevat Çeştepe

GooD aNd EvıL 08-12-2008 05:11 PM

Güneş çarpmasın hayalleri

hepimiz; sen, ben ve diğerlerimiz
ve hayallerinizle aynı memeden süt emmiş hayallerimiz
gül kurusu renkli denizler gibi kokusuz
düş seralarında vazgeçilmez yapma çiçek ustalarıyız.
şöyle kapatıp gözlerimizi, uzatsak ayaklarımızı
hepimiz; sen, ben ve diğerlerimiz
yorgun boylamların ve vurgun enlemlerin kafesinden
bir yol bulup kurtarsak kendimizi yüreklerimizden
şöyle uzatsak ayaklarımızı boylu boyunca
kulağımızı asıversek şimşeklere, güneş girmese beynimize.

bir deniz seriliverse önümüze birden kuşbakışı,
ne bir gemi olsa üzerinde, ne de bir balığın kıpırtısı
ama sorsa çıkıp birisi rengini, ben maviyim diyeceği
bir deniz çıkıverse önümüze içinde bin yüklü anafor ile
ve eski bir korsan kadar masum olsa bütün hazineleri
ama kancalarından hala kan damlamasa, belirsiz ölüleri .
hepimiz; sen, ben ve diğerlerimiz
sıcağı yutmasak şimdi bütün gözeneklerimizle
içimiz çok üşüdü ve kış yaman geçti bu yaz’a saklansak
hiç konuşmadan şöyle sessiz, biraz ısınsak
güneşin bize çarpmadan kendine yol bulacağı
ve üzerimizden gelip geçeği bir güne , ne dersiniz

Cevat Çeştepe

GooD aNd EvıL 08-12-2008 05:11 PM

Güneş olmalı insanlar

önce güneş açmalı herkesin içinde
bütün çiçekler güneş gibi kokmalı
karanlıklar aydınlıklardan korkmalı
kaçıp kaybolmalı.

sonra güneş taşmalı herkesin içinden
doğurmaya hazır toprağa düşmeli
insanlık olup tohum gibi ekilmeli
suyunu beklemeli.

çocuklar gelmeli ırmakları avuç içlerinde
toprağı sulayıp tohumlara ulaşmalılar
uzayıp bereket gibi güneşi yakalamalılar
sevişmek olmalılar.

önce güneş açmalı herkesin içinde

Cevat Çeştepe

GooD aNd EvıL 08-12-2008 05:11 PM

Güneş yok, gölge yok, ben yokum

gitme demiştim ben sana, arkada güneş yok.
arıyorsan avuçlayacak altın rengi kum tanelerini
sarı yok, bulamazsın.
üşürsün, sadece soğuk var, sadece kar rengi.

gitme demiştim ben sana, orada hayat yok.
arıyorsan susuzluğunu giderecek bir yudum sevgi
mavi yok, bulamazsın.
korkarsın, sadece yalnızlık var, karanlık rengi.

gitme demiştim ben sana, arkada gölge yok.
bundan sonrası daha ötesidir dünyanın sonunun
ben yokum, bulamazsın.
yok olur, ellerin, gözlerin, yüreğin, hiçlik rengi

GooD aNd EvıL 08-12-2008 05:11 PM

Güneş; al götür beni

iki adım daha dayanabilsem
ellerimin kanamasına.
aldırmasam,
dizlerimin paramparça olmasına.
aşarım önüme bir çatal kabus gibi
çıkıp duran tepeleri.
yakalarım
kaybolup gitmek üzereyken
kuyruk ucundan güneşi.
al, beni de götür derim
gideceğin her yere.
burası çok karanlık,
her yer acayip izbe.
beni anam aydınlığa doğurdu,
karanlığı hiç sevmem
sen al götür beni,
kimselere bir şeycik demem.
oldu ki bir soran oldu sana,
başka galaksilerdeki
başka güneşlerden.
o zaman anası bana emanet etti dersin.
yanımda aydınlığı
ve sıcaklığı öğrenecek dersin.
al götür beni de güneş
kimselere bir şey demem.

Cevat Çeştepe


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:30 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.