www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Ünal Beşkese (https://www.cakal.net/showthread.php?t=135036)

GooD aNd EvıL 09-23-2008 05:31 PM

Sevgi Pınarı

Bir garip pınar vardı,ıssız bir dağ başında;
Sanki hüzün taşırdı suyunun akışında.

Yüreğinden kaynardı suyu,saftı,temizdi,
Yıllarca çağladı hep,ne yoruldu,ne bezdi.

Susuz bir yolcu bekler,hep yollara bakardı,
Heyhat! Kimse geçmezdi,o su boşa akardı.

Sonunda,birgün biri geldi; perişan ve aç
Yaşamak için sanki bir yudum suya muhtaç.

Öylesine içti ki,pınarın suyu bitti,
Sürünerek gelmişti,selâm vermeden gitti.

Pınar,küstü dünyaya,o gür kaynak kurudu.
.................................................. ....................
(Benim 'Sevgi Pınarı' gönlümün masalı bu....)

(2006)

Ünal Beşkese

GooD aNd EvıL 09-23-2008 05:31 PM

Sevgiliye Şiirler

Yaşamak arzusunu ; bir beton çatlağından başını hayata uzatarak fışkıran
yemyeşil bir bitkiden öğrene bilirsiniz
Mutluluğu ,okşadığınız bir sokak kedisinin gözlerini kapatıp mırıl-
danışında kulaklarınızla duya bilirsiniz.
Hayâl kurmaya ; belki de,bir yağmur sonrası yol kenarında oluşan su
akıntısında,kâğıttan yapılmış kayıklarnızı yüzdürürken
başlamış ola bilirsiniz.
Özveriyi ; tüm yavrularını birden emzirebilmek için,herbirinin ağ-
zına bir memesini denkleştirip,canının yanmasına al-
dırmayarak sabreden bir anne köpek anlatabilir size.
Coşkuyu,canlılığı ; bir kardelende,
Güzelliği ; bir lâlede veya gülde,
Asaleti ; manôlyalarda bula bilirsiniz.
Sükûnu ve huzuru ; bir ilkbahar güneşinde,papatyalar ve gelinciklerle do-
lu bir çayırda sırtüstü uzanıp,masmavi gökyüzünü sey-
rederken doya doya yaşaya bilirsiniz.
Ve Aşkı..... ; Onu bulmak için sakın telâşlanmayın.Aşkı taşıyabile-
cek kadar büyük ve sevgiye açık bir yüreğiniz varsa,o
zaten sizi mutlaka bulacaktır...
Hem,o zaman,şiir yazmak da geliyor içinizden...

Ünal Beşkese

GooD aNd EvıL 09-23-2008 05:31 PM

Sılam ; İstanbul

İstanbul,şimdi renk renktir;
Sırtlar; baştan başa yeşil,pembe,mor,erguvan,leylâk
Boğazın suları lâcivert,
Güneş pırıl pırıldır,bilirim,
İstanbul,şimdi masallar kadar güzeldir
Ve masallar kadar uzak...

Mayıs,çapkın çapkın dolaşır İstanbul'da
İnsanlar,çiçekler bir başka güzelleşir,açılır
Ve damla damla gözyaşlarında
Anılar vardır,dağılır...

Elele sevgililer,papatya falları,
Yosun kokan deniz kıyılarında aşk şarkıları,
Bembeyaz kanatlarıyla martılar süzülüp geçer aklımdan,
Kubbeler,minareler,avluda güvercinler...

Bir İstanbul yağmuru,ıslatır, geçer düşümü,
İçimde kurumuş bir çamur kalır,çatlak...
Sen,ey İstanbul! Ey uzaktaki sevgili!
Ne kadar zormuş meğer günleri saymak...

(VAN/1968)

Ünal Beşkese

GooD aNd EvıL 09-23-2008 05:31 PM

Sobalı Odalar

Dedem,sedirin ot minderine yaslayıp arkasını,
Tabakasından bir tutam tütün alır,
İtinayla ve keyifle sararken 'cıgara'sını;
Ninem,bağdaş kurup yer minderine,
Sürerdi 'ikilik' bakır cezveyi
Mangala,külün kıvılcımlı yerine.
Külde pişen kahvenin
Köpüğü daha bir koyu olurdu.
Kestaneler çıtırdarken sobanın üstünde,
Bir de 'Radyo Tiyatrosu' denk gelirse-kısmete-
Mutluluk,aile boyu olurdu...

Dışarıda ister tipi olsun,ister fırtına;
Parmağımla yazılar yazdığım buğulu camlar izin vermezdi;
Huzuru bozacak hiçbirşey
İçeri girmezdi.

Kaloriferli apartmanlar icat edilmeden önce,
'Sobalı Odalar' ısıtırdı gönüllerde sevgiyi, bence...

(2007)

Ünal Beşkese

GooD aNd EvıL 09-23-2008 05:31 PM

Sohbet

Sohbetin,âşıka doyumsuz bir tat,
Başka bir mutluluk vermezsin,heyhat!
Ne şarkı,ne şiir,ne bir iltifat;
Ara-sıra hoş bir kelâm et yeter...

Beni mest eden o tatlı gülüş,
Kâkülü,alnına işveyle döküş,
Gereksiz gözünü çapkınca süzüş;
Beni delirtmeyi meram et,yeter.

Ne bende bir ümit,ne sende vefa,
Böyle öksüz sevgi; sonsuz bir cefa.
Yine de dilerim senden son defa;
Sevginden vaz geçtim,selâm et yeter!

Aşktan anlamazsın; 'aşkım' diyemem,
Sevdândan tutuşsam; hiç söyleyemem.
Küçücük bir bûse de isteyemem;
Sen,yine sohbete devam et yeter...

(2006)

Ünal Beşkese

GooD aNd EvıL 09-23-2008 05:31 PM

Son

Gönlümüz,gam-keder nedir,bilmezdi
Ocaklar sağlıkla tüttüğü zaman.
Ayrılık,aklımıza bile gelmezdi
Trenler hüzünlü öttüğü zaman.

Ömür takvimine düşünce kışlar,
Etrafta hazin bir sessizlik başlar;
Her sabah şarkılar söyleyen kuşlar
Uzak diyarlara gittiği zaman.

Yaşlılık,hastalık,sıkıntı derken,
Fark etmedik gemi dibe giderken.
Perdeler,bir gece kapandı erken
Can,bedene veda ettiği zaman.

Kefenin başucu az açılacak;
Bu,dünyaya son bir bakış olacak.
Belki de bir dostun gözü dolacak
İki kürek toprak attığı zaman...

Bu,son isteğimdir; Unutma beni!
Hiç görmesem de gelip gideni
Ara sıra uğra...Duyarım seni
Üzerimde otlar bittiği zaman.

(2006)

Ünal Beşkese

GooD aNd EvıL 09-23-2008 05:31 PM

Son Sonbahar

Çatal çatal kaygılar saplanır yüreğime,
Beynimde kırık dökük umutlar kımıldaşır.
Saman rengi bir güneş.bulutların ardında
Kurumuş yapraklara can vermeye uğraşır.

Oysa,ecel bağrımda özümle halvet olmuş.
Bir daha su yürümez kurumuş yapraklara
Bozulmuş bahçelere sonbahar hüznü dolmuş;
Bir güç çekiyor beni çatlamış topraklara..

Dertli bir ney gibidir şimdi rüzgârın sesi,
Zorlanan soluklarım gerçek,gerisi yalan.
Çırpınışım boşuna,kıramam bu kafesi,
Yerde bir-kaç parlak tüy; göçmen kuşlardan kalan...

Bir ezan sesi mi bu,bir kilise çanı mı?
Kulağıma gaipten böyle sesler geliyor.
Bir el,sanki sımsıkı kavramış da canımı,
Koparıp gitmek için benden izin istiyor.

Ölümden değil korkum,sevdiklerimden geçmek;
Oğlum,kızım,torunlar ve bunca yıllık eşim...
Bir ağaç gölgrsinde durup sigara içmek....
'Bulutların ardından çıkmam''diyor güneşim...

(2004)

Ünal Beşkese

GooD aNd EvıL 09-23-2008 05:31 PM

Sonbahar Yaprakları (Autumn Leaves)

Serilmiş,bir hüzün yorganı gibi
Sonbaharın yorgun topraklarında,
Yaşamın ilâhi yasası gizli
O,sararmış çınar yapraklarında.

Tanrıya açılmış eller gibidir,
Solgun,bitkin,sarı benizler gibi.
Rüzgârla kıpırdar,sessiz titreşir;
Kumsalda can veren denizler gibi.

Ayaklar altında hışırtıları
Sanki,bir hastanın son nefesidir.
Dikkatle dinleyin! Belki de o ses
'Bas-ül bâd-el mevt'in felsefesidir.

Gerçekten,o ölü,sarı yapraklar
Toprağa karışıp, gelecek bahar
Taze bir sürgünde,yemyeşil,canlı
'Yeniden doğuş'ta var olacaklar.

Oysa,şu,savrulan yaprağa bakıp
Hüzünle titreyen gönül tellerim,
Gelecek baharda nerde,kim bilir
Şu kalem,şu kâğıt....Ve de ellerim....

(1995)

Ünal Beşkese

GooD aNd EvıL 09-23-2008 05:31 PM

Soykırım Hokkabazları

Şöyle bir göz attım dünya'ya;
Kimi,sahte Demokrasi Havârisi,
Kimi,güya İnsan Hakları'nın bânisi,
Biri,Balkanların kâtil ruhlu divânesi,
Biri,Filistin cânisi,
Yetmezmiş gibi bir de
Barzâni'si,Talabânisi;
Dünya'nın en sefil iki yabânisi....

Şimdi,hepiniz için fırsattır,kafanızı kullanın;
Tüm 'soykırımlar' için Türklere çullanın:

Amerika Parlamentosu,bir karar alır;
'Kızılderili Soykırımı' Türklerin üstüne kalır.
'Atom'u da Japonya'ya Türkler atmıştı',derler,
'Kimse yemez' demeyin,
Zevkle,keyifle yerler...

Fransa,'Cezayir Soykırımını da Türkler yapmıştır' derse
Ve kim buna itiraz ederse,
'Fikir Özgürlüğü' diye bile kabul edilmez,
Hapse atılır,Fransa'ya giderse...

Ya,Almanya'nın ne günâhı var?
Nasıl olsa,gerçekler ve tarih bir kez sapmıştır.
O zaman,utanmayın,söyleyin:
'Mûsevî Soykırımını da Türkler yapmıştır'...

Durmayın,yetmedi mi?
Bosna'da müslümanları,
Kudüs'te Filistinlileri
Türkler kat'letmediler mi?

Bu hâin (!) Türkler,
Şimdi de
Türk topraklarını istemekten
Ve Türk askerlerini öldürmekten
Başka hiç bir suçu,günahı olmayan
Mâsum (!) P.K.K lılara göz dikecekler,
Onları öldürecekler!
Oysa,
'1000 yıldır sizin olan bu toprakları
Ne olur,biraz da başkalarına verseniz?
Hem,siz 70 milyonsunuz,
Öyle,yirmişer otuzar öldürülmekle bitmezsiniz.
Verin istediklerini,gitsin,
Bu kavga,gürültü bitsin,
Âlem de rahat etsin...'

Ey Soykırım Hokkabazları!
Lâfın bu kısmı bitti,
Hoşunuza mı gitti?
Hemen heveslenmeyin o kadar,
Size bir de îkazım var:
Haksızlık ettiniz,gaddarlık ettiniz,*********lik ettiniz
Bâri akılsızlık etmeyin,
Bu milletin üstüne daha fazla gitmeyin!
Politikacılarına bakıp,
Türkleri âciz sanmayın,
Uyuıyan aslanı uyandırmayın!
Gerçi, bu millet
Sessizlikte,uysallıkta dünya'da tektir,
Fakat unutmayın ki;
Yavaş atın tekmesi pek'tir.

Dedeleriniz bilirler adını,
Mezarlarında bile unutmamışlardır tadını,
Cumhuriyet Ordusu,daha da geliştirdi şimdi
'Osmanlı Tokadı'nı...

Sizin gücünüz,paradan,silâhtan gelir,
Bizde yürek var. gücümüz Allah'tan gelir....

(30/10/2007)

Ünal Beşkese

GooD aNd EvıL 09-23-2008 05:31 PM

Susma

Gözlerin uyku dolmuş,beynin örümcek ağı,
Üzerine serpilmiş sanki ölü toprağı.

Hırsızlar,kaçakçılar ve palyaço liderler
Sen sustukça,ülkede böyle sürüp giderler.

Üstüne sülük gibi yapışan canavarlar
Senin kanını emip,sana beylik taslarlar.

Kaderci bir korkuyla tutarak nefesini,
Dikmedikçe başını,bastırdıkça sesini,

Savrulan her orağa uzatıp boyununu
Bozamazsın düzenin aşşağlık oyununu.

Her tarla bozumunda nasibini alırsın;
Hayvan yemi olacak ot olarak kalırsın.

Nedir bu umutsuzluk,bu teslim oluş niye?
Hiç bekleme boşuna, biri kurtarsın diye...

Bir düşün; neden bu baş böyle kolay eğilsin?
Sen,Allah'ın kulusun,kulun kulu değilsin

Bırak artık susmayı,en gür sesinle haykır!
Şu, kader bellediğin ahlâksız zinciri kır!

Bil ki,sesinden sonra soluğun kesilecek,
Susma! Çünki sustukça sıra sana gelecek! ...

(1997)

Ünal Beşkese


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:33 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.