www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Kağan İşçen (https://www.cakal.net/showthread.php?t=138804)

GooD aNd EvıL 12-27-2008 12:23 PM

Hüznüm Mevsimleri Ağırlar
kirli bir üzüntüydü bulutlar
yağmursa nedensizim gizli
hüznüm mevsimleri ağırlar
saçlarımda nedense içli içli

şen susar patırtılı kanardık
acılarımızda hep böyle sisli
sorularımızı sorduk karardık
ölümle senli benli yaşamla sizli

asla vazcaymam sevmekten
gerçek karanfil ezilmişliğini
solmuşluğunu engellenmişliğini
gece gündüz seni düşünmekten

zamana sırıtarak üç dilek tuttum
ölüm dedim sobelendim hemencecik
yalnızlık dedim kendi sözümü yuttum
aşk dedim üşüyüverdim ipincecik

serapsın dedim kaldım gerçekte
gerçekti yalnız karanfil güzelliğin
bakışlarındı bulutta böcekte çiçekte
sevilmişliğin uzak bir çölde yeşermişliğin

susamışlığıma serpilsin dudakların
serpilsin sonra isterse sessizliği ölümün
evren kaysın ellerimden kimseler kalmasın
savunmasız dünün yarının ve bugünün

baktığım ilk gün ışığı arkasızlığı ayrılığın
tecridimi hayat sundu senden sürgünlü
karşılaşma anı gibiydik hep o zamansızlığın
kaçıp gitmedik anladık bize ölüm bile ölümlü

GooD aNd EvıL 12-27-2008 12:23 PM

Hüznüm Olursun
hüznüm olursun
ölüm demirbaş ayniyat listemde
ya sen
bozkırın ortasında bir gelincik çiçeği görme mutluluğu
mutsuzluk mu
hadi canıııım sen de
annesinden tokat yiyen bir çocuğun burukluğu o kadar
ömür sonu yorgunluğu yakıyor içimi
kendi kendimizi kandırma mevsimidir bu hiç bitmeyecek olan
sonbahar hüznü anı defterimden kopan yaprak
gerçekleri oynamak ulvi titreten acı
rolümdür mahşeri canlandırmak
sensiz içtiğim su yalancı tiyatro
artık dayanılmaz bu karakışa

GooD aNd EvıL 12-27-2008 12:23 PM

Ihlamur Bakışlı
silinmez sevdanın izleri
yaz şarkıları gibi sıcacık özlenir
yaralamış ömrümüzün çılgın baharı
yaşadığın anları benimle hayal etme
hayale yakışmaz solan bir aşkın ağlayan tebessümü
yollar ve nehirler sana varırıdı
anlamazdın
sensiz ölüme kalkmazdı ellerim çünkü
sen ıhlamur bakışlı bir mevsimdin
ben mevsimsiz bir göçmen kuş bir tanem
yarım buruk ekmek parçasıydı içimde sensizlik
bir damla su olur ıslatırdı gözlerimi düşünmek

GooD aNd EvıL 12-27-2008 12:23 PM

Islıksız
yalanların çocuğu olamadım kendimi kandırdığım çok oldu ancak.ama sadece kendimi.yalnızlık belki kandırmaktır kendini.oyunların adamı ben değilim. sensiz bu şehrin masumane sokaklarında at koşturduğum ve köhnemiş burjuva neonlarında sensizliğin anlamı üzerine düşündüğüm çok oldu.inan sabahlarına uyanamadığımız yalancı hayatların çıkışı yok sığırcık kuşum.
yalanlar yaralı o kuşun kanatlarındaki titrek örselenmişliktir bana inan.ne mutlu yalnızlığımıza.biz günün adamı değiliz.olamayız.sonumuz madaralık olsa olsa.
zamanı bırakalım zamanı düşünmek yakışmıyor bize.zamansızlık bizi bizle tutuşturan.zaman kopuş biteviye.zaman yalanların zorlaması benliğimizi. tepkilerimiz,gülüşlerimiz,düşlerimizin gözlerimizde alevlenmesi,soluğumuzun hiç değişmez kokusu,yaşamamız evreni düşüncelerimizde ve yüreğimizde zaman.
zamanı birlikte aşabilir,yener,anlamını yokedebiliriz ancak.bu senin anlık düşlerinde benim olduğumu bilmene bağlı.
aşk çocukken mahallenin kızlarının ismini duvarlara çişimle yazmama benzemiyor ki hiç.
mahalle aşkımın küloduna bakıp rüyalara dalmam hiç olmuyor.onlar çocukluğumuzun zamanı aşmaları olur olsa olsa.
seni her köşemde saklıyorum nasıl oluyorsa.bir sokağın ucunda dururken gölgeler oluyorsun.üşüyorum gözlerime dalıyorsun sokak lambalarının loş ıssızlığında.
ıslıksızım yavrum.seni koşmayı özledim.hani nerde 'arkadaş ıslıkları'? nerde' sır ettiğimiz' evden çıkış saatlerin.dövdüğüm fırıncı çorçocuk sahibi be aşkım.sinema hala üç film birden.incir ağacının altında kıpkırmızı öpüştüğümüz yıldızlı geceden beri bir hoş oluyorum yıllaryılı.
ah be yavrum be dizlerimin dermanı,gözümün feri,ışığı yüzümün bana öyle bıraktın ki yokluğunu serseriyim hal****alem kağıt zulamda yaramazlıklarım bitmiyor hiç.
ilkokul öğretmenimi buldum.inanmıyor öğretmen olduğuma.acıdı çocuklara garibim.seni ve aşkımızı sordu.o gitti aşk kaldı dedim.bir de hiç kırmızı kalemim olmadığını hatırladı.ağladık birlikte.
ıslıksız olmak sensizlik kadar ekşitse de yüzümü serçeler hala balkon diplerinde,ağlamaktan öldürüyor bu beni.yediğim dayaklar bile koymuyor bu kadar aşkıım ikigözüüm müzmin hastalığım benim.

GooD aNd EvıL 12-27-2008 12:24 PM

ISLIKSIZ (mensur şiir)
yalanların çocuğu olamadım ancak kendimi kandırdığım çok oldu.ama sadece kendimi.yalnızlık belki kandırmaktır kendini.oyunların adamı ben değilim. sensiz bu şehrin masumane sokaklarında at koşturduğum, köhnemiş burjuva neonlarında sensizliğin anlamı üzerine düşündüğüm çok oldu.inan sabahlarına uyanamadığımız yalancı hayatların çıkışı yok sığırcık kuşum.
yalanlar yaralı 'o' kuşun kanatlarındaki titrek örselenmişliktir bana inan.ne mutlu yalnızlığımıza.biz günün adamı değiliz.olamayız.sonumuz madaralık olsa olsa.
zamanı bırakalım zamanı düşünmek yakışmıyor bize.zamansızlık bizi bizle tutuşturan.zaman kopuş biteviye.zaman yalanların zorlaması benliğimizi. tepkilerimiz,gülüşlerimiz,düşlerimizin gözlerimizde alevlenmesi,soluğumuzun hiç değişmez kokusu,yaşamamız evreni düşüncelerimizde ve yüreğimizde.
zamanı birlikte aşabilir,yener,anlamını yokedebiliriz ancak.bu anlık düşlerimde bile ilk anki gibi olduğunu bilmene bağlı.
aşk çocukken mahallenin kızlarının ismini duvarlara çişimle yazmama benzemiyor hiç.
mahalle aşkımın küloduna bakıp rüyalara dalmama hiç benzemiyor.onlar çocukluğumuzun zamanı aşmaları olur olsa olsa.
seni her köşemde saklıyorum nasıl oluyorsa.bir sokağın ucunda dururken gölgeler oluyorsun.üşüyorum gözlerime dalıyorsun sokak lambalarının loş ıssızlığında.
ıslıksızım yavrum.seni koşmayı özledim.hani nerde 'arkadaş ıslıkları'? nerde' sır ettiğimiz' evden çıkış saatlerin.dövdüğüm çocuk.sinema hala üç film birden.incir ağacının altında kıpkırmızı öpüştüğümüz yıldızlı geceden beri bir hoş oluyorum yıllaryılı.
ah be yavrum dizlerimin dermanı,gözümün feri,ışığı yüzümün bana öyle bıraktın ki yokluğunu serseriyim hal****alem kağıt hep zulamda. yaramazlıklarım bitmiyor hiç.
ilkokul öğretmenimi buldum.inanmıyor öğretmen olduğuma.acıdı çocuklara garibim.seni ve aşkımızı sordu.o gitti aşk kaldı dedim.bir de hiç kırmızı kalemim olmadığını hatırladı.ağladık birlikte.
ıslıksız olmak sensizlik kadar ekşitmese de yüzümü serçeler hala balkon diplerinde,ağlamaktan öldürüyor bu beni.yediğim dayaklar bile koymuyor bu kadar aşkıım ikigözüüm müzmin hastalığım.

GooD aNd EvıL 12-27-2008 12:24 PM

İçim İçime Sığmıyor Gözlerini Dört Aç Hikayesizliğim
nereye sığınırım böyle gölgeli kimliksiz
gezdiğim şehirlerden neler topladım sana
sanırım adaklar adadım ağaçların kuşlarla sevişmesine
içim içime sığmıyor kuşluk vakti geleceğim
şehir kendi ışıklarına küsmüş olacak
güneş pörsümüş sarsak bulutlar sümsük
bekar evi dağınıklığı anılarım
yatağım soğukkanlı meczup
içim içime sığmıyor
üstelik bir de öleceğim yaşadım demek ki fazlasıyla
az kullanılmış bir yüreğim var
son kullanma tarihi seninle bitesiye
içim içime sığmıyor belki seni anlayacağım
gözünün alabildiği her yer kuraklık yorgunu
bir ben yağmurluyum beni öyle hatırla
yağmurdan kaçışının sürpriz kahramanı benim
içim içime sığmıyor bekleyemeyeceğim durağım kalabalık yalnızlı
herşeydeki yarım benim zamansız ölümler hariç
bir çocuk ağlasa ben avuturum
bir kırlangıç göğe havalansa uğultulu çığlığı ben
içim içime sığmıyor demek öleceğim
gözlerini dört aç sana ilk ve son kez geleceğim
sanki hiç gelmemiş gibi geleceğim
son kez ilk olacağım uyanmak gibi senli sabaha
aldırmam yağmurun son damlası olsam sana
gitmem arıya doluyum içim içime sığmıyor hiç gülmeyeceğim
gitmekli bir türkü müyüm hala sende ah bilebilsem
içim içime sığmıyor gözlerini dört aç hikayesizliğim
akla ziyan kederlerimin dumanı olacağım
eksik kalan yanlarımızı özleyeceğim
yürüyüşümüzü yanyana ama kendimizsiz
tükenmiş hiçleşmemizi sözleşerek buluşmamak gibi
kendimdeki başkasının sana bakışı gibi
içim içime sığmıyor sokaksız serseriyim çıkma ekmekli
şarabımın kırmızısı çoğalır gözü kara kurtuluşlarımın
kurtulamamış yalnızlığında
içim içime sığmıyor gözünaydın telefonum meşgule ayarlı
yeni bir kent kurmak kadar zor dönmemecesine
kişiselliğimin kişisel hikayesine arkamı dönmek
çıkmazlarım sendin ansızın kapıya dayanmak gibi
dalgalar siyaha çalar gri olduğu an
içim içime sığmıyor farkedemeyeceğim hoş gör
birbirimizi anlamadığımızdı haklılığımız gözüyaşlı senfoni
erken gecikmelerdeki ayrılığımıza tutunuyorum şarkılara özentili
içim içime sığmıyor birgün sendeki sana geleceğim
bendeki başkasızlığımla

GooD aNd EvıL 12-27-2008 12:24 PM

İğneden İpliğe
paylaştığımız ekmekti sokakların uğultusu
arkadaşlarımın ölümü gibi gelişinin düşünceli çıkmazları
bu akım bitmez çoğaldıkça çoğalttıkça beraber iğneden ipliğe
seninim işte
sev beni hadi ben yapı işçisinin elleri
bağlıyım üretmekten yana
dudaklarım üşümüş işportacı
sevdana çırağım sabah fabrika yolu
çamurlarıma bulanmış ağrısıyla koşmalarımın
konuştuğum öğrenci beyazlığı yaklaşımında acılarımın
tutarlığım fakir oluyor alıyor siluetini
umut oluyorsun bekleyiş kollarım teslim yollara
sen bana rağmen olmalısın benim
ve olmalı herşey kendi gibi
yalanlar cigara dumanı bu dem
doğrular aşkımızın can çekişmesi buğulu
benim tüm seslerim acı
tüm tonlarım hüzün
ve hayat aşklarım tüm

GooD aNd EvıL 12-27-2008 12:24 PM

İhanet
koyardı şaşkın kımıltısıyla dağların görünmezliği
güneşli çocuk sabahları gülüşünde hayaldir ancak
bahçesiz bir ülkede ben kralın ihanete uğramış yalnızlığı

GooD aNd EvıL 12-27-2008 12:24 PM

İki Ayrı Oyun
akşam yine ellerimde uzak türkülere yattı
gün çoktan karardı buzdan bir alev oldu yokluğun
ben seni içimde yılan gibi kıvrılan yollara mı sormadım söyle
sensizlik bilir misin dehşetin bin bir yorumudur
ölüm kimsesiz meddah başucumda
yalnızlık köpeğe yoldaş yarınsız
ben
bir ara sokakta üstünden atlayıp geçtiğin
yaşama üşengeç çamur muyum simsiyah de hadi karşılaşmasız
en siyah yanım sıçradı yüreğine
uykusuz ah çektiğin an benim anım
kalbinde kımıltısız yatan sevmeye hiddetli ben
taziyemize bir ayrılık geldi tutumsuzca neylesin yürek
başımı vurduğum yer kuşsuz orman behey aşkım
biz bir ipte iki canbaz
aynı sahnede iki ayrı oyunuz bu nasıl işse
çok kalabalık iki münzevi
hikayesizliği arayan

GooD aNd EvıL 12-27-2008 12:24 PM

İkilemsiz
aştım aşkın basamaklarını piştim ayrılığınla
göçtüm yurtsuz kuş sürüleri misali düşsüz ülkesiz
bildiğim doğrulardan geçtim vardım yanlışlığınla
anlayamadığım yalnızlığın ne olduğuna ikilemsiz

kumru bekleyişimi yitirdim aldım sahipliğini yavru serçe serseri avare uçmak özleyişini
ceylan sürüsü gibidir gidişin dönmeksiz ikirciksiz
yalnız ormanlara sormalı ardından sürükleyişini


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 12:21 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.