![]() |
Hüznüm Mevsimleri Ağırlar
kirli bir üzüntüydü bulutlar yağmursa nedensizim gizli hüznüm mevsimleri ağırlar saçlarımda nedense içli içli şen susar patırtılı kanardık acılarımızda hep böyle sisli sorularımızı sorduk karardık ölümle senli benli yaşamla sizli asla vazcaymam sevmekten gerçek karanfil ezilmişliğini solmuşluğunu engellenmişliğini gece gündüz seni düşünmekten zamana sırıtarak üç dilek tuttum ölüm dedim sobelendim hemencecik yalnızlık dedim kendi sözümü yuttum aşk dedim üşüyüverdim ipincecik serapsın dedim kaldım gerçekte gerçekti yalnız karanfil güzelliğin bakışlarındı bulutta böcekte çiçekte sevilmişliğin uzak bir çölde yeşermişliğin susamışlığıma serpilsin dudakların serpilsin sonra isterse sessizliği ölümün evren kaysın ellerimden kimseler kalmasın savunmasız dünün yarının ve bugünün baktığım ilk gün ışığı arkasızlığı ayrılığın tecridimi hayat sundu senden sürgünlü karşılaşma anı gibiydik hep o zamansızlığın kaçıp gitmedik anladık bize ölüm bile ölümlü |
Hüznüm Olursun
hüznüm olursun ölüm demirbaş ayniyat listemde ya sen bozkırın ortasında bir gelincik çiçeği görme mutluluğu mutsuzluk mu hadi canıııım sen de annesinden tokat yiyen bir çocuğun burukluğu o kadar ömür sonu yorgunluğu yakıyor içimi kendi kendimizi kandırma mevsimidir bu hiç bitmeyecek olan sonbahar hüznü anı defterimden kopan yaprak gerçekleri oynamak ulvi titreten acı rolümdür mahşeri canlandırmak sensiz içtiğim su yalancı tiyatro artık dayanılmaz bu karakışa |
Ihlamur Bakışlı
silinmez sevdanın izleri yaz şarkıları gibi sıcacık özlenir yaralamış ömrümüzün çılgın baharı yaşadığın anları benimle hayal etme hayale yakışmaz solan bir aşkın ağlayan tebessümü yollar ve nehirler sana varırıdı anlamazdın sensiz ölüme kalkmazdı ellerim çünkü sen ıhlamur bakışlı bir mevsimdin ben mevsimsiz bir göçmen kuş bir tanem yarım buruk ekmek parçasıydı içimde sensizlik bir damla su olur ıslatırdı gözlerimi düşünmek |
Islıksız
yalanların çocuğu olamadım kendimi kandırdığım çok oldu ancak.ama sadece kendimi.yalnızlık belki kandırmaktır kendini.oyunların adamı ben değilim. sensiz bu şehrin masumane sokaklarında at koşturduğum ve köhnemiş burjuva neonlarında sensizliğin anlamı üzerine düşündüğüm çok oldu.inan sabahlarına uyanamadığımız yalancı hayatların çıkışı yok sığırcık kuşum. yalanlar yaralı o kuşun kanatlarındaki titrek örselenmişliktir bana inan.ne mutlu yalnızlığımıza.biz günün adamı değiliz.olamayız.sonumuz madaralık olsa olsa. zamanı bırakalım zamanı düşünmek yakışmıyor bize.zamansızlık bizi bizle tutuşturan.zaman kopuş biteviye.zaman yalanların zorlaması benliğimizi. tepkilerimiz,gülüşlerimiz,düşlerimizin gözlerimizde alevlenmesi,soluğumuzun hiç değişmez kokusu,yaşamamız evreni düşüncelerimizde ve yüreğimizde zaman. zamanı birlikte aşabilir,yener,anlamını yokedebiliriz ancak.bu senin anlık düşlerinde benim olduğumu bilmene bağlı. aşk çocukken mahallenin kızlarının ismini duvarlara çişimle yazmama benzemiyor ki hiç. mahalle aşkımın küloduna bakıp rüyalara dalmam hiç olmuyor.onlar çocukluğumuzun zamanı aşmaları olur olsa olsa. seni her köşemde saklıyorum nasıl oluyorsa.bir sokağın ucunda dururken gölgeler oluyorsun.üşüyorum gözlerime dalıyorsun sokak lambalarının loş ıssızlığında. ıslıksızım yavrum.seni koşmayı özledim.hani nerde 'arkadaş ıslıkları'? nerde' sır ettiğimiz' evden çıkış saatlerin.dövdüğüm fırıncı çorçocuk sahibi be aşkım.sinema hala üç film birden.incir ağacının altında kıpkırmızı öpüştüğümüz yıldızlı geceden beri bir hoş oluyorum yıllaryılı. ah be yavrum be dizlerimin dermanı,gözümün feri,ışığı yüzümün bana öyle bıraktın ki yokluğunu serseriyim hal****alem kağıt zulamda yaramazlıklarım bitmiyor hiç. ilkokul öğretmenimi buldum.inanmıyor öğretmen olduğuma.acıdı çocuklara garibim.seni ve aşkımızı sordu.o gitti aşk kaldı dedim.bir de hiç kırmızı kalemim olmadığını hatırladı.ağladık birlikte. ıslıksız olmak sensizlik kadar ekşitse de yüzümü serçeler hala balkon diplerinde,ağlamaktan öldürüyor bu beni.yediğim dayaklar bile koymuyor bu kadar aşkıım ikigözüüm müzmin hastalığım benim. |
ISLIKSIZ (mensur şiir)
yalanların çocuğu olamadım ancak kendimi kandırdığım çok oldu.ama sadece kendimi.yalnızlık belki kandırmaktır kendini.oyunların adamı ben değilim. sensiz bu şehrin masumane sokaklarında at koşturduğum, köhnemiş burjuva neonlarında sensizliğin anlamı üzerine düşündüğüm çok oldu.inan sabahlarına uyanamadığımız yalancı hayatların çıkışı yok sığırcık kuşum. yalanlar yaralı 'o' kuşun kanatlarındaki titrek örselenmişliktir bana inan.ne mutlu yalnızlığımıza.biz günün adamı değiliz.olamayız.sonumuz madaralık olsa olsa. zamanı bırakalım zamanı düşünmek yakışmıyor bize.zamansızlık bizi bizle tutuşturan.zaman kopuş biteviye.zaman yalanların zorlaması benliğimizi. tepkilerimiz,gülüşlerimiz,düşlerimizin gözlerimizde alevlenmesi,soluğumuzun hiç değişmez kokusu,yaşamamız evreni düşüncelerimizde ve yüreğimizde. zamanı birlikte aşabilir,yener,anlamını yokedebiliriz ancak.bu anlık düşlerimde bile ilk anki gibi olduğunu bilmene bağlı. aşk çocukken mahallenin kızlarının ismini duvarlara çişimle yazmama benzemiyor hiç. mahalle aşkımın küloduna bakıp rüyalara dalmama hiç benzemiyor.onlar çocukluğumuzun zamanı aşmaları olur olsa olsa. seni her köşemde saklıyorum nasıl oluyorsa.bir sokağın ucunda dururken gölgeler oluyorsun.üşüyorum gözlerime dalıyorsun sokak lambalarının loş ıssızlığında. ıslıksızım yavrum.seni koşmayı özledim.hani nerde 'arkadaş ıslıkları'? nerde' sır ettiğimiz' evden çıkış saatlerin.dövdüğüm çocuk.sinema hala üç film birden.incir ağacının altında kıpkırmızı öpüştüğümüz yıldızlı geceden beri bir hoş oluyorum yıllaryılı. ah be yavrum dizlerimin dermanı,gözümün feri,ışığı yüzümün bana öyle bıraktın ki yokluğunu serseriyim hal****alem kağıt hep zulamda. yaramazlıklarım bitmiyor hiç. ilkokul öğretmenimi buldum.inanmıyor öğretmen olduğuma.acıdı çocuklara garibim.seni ve aşkımızı sordu.o gitti aşk kaldı dedim.bir de hiç kırmızı kalemim olmadığını hatırladı.ağladık birlikte. ıslıksız olmak sensizlik kadar ekşitmese de yüzümü serçeler hala balkon diplerinde,ağlamaktan öldürüyor bu beni.yediğim dayaklar bile koymuyor bu kadar aşkıım ikigözüüm müzmin hastalığım. |
İçim İçime Sığmıyor Gözlerini Dört Aç Hikayesizliğim
nereye sığınırım böyle gölgeli kimliksiz gezdiğim şehirlerden neler topladım sana sanırım adaklar adadım ağaçların kuşlarla sevişmesine içim içime sığmıyor kuşluk vakti geleceğim şehir kendi ışıklarına küsmüş olacak güneş pörsümüş sarsak bulutlar sümsük bekar evi dağınıklığı anılarım yatağım soğukkanlı meczup içim içime sığmıyor üstelik bir de öleceğim yaşadım demek ki fazlasıyla az kullanılmış bir yüreğim var son kullanma tarihi seninle bitesiye içim içime sığmıyor belki seni anlayacağım gözünün alabildiği her yer kuraklık yorgunu bir ben yağmurluyum beni öyle hatırla yağmurdan kaçışının sürpriz kahramanı benim içim içime sığmıyor bekleyemeyeceğim durağım kalabalık yalnızlı herşeydeki yarım benim zamansız ölümler hariç bir çocuk ağlasa ben avuturum bir kırlangıç göğe havalansa uğultulu çığlığı ben içim içime sığmıyor demek öleceğim gözlerini dört aç sana ilk ve son kez geleceğim sanki hiç gelmemiş gibi geleceğim son kez ilk olacağım uyanmak gibi senli sabaha aldırmam yağmurun son damlası olsam sana gitmem arıya doluyum içim içime sığmıyor hiç gülmeyeceğim gitmekli bir türkü müyüm hala sende ah bilebilsem içim içime sığmıyor gözlerini dört aç hikayesizliğim akla ziyan kederlerimin dumanı olacağım eksik kalan yanlarımızı özleyeceğim yürüyüşümüzü yanyana ama kendimizsiz tükenmiş hiçleşmemizi sözleşerek buluşmamak gibi kendimdeki başkasının sana bakışı gibi içim içime sığmıyor sokaksız serseriyim çıkma ekmekli şarabımın kırmızısı çoğalır gözü kara kurtuluşlarımın kurtulamamış yalnızlığında içim içime sığmıyor gözünaydın telefonum meşgule ayarlı yeni bir kent kurmak kadar zor dönmemecesine kişiselliğimin kişisel hikayesine arkamı dönmek çıkmazlarım sendin ansızın kapıya dayanmak gibi dalgalar siyaha çalar gri olduğu an içim içime sığmıyor farkedemeyeceğim hoş gör birbirimizi anlamadığımızdı haklılığımız gözüyaşlı senfoni erken gecikmelerdeki ayrılığımıza tutunuyorum şarkılara özentili içim içime sığmıyor birgün sendeki sana geleceğim bendeki başkasızlığımla |
İğneden İpliğe
paylaştığımız ekmekti sokakların uğultusu arkadaşlarımın ölümü gibi gelişinin düşünceli çıkmazları bu akım bitmez çoğaldıkça çoğalttıkça beraber iğneden ipliğe seninim işte sev beni hadi ben yapı işçisinin elleri bağlıyım üretmekten yana dudaklarım üşümüş işportacı sevdana çırağım sabah fabrika yolu çamurlarıma bulanmış ağrısıyla koşmalarımın konuştuğum öğrenci beyazlığı yaklaşımında acılarımın tutarlığım fakir oluyor alıyor siluetini umut oluyorsun bekleyiş kollarım teslim yollara sen bana rağmen olmalısın benim ve olmalı herşey kendi gibi yalanlar cigara dumanı bu dem doğrular aşkımızın can çekişmesi buğulu benim tüm seslerim acı tüm tonlarım hüzün ve hayat aşklarım tüm |
İhanet
koyardı şaşkın kımıltısıyla dağların görünmezliği güneşli çocuk sabahları gülüşünde hayaldir ancak bahçesiz bir ülkede ben kralın ihanete uğramış yalnızlığı |
İki Ayrı Oyun
akşam yine ellerimde uzak türkülere yattı gün çoktan karardı buzdan bir alev oldu yokluğun ben seni içimde yılan gibi kıvrılan yollara mı sormadım söyle sensizlik bilir misin dehşetin bin bir yorumudur ölüm kimsesiz meddah başucumda yalnızlık köpeğe yoldaş yarınsız ben bir ara sokakta üstünden atlayıp geçtiğin yaşama üşengeç çamur muyum simsiyah de hadi karşılaşmasız en siyah yanım sıçradı yüreğine uykusuz ah çektiğin an benim anım kalbinde kımıltısız yatan sevmeye hiddetli ben taziyemize bir ayrılık geldi tutumsuzca neylesin yürek başımı vurduğum yer kuşsuz orman behey aşkım biz bir ipte iki canbaz aynı sahnede iki ayrı oyunuz bu nasıl işse çok kalabalık iki münzevi hikayesizliği arayan |
İkilemsiz
aştım aşkın basamaklarını piştim ayrılığınla göçtüm yurtsuz kuş sürüleri misali düşsüz ülkesiz bildiğim doğrulardan geçtim vardım yanlışlığınla anlayamadığım yalnızlığın ne olduğuna ikilemsiz kumru bekleyişimi yitirdim aldım sahipliğini yavru serçe serseri avare uçmak özleyişini ceylan sürüsü gibidir gidişin dönmeksiz ikirciksiz yalnız ormanlara sormalı ardından sürükleyişini |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 12:21 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.