|
Sevgi bahçesiymiş benim yurdum
Günahların çöllerini de tanıdım Yalnızlığın zehrini de içtim... Karanlık dünyaları da bildim. Sevgi bahçesiymiş benim yurdum Derdime bülbülün derdi dediler Aşkı tadalı yıllar oldu Bal tadalı yıllar oldu Gül göreli yıllar oldu... |
Sevgin İçimde Bir Yaz Günü
Çöl asırda leyla arayan Mecnun bende Çöllere düştü Sevgin gül Seherde bülbül bende Kar güller düştü Ateş kor kor bende Yıllara düştü Yusufu ararken Zeliham Kuyudan derin kollara düştü Şehit gömleği giymiş evlatları Bir ana yüreği bende Yollara düştü Ümit karanfil çiçeğimdi Yıllarca ümit bende Sellere düştü Bir ah çekti ferhat Benim ahım Dillere düştü tek sevginle mutlu Bu asrın çöllerinde Develeri önünde Veysel gönlüm çöllerde Güllere düştü |
Sokak Çocuğu
Oturmuş bir taşa Sokak çocuğu Sokak çiçeği Elinde kara kuru ekmek Bir lokma ekmek Bir lokma şefkat onun için Kuru ekmek Taş ekmek Kalktı oturduğu taştan Bir alev düştü taşın içine |
Söğüt Dalları
Eğilmiş suya Eğilmiş su içen kuşlar gibi Söğüt dalları sıra sıra Bize tevazu dersi veriyor Dervişler gibi Ne de ince bu dallar Bu derviş dallar Bize tevazu dersi veriyor |
Sultan Ahmette gece
Bir çınar gibi boy atmalıyım mavi göğe Kökünden kopunca kururmuş ağaç Pek şanlı tarihim benim Necip ecdadım benim... Bağışlanmayayım sırt dönersem size Dün Sultanahmette dolaştım Gururlandım tarihimle Çeşmeler,camiler... Medreseler,türbeler... Sultan Ahmette olmak rüyada olmak Sultanahmette gece bir başka güzel Sultanahmet masal ülkesi Yıldızlara uzanan el minareler... Havuzun suyu beyaz gül gibi Fışkırmış göğe... |
Şairler
Şairler vardı Bir kahır dağı Bir gül solsa vatanlarında Gül gibi solan Ağlardı bir çocuk ağlasa Ölürdü bir kuş ölse... Şairler varmış Dağlarda vadilerde Gönülleri güllerde Omuzlarında dertli bir baş taşıyan... Yüzünün çirkinliğinden şikayeti tek Aynalarda akrep Şaire bak şaire... Şair desinler Tek isteği bu O öpücük bekleyen çocuk... |
Şikayet
Zemçi Çetinkaya'ya Kaç mecnunun göz yaşı Yetmedi bu kuraklığa Düşersen bu çöle Leyla mı bulursun Gelenler ağladı İki kapılı han Düşersen bu gurbete Sıla mı bulursun Bir sadr-ı suzan ki Her an bin çiçeğin Vurulur başı Bir benzer Kerbela mı bulursun Hasta yatağımın şifası Girseydin koynunarüyalarımın Kör etsen ağlatıp Kömür gözleri Ela mı bulursun Ey yitik yıldızım Duysaydın gönlümün yasını Bin depremden sonra Şehirde bina mı bulursun Hamdi derdin çok gibi Ettin şikayet Yar kapısında Okun yayaın var Çölleri yaktı ahın Bir böyle bela mı bulursun |
Şiraz'ın şarabı
Ömer yazmazdı şiir Şiraz'ın şarabı olmasa Gül yüzüne yazıldı Bütün şiirlerim Elhamdülillah Kiraz ağacımsın ey sevilen Arılar gibi gözlerim dallarında Ey süsü hayallarimin rüyalarımın... Sarhoşluğum yeni değil Seni gördüğüm günden beri Öyle sarhoşum ki,Bulut olmuşum Öyle sarhoşum ki, rüzğar gibi... Şirazın şarabı yüzün Bir gül arar hu diye eser rüzğar Bulutlar saçın çözüp ağlar gül yaprağına... |
Şu bebek şeker
Şu bebeğe bak Şu bebek şeker 'Hoş geldin' dedim Şu dünyaya hoş geldin Bu dünya bir yürek taşır bir anne yüreği... Yedirir,içirir... Şefkat dolu dünyaya hoş geldin Ağlamak yok ağlamak yok Annen baş ucunda Gökte bulutlar var Meyve dallarında meyveler... |
Şu Gök Mavi Ağaç
Göklere ne zaman baksam … Sanki diyor gökler: Ben bir mavi ağacım Şu gök mavi ağaç Gök ağacı Başımın tacı Gök ağacında Ay parıldar *******i Çiçek gibi yıldızlar Avuç açsam bulutlarına O en mavi O en mavi yürekli Bir ağaç Ağlar benim için ... Güneş bile asılı Gök dalına... Kökleri uzak bu ağacın Yıldızlar titrer bir yürek gibi Ağlasan mavi gölgesinde…. |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 04:33 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.