![]() |
Gönül Dağı
Seller bir ırmağa nasıl akarsa, Sevdan yüreğime öyle akıyor. Sisler yüce dağa nasıl çökerse, Hüzünler gönlüme öyle çöküyor. Senden uzaklarda yaşanan hergün, Mutlulukla neşe dünyamdan sürgün, Sanma ki, gözlerim resmine dargın, Sevgiden mest olup, öyle bakıyor. Seven gönüllere sevdası düğün, Sevginle selamın gelmediği gün, Gönlüm bahta dargın, yüreğim üzgün, Sevda tepesinde yaşlar döküyor. Kavuşmak yasakmış, ömür çağımda, Baykuşlar ötüşür,sevda bağımda. Özlemin patlıyor, gönül dağımda, Lavlara dönüşüp, öyle yakıyor. Mehmet Nacar |
Gönül Falı
Bir mektubun geldi, gönlüme bugün, Kalbinin resmiydi, zarfında pulu. Sabahtan akşama başladı düğün, Bilsen ne hevesle oynattın kulu. Küskünü olduğum aynalar bile, El etti karşıdan, sevine güle. Kendimi kaptırdım, nurani sele, Önüme serildi, sevdanın yolu. Firari umutlar düştü indime, Çağlayan sevgiler doldu bendime, Gelin güvey oldum, kendi kendime, Zaten böyle olur, garibin hali. Gönlümün ufkundan ışıdı yüzün, Felekten bahtıma kopardım izin, Aklımca gel diye, Türkiye'mizin, Bütün yollarına döşedim halı. Yüreğim yıllardır viranda bekler, Yıkılmış bahçemi sardı çiçekler. Dağıldı bulutlar, açıldı gökler, Hüzün bulutumdan yağmadı dolu. Sana nasıl desem, nasıl anlatsam, Yürürlükten kalktı, yalnızlık yasam. Çaldı çiftetelli, dağıldı tasam, Görenler dediler, vallahi deli. Bir mektubun geldi, gönlüme bugün, Kırk gün ve kırk gece başladı düğün, Yemeği bıraktım, günde üç öğün, Bana yeter oldu, sevgimin balı. Koluma attığım çimdiğin hışmı, Yine anlatmadı, hayal mi, düş mü? Şeytan mı yanıldı, baht üşütmüş mü? Böyle açılmazdı gönlümün falı. Mehmet Nacar |
Gönül Kapısı
Günler yıldız olmuş, kayıp gidiyor, Bahtım her sözünden, cayıp gidiyor, Ömrüm özlemini, sayıp gidiyor, Kapının önünde, bekletme beni. O kadar uzun ki, geldiğim yollar, O kadar büyük ki, kaldığım çöller... Havada asılı, durmasın kollar, Kapının önünde, bekletme beni. Geçtiğim yolları, gördüğüm yeri, Sana vurulduğum, ilk günden beri, Unuttum güzelim, dönemem geri, Kapının önünde, bekletme beni. Bir ömür boyunca, beklerim burda, Duygusuz, insafsız, tanınma yurda, Arala kapıyı, halimi gör de, Kapının önünde, bekletme beni. Bilirim, bu kapı, tanrı yapısı, İçiyle dışıyla, sende tapusu, Sevda yolcusuna, gönül kapısı, Açılsın önünde, bekletme beni. Mehmet Nacar |
Gönül Mahkemesinde
Saçının her bir teli bir idam ipi olsa. Ben boynuma takarım, kendi ellerim ile. Gözlerin gözlerime bakarak, aşkla gülse, Seni sarar, bırakmam, gönül kollarım ile. İki gül yaprağıdır, açılan dudakların, Her biri bir güneştir, sıcacık yanakların. Sevdalısı olmuşum, yüzündeki baharın, Yüzüne konuk oldum, sevda çöllerim ile. Gözlerin sanki deniz, sırla dolu bir alem, Kaşların sevda yazan, uç uca iki kalem. İkisinden gelmekte, bendeki sonsuz elem, Severim bu elemi, sevgi güllerim ile. Beni benden çıkaran güzellik varken sende. Sevdan ile yanarım, beni hiç sevmesen de. İdama karar verir, gönül mahkemesinde, Kalemimi kırarım, kendi ellerim ile. Mehmet Nacar |
Gönül Mezarı
Beni uzaklardan aradığında, Ben sana şiirler yazıyor idim. Gönlüme basarak yürüdüğünde, Kendimi yerlerde seziyor idim. Yüreğim sevgiyle öpülmüş ise, Gönlüm bir sevdaya kapılmış ise, Yıkılan yerleri yapılmış ise, Onları yeniden bozuyor idim. Dünyamı hüzüne bürüdüğümden, Umutsuz yollarda yürüdüğümden, Karşılıksız aşkla çürüdüğümden, Kendime bir daha kızıyor idim. Sevdikçe üzülen, mutlu olmayan, Sevdikçe bozulan, yüzü gülmeyen, Bahtına yazılan, bir eş bulmayan, Gönlüme bir mezar kazıyor idim. Mehmet Nacar |
Gönül Nakışlı Halı
Pembe gül yapraklarından, Gönül desenli halılar ördüm, Geleceğin yollara serdim. Sevda töreniyle bana gelirken, Mermer beyazı ayakların, İncinmesinler... Saçlarını dağıtmadan, Eteklerini savurmadan, Üzmeden, ağlatmadan, Nazikçe esmesini tembihledim. Gönlünü okşayan sevgi rüzgarlarına. Artık öyle esecekler... Bir dünya yarattım. Gönlümün sevgi yaylalarında. Özlem gülü bahçesi, Sevda kuşu cenneti... Orda ibadet eden gönlümün, Sensin farzı, sünneti. Her zaman mevsimler bahar, Her zaman aylardan nisan... İnan güzelim, inan, Eksik tek çiçek kaldı, O da sensin... Sevda gülünün yapraklarından, Gönül nakışlı halılar ördüm. Geleceğin yollara serdim. Tomurcuktan açılan bir çiçek, Özlem sislerinin perdesinden, İpek kanatlı bir melek gibi, Süzül de, gel. Halılara halı ekliyor, Seni özlemle bekliyorum. Bekletme beni... Mehmet Nacar |
Gönül Postası
Bulutlara yüreğimi yükledim, Bir yanına deli gönlü ekledim, İçine de sevdamızı sakladım, Gönül postasıyla gönderdim, sana. Ayırdım içinden hüzünlerimi, Özlem kiri çıkmaz, yüzsen derimi. Adı sevda olan baş eserimi, Gönül postasıyla gönderdim, sana. Sevdamın hüznü bol, özlemi hoştu. Ufuklardan taştı, dağları aştı, Eminim, hepsi de sana ulaştı, Gönül postasıyla gönderdim sana Mehmet Nacar |
Gönül Sazı
Sınırsız sevgiler kaynar özümden, Sevda türküleri gönül sazımdan, Dökülürken ben de onun yüzünden, Sonsuz hüzünlere dalar, giderim. Olmuşum, Mecnun'un çırağı gibi, Taze bir mezarın toprağı gibi, Rüzgarda bir hazan yaprağı gibi, Hergün biraz daha solar, giderim. Özlemim bir çılgın nehire döndü. Gönlüm depremzede şehire döndü. Bütün sevdalarım kahıra döndü, Birgün bu kahırla ölür, giderim. Mehmet Nacar |
Gönül Şifresi
Onun gönlündeki, açan gülleri, Benden başka kimse çalabilir mi? Ondaki sevdalı, gizli halleri, Benden başka kimse bilebilir mi? Benimle gördüğü sevda düşleri, Semasında uçsa, hasret kuşları, Gözlerinden akan billur yaşları, Benden başka kimse silebilir mi? Adasız, kıyısız sevda denizi, İki balık yapmış, yüzdürür bizi. Onu sarmalayan sevdayı, gizi, Benden başka kimse bilebilir mi? Cennetten meltemler estirir, sesi. Cennetin kapısı, gülümsemesi. Sevda şifrelidir, gönül kafesi, Benden başka kimse girebilir mi? 15.07.2004 Mehmet Nacar |
Gönül Teröristi
Sen, Gönlümü hedef sayan, Ona sabotaj hazırlayan, Bir gönül teröristisin. Ancak, Uzaktan vurma, gönlümü... Gönül devletimin, Bütün elçiliklerine emir verdim. Sınır kapılarına genelge gönderdim. Pasaportsuz, vizesiz, İstediğin anda, Gönül devletime girersin... Devlet dedimse, korkma. Gönül devletim, benim değil mi? Polis gücünü, Jandarma teşkilatını dağıttım. Hakimin, savcının işine son verdim. Adliye binasını da sattım. Uzaktan vurma gönlümü. Korkmadan gel. İdam ipi saçlarını, Cellat kılıcı kaşlarını, Son teknoloji sözlerini, Ve uzaktan kumanda gözlerini... Velhasıl bütün silahlarını, Omuzlarına yüklen de gel. İnan ki, hiç bir engel, Kalmadı gönül teröristim. Gönül devletimi uzaktan vurma. Ne olur? İçinden vur. Hadi, durma... Mehmet Nacar |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 06:32 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.