![]() |
Temmuz'un İlk Günleri
Temmuz ayının ilk günleri daha. Sıcak yaz öğleden sonralarının tenimizde bıraktığı brozluktayız. Güneş yağının havuca çalan kokusu burnumuzda. Tatlı bir yudumda çakır keyfe giden *******de, kulağa takılan şarkılarda yapıyoruz aşk bestelerini. Mekan aynı hep bildiğimiz gibi, olmayan biziz şimdi. Bizim dediğimiz ve her çalışta yüreğe kor düşmesinin heyecanını hatırlatan o melodi, hep olduğu gibi o gecede anımsattı senli günleri. Sensiz olmuyor bu kesin dedi içim, iletildiyle çocuksu bir sevinç yaşadı kalbim, gülümsedim. Çok şükür ki sayfiye bir aşka gönül vermedim. Yeni bir hafta şimdi, mevsime ve ayın sıcaklığına inat poyraz yıkıyor ortalığı, yağmur bulutları kara kara başımızın üstünde, balkonundaki kelebeğe selam yolladım hızlı giden bir otomobilde, seni andım. Günlerin yorgunluğuna ve hayatın acımasızlığına dayanmak sensiz olmaz anladım. İki gündür nereye baktımsa sana dair bir şey aradım. Yüzler benzedi yüzüne, döndüm baktım, bulamadım. Sesler duydum sanki sensin sözünde, duyamadım. Ağladım. Yağmurlu yollardan geçerken her gözyaşını tek tek adımımın ardına bıraktım, hani bir masaldı çocukluktan hatırladım, izimi bul diye sana ıslak bir yol yaptım. Bir akşam üstündeyim yine, göz kapaklarımın ağırlığı, zihnimde geçmiş yirmi yılın hesabıyla. Koşulsuz sandığım sevgilere katılan koşullarla sarsıldım. Kontrol dediğim şeyi en çok sende bıraktım, harika anılarla dolu bir aşk kazandım. Şimdi can sandıklarım kelepçeler taktılar koluma, sıfırlandı inançlarım. Gücümün alevi söndü sönecek, dayan diye bir fısıltıyla sesini duyumsadım. Yokluğuna sığınmaya çalışmak zor günlerdir, keşkelerime eklediğim tek şey varlığın oluyor. Yanımda olsaydın, her zorluğa severek katlanırdım. Biliyorum yaz bitmedi daha. İçimin yaz mevsimlerini korumayı iyi ki öğrenmişim Akdeniz’in uzun kumsallarındaki büyüme çabamda. Ortalık kan gölüne döndü, koşulsuzluğun yarattığı savaşta tüm silahlar ortaya döküldü. Varsın yara alsın bedenim, varsın kırılsın tüm temel direklerim. Yine de ruhumu besle sevgilim. Anka kuşu misali kendimi yeniden, kendim için var ederim. |
Terk-i Diyar Ettim Ruhumu
Terk-i diyar ettim ruhumu şehirden uzak, senden uzak. İskelede martılar karşılar beni, içim yükünü boşaltmaya hazır. Yollar uzun *******den geçiyor. Eski zamanlardan kalma yolculuklar. Başım camda, gözümde iki damla yaş, lambaları sayıyorum yakalayabildiğimce. Hızına yetişemediğim düşünceler var zihnimde. Yakaladığım her cümle sen, Dokunduğum her gözyaşım aşk, Yolun sonu bilirim sana çıkıyor. Ağustostu sorguladığım zaman değeri, Ne değişti şimdi? Aynı yerde, aynı seyre daldığım senle yine değer diyorum kendime. Değer her ne yaşayacaksam seninle. Bir hayat, belki bir an sadece.. Her neyse yazgımızda olan yeter ki aşkı almasın tanrı ruhumuzdan |
Teşekkürü Borç Bildim Yüreğine
Seni seviyorum.. Böyle kocaman bir yürekle, bazen ya yetmezse yüreğim diye kaygılandığım oluyor. Seni seviyorum.. Gözümden bile sakınarak üstelik, her gün özenle ve adını anarak başlıyorum güne. Seni seviyorum.. Sende gördüğüm kendimden başlayarak, gözlerinin en derindeki hislerin farkına vararak. Seni seviyorum.. Bazen biraz merakla bazen biraz hırçın, acıtarak. Seni seviyorum.. Aslında yetmezse sevdam diye kaygılanmıyorum, kayıplar uzak. Seni seviyorum.. En çok bana verdiğin anlamlardan,değerimi arttıran yanımdan güç alarak. Seni seviyorum.. Her bir insanın yüreğiyle yeryüzündeki, her bir kalple çarparak, her gözle sadece senin gözlerine bakarak.. Seni seviyorum.. Tanrıya şükredip, yaşanmışlıkları güzelliklerle süslerken varlığın armağan hayatıma diyerek. Seni seviyorum.. Deli eden özlemleri, uykusuz *******i içine alarak. Seni seviyorum.. Senden önce kendi değerimi bilerek.. Seni seviyorum canım.. Tek başıma ağırlığınca bir aşkı yüklenerek, iyi ki varsın diyerek. Ve seni seviyorum.. Her yeni güne, yeni baştan gülümseyerek.. Teşekkürü borç bildim yüreğine sevgili, Hayatıma kattıklarınla yeni bir ben yarattın. |
Tılsımlı Aşk
Sensizliğe hapsolduğum güneşli günlerim var Demir parmaklıklarım sözlerinden oluşmuş Prangalarım gözlerinin ötesindekiler Aç susuz kalırım sanıyorlar da senle beslenirim Bir masal perisi geliyor her gece yanıma Başlıyor bize dair hikâyeler okumaya Günahkârsam eğer, sebebi sensin biraz da Müebbet hapis için hüküm giymiş bir aşktayım İmkânsız diyorlar özgürlük için O zaman sorguluyorum özgürlüğüm ne Sensiz özgürlük korkunun kendisi İnandıklarını yitirmek, nefes alamamak demek Bir güvercin havalandırıyorum geleceğe umutla Yüreğinin zindanlarında yaşamak olsun yazgımda Tek bir neden var bu gönüllü tutsaklık için; sevgim Bu aşk bildiklerin gibi değil, tılsımı var Bırak kendini de gör Nasıl güzelleşir hayat tanrının mucizevi dokunuşlarıyla |
Tutkulu Bir Kızgınlık
Tutkulu bir kızgınlık benimki Nesnesizim Aşk sadece kendi içimdeki İkilem tutuyor Duygu sanıyorum gözümdekini Seni mi seviyorum Tavrına savunma geliştirişimi mi Bırak ellerimi Yol ver gideyim Atarım iki adım yalandan Belki biterim Korkuya lüzum yok Aşkı kendimde zaten sen diye bilirim Yar gözüme göz değdi Yokluğunla hesabım var |
Umut Bir Atımlık Kaldı
Umut bir atımlık kaldı, gitmeye yüz tuttu bahar Dünleri saydım, takvimden düştükçe yapraklar Mevsimler değişmiş, üstüne yeni bir yıl eklenmiş Gün ağarırken göze takılıyor hüzünlü martılar Aşk arıyorum kaldırımlarda, sana dair yaşantılar Sen seç artık, ötesi boşluk ve kayba çıkar Kurşun sesi gibiydi içimde çığlıklar Ardından bıraktığın buruk bir bakış Ahım kaldı aşk yerinde, gözü yaşlı Sakındıklarım battı tenime Bir nefeslik mesafede, uzadıkça uzadı yakınlıklar Dilimde kelime kalmadı şimdi bize Beni unutma desem saklar mısın yüreğinde En güzel hatıralarım içimde sana dair kare kare Dokunan neydi bunca zaman tenimize Bundan sonrasını sen yaz kendi payındakilerle Zaman alıp götürmeden, yetişiriz belki birbirimize |
Uykularıma Gel(me)
Uykularıma gelme Gelme ki sabahlarda acımasın içim Gelme ki yokluğunda üşümesin tenim Uykularıma gelme Gelme ki heyecanıma yenilip elim gitmesin sesine Gelme ki kan ter içinde gözyaşıma dönmesin yastığım Gelme ki rüyalarım varlığına sevinip güne küsmesin Aslında… Uykularıma gel Yokluğuna alışmak yalanım Gel ki yerin boş kalmasın Gel ki sevdiğim, kalbim çapsın |
Uykumu Geri Ver,Rüyamı Al Sevgili
Uykumu nerde kaybettim bilmiyorum Senden sonra hiç uğramadı akşamlarıma Başıma yastığa koyduğumda zorluyor bir şeyler Gözüm tavanda, nasıl sabaha ulaşılır bilmiyorum En zoru da aklıma düşme peşinde olan sensin karanlıkta Kaç dur her köşe başında tutulu yollarım kollarınla Sonrası aynı, geçiyor zihinden yazıyor kağıt kalem Vazgeçsem bir türlü, yazsam bir türlü Uyumamış dostlar ışığa koşan böcekler misali Ses veriyor sanal alem üstünden Açıklamaya gerek var mı bu saatte dikilmişliği Herkesin sebebi ortak payda da Oldu olacak bir albüm seçmeli şöyle eskilerden Yanına ılık bir bardak sütle gelir uyku belki yeniden Bu saate ne kadar itimat edilirse kelimelere o kadar işte Uyandırmak geçse de içimden kıyamıyorum yine Ah işte düştü içime geçmiş bir Pazar gece yarısı Huzur sallanmıştı da güven aşkın yanında kalmıştı Nelerin sancısı geçmiş dönüp bakınca Her şeye rağmenim hala elleri sevdim sanma Düşüyor göz kapaklarım artık sevginin ağırlığında Uykumu geri ver rüya mı al sevgili Sabahları uzak tutarım gece nöbetlerimden Sımsıkı kaparım açmam gözlerimi yeter ki gitme düşlerimden |
Üç Dilek Tutsak
Bazen yürek yetmez duyguları taşımaya.. Aynı mevsimi yaşıyor olsan, aynı havayı soluyor, aynı yıldıza dilek tutuyor olsan da; Bazen gözdeki ışık yetmez bir aşkı anlatmaya.. ‘’Hiçbir şeyle yola çıkmış olmanın artısı sana zaman içinde her şey olarak dönecek’’ hatırlarsın öğretilmiştik.. Ardımıza alırken takvim yapraklarını, umutları yitirmemenin nedeni, kalp atışlarını durduramazken sakin olmaya çalışmakla aynı.. Öğretilmişler ve öğrenilenler ne kadar hayır dersen de, aynı noktada kesişiyor.. Tek fark; öğrenmek çoğu zaman bedeller ödeyerek oluyor.. Ağustos ayının ortasında açan çiçekler var mıdır dünyanın iklimlerinde..? Ya da haber taşıyan güvercinler okyanuslar üstünde..? Masallardan kaptığımız üç elma ile üç dilek tutsak, çocukluktan kalma masum yüreklerle.. Üç dilek tutsak.. Üç kırmızı elmaya.. Aşk desek adına, sol yanımızdaki çarpıntıya kulak verdiğimizde.. Ve paylaşsak masallara inanan çocuksu sevgilerle... |
Üstelik Hala Koşulsuzca..
İçimin en çok daraldığı zamanda hızır gibi yetişiyorsun hayatıma Sanki bembeyaz bir tuale renk katarcasına boyuyorsun beni Yeni baştan yaratılıyorum adeta aşka şükranla Gözümdeki yaş damlıyor yazdığım kağıda sevinçten zıplayışıyla Sesim titriyor teşekkür ederken dualarımın karşılığına Ruhumun içinde bir rüzgar esiyor ki sorma Karşılık sensin yaşadığım hisse, coşkunluğuma da Bugün de seviyorum seni bütün varlığımla Duraklayıp alışmaya çalışırken ekranda gördüğüm adına Elim gitti geldi tuşlarda, o anda hatırımı sen sordun ya Kaldım, tekrarladım sorunu iyi oluşuma kattıklarınla Beğendiğin fotoğrafta sen vardın her saniyede aklımda Döndüm şöyle bir düşündüm yanımda yoktun o gün oysa Geçmişe gittin belki sende kaybettiklerini anımsayınca Düşündüm de canım neler yaşadık yolumuza koyulan taşların inadına Mucize gibi düştün gün ortasında, gözüme ışıltı verdin ya Bugün emin ol dünden daha çok seviyorum seni, üstelik hala koşulsuzca |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 04:13 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.