![]() |
Feleğin Oyunu
gülmek sıhhattir dedi alaya aldı dünyayı her zaman her yerde her şeye güldü güldü güldü hah hah haa hoh hoh hoo hih hih hii ve öyle bir şey oldu ki bir gün gülemedi yeterince kederinden öldü (mayıs ‘72) Fuat Eriçok |
Feleksen Felekliğini Bil
ne dersin be zalim felek ne dersin ben nerdeyim sen nereye gidersin ne dilerim tutup neler edersin zalim de ne sen ondan bin betersin hasret yokluk ölüm artık yetersin neden şu sabrımı hep test edersin zulmün bitsin taş kalbin insafa ersin senin feleğin de seni yerlere sersin feleksen feleksin sen ne istersin dönmez m’ola acep senin de tersin kalmadı zannetme alacak dersin bir sevgili bul da sana göstersin (temmuz ‘04) Fuat Eriçok |
Felis'li İlkbahar Esintileri
erkek arkadaşlarımla anlaşamıyorum ilkbaharlarda poyraz almayan kuytularda geçmiş günleri arıyorlar dedikodularda ya da ılık güneşe verip yorgun bedenleri ya ellibir oynuyorlar miskin mütevekkil ya seyrediyorlar gelip gidenleri hanımlarsa biraz daha bakımlı ama onlar da erguvan gölgelerinde kahve fallarında oysa benim aklım sahilde etek uçuşturan otuzlu yaşların baygın bakışlı çılgın dullarında ve ezkaza bu arada işe karışırsa his içimde bir yerlerde mırnavlanır bir felis gevrek kösnük müzikli nefis ve parlak tüylü ve yumuşak patili hem yırtıcı hem mûnis bu konuda da ayrı düşüyorum arkadaşlarla kimi kürkünden dertli kimi mırmırından şikayetçi kimi bencilliğinden muzdarip kimi çözemediği gizinden kimiyse burnunda kanayan tırmık izinden “ee beyler” diyorum felis bu biraz durun gözleri zifir karanlıkta projektör kulak desen her decibele duyarlı burnu tüm kokulara ayarlı hakkını vererek yiğidi vurun kolay mı kedi sevmek? bir kedim bile yok diyenlere “benim felis’im var” demek işte çöplüğü eşeliyor uyuz sarman kuyruksuz kirli arap yine fare götürmüş midesi karman çorman sevmek istesen tıslayıp kaçar eve alsan kapı eşiğine dûçar “hayır böyle olmaz” diyorsan canlı.. sıcak.. nazlı.. hazlı “felis” istiyorsan mırmırına tırmığına katlanacaksın yoksa işte böyle hımbıl güzelim kışkırtıcı ilkbahar gününde ellibir oynayacaksın şen şakrak beller küpeli göbekler fırfırlı plili etekler püfürtülü cömert bluzlarda cilveli çiçekler geçecekler gidecekler görmeyeceksin duymayacaksın ve oyundan yorulup sıkılıp arkaya yaslandığında batan güneşe karşı kapatacaksın ruhunun antenlerini gönlünün sesini kısacaksın fıkır fıkır felis kaynasa da çarşı şikayet etmeyecek pişman susacaksın anlayacağınız ey okurlar artık böyle oldu ilkbaharlar erkek arkadaşlarımla hiç mi hiç anlaşamıyorum hanım yaşıtlarım bu konuda daha müsamahakarlar ama ne yazık kafaları kalkmaz okey masasından beni çığlıklandıran bu doğa yasasından nasip almamışcasına şaşkın bakarlar (25 nisan ’07) Fuat Eriçok |
Felis'siz Hissiz
önce bir kaç satır yazı sonra bir kaç cümle söz ve de resimle geldi çok güzeldi yüreğimde sıcak bir heyecan kıpır kıpır arzu hoşluk oluştu buluştuk tanıştık uzun kirpiklerin arasından simsiyah bakan munis bir kediye benziyordu bedeni yırtıcı bir pantere bir anda karıştık kana ve tere doymadı doymadım kaç kere kaç kere başımı döndüren sarhoşluk oluştu uzun uzun konuştuk sonra mazinin labirentlerinde kapılar açıldı birer birer yeniler eskiler işler aileler sevgililer bazen anlıyordum bazen şaşıyordum müphem zihinsel şüpheler susup düşünmeler loşluk oluştu mecburiydi ayrılık merakla istemiştim benimsemiştim bir süre yazıştık ara sıra konuştuk ama işte zordu olmuyordu biliyordum biliyordu bitti aşk içimde koskoca boşluk oluştu (temmuz '06) Fuat Eriçok |
Felis
mesajlarla tanışmıştık telefonla konuştuk şiirlerle bezeyerek büyüttük bir sevdayı sarhoş gibi geçip gitti hayatın bir kaç ayı tanışmadan buluşmadan öpüşmeden alıştık bir felis angoriencis oluştu sözlerimden büyülü bir sihir gibi kuşatarak ruhumu sanki gerçek gibiydi o tanrım yoksa aşk bu mu? bütün dünya felis oldu bakınca gözlerimden sen sanıysan hayat yalan gerçeğin içi bom boş sevgi rüya aşk hikaye yaşam tümden bir masal tüm duygular gerçek dışı ne var evrende asal? güneş bile söndü sanki hem soğuk hem de pek loş bir mesajın gel bana der bir mesajın terkeder ışık saçan gözlerini gölgeler kirpiklerin hem aşka çağırır sesin kösnüyle yanar derin hem de kuşatmış ruhunu garip derin bir keder madem ki sızlıyor kalbim girip çıktın bu kesin kokun bedenimde taze sesin kulaklarımda nabzın parmağımda canlı tadın dudaklarımda hâlâ mır mır mırıldıyor göğsümde gül nefesin belki yoksun belki yalnız kendimi aldattım ben belki yalnız ve boş kalbim seni benden yarattı kışın kasvetinden bıkıp ruhuma bahar kattı madem öyle içimdeki bu kayıp hali neden? neden çöle döndü kalbim? neden ıslak gözlerim? neden aklım telefonda? neden hep mesaj bekler? kuş sesleri nerelerde? ne oldu kelebekler? neden sahil böyle ıssız? neyi bekler özlerim? nasıl girdin hayatıma yaşatarak bunca his? kâh üzüp kâh kıskandırıp ağlatıp güldürerek gece gündüz ta be sabah seninle attı yürek hayal miydin rüya mıydın sanrı mıydın sen Felis? (temmuz '06) Fuat Eriçok |
Felis Domesticus Angoriencis
geldi şiirimi didikledi yorum ekledi yanıt bekledi bir orada bir burada döndü durdu çevremde sarıldı süründü patikledi bahar yeli gibiydi tenimi ipekledi sana aşık oluyorum dedi aklımı yedi uzun bembeyaz tüylü bir kedi ben bütün kedileri severdim de bu flörtöz fettan geldi kendi kendine çoklu yaklaşımımı tekledi bir gözü mavi miydi ne kesinlikle eminim dişi bu yaşta açacak başıma işi beni açmazlara itekledi (nisan ‘06) Fuat Eriçok |
Felsefe Alarga
televizyon giren eve felsefe girmez kurtlar vadisi nin izlendiği ortamda kant goethe nietzsche marx çekilmez (mart '06) Fuat Eriçok |
Felsefik
en güzeli çocukluk yaşam renkli.. rahat giderek kısalan pantolon küçülen ceket gün gün değişen beden sonra ağır ağır kurulur hayat kat kat.. kolon üstüne kolon bitimsiz hareket her şey hep yeniden yeniden fakat bir gün birdenbire heyhat patlar balon! gizeme yolcu bir minik paket öyleyse tüm bu hay huy neden? ölüm durağan istirahat biten film.. susan ses.. son! birkaç işlevsiz kemik ve çürüyen et! nerde o duygular.. ağlatan.. güldüren? ya devamı? kuramsal boş kanaat! söylenceye dayalı illüzyon! tapusuz mülkiyet! hiçbir belirti yok ki söylenen öteden! ve bilinç! edemiyor beraat! yetersiz vizyon.. kanıtsız kemiyet! kaynak belirsiz.. nedir.. nereden? ez cümle yaşanan cümbür cemaat amacı tanımsız misyon.. nedensiz bir ömürlük eziyet ve o cevapsızlık deli eden ve ben.. ve sen.. ve tüm börtü böcek ve durmadan döndüğünü sandığımız kâinat mavi deniz ve yemyeşil balkon.. neyle sınırlı olduğunu bilmediğim aidiyet! ve düşünüp durmak yeniden.. yeniden.. yeniden.. (10 mayıs ’07) Fuat Eriçok |
Fener'li Tümer
ne demişti beşiktaş kaptanı tümer türkiye cumhuriyeti'nde başka takımda oynamam nerede oynayacak şimdi fenerbahçe cumhuriyeti'nde kınayamazsınız tümer'i adam sözünün eri (mayıs ’06) Fuat Eriçok |
Ferrarini Satma Şiir Yaz
balon plastik bir torba üflersin üflersin üfler pat en zayıf yerinden patlar tıpkı böyledir beynimizde kılcal damarlar kan sıçrayınca sinirden - ki bu ülkede saatte bir mutlaka - zayıf olan damar isyan eder baskıya yarılıverir ortasından rahatlar ben şiirle korunuyorum bundan sayfalara aktarıp kafamdaki basıncı paylaştıkça azalıyor sancı tavsiye ederim ne bir ilaç etkili böylesi ne okunup üflenmiş otlar he vallahi he billahi ne damar yarılır ne balon yeşil kırlara dönüşür evdeki salon kelebekler pır pır cıvıl cıvıl kuşlar keçiler zıpır serbestçe dolanır yılkılık atlar hiç birinin umurunda değil kovboy bush şaşkın fransa fenerbahçe filan konuşulmaz galatasaray’ın hâli neyi yapamıyorlar tartışılmaz emniyet müdürü vali armalı çorap giymiş milli eğitim bakanı maliye nasıl da tutmuş yakanı dert etmezler hepsi de mutlu mesut otlar belediye çukuruna düşebilir veya açlıktan ölebilir bir şair fakat tansiyondan asla şiir sağaltır sıkıntıyı dar alanda kısa pasla doktoru psikoloğu büyücüyü cinciyi falı hocayı ikiye katlar (19 ekim ’06) Fuat Eriçok |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 02:16 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.