www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Melih Coşkun (https://www.cakal.net/showthread.php?t=133333)

GooD aNd EvıL 08-14-2008 02:23 PM

Geçti Günler

Geçti günler
Bir dilim daha eksildi hayat pastasından.
Her son başka bir başlangıcı getirir diye bilirdik.
Sonun başlangıcı da olabiliyormuş oysa her başlangıç.
Bazen öyle anlamsız geliyor ki tüm yaşanılanlar
Ufak sevinçleri ve tarif edilemeyen kederleri hayatın.
Yani hayatın yazılamayan kısmı.
Aşklarımızdan ve acılarımızdan ibaret sanırdık hayatı.
Ama hiç düşünmezdik
Bizden daha çok acı çekenlerin olabileceğini
Oysa biz değildik sadece sıcaktan bunalan
Yağmurda sırılsıklam kalan ve üşüyen.
Sadece biz değildik
Çılgınca seven ve karşılık bulamayan sevgisine.

Acılarından da mutluluklar çıkartmayı bilmeli insan
Yalnızlığın sanıldığı kadar kötü olmadığını anlamalı bazı zamanlarda
Nasıl yazılırdı dilinden düşürmediğin
O ayrılığı anlatan şarkı
Baştan sona ezbere bildiğin
Ve okuduğunda ağladığın şiir nasıl yazılırdı.
“Acılar tohumlarıdır şiirlerimizin” demiştim ya sana bir seferinde.
Öyle ki
Hiçbir zaman pişman olmadım yaşadığıma
Acıları da, mutlulukları da...

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 08-14-2008 02:24 PM

Gel ki Adını Değiştirelim Kışın

Gel ki
Adını değiştirelim kışın
Binlerce kızıl çiçek açsın
Beyaza boyanmış dağlar ardında

Kışın da başlayabilen hayatlar keşfedelim
Hiç yürek değmemiş aşklar bulalım
Güneşin solgun bakışlarında
Gelecek baharı hatırlatalım
Donmuş parmaklarına inat
Gülümsemesini hiç yitirmemiş çocuklarına

Gel ki
Adını değiştirelim kışın
Kardan evler yapalım
Yuvasız kuşlara...

2005

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 08-14-2008 02:24 PM

Geleceğimiz? ! : (...

Geleceğimiz bir soru işareti
Üzgün yüzümüzde ağlar bütün ünlemler.
Ve vazgemiş üst üste iki noktalar
Davranışlarımızın sebeplerini açıklamaktan.
Oysa şimdi her keder
Bir harfe karşılık geliyor
Yada biz şiir yazmayı öğreniyoruz zamanla…

Artık hiçbir paragrafa sığmıyor
Şu bitmeyen kederimiz.
Giriş bölümü hiç yazılamadığı için
Kavruk kalmış çocukluklar gibi
Büküyor boynunu
Ömür boyu unutulmaya mahkum edilmiş bütün aşklar.
Oysa şahidi değil miydi üç nokta
Sonsuza dek bitmeyecek olan sevdalarımızın.

Şimdi küçük puntolarla
Yazım hatasıdır kaderimiz
Gazetelerin üçüncü sayfalarında.
Ama ne olursa olsun
Umut da saklı o satırların arasında
Ne uzak dağların ardında
Ne de deniz aşırı diyarlarda
Umut;
Sadece senin olduğun yerde.

Bundan sonra sadece sevincimi anlatacak ünlemler
Aşkın tanımını yapacak yeni baştan
Üstüste duran iki noktalar.
Çok uzaklardan gelen bir kartpostalda
Neler yazdığını merak edecekler yalnızca soru işaretleri
Ve en büyük şahidi olacak üç nokta
Seni nasıl sevdiğimin…

2005

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 08-14-2008 02:25 PM

Gençliğim

80 sonrasının çocuklarındanım ben
Yaşamadım o günlerin acısını
Tamamen özgürüm diyemesem de
Yatmadım hiç zindanda
Hiç dayak yemedim öldüresiye
Sabahlamadım sorgularda
Dayanmadı alnıma bir on dörtlü
Kurşunlanmadım Beyazıt Meydanında
Ama tanıdım hayatımın baharında,
Ben dünyaya gelirken tükenen çocukları
Hüznünü saldılar yüreğime o günlerin
Onlar öğretti bana fedakarlığı
Dimdik durmayı ayakta haksızlığa karşı
Onlar öğretti bana şiir okurken ağlamayı
Ve onlardan kaldı yüreğimdeki derin uçurum duygusu
Her kalleşlikte biraz daha sıktım dişlerimi
Her susuşumda utandım varlığımdan
Sevdim imkansızın peşine düşmeyi
Sevdim yüreğim kan ağlasa da
Yine de yaşamayı
İnadına yaşamayı...

28.06.2002
00.29

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 08-14-2008 02:25 PM

Gerçek Aşk Kavganın İçinde Başlar

Gerçek aşk kavganın içinde başlar
Karanlık çöker
Pusuya düşer yüreğin
Bir çift göz düşer birden aklına
Gülümseyişlerdeki gamzelerde çukurlaşırken hayat
Yaşayacak bir sebep yaratırsın kendine...

Gerçek aşk kavganın içinde başlar
Kar altında üşürken ellerin
Birden ılık bir bahar akşamı çöker göğüne
Yarin saçları bayrak olur dalgalanır
Rüzgar olasın gelir...

12 Ocak 2003
23: 42

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 08-14-2008 02:25 PM

Gerçek Destanlar Yaratılmaz

Gerçek destanlar yaratılmaz asla
Yaşanır nefes nefes
Yürünür adım adım
Kandır akan damarlarımdan
Mürekkep değil kalemimden boşalan
Hikayesidir künyesi dağlarda kalmış çocuklarının
Umududur yavrusunu bekleyen analarının
Doğarken ölen bir çocuğun hiç duyulmayan çığlığıdır umut.
Tükense de çoğalır yeniden ufacık bir kıvılcımla.

Gerçek destanlar yaratılmaz asla
Dağlar şahittir yalnızca
Bilmez ışıklı şehirler,
Bilmez duman altı kahvehaneler,
Kalabalık caddeler.
Gül değildir göğsümüzde çiçek çiçek açan
Dağlar şahittir yalnızca
Künyesi doruklarında kalmış çocuklarına…

05.01.2005
Şırnak

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 08-14-2008 02:25 PM

Gerçek Dost

Gerçek dost
Dünyanın çamuruna bulansa da ellerin
Bütün içtenliğiyle tutabilendir
Sana gözleriyle değil
Yüreğiyle bakabilendir

Ve bir gün zindanlar
Kıtalar
Dünyalar girse de araya
Adını andığında gözleri dolabilendir

Yiten eski bir dostun yüzünde
Senin hiç bilmediğin bakışın kalır
Beraber söylediğin şarkı ağlar
Dost ağlar...

Gerçek dost gurbeti sıla yapandır
Ve seni sen yapan...

(Tanımak istiyorsan eğer dostunu
Ona bir sırrını söyle
Sırrın sır kaldığı kadardır dostluk)

20 Şubat 2003
21: 52

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 08-14-2008 02:25 PM

Gereği Yoktur Rüzgara Direnmenin

Sana kendin olduğumu hatırlatan
Bütün her şeyi unutturmaya başlamışsa hayat
Vazgeçmek günü gelmiştir artık bir şeylerden

Seni sen yapan tüm heyecanlar
Dinlemekten sıkıldığın eski bir şarkı gibi geliyorsa kulağına
Akıntıya karşı kulaç atmanın da faydası kalmamıştır artık

Bırak kendini rüzgarın esintisine
Bir bildiği vardır elbet gökyüzünün

Ne kadar geçti
Boğazının son düğümlenmesinden
Hangi sayfalarda kaldı
Dişlerini sıkarak yazdığın son şiir

Aslında gitmeler
Böyle zamanlar içindir
Çünkü yaşanacak bir şey kalmamıştır
Tutunacak bir acın kalmamıştır sessiz akşamlarında
Öyleyse yeniden başlamanın vakti gelip geçmiştir çoktan

Hele birde
Dallarını zamansız esen fırtınalar gibi kıran o sevda,
O umutsuzluk bile uzak bir mevsim gibiyse artık sana
Gereği yoktur rüzgara direnmenin...

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 08-14-2008 02:25 PM

Geri Geldi Hüzün Mevsimim

Geri geldi hüzün mevsimim
Beyazın siyaha meydan okuduğu aşk ayazı
Dar çerçeveli camlarına soluğumun buğusuyla yazılmış yazı
Her tanesi etime
Yüreğime işleyen kar beyazı

Şiir tadında geçip gitmek var bu sulardan
Dört yanı beyaza sarmalanmış
Yedi tepeli bir şehrin ortasından

Ömrüm ufukta kaybolan bir vapur bacası
Hiç dönmemek ihtimalide var artık bu limana
Koskoca bir sayfayı
Hiç yazılmamışçasına yırtıp atmak defterinden
Hiç yaşamamış gibi
Kopup gitmek bir şehirden

Geri geldi hüzün mevsimim
İçimde hep aynı aşkın ayazı
Kader diye alnımıza yazdıkları kahpe yazı...

2004

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 08-14-2008 02:25 PM

Gezintiye Çıktım Bu Sabah Gökyüzünde

Gezintiye çıktım bu sabah gökyüzünde
Haylaz bir çocuğun çizdiği resimdi sanki
Yeryüzü
Bin beşyüz metrede

Bir vapur yarıyordu suları Marmara’da
Kız kulesi gözünü kırpmadan
Ona bakıyordu...
Martılar koşuyordu gökyüzünde
Vapurla yarışırcasına.
Birkaç mil açıkta bir balıkçı
Bitmeyen kederini takıyordu oltasının ucuna.
Hayatın selamını esirgediği orta yaşlı bir kadın
Yalnızlığını satıyordu Karaköy’ün
En yüksek kaldırımında.

Tarlabaşı’nda esmer yürekli bir çocuk
Çöpleri karıştırırken bulduğu
Tek tekerleği kalmış
Oyuncak bir arabayla oynuyordu
Tanrı’nın ona gönderdiği
Doğum günü hediyesi sanarak.

İstiklal’de
Yılların yükünü
Yorgun omuzlarında taşıyan yaşlı bir adam
Bir kapı eşiğinde
Hıçkırarak ağlıyordu
Açlığından değil
Otuz yıl terinin son damlasına kadar çalışıp
Yine de kuru bir ekmeğe yetecek parası olmadığından...

Gezintiye çıktım bu sabah gökyüzünde
Haylaz bir çocuğun çizdiği resimdi İstanbul
Bin beş yüz metrede
Anladım
Bulutların sonbaharda
Neden bu kadar çok ağladıklarını.....................!

2005

Melih Coşkun


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 04:06 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.