![]() |
Merhaba!
doğan gün dalucları tomurcuklar dağların esen rüzgarı sıvırcık kuşlarının sevinci bahar güneşe koşan çocuklar bahardalım merhaba ! Merhaba ! sevgi düşüm utangaç gülüşüm ilk yaşam çığlığı gelin duvağı türkü tadındaki yaşam yürekteki sevda, gözlerdeki ışıltı dudaktaki şarkı, özlemi çekilen yarınlar İçerdekiler dışardakiler hasreti kanayan dostlar merhaba ! Merhaba ! ağaçta göveren dal güllerin güne gülüşü yerdeki çiy, gökteki ay yağmurun çimlere dökülüşü sa |
Gitme
figan düşer denizlere sular çekilir yağmur yağmaz vahalardan kirpiklerime bir rüzgar hıçkırır tenhada, bir dal kırılır boynunu büker sabah kervanları kelebekler ölür gitme bir yıldız küser göğüne, içini çeker bir çocuk şaşırır yönünü rüzgarlar bütün pınarların suyu çekilir solar nazlı çiçekleri kalbimin, üzülürüm gitme öksüz kalır içimdeki imge dağları saçlarını öpen seher yeli, çoban yıldızı bir daha turnalar geçmez, bülbüller ötmez çiçekler açmaz bahçemde |
Bir mavi denizdeyiz şimdi seninle
ak bir martı gibi umut ve sevinç yüklü gemimiz mutluluk rüzgarları vuruyor yelkenlerimize pupa yelken yol alıyoruz sabaha güneşli günlere çıkıyoruz mavi *******e seninle güzelliklerin el değmemiş ormanlarındayız düşlenmemiş renklerin çılgınlığı var bakışlarımızda kulaklarımıza binlerce kuş sesi dökülüyor şiir cıvıltıları üşüşüyor saçlarımıza sevgi çelenkleri örüyor zaman içimizdeki ışıltılardan türkülerle beslenerek, bir çiçek büyüy |
Gidiyorum
bütün acılarımı vurup sırtıma umutları bırakıp başucuna ıtırları, menekşeleri, kırgüllerini bırakıp şiirlerimi sarıp bohçama yüreğimin yangınına gidiyorum hoşca kal usulboylum, güzel gözlüm hoşca kal gidiyorum gözyaşlarımı papatya diye saçlarına takıp yüreğimdeki yağmurlarla bir ırmağa akmaya gidiyorum içimde yeşerttiğim tüm çimenler sana kalsın sana kalsın baharçiğdemleri, kırgelincikleri, kırkkanatlılar gülleri sana bırakıp dikenlere gidiyorum gidiyoru |
Aşk Olur Adı
Sen! Ey yalnızlığımın adı, sevdanın adresi, sonsuz ahı hasretimin. Tükenmeyen hülyalarımın sahibi dili suzan. Benim bitmeyen yanlızlığım, yanlızlığımın bitmeyen umutışığı. Ruhumun sahibi, yüreğimin canyoldaşı dilruba. Beni diyar diyar süren gurbet ellere, seyyah edip gezdiren, hasretini çektiren ölümüne... Sonsuz acılara gark edip kanlı yaşlar döktüren gözlerimden... Gözlerindeki aşka mahkum kılan ve azat etmeyen bir ömür... çıkıp gitme zamanı şimdi yin |
Sen bir nazlı gül olaydın
dalına yaprak olurdum canına can verirdim acına toprak olurdum sen bir damla yaş olaydın başına bulut olurdum düştüğün denizlerden her damlanı bulurdum sen bir türkü olaydın kıskanırdım rüzgarlardan kalbime koyardım sesini yalnızca ben duyardım tual olaydın fırçalarıma sevginin rengine boyardım ne okşardım saçını ne öpmeye kıyardım ne elveda eder ne görmeye doyardım sen de sevseydin beni başımın üstüne gezdirirdim kalbimin içine k |
Erişilmez bir uçurumun kıyısında,
senden başka kimsenin farkında olmadığı bembeyaz bir çiçektim ben. Sen ise, dört mevsim özlemini çektiğim yağmur. Üstüme yağışını severdim, yapraklarımdan aşağı akışını, her damlanı içime çekişimi severdim. Bedenimde seni hissedişimi. Her damlan alıp götürürdü beni Yıllar sonra şimdi yine bekliyorum seni, bir umutla. Ama artık azalan hatta tükenen bir umutla... Ömrümün bütün dilimlerine kar yağıyor şimdi. Kar da beyaz ama ben yine de direni |
Ömrümden ömür verdim birlikte olalım diye.
Gönlümden sevgi verdim gönülden sevesin diye, Aşkımdan ümit verdim hayırsız çıkmayasın diye, Ziyan oldu bak ömrüm senin yolunda. Uğruna döktüğüm her damla yaş için, Aşkına tükettiğim her neves için, Harcanan günlerimin bedeli için Senden hesap soracam mahşer gününde. |
Kapımızda nöbet tutuyor ölüm
Diyecektim ki gülüm; Mevsim hazan mevsimi, mevsim gözyaşı mevsimi... Mevsim ayrılık mevsimi. Tarifsiz bir hüznün sarmalındayız. Anlatılması zor, ifadesi güç. Fikirler tel tel, şehra şehra düşünceler, duygular buruk buruk.... Bir yanı bahardır kıyılarımızın bir yanı cehennem. Durmadan gözyaşı dökülüyor yüreğimizin üstüne. Acıdan, ayrılıktan haritalar ekleniyor alnımızın çizgilerine... Sararan yapraklar tutunamıyor artık dallarda gülüm! |
Karlı bir akşamdı ankara'da;
Son kez elele yürümüştük, Bitmesin istediğimiz yola. Kısacık beraberliğimizin bütün anılarını sığdırmıştık. Yazarsın bana demiştin. Bende yazarım sana sık sık. Ağlıyordum.... Sen görmeyesin diye kaldırmıyordum başımı. Elimi daha sıkı tuttun, Anlıyordun.... Bu ayrılığa dayanmıyordu kalbim, Öğrettiğim çiçek adlarını unutma dedin, Kelebekleri kitap arasında kurutma, Sık sık fotoğraf çektir, yolla bana, Kitaplarım sana emanet, İncitme kimsey |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:55 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.