![]() |
Gözümü Diktiğim Yer
Gözümü dikip kaldığım yerdedir hayallerim Kimi zaman bir meydandadır Bir delikanlının gür sesiyle haykırdığı, Kimi zaman bir dağ başındadır Özgürce söylendiği türkülerin Gözümü dikip kaldığım yerde kavgam var, Sevdam var bir kuş tüyü gibi yumuşacık... 19.06.2002 23: 52 Melih Coşkun |
Gülüşüm Gözyaşıma Karıştı
Gülüşüm gözyaşıma karıştı. Hiç aklıma gelmezdi böyle olacağım. Karalandı bütün boş kağıtlar Dindi tahta kapının gıcırtısı Demiştim ya “Belki gelirim ilkbahara”diye Döndüm işte Ardımda bırakarak Bütün o esmer çocuk gülümseyişlerini Ranzama yazdığım o dörtlüğü Gülüşüm gözyaşıma karıştı Hiç aklıma gelmezdi böyle olacağım Ardımda bıraktım Bütün yeşillerini ömrümün Ve hasretin üç beş nöbetlerini Bir şehri sevebilir insan Onu o şehre bağlayan hiçbir şey olmasa da Hatta o şehirde hiçbir şey olmasa da Bir şehri sevebilir insan. Sırf şiir yazdığı için havasını soluyarak Kafasını koyacağı yastığı Ve bir parça ekmeği bulabildiği için akşamlarında. Ben bu şehri en çok Hasreti sevdirdiği için sevmiştim ben. Nasıl unuturum Soludum bir kere Barut kokusunu gökyüzünde Gördüm acılarını ve korkularını Esmer yüzlü insanlarımın. Ve nasıl unuturum seni Kavgamı gözlerinin aleviyle yakmışım ben Senin için yazmışım O en uzakların hasret şiirlerini. Gülüşüm gözyaşıma karıştı Hiç aklıma gelmezdi böyle olacağım. Hakkınızı helal edin dostlar Bahar geldi işte... (Şafak Doğan Güneş-Son asker türküsü) Melih Coşkun |
Gülüyorsam Bugün
Gülüyorsam bugün Mutlu olduğumdan değildir Bu gülüş acılara inat Avazım çıktığı kadar bağırıyorsam bugün Dişlerimi sıkıp, Daha sert vuruyorsam ayaklarımı yere Bu haykırış İsyandır uzayıp giden suskunluğa, Bakışlarımın duvarlarına bir çivi gibi Çakıldığı odam şahittir Şu kalabalık içindeki yalnızlığıma Öfkem geçen zamana belki Belki de kendime kızıyorum sadece Bütün umutlarım Sadece umut olarak mı kalacak Diyorum kendi kendime Gerçek olur mu bir gün inandıklarım Tek korkum ise umutsuz kalmak bu dünyada Tükenen her umut Nemli toprağa indirilmiş çıplak bir bedendir. 1 Kasım 2002 22: 17 |
Gün Gelecek
Gün gelecek Hesap soracak sana Yarısında bıraktığın kitap Yürümediğin yol Dudaklarını bükecek Yazıp bitiremediğin şiir, Ruhları dolaşacak odanın içinde Kağıttan silip attığın kelimelerin, Transit geçen bir yolcusuyuz bu yolun En güzel yıllarını duraklamadan geçen, Yıllar arası ekspres bir trenin camlarından Akıp giden koskoca bir dünya... (Yada sensin akıp giden farkında olmadan) Hesap soracak sana bir gün Uçurumlara yuvarlanırken Uzanıp tutamadığın el Zaman adım adım gelecek peşinden İçi boş bırakılmış Her dakikasıyla Her saatiyle, Her günüyle, Yapışacak yakana, Kalbin hesabını soracak bir gün Öpülmemiş her gülüşün Söylenmemiş her sözün Tutulmamış sıcak bir elin Ve pişmanlık bir zincir olup uzayıp gitmişse ömründe Zamanın olmayacak Bunca yaşanmamışlığın hesabını vermeye... 22 Ocak 2003 01: 04 Melih Coşkun |
Gün Oldu Kendi Yüzümü Tanıyamadım
Gün oldu Kendi yüzümü tanıyamadım aynada Buruk sevinçlerim oldu, Hüzünlerim oldu İnce bir gülümseme vardı yüzümün kıyısında Gün oldu kırdım dostlarımı Ve dostlarım kırdılar beni çoğunlukla Utandığımda oldu soluduğum havadan Gurur duyduğumda insan oluşumdan Daha çok parçalandım kırdıklarımdan Onarmak için onları yeniden Gün oldu Hasret çektim, Sevdim ölesiye, Sevilmememe rağmen Şiirler yazdım aşkı ve hürriyeti anlatan Farkettim konuşurken sustuklarımı Bağıra bağıra yazabildiğimi, Sevmenin yaşamak demek olduğunu Ve yaşamaktan daha mühim bir iş olmadığını yeryüzünde... 29.04.2004 ŞIRNAK-MİLLİ Melih Coşkun |
Güneş Selamını Salıyor Geceme
Güneş selamını salıyor geceme Dolunayın kederli yüzüyle Denizin karanlık yüzünde Altın bir köprüdür Ufka uzanan ay ışığı Son bir umuttur artık çaresizliğime Bir kıvılcımdır umudu alevlendirecek Yazdın şairim, Yazdın bütün güzellikleri ******* boyu Paslı bir balkon demirinin ardında Gökyüzünün dağlara güldüğü O büyük boşluğa bakarken Bembeyaz düşünü kurduğun ne varsa Gerçek olur diye bir gün Yaşamak günüdür artık Mekanı değişse de kederin Sökülmüş olsa da yerinden Kapaklarına şiirler yazdığın dolap Yazıldı bir kere hikayesi Budur işte hiç değişmeyecek olan Kanamasa da artık o yara Ay selamını salmayacak olsa da geceme Yazıldı o akşamlar hiç silinmemecesine Ve hiçbir şey değiştiremeyecek Soğuk bir kış akşamı Sonsuz siyahın koynuna savrulanı Kurumaz artık o gözyaşı Ilıklığı yüreğinden taşmışsa gözbebeklerine... Melih Coşkun Melih Coşkun |
Güneşi Getiremem Ayaklarına
Güneşi getiremem ayaklarına Ama anlatabilirim sana, Nasıl ısıttığını Buz tutmuş sabahlarımı Sana öğretemem aşık olmayı Ama hiçbir karşılık beklemeden sevebilirim seni Hem de bedenimde hiç kapanmayacak bir yara olduğunu bildiğim halde... Anlatamam sana nasıl ağlanır bir türküye gece boyu Anlamazsın belki Anlatsam da... Melih Coşkun |
Güzel Atlar Diyarından Geçiyorum
Güzel atlar diyarından geçiyorum Başı beyaz köpüklü dağlar arasından. Otobüsümün penceresinde Oyuncak bir şehir Hani o “çocukluk günleri”nden kalma Yaşanmamışlığımın üzerine ekliyorum Görmediğim her bir köşesini memleketimin Yeniden seviyorum annemin gülümseyen yüzünü Bir türkü akıyor içerime Yüreğimin aralık kalan kapısından Hasan Dağı’nın kar kokulu rüzgarından. Yaşamadan anlıyorum Bir kardeş için yanmanın kederini Yaşamadan ağlıyorum... Yaşanmamışlığımın üzerine ekliyorum Tanımadan sevebildiğim her insanın yüzünü Daha da güzelleşiyor annemin yüzü gençlik resimlerinde Ona benzemeli diyorum Başımı omzuna yaslayıp ağlayabileceğim tek kadın Güzel atlar diyarından geçiyorum Soluğumda binlerce yılın sarhoşluğu... |
Güzelliğe Dair Ne Varsa
Paylaşılmış dünyada güzelliğe dair ne varsa Bugün bize hüzün kalır Bugün bize pişmanlık Bugün yitik devrimlerin acısı kalır Sevmeyi bile çok görürler bugün bize Dokunulmamış Bir kar tanesi gibi beyaz sevmeleri Çok görürler bu koca yüreklere Ama umutlarımızı bırakmayacağız onlara Saklayacağız zulamızda Toprağın altına gömeceğiz Yarın gün doğmadan sulayacağız toprağı Güneşle birlikte yaracak toprağı Yükselecek hızla göğe Hafiften bir tebessüm başlayacak o zaman yüzlerde Yürekteki zincirler parçalanacak O gün gelecek Artık sadece sevinçten ağlayacağız Şarkılar söyleyeceğiz meydanlarda yüz binlerle Şiirler okuyacağız bağırarak Sabahlara kadar koşacağız Güneşin doğduğu yere doğru Özgür olacağız o gün... 06.07.2002 23: 48 Melih Coşkun |
Güzelliğin Bir Sigaranın İlk Nefesidir
Güzelliğin Bir sigaranın ilk nefesi gibidir Heyecanla çekersin içine Başı döndürür Gittikçe tükenir Tükenir ve biter sonunda Geriye sararan resimler kalır geçmişten Resimlerin bile yaşlanır Gülüşün eskir Gün gelir Yaprağın yeşilini kıskanırsın Çünkü sen çoktan sararmışsındır Denizdeki dalgayı kıskanırsın Çoktan durulmuştur heyecanın Resimlerde kalmıştır o gülümsemeler Yalancı baharlarda yeşeren ağaçların İlk yağmurda dökülen çiçekleri gibidir güzelliğin Bir çığın düşüşü gibidir zaman Yaşanmamış ne varsa ardına takarak Düşer büyük bir hızla bilinmeyenin boşluğuna... 23 Aralık 2002 00: 01 Melih Coşkun |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 11:30 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.