![]() |
Tefrikaya Düşmeyelim
Birlikte rahmetler vardır: Gelin birleşelim dostlar. Düşmeyelim tefrikaya; Çok büyük yaralar açar. Milli şair Akif derki: Tefrikaya düşmeyiniz. Anadolu insanları: Her ortamda birleşiniz. Tefrika girerse millete: Çöküş olur memlekette. Kimseyi itmeden öte. Yönelelim hep hedefe. Binlerce yıldır burada: Kardeş gibi yaşadık biz. Fitne tohumu ekene: Nasıl müsade ederiz? .. Ne demektir Kürt ile Laz? Kimdir Gürcü vede Abhaz? Bölücüler hain, yobaz. Hiç birine inanılmaz... Lazı, kürdü ve abhazı, Daha vardır onlarcası. Hepsin vatan çimentosu. Hepsinin adem babası. Kimine Türk kimine kürt: Deyip fitne saçıyorlar! . Hiç durmadan dış hainler: Düşmanlık körükluyorlar. Vurdurmak istiyor bunlar: Kardeşleri, kardeşlere. Başarırlar (!) ise şayet: Konacaklar servetlere. Alevi, sünni diyorlar, Çerkez, süryanı diyorlar: Fitne tohumu ekerek: Bizi bölmek istiyorlar. Ali Sandıkçıoğlu |
Terk Edilmiş bizim Eller
Bakıyorum köyümüze, Eskilerden hiç kimse yok. Cami cemaatsız kaldı. Okulunda öğrenci yok. Nerde o eski insanlar? Hani analar, babalar? Bülbül güle fiğan eyler. Ğariplendi bütün köyler. Hani dedeler, nineler? Nerde ninni söyleyenler? Duman tutmuyor bacalar.. Terk edilmiş bizim eller... Okulda okuyan gençler, Ğurbet yoluna düştüler. Köyü bırakıp gittiler: Viraneye benzer köyler. Ezan okununca dinler; Dağlar ile hemde taşlar. Ecdad mezarında ağlar; Unutulduk diye bizler.. Nerde coşkulu bayramlar? Hani acıklı sohbetler? Mihrap ile minber ağlar: Cemaatsız kaldık diye... Hele kabirlerin hali, Üzer bakan insanları. Ölü mezarında ağlar: Zıyaretçim yoktur diye.. İşte böyledir Ali: Bügün köylerin hali. Parayı, pulu. bulan: Unuttu hep köyleri... 27.03.2007 Almanya Ali Sandıkçıoğlu |
Tevazuu Bırakma Sen
Kibr edenin düşmanıdır; Alemleri var eyleyen. Yalandan öne eğilen: İnsanlara aldanma sen. Tevazuu bırakma hiç. Yoksa olursun sende hiç. Bir olsun dışınla, iç. Varacaksın huzura sen. Bügün yanan lambaların: Birgün gelir sönüverir. Tevazudur değer verir. Tevazuu bırakma sen. Ali Sandıkçıoğlu |
Tevbe Edip Hakka Yönel
Doğru yoldan çıkan kişi, Tevbe edip hakka yönel. Bırak artık kirli işi, Tevbe edip hakka yönel. Koşma günahlar peşinden, Sabahları kalk erkenden. Rızkını iste Rabbinden, Tevbe edip hakka yönel. Ğaflete dalıp durmadan, Akşam kafayı bulmadan, Ömür sermayen bitmeden, Tevbe edip hakka yönel. Gitme şeytanın peşine, Uyma artık kör nefsine, Uyan artık gel kendine. Tevbe edip hakka yönel. Gençlik elinden uçmadan, Ruhun bedenden çıkmadan, Gören gözler kapanmadan, Tevbe edip hakka yönel. Ey Allahın ası kulu! Düşün artık sen sonunu. Kaldır mevlaya elini, Tevbe edip hakka yönel. Hala haramdamı elin? Niçin dinlemzsin Rabbin? Nurlansın istersen Kabrin: Teve edip hakka yönel. Rabbinin rehmeti sonsuz, Nimetleri var sayısız. Fırsatın var iken henüz, Tevbe edip hakka yönel. Yeter boşuna gezdiğin, Gel çevir kıbleye yüzün, Tamam eyle gel kulluğun, Tevbe edip hakka yönel Ali Sandıkçıoğlu |
Torunum Bedirhan'ın Doğumu
On aralık Çarşamba; Telefonum zil çaldı. Arayan Zinnet idi: Bediri müjdeledi. Torunlarım beş idi: Bedirle altı oldu. İnanınız ğurbette: Gözüm yaşlarla doldu. Üçyüz onüç sahabı, Bedirde kahramandı. Bedirhanle torunlar: Yarım düzine oldu. Sayalım isimleri: Yeniden baştan sona. Mevlam hayırlar versin: Biricik Bedirhana.. Emre ilk muradımız: İlk açılan gülümüz. Güzel yüzlü Emirhan. İkinci torunumuz.. Derken geldide Ufuk: Akabindede Enes. Pamuk prenses gibi: Beşinci torun Zeynep. Sevindi hep çocuklar. Hem Emine, hem İrfan. Hoş geldin aramıza: Küçük beyim Bedirhan. İsmin gelir Bedirden. Yakındır Medineye. Hayırlı kılsın seni, Rabbim bizim aileye. Emre der “ büyük baba:” Çok tatlıdır Bedirhan. Zor olsada ayrılık: Dayan ey Alim dayan. Bizler göçüp gideriz: Sıra gelecek size. Hiç bir zaman ayrılık: Sokmayın evimize. Bedirhanın doğumu: Yazdırdı bana bunu. Namazını kılana: Helal ettim hakkmı Ğurbetin yalnızlığı: Söyletiyor çocuklar. Gün gelirki, Evlatlar: Anne,babayı arar. Rabbim selamet versin: Büyük, küçüğünüze. Bu şiirimde kalsın: Hatıra benden size. 11.12.2003 Ali Sandıkçıoğlu |
Torunum Emirhan'a
Beş mayıs doksan yedi, Dogumu Emirhanın. Her türlü fenalıktan, Koru onu Allahım. Emirhan, Emre gibi, Doğdu Neckarsulumde. Büyük insan olacak: İnşaellah ileride. Büyük baban diyorki; Ses veriyor emirhan. Güzel torunlarımı: Koru büyük yaradan. Ayrı kaldık emirhandan. Yüreğim sızlıyor ğamdan. O güzel nurlu yüzünden: Öpsemde doymam Emirhan. Allahtan isterim elbet. Size versin haya, edep. Soyum devam eyleyecek: Sizlerle inşaellah ebed. Sizden yakın kim var bana? Duacıyım Emirhana. Dünya malın koy bir yana. Selam bizin Emirhana. Bazen ağlar, bazen güler. Bazende büyük baba der. Olmasın üzüntü kmeder: Biziml güzel Emirhana. Evimizde bir gülsün. Emrenin kardeşisinin. Enesinde abisisin: Güzel yüzlü Emirhanım. Bazen der telefonda: Emre dövüyor beni. Emrede çok akıllı: Dövmesin kardeşini. İşin doğrusu beyler: Doymadım torunlara. Biz kaldık ğurbet elde: Onlar ise Sılada..... Ah,vah deyip giderken, Geldi, geçiyor ömrüm. Biricik Emirhanın: Gözlerinden öperim. Ali Sandıkçıoğlu |
Torunum Enes'e
Doksan dokuz senesi, Mayısın altısında: Enen dünyaya geldi: İstanbul,İstinyede.. İsmini alır Enes: Enes bini malikten. O bize emanettir: Alemlerin Rabbinden. İkinci oğlum İrfan: Seviyor Enesini. Anneside Emine. Büyütür nenni,nenni. Bülbül gibi şakirim. Dilim durmaz okurum. Torunlarımı severim. Onlardan biride Enesim. Nasıhatım büyüklere: Gafil olman kılın namaz. Torunlara bağırmayın. En küçüğu bizim enes. Dünyan senin şen olsun. Ömrün bereketle dolsun. Rahatlıkla geçsin ömrün. Dördüncu torun Enesin. Ğurbet yüzünden usandım. Dertlerimle yandım,piştim. Kasete, Resime baktım: Görmek için seni Enesim. Dördünc torun Enesim: Sizlerle şenlenir evim. Güzel günler sizin olsun: Küçük torunum Enesim. Bazı gün bazı gece: Ğam doluyor içime. Şiirle sevgimi ben: Yazıp yolluyom size. Dördüncu torunumuz: Sevgili Enes beydir. Evlat ceviz kabuğu: Torun ise içidir. Emre, Emirhan,Ufuk: Son gelen Enesimiz. Dünya durdukça yavrum: Kesilmesin Nesliniz. İşte böyle Enes bey: Şiir yazdım size ben. Her sıkıntı anında: Korusun sizi mevlam. Büyük baban diyor ki; Açsın çiçeğin gülün. Enesin yaş gününü: Almanyadan kutlarım. Ali Sandıkçıoğlu |
Torunum Ufuk'a
İki mayıs doksan sekiz; Ufuk dünyayageldi. Ufuk’un doğumuyla: Baba evi şenlendi. Üçüncü torunumuz: Bir güneş gibi doğdu. Baba, anne tarafı: Doğumla çok sevindi. Emre,Emirhan, Ufuk; Dördüncü Enesimiz. Hiç sıkıntı çekmeden: Rahat geçsin ömrünüz. Bahtım, baharımsınız. Çiçek gibi açtınız. Torunların dördüde: Pırlanta gibisiniz.. Adınız dilimizde, Sevginiz kalbimizde, Sakınırım kem gözden: Nazar değmesin size. Annesi hep çağırır: Benim ufuğum diye. Allah selamet versin: Şükranla; Nidaiye. Duamız ufuk için: Ufuk gibi yücelsin. Takdir edilen ömrü: Safa ile geçirsin.. Temel,Kadriye,Nihal Çok severler Ufuğu. Ufuk oldu onlarda: Ailenin ilk çocuğu. Sizler tam büyüyünce: Bizler göçüp gideriz. Bizleri soranlara: Selamlar olsun deriz. Büyük baban diyor ki, Neşeli geçsin ömrün. Ufuk’un yaş gününü: Ğurbet elden kutlarım. 24.04.2000 Ali Sandıkçıoğlu |
Unuttun Mu Be Ey Oğul
Evimizdeki ocağı, Odun kesilen nacağı, Süpürke konan bucağı: Unuttunmu be hey oğul? Yalın ayak, başı açık, Soğanı ederdik katık. Ateşten ateş yakardık. Unuttunmu be hey oğul? Ayağında kara lastik, Sırtındaysa yırtık çanta, Okuduğunu okulda: Unuttunmu be hey oğul? Sabah ötüşen kuşları, Tavukları, horozları, Evin önündeki narı: Unuttunmu be hey oğul? Köyümüzdeki suları, Etraftaki komşuları, Dükkanları ve hanları: Unuttunmu be hey oğul? Köydeki su değirmenini, Bol çamurlu yollarını, Yağlı haşhaş ekmeğini: Unuttunmu be hey oğul? Soframızda ekmek azdı. Katığımız zaten yoktu. Meleşiyor koyun, kuzu. Unuttunmu be hey oğul? İdare lamba yanarken: İş yapardı senin anan. Yırtık pantolla gezirdin. Unuttunmu be hey oğul? Neden beğendin kendini? Hor görme gel geçmişini. Yalın ayak gezdiğini: Unuttunmu be hey oğul? Senin okuman uğruna, Gündelikle çalıştım ben. Haber gelmiyor hiç senden: Unuttunmu be hey oğul? Bulğur yapılan dibeği, Sütün içtiğin ineği, Saç altındaki ekmeği: Unuttnmu be hey oğul? Baban yıllar, yılı hasta. Bağlı kalmıştır yatakta. Ah bir selamın gelse.. Unuttunmu be hey oğul? Unuttun anan, babanı. Terk ettin gittin sılanı. O yoksulluk yıllarını: Unuttunmu be hey oğul? Anan baban çok dertlidir. Daim gözleri yaşlıdır. Yollarını gözler durur. Bu gerçeği bil ey oğul.... Ali Sandıkçıoğlu |
Uyan
Uyan ey kardeşim gafletten uyan. Uyan ey uykusu key olan insan. Münkirlerin kasdı dinedir inan Uyan ey müslüman kardeşim uyan.! .. Şiddetli bir ğaflet kapladı bizi: Tanıyamaz olduk ecdadımızı, Kimler kemiriyor vatanımızı? Uyan ey uykusu zevk olan insan! .. Medeniyet diye daldık ğaflete. Oğlumuz, kızımız olmuş sosyete. Daha bundan gitmek varmıdır ote? Uyan ey kardeşim uykudan uyan! .. Yakışırmı sana bu kadar zillet? Ecdadından hiçmi alymadın ibret? Mutteki ol, Vatanına hizmet et. Uyan ey kardeşim uykudan uyan! .. Uyanalım artık bu gafletten biz. Vatan için feda olsun canımız. Bu vatandır bizim öz vatanımız. Uyan ey kardeşim uykudan uyan! ... Bir çok misyonerler tuzaklar kurmuş, Nice gençlerimiz dininden çıkmış. Doğru ol. Dürüst ol. Ğayretle çalış. Uyan genç kardeşim uykudan uyan! .. Ali Sandıkçıoğlu |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:29 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.