www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Türk Öğer Koç (https://www.cakal.net/showthread.php?t=144867)

GooD aNd EvıL 04-28-2009 03:50 PM

Ellerini Uzat Bana

Ellerini uzat bana
Yılların coşkusunu bırakayım
Kapama avuçlarını, savur onları
Güneş açsın, yıldız açsınlar
Sana açlığımı yaşayım

Konuş; durma hiç, anlat
Ne olursa fark etmez
Dinlemediğimi sanma sakın
Bak hala taptaze tenim
Yılları, yaşamamış sanki
Kulaklarım değil
Seni dinleyen yüreğim

Sanki hiç öpmedim seni
Sanki hiç kokunu almadım
Sanki hiç kulağına söylemedim
Sıkılgan, kabuğuma çekik
Seni korlanan alev gibi sevdiğimi
Böylesine açlık hiç biter mi

GooD aNd EvıL 04-28-2009 03:50 PM

Emek Çalınmaya Devam Ettikce

Çocukluğumun geçtiği
Boş bir tarlaydı bir zamanlar
Gerisini hatırlayamadığım
Şu andan itibaren burada
Bir bina yükselecek
Gururun simgesi,
Beklide
Utancın abidesi olacak
Zaman bilgedir

Emeğin kum ve çakılın
Arasından ezilerek geçip
Kuru Ekmek olduğunu göreceğim
Çaresiz kaderlerini kabul eden
Gelincikler bahçesinde
Üzüleceğim gelinciklere
Elinde kuru ekmekli bebelere

Emek çalınmaya devam ettikçe

GooD aNd EvıL 04-28-2009 03:50 PM

En Güzel Şiirlerimi

En güzel şiirlerim
Sokaklarda yazarım
Kalemsiz, kağıtsız
Mitralyözden boşalır gibi
Akar gider içine doğru
Düşüncelerimin
Kentin sessizliğini
Bozmak istercesine

Kimse duymaz
Kimse hissetmez
Benim dışımda
Şiir olsun
Kaygısından uzak,
Nede beğendirme
Özelimde kalan her ezgi
Sansürsüz sevgiler
Yasaksız isyanlar
Öfkeler,hırslar ve diğerleri

KöPage Rankingü altlarında
Satılan sevgilere dalarım
El açıp, duygulara uzanan
Yollar yorar beni
O elleri bilirim
Değerlerime düşman

İsterim ki
Açılmasın mendiller
Çekilsin fabrikalardan
Çekilsin okullardan
Yaylalardan, sokaklardan
İnancın içinde kalsın
Dualar,
Sevdalar,
Sevda gibi yaşansın

Sessiz, coşku dolu
Zaman er
Yaşam genç
Yaşam Anadolu

GooD aNd EvıL 04-28-2009 03:51 PM

Erdem

dillerden
damlıyor kelimeler
bırakılmış rüzgarlara
belirsizliğin içerisinde
yitip gidiyor anlamları

alkışlıyorum
nakkaşın işçiliğini
hiç bu kadar güzel işlenir mi
kendine düşman biri
barışın elçisi seçilir mi

hançeri işleyen el
tene dokunan el
mızrabı tutan el

elleri
işlemeli
kınalı
bir gelin misali
baştan başa süslemeli
ki
memleketi

işlememeli
hançerin çeliği

hançerin kılıfı
barışın süsü

ihanet delmiş
kapkara perdesini

odana konan
AB mayını misali

barış adına
verilen ödülü
sanma ki
erdem katacak
diye bilir
dünya emekçileri

ahhh
ne hainler
yetiştirdi bu ülke

ne yiğitler verdi

onca özlem
duyarken bu topraklar
kardeşçe kucaklaşmalara

bir bir toprağa yatırıldı umutlar
adına barış dedikleri sırtımızdaki hançerler

içimde ölmeyecek bir ruh var

GooD aNd EvıL 04-28-2009 03:51 PM

Ey Benim Kara Bakır Yüreğim

Taş
Yerinde
Ağırdır
Kaldırma,
Hafif,
Meşrep
Olur

Sanma ki
Ağlama
Duvarı dırlar
Alırlar
Özgürlüğü,
Ağlama, ağlama
Özgürdür sevdalar

Kıramaz lar
Tutkulu
Sevdaları mı
Kent lerin
Sessizliğe
Büründürülmüşlüğü,

Karışmasın
Kafan
Bir çıkarsalar
Bu işlemden
Daha çok
Sayılar var
Sayılara
Koymasınlar beni

Yüreğim
Bakır kimine göre,
Bakırı da
Severim
Emek ile
İşlenmiş se

Ey benim
Kara bakır
Yüreğim
Kalaysız
Bırakmadılar
Yine seni
Körüklediler
Ateşini
Ilık nefesler oldu
Közün üstünde

GooD aNd EvıL 04-28-2009 03:51 PM

Eylül

uzanı verdim yatağa
yoruldu bedenim
sıcağından temmuzun
çektim üzerime örtüsünü
eylülün
bir hançeri saplar gibi
dost yüreklere

eylülde gel diyor
eylülde gel

neler geliyor neler

Okullar açılıyor kıpırtılar içerisinde yürekler özlem dolu duygular kavuşmayı bekliyorlar, yasakların meşrulaşacağı buluşmalar genç yürekleri çarpıyor…

eylülde gel
okul yoluna
ellerinin sıcaklığı
kaplasın içimi diyor
okul kapısının önünde bekleyeni
eylülde gel
eylülde gel diyor

Geliyor gelmesine eylülde bırakarak arkasında harabelerle; urbasıydı, kitabıydı, defteriydi, kalemiydi, kolay olmuyor gelmek varılmasa da farkına, ahh birde asgari ücretli veliler olunmasa…

derttir göndermeler
eylülü bekleyenleri
yüreği deşer gibi
saplatır hançeri
diştir tırnaktır
alın teridir
yolluğu

Eylülde gelme dediler, gelme dört nala giderken atlılar, dolu dizgin aştı onca yolu kalpaklılar, dokuz eylülü yaşattılar…

eylülü örtüm üzerime
yüreğimde kıpırtılarla
yırttım onca şeyi
esareti hainliği
tohumlar ektim düşlerimde
düşlerimde kalan umutlar besledim
cemreyi yaşadım
onuru taşıdım
o günlerde
eylülde bu gelmelere
çektim hasreti

Eylül yaşattı bir çok şeyi, acıyı, sevinci…Eylülde ezdiler ekinleri, eylülde ezdiler çimenleri, tırpan vurdular başak açmamış ekinleri…

karanlık çöktü
karanlık çöktü
muştuların üstüne
toz kalktı
söylevler içinde
kurt kuzuya karıştı
kuzular kasap çengelinde
ekeneklere üşüştü kargalar
ne tohumluk bıraktılar
ne toprakta bereket
yinede sökemediler
umudu yüreğimden
umudu ektim yeniden
umudu ektim
doğumlar için yeniden

çok şükür
çok şükür

GooD aNd EvıL 04-28-2009 03:51 PM

Fal Bakarmis

fal bakarmis
havuzun kenarinda
genclik parkinin
tutarmista attiklari
tutturamadiklari dipsiz kuyu
ermis kadin derlermis
eridikce yaslari
birakmamislar sonunda
sevdiklerinin yaninda yatmaya
mumlar adanmaya
devam edilmis dilekler tutulmaya
anlayacaginiz bitmemis
kadincagizin yanlizligi
ekmek parasinin bedeli
mum dibine isik
vermezmis derler
mum gibi eritmis
omur dedigini

GooD aNd EvıL 04-28-2009 03:51 PM

Falezlerin Tepesindeyim

1-

Gün olur asarsın ruhunu bir dala, dal kırılır, yaralanırsın, sonsuz bir istek dolar içine, yürümek ister ayakların, ardında bırakarak sessizlikleri, bırakırsın kendini götürebildiği yere, buğuludur gözlerin, yıldızlar yerleşmiştir göz bebeklerine.
Gecenin derinliklerinden gelen bir türkü gibidir yalnızlığın, sözlerini bilmediğin anılar kaplamıştır.
Denizi özlersin ufka bakabilmek için, getirmiştir seni ayakların falezlerin eteğine, önünde alabildiğine,. Deniz… Ardında, onca yaşanmışlıklarla dolu kentin…
Kelimeler başlar yolculuğa…delice bir dürtüdür içindekiler, parça, parça edersin irdeleyerek her bilgi zerreciğini, yetersiz kalır o gün birikimlerin, vurmak istemezsin kendini kelimelerden başka bir yere, kendin olabilmek için kaçarsın kendine,
Islanır bir şeyler kanayan yüreğinden akan zerreciklerle, kirpiklerinden başlasa da,
Derler ki önce ayaklar üşür…
Dalga, dalgadır düşüncelerin, rüzgara bırakırsın gelip yine seni bulur…


deniz hırçın
falezlerin tepesindeyim
rüzgarlar esiyor eteklerinde
yönü belirsiz
vuruyor dalgaları
surlara dokunur gibi
uçuşuyor milyarlarca damlacığı
dokundukça kayalara

rüzgar olmasaydı eğer
eğer falezlere dalgalar
böyle delice vurmasaydı
dağılır mıydı saçlarım
ıslak olur muydu tenim

durgun denizler
zamanı değil
omuzlamalıyım gençliğimi
gömmeliyim kamburu içime
bakmalıyım güneşe
gözlerim yanmalı
farkında olur gibi kirpiklerimin
dayanmalıyım
her sabah her akşam
bir ışık kaynağı gibi
insan olmanın
onuru uğruna

2-

Suskun sokaklardan geçtim.
Kilitsizdi tüm kapıları kelimelerin.
Karanlığa terkedilmiş cümleler gördüm.
Boş bakışlarım yayıldı yalnızlığa, sıkılıyor yüreğim, baharın kokusu gelmiyor içime.
Bir ıslık tutturacağım kendi kendime, dilim dönmüyor harflere.
Dalga, dalga uçuşuyor her şey, yoksun sürekliliklerden.
Gecenin ileri bir vakti güneşe dönüşüyor düşüncelerim, çaresiz…
Yürüyorum bakarak çevreme, her şey yeni bir şeyi çağrıştırıyor, düşünceler çarpışıyor bir yerlerimde, kabıma tüm bastırılmışlıklarla sığmıyorum.
Suskunluklar sokaklar boyu, odalar dolusu, pencereler kapalı.
Kurşunun ete girdiği yer değil de, çıktığı yer acıtıyor.
Can lime, lime…


dalga
dalga geliyor
havayı içine almış
su tanecikleri
hava nemli
falez ıslak

korkuları varmış yüreğimin
vuruşlara dayanamayan
demirin demire
vuruşlarını anımsar gibi
yüreğim

denizin çığlıkları vuruyor
kentin metruk sokaklarına
dalgalar gibi savuruyor zamanı
nefesleri yutar gibi kentin üzerinde
zamansız uyku oluyor düşler


3-

Bir yorgunluk çöker düşüncelerden akan bedene.
Adımlarım kararlı, yönü kararsız,
Akşamları kentin ışıkları, gölgeler üretir, beli belirsiz bedenler kimlik olur diplerinde…
Bir yön verecek ayaklarıma bilincim, yada altı, yönüm olacak, biliyorum ulaştıracak bir yerlere, bakışlarımın ala bildiğine uzanabileceği, düşüncelerimin koşabileceği bir yerde kalacağım kendi kendimle…
Kararlıyım içmeyeceğim, tüm acıları unutmadan göğüsleyeceğim…
Dalgalar asırlık falezleri döverken ben suyun parçalarını izleyeceğim.
İleri vakitlere gidecek zaman gün batımını fark etmeden ay doğacak silik bir siluet misali beklide fark edene kadar onu, ıslanacağım…


aya bakar *******i
uykuya yenik suratlar
aya bakar aya bakar

kara sevdalılar gibi
susuz kırlangıçlar misali
aya bakar insanlar
aya bakarlar

ay yürekleri kadar yakın
vurur hayalleri gecenin içine

4-

Gecenin içinde her ışık huzmesi verdirir gölgelerini.
Ne çare ki tavuk karası bilinçlerin çaresizdir gözleri.
Boş meydanlardan geçerken kavlar yaramın kabuğu, bir bulut olur esintilere ayaklarımın karışır menzili.
Yanarım, yanarım kül misali…savrulurum düşüncelerin içinde sessizlik öldürür beni…
Bir türkü tuttururum yenmek için onu, o bir türkü tutturur karabasan olup girer düşlerime…

kirpik aralarından sızar
sarı beyaz umutlar
aralanır göz bebeklerinde
jaluzinin duvarlarda
bıraktığı iz düşümleri gibi

sokak lambası vurur
ahşap pencerenin camına
cam çıplak
çıplak kadın gibi
çeker odanın içine ışığı

GooD aNd EvıL 04-28-2009 03:51 PM

Fırsat Dedikleri Şey

yıldızlar kucak açtı
sokaklar bırakmadı

elimi tuttu bir garip
yüreği yüreğime karıştı

adımları adımlarımda kaldı

harcandıysam eğer
bir bir
fırsat dediklerinizi

bilin ki
onur denen şey
kanıma karıştı

GooD aNd EvıL 04-28-2009 03:51 PM

Filizlerden Yoksunuz

kereste gibi
filizlerden yoksunuz
kapatmışız kapıyı
ölgün duygularımız

her gün doğarken
kara basan düşleriz
gün ışığına çıkıp
uykulara sararız
ölü toprak gibiyiz


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:51 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.