![]() |
Gel n’olur!
gel n’olur senden yine vazgeçmeden gel! .. şu ucuz dairemin 2. katından bir kez daha kendimi atmak isterken gel n’olur vazgeçmeden gel! tüm nazım tüm delirmelerim panik ataklarım kimseleri çekememelerim senin içindi gel! gel ki; daha fazla ‘insan’ olmayım girmeyim dahil olmayım daha fazla bu sonu garantisiz sürüklenmenin içine çoktan beri lanetlenmiş bu soyu bozuk ırkın yalancı kollarına! gel n’olur senden yine vazgeçmeden –geçici de olsa- gel ki kendi işimi kendim bitirmeden senle senin arzunla buluşayım... gel ki buralarda ziyan olmayım... gel n’olur vazgeçmeden gel... |
Geldi Gangsta
Kahretsin gelecek yine hızlı-kırmızı arabasıyla Gangsta beni kapımdan almaya! engel tanımaz ki deli... daha yeni bırakmıştım puroyu dumanın her türlüsünü... alıp beni bir hışım şimdi Tophane’ye götürecek! .. özlem de var ya; yanında dev gibi kalantor bir de puro getirecek eminim. kahretsin gelecek yine Gangsta; beni dumana boğacak eşsiz sohbetiyle bir de üstelik bir de O dellendirecek! bir elimizde nargile bir elimizde puro görgü ötesi varlıklar gibi ayılar gibi dürümleri de yedikten sonra dumanlanacağız! herkes ara ara bizi seyredecek. o umarsız tavırlarla yüklü serseri kahkahalarımızı, bir yandan kadınları süzüşlerimizi süzecekler. peşpeşe içtiğimiz çayları, sodaları kahveleri izlerlerken, ”bunların nasıl mideleri var? ” diyecekler! daha yeni bırakmıştım puroyu! kimseler duymasın ama onun gibi adam gelsin canımı yesin; üstü kalsın! avcunun içinde zehir ikram etse indirmemeye mideye gönlüm elvermez! çünkü biz az görüşürüz ama kahretsin; şu gönül denen şey var ya, gerisini size o anlatsın! suçlum gönlümdür. ......... ......... İşte geldi aşağıya Gangsta! Cebim çalıyor. artık dönüşü yok! yola devam... bekliyor hızlı-kırmızı arabasıyla. özlemim büyük; bu akşam leş gibi dumanlanacağım gıgım çıkmayacak! çekilin! içeceğim! geldi Gangsta... |
Geldi geçti
Orada her zamankinden daha kuvvetli ve daha net seninle olmak... kendimin üzerinde oturmak başkalaşmak ’olması gereken’ olmak... sonra tekrar eve dönersem ki önemi yok ’bir başka ben’ olmak... yeni giyisilerimi kuşanmış olarak İnsandan da öte... gerisini boş ver hepsi geldi, geçti... |
Gelemedim Anne İzmir’e
gelemedim anne biliyorsun mazeretlerim vardı ‘orta tabakada’ olan cinsten. o cehennem sıcağına rağmen belki hala kokan korfezine rağmen bir-iki gün için bile gelmeyi iple çektiğim İzmir-Karşıyaka’ya gelemedim. selam söyle anne benden zaman zaman rüyalarıma giren yakamı yıllardır bırakmayan Çamlık’taki eski evimize, Akkum’un altındaki Gonk Video Yılmaz’a, KSK Tenis Kulüp’e, Mavi Şehir’de ‘artık eski kabul edilen’ bloklara, onların birindeki Çerezci Metin’e, Bostanlı’daki Balıkçı Kahvelerine selam söyle. özlemim büyük anne kolay değil, oralarda büyüdüm ben. oralarda ergenleştim ilk ve tek aşkımı orada tanıdım anne. Orada şampiyon oldu KSK... Yelken Yarışlarını o dalgalı körfezde orada seyrettik. ve anne acaba o Çamlık’ın girişindeki gökdelen hala dimdik ayakta mı? rüyalarıma girdiği gibi mi hala? ya Çarşı’daki Sakıpağa’nın döneri? hala dönerin başında her yanından terler damlayan o dönerci var mı? peki ilk ve tek aşkımla yüzüklerimizi aldığımız Efes Kuyumculuk hala oralarda mı? anne bildiğin gibi değil, çok özledim yurdumu ben. ama biliyorsun mazeretlerim vardı ‘orta tabakada’ olan cinsten. fırsat kolluyorum ama inan mutlaka bir haftasonu kahvaltıda sizdeyim Bostanlı’da... ha unutmadan anne! şu Gonk Video Yılmaz rüyalarıma çok sık girdi bu ara. N’olur, olur da yolun Akkum’un oralara düşerse o çocuğu, esmer güzelini benim için öp ve selamımı söyle. |
Genç Kalmanın Sırrı; temizlik
Hiç bir sabah uyanıp, epostalarınızın birinci sayfasındaki mesajların hepsini ayırt etmeden seçip, silip, sonra da tadına doyamayıp ne varsa-ne yoksa tümüyle ikinci sayfadakileri tümden çöpe göndermenin verdiği o muhteşem özgürlüğü yaşadınız mı? kayıtsız-şartsız bugüne kadar üzerinize giydiğiniz, artık kokusu burnunuza kötü gelen geçmişinizi ve ona ait herşeyi hayatınızdan çıkartıp, bir sonraki güne tertemiz, boş bir sayfayla başladınız mı? işte genç kalıp, dinç olmanın sırlarından biri... |
Gerçek ile Yalan
Kendini 'sanatçı' adleden binlercesi milyonlarcası var... ama 'benliklerdeki kıyamet' bir patlayıverse belki çoğu yanıp, kül olup, giderdi. ayakta kaçı kalırdı? .. 'ekmek' derdinden üretenle 'ekmek'siz üreten -sırf 'sanat' için- 'bir' olur mu? tıpkı bazılarımızın duaları gibi... hep bir şeyler edinmek için kendi için, sevdikleri için mal için, mülk için dua edenle, -hiç ekmeksiz- bütün insanlık için dua eden 'bir' olur mu? ölçüsü nedir iyiliğin, iyi niyetin? cevabını kim verir? ya da kimin haddine? ! herkesin terazisi kendinde... iç'teki kıyamet yaşandıktan sonra ne iyilikler kül olur gider de bomboş ne 'kötülük zannedilenler' dimdik kalır ayakta! birgün mutlaka terazi kendini belli eder. hiç 'gerçek' ile 'yalan' bir olur mu? ! |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:00 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.