![]() |
Seninle ölmek istiyorum;
seni sevdiğim için, sana inandığım için senden ötede yalnız ölüm olduğu için... Seninle ölmek istiyorum; birlikte ölümsüzlüğe erelim diye, karanlıkları birlikte aydınlatalım diye, birlikte varolalım diye... Seninle ölmek istiyorum; çünkü seninle yaşamıyoruz. Çünkü mayamız ayrılıktandır, çünkü ölümle bir bütün olacağız. Seninle ölmek istiyorum; benimle kadere meydan okuyabilecek misin? Hiçe sayabilecek misin benimle insanları, yaşamayı, Tanrıyı? Beni |
Ölümdü o, beni aldatmayın
Soğuk nefesiydi yüzümde duyduğum Öyle sessizce öldüm ki defalarca Hiç bir zaman anlaşılmadı yokluğum Hayatın omuzunda bir yük olduğu Nice yalnız *******, nice akşamlar Tanrı biliyor ya kaç kere öldüğümü İnandım ölüme, aşka inandığım kadar Satır satır yaşadım yazdıklarımı Ne saadetin ne güzel günün şairiyim Kimse acımasın bana, istemem Ben aşkın ve ölümün şairiyim. |
Hiç genç olmadın mı?" diye sorarlar
Çok şükür olmadım; Hak yardım etti Ne gün kendimi genç sanacak olsam Bir başka musîbet imdâda yetti Benim de kalbimi meşhûr 'ef' ve 'püf' Az da olsa meşgûl etti elbette: 'Herkes gibi' diyip durdu büyükler, Bir zaman aklımda böyle yer etti Dinledim; her sohbet içinde zan var, Sözler ya gak, ya guktan ibaretti, Baktım; koşturmaca, bütün işleri, Bilemedim kim kâr, kim zarar etti Sabah akşam ye iç, giyin ve kuşan, Çoğunu fakirlik fikri tükett |
Nedense bütün resimlerde ben
Böyle mahzun ve perişan çıkarım Hep böyle hayata kapalı durur Gülmesini unutmuş dudaklarım Artık canından bezmiş kimselerin Hazin bakışı parlar gözlerimde İçinden adamlar arabalar geçer Çizgiler alnımda bir büyük cadde Aynada saçlarımı düzeltirim Bir perde iner yüzüme alçıdan O, bin mumluk ampullerin altında korkarım korkarım fotoğrafçıdan Bakışlarım gümüş camlara sorar Elbisemin eskiliği belli mi Sonra karşıda küçük bir noktaya Di |
Bitmişse
Kızıllığını avuç avuç içtiğimiz şafaklar Öğleler, ikindiler çoktan geçmişse Bir akşamüstü garipliği Sarmışsa her yeri Güneş devrilmiş Renkler solmuş Sesler kesilmişse Son kuşlar da geçip gitmişlerse ufuktan Ve çiçekler Bükmüşse boyunlarını dalgın dalgın Bil ki ölüm saati gelmiştir Senden uzak, kendimden uzak Tüm umutlardan ve her şeyden uzak Ben ölmüşümdür uzaklarda bir yerde Gövdesini kurtların oyduğu Bir ağaç gibi devrilmişimdir O anı sen bileceksin herkesten önce He |
Ne kötü bir dünya bu; sevgisiz, acımasız
Yaşarken dolu dizgin, ölüvermek apansız Sen, en güzel yerinde olsan bile yaşamın Alırlar, götürürler bir yerlere zamansız Bütün o sevdiklerin, dostların, yakınların Koyup giderler seni orada yapayalnız Çalkalanır gidersin kapkara bir boşlukta Ne sevinç, ne de keder; artık her şey anlamsız Hakkın yok üşümeye, ağlamaya, gülmeye Unutma! ölüsün sen, boş bir kalıpsın cansız Her şey geride kaldı, ne sandın yalan dünya Gördüğün gibi işte; bi |
Ne yapsam dönüp dolaşıp sana geliyorum
Avuçlarımda ateş, gözlerimde sitem Ve hep o şarkı dudaklarımda belli belirsiz Ne yapsam, neylesem ne söylesem. Değişen sadece ellerim, gözlerim değil Ayakkabım, gömleğim boyunbağım, elbisem Her şey iğreti şimdi, herkes yabancı bana Ne yapsam,neylesem, ne söylesem Bütün günlerimi aldın gittin,bütün akşamlarımı Oturmuş üstüme boğuyor beni her gecem O renkler yok, o hayaller yok, o düşler yok Ne yapsam, neylesem, ne söylesem |
Ben ağlayan şairim
Bana gülmesini öğretmediler Eğil de bir bak mahzun yüzüme Anlatır sana çektiklerimi Birer bıçak yarası gibi Alnımdaki çizgiler Ben mutluluk nedir bilemedim Saçlarım okşanmaya alışık değil Hep böyle dalıp gider gözlerim Ve ne zaman düşünsem geçen günleri Bir karanlık basar içimi Aydınlık değil Seni nasıl severim bilirsin Nasıl yanarım özlemler içinde Bastığın yerler cennet olur Bilirim en serin rüzgarla gelirsin Yine de yanar tutuşurum ben Cehennemler içinde. |
Başka uçurum yok bana
Gözlerinden daha derin! Gözlerinde mahkûm olsam, Söyle; ayrılık biter mi Bakışın ne kadar derin Ölüm daha da beter mi İstemese gönlüm seni Görmesem nakış, deseni Tanır mı yâr, bendesini, Gözünde hâlâ tüter mi Hüznümden doğmasa yağmur Islanmasam, kalsam mağrur Dağda yine kurtlar ulur, Dallarda kuşlar öter mi Sana fedâ olsun ey yâr Kâinâtım; şu dört duvar Fakir düştüm: Bir canım var Onu da versem yeter mi |
Sen aşk nedir bilmezdin
Gülüp geçerdin sevgilere uzaktan Şimdi geniş bir bahçedir kalbin Sevgiden, güzellikten, aşktan Şimdi iri gözlerin arzu dolu Yakan, özleten bir şey ellerinin sıcaklığı Gitgide eksiliyor bakışlarında yüzün Geçen aşksız günlerin bıraktığı Bir çeşme var aramızda görüyor musun Tadılmamış hazlar serin sularda Şimdi bahçende açan bir gül ******* Şimdi gözlerin en güzel uykularda Boynun beyaz mı beyaz, çıldırtası, öldüresi Saçların daha parlak, daha bir kapkara Her |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:28 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.