![]() |
Sene 1915 den 1918 'e,
Koskoca üç sene... Fransız'ı , Avusturalya'lı ve İngiliz'i , Çanakkale'de kuşattılar bizi.. Savaştık, yıllarca yattık siperlerde Yüzbinlerce vatan evladı serildi, Şehit düştü o yerlerde ! Sonuçta dediler ki ; "Çanakkale Geçilmez ! " Şüphesiz , aslanlar gibi savaştık... Çakallar dağıldı geçti gitti.. Hatta büyük bir ders aldılar ! Sandık ki bu iş burada bitti... Çok değil , sene 1919 da Aynı çakallar geri geldile |
Ben ,
Kuzular meleşerek , Çiçekler rengarenk açarak , Pehlivanlar güreşerek.. Bahar gibi gelen , Baharı özledim ! Sen, Yanan bir kamyon lastiğinin başında , Bir elin ateşte , Bir elin kaldırım taşında , Aklını kaybetmişçesine.. Sanki bir halt etmişçesine , Neyi özledin ?!... Ben, Kelebeklerin uçuştuğu , Yavruların düşe kalka koşuştuğu, Suların çağlayarak çoştuğu .. Baharı özledim ! Senin, Ruhunda varsa kırıp döküp yağmalamak , Yürek y |
Mavinin masmavisi bile ,
Her yönüyle girmiş içice... Ne güzel de sıralanmış , İnsan baktıkça anlıyor iyice... Seni gökyüzü ! Yükseklerde sıcaklığın kaybolur , Rengarenk maviliğin gider... Eksi ikiyüzyetmişi desem aybolur ! Kapkara bir zindan olursun, iyiliğin gider... Senin gökyüzü ! Felek felek diye sitemler ettik sana , Çok lekeler sürdük hatırana ! O güzel bağrına duman yolladık, Delik deşik eyledik bakmadık yarana, Senin gökyüzü ! Bize ya |
Kızılırmak kızıllanır gelir doğudan ,
Delicesine , sanki delirmişcesine... Timur gelir atlarıyla filleriyle , Düşman toprağına girercesine... Kızılırmak sel olur basar bahçeyi, Bir sürü emek zayi olur bozar her şeyi ! Timur gelir yakar yıkar her türlü eseri , Yıldırım Hanı alır , gider gerisingeri... Sivas'ım Sivas'ım garip Sivas'ım , Neden böyle herkes sana hasım ?... Soğuklar bastırır gelmeden kasım, Yüreğin sıcak bağrın donar Sivas'ım ! |
Hasret çağlayan bir mihrap .
Bu sızzlıyan benliğimde Yalın ve sade Görülmeyen karmaşa Zamana bıraksak ta geri dönüşü olmayan Bir esaret bedenim Çağlar boyu değişmeyen bir anlamsa hasret İçimde kanıyacak hasretin... |
Seninle başbaşa kalma cezası verdiler
Tavandan süzülen ışığı istemem Gözlerinin parlaklığı yeter bana Karanlık *******de doğan yıldızlar Benim de gönül tavanımı aydınlatırlar Başımı yaslarım göğsüne Ellerini alırım avuçlarımın içine Yastık yorgan da istemem Soğuk kış *******inde Sığınırım senin gölgene Tenindeki sıcaklıklar beni ısıtırlar Petek petek dolu bal da istemem Lebi goncalardan bir buseyi Koy dursun yanağımın üstüne Açılan gonca güldür diye Özünden almaya gelir arı |
Ellerimi kelepçeledin
Kalbime mühürü bastın Olmuyor senden başkası Bunu bile bile gittin Sevdiğimi söyledim İnandın Ama bunu bile bile gittin Hayatımdan sessizce çıktın Sensiz yapamayacağımı bile bile Arkana bakmadan çekip gittin VEFASIZ!................ |
- 1 -
Hüzün çiçeklerini bilir misin? Sevgiyle koparıp Solduğunda ağladın mı hiç... Mestane *******de Bakışın mehtabı yaralar İntizarın gizemine sokulup Umut taşır düşlerin Berzaha kadar Leyli fer'e matem vurur /hasret vurur Birde sensizlik Bir ateş ki sinemde Nedametle tutuşan Ay vakti süzülürken /acımasızca Bulut kızıl / deniz kızıl Batan güneşe ağlayan Duygularım kanamadan |
Sana uzak kentlerden birinde zamanın bir yerinde seni ve senli günleri
anımsattı aksam güneşi... Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi İnsan hergün anımsarmı aynı gözleri Seni seviyordum ve senin haberin yoktu Saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına düşüşü ve burnun, herkesden başkaydı işte. Güldüğü zaman yukarıya bakardı; Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı. Ne güzeldiler sen bilmiyordun. Ben Seni Seviyordum.. Kalbime sığmıyordu |
Mutlu günlerimizdi
Deniz tuttu dövem gül Yanık tarçın gibiydik Rüzgarların saçlarımızı taradığı yamaçlar İkimizden bir bayrak dalgalanırdı Birbirimize bakan Tarih ve otların arasında Adı yoktur yaşadığımız şeyin Bir boşluk bile değildi bu Onca boşluğun içinde.. Yontulmamış bir kaç harf Taşlar kadar tarihe kefil Günler gibi düşünülmeden akıp giden Otların gölgesindeki Gece kadar derin Ay ışıgıydı herşeyi sessizce bütünleyen Bir dönüş biletiyle kırıldı gece Kırıldı mevsim kala k |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:04 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.