![]() |
Efe yüreğimin incileri
hem ağlarım,hem giderim derler ya eskiler hem ağlarım,hem kanatlarımı açarım göçmen kuşlar gibi ya da kuvayı milliyenin efeleri gibi birkaç damla gözyaşı efe yüreğimin incileri iyi bakın çeker giderim başka diyara göçmen kuşlar gibi iyi bakın şehit olur giderim başka diyara o efeler gibi geride kalır ceketim anam için evlat kokulu |
Eksen
yüreğimin acıları sevketme yeteneği olmasaydı kuşların kanatlarına ve o kuşlar hiç tereddütsüz ve ücretsiz taşımayı kabul etmeseydiler gönüllü taşeronluk yapmasaydılar ben nasıl yaşardım adı 'sevda' olan kendi tekil içeriği çoğul ve içeriği bilumum acılarla dolu olan bu kelimeyle kendini eksen yapmış bu haliyle |
Elmas güneşi hipoteği
sen bilmiyorsun ben senin gözlerine bakamam yine söylüyorum sen bilmiyorsun ama senin gözlerin elmas güneşi ışıl ışıl aklına birşey gelmesin sen konuş ben dinlerim seni bakamasamda yüzüne anlayabilirim belki anlattıklarını aklıma koyduğun elmas güneşi hipoteğini kaldırabilirsem dokunabilirim belki saçlarına unutabilirsem iki kelimeyi de bir araya getirebilirim ve belki uzak bir ihtimalde olsa seni sevmeyede cesaret edebilirim işte büyü dedikleri olay bu olmalı elmas güneşi ışıltılarının duygu ve düşünçe sistemine ambargo koyması mantığın,aritmetiğin analitik düşünçenin hesab ve kitabın rafa kaldırılması .............. yok yok imkansız ben sevemem seni |
Evrenden büyük insan
ne kadar gizemlidir bir insan kim bilebilir sabahın bir vaktinde adı metropol olan bir şehrin milyonlarca patikasından birinde yürürken neler düşündüğünü kim anlayabilir hüngür hüngür ağlayan bir ağacın sarı renkli hüzün sağanağından geçerken ............. ve kim anlayabilir onun bu haliyle evrende öyle sanıldığı kadar da küçük bir nokta olmadığını ve hatta evrenden de daha büyük olduğunu .................. |
Evrene dağılmak
Rüzgarı bekliyorum ................................ İnan bana avucumda tuttuğum şu küller yanabilecek olan hiçbirşeyin külü değildir onlar ateş topuna dönmüş sevdamızdan artakalan kahrolası mikrobik atıklardır .............................................. Rüzgarı bekliyorum |
Evrensel Empoze Sağanağı
yoruldum dolayısıyla sustum kendi kabuğuma çekildim ve üstüne üstlük küstüm kolumu-kanadımı kafamı-yüreğimi kırdım ikinci el-insan yedek parçası- alım-satımıyla uğraşan bir dükkana yok pahasına sattım çekildim dolayısıyla azaldım yüksek şiddette bir deprem gerginliğinden sonra kırılan ayaklarımın üzerinde durmaya çalıştım ayaklarımın dibinde bir sürü cansız artık ölmüş deniz halimle kırılıp-dökülen bir limanın dibinde uysal bir denizim güzelim kıyıları artık eskisi gibi sevemiyorum çakıltaşları da öldü ben durgun,onlar durgun martılarında ekmek teknesi olmaktan çıktım düşünçelerim,fikirlerim ve ideallerim bir dizi sopalama operasyonundan sonra ölü balıklar gibi antiparantez içerisinde'dinozor' yakıştırmasıyla bir kenara atıldılar boynumdaki urganlara öylesine alıştırıldım ki yüzyıllar öncesinden varolan sonra inanılmaz bir şekilde mumyalanarak derin bir uykuya yatırılan genetik yapımda mevcut atalarımın karakteristik özelliklerinden inanışlarından hareketle öldüğümde 'kıymetli eşyadır başucuma konsun' diye vasiyette bulundum ........ evrensel empoze sağanağı altında bir salyongaza döndüm elimde olmayan savunma içgüdüsüyle |
Falakaya yatırılan kalem
Güneş vuruyor kalemime. Kalemimin gölgesi; anlaşılmazı zor bir pandomim sanatını icra ediyor. Ben biliyorum ve anlıyorum, her gölge hareketinin manasını; yalnızlığımı siliyor bu kalem ve korkularımı bertaraf ediyor. Anladığım ve hissettiğim herşeyin aks-i sedası değil sanki bu. Sanki güneş tokatlıyor kalemimi sarhoşluğuna kızıp derbeder oluşuna sitem ediyor, kendime getiriyor beni. Anlıyorum; güneş falakaya yatırmış kalemimi, bilemediğim herşeyin ABC'sini yazdırıyor bana, elimden tutmuş ışıklı günlerin hikayesini değil, aslını yazdırıyor bana. ................... Ağlayarak okula gittiğim ilk günlerim geliyor aklıma. Tabiattan sarı toprak almaya giden, bir yaşlı kadının ellerinde. ............... Anlıyorum durum vahim çocukluk zamanlarımdan kalma duygularımı da yemişim. ................ Gözü yaşlı kalemime yazık ellerim kırılsındı! ! ! ! |
Geceyi okurdum
çocukluğumun kocakarılarıyla sonbahar mevsiminin serin *******inde beslerdim, pekmez kazanlarının altında yanan ateşi; babamla dağlardan arakladığımız ömrü geçkin odunlarla. ateş hararetinden ve parlaklığından birşey kaybetmez, oynak dallarının gölgesi bir dansöz kıvraklığında ker***ten teşekkül evimizin duvarlarına düşerdi. ve gece saklayamazdı kendini geceyi okurdum, ker*** duvarın bedeninden. ateşin oynak dalları bazan öylesine alfabetik ve geometrik olurdu ki herbirini anlamlandırma da hiç zorlanmaz, en baba kahve falı bakıcılarından daha baba yorumlar yapardım. velhasıl ihanete meyilli geceyi kahrederdim, ihanet olasılıklarından yola çıkarak ürettiğim tedbir senaryolarıyla. ............. bir küçük dedektif olurdum ki sormayın gitsin. |
Geç kalınmış aşklara
çocuk gibi gülümseyişinde olmasa alıp götürecek beni kömür karası gözlerin. adını koyamadığım önceleri hiç gitmediğim yerlere. eziyor beni siyahın asil ve hükmeden yanı; siyah senin siyahın; ancak tutunabilirim karşında. elim titriyor ayakbağlarım çözülüyor titreyen elimden düşecek bu şarap kadehi. sana birşeyleri anlatamadan aklıma gelenleri söyleyemeden yığılıvereceğim gözlerinin önünde, dilim tutulacak,sesim kırılacak sanki sendeki bu zeytin karası gözlerin benim hükmüm sona gidişim biletimi ele alışım olacak ve ben mecburen geç kalınmış birşeylerin acısını yüreğime saklayıp sisli bir istanbul gecesinde gerçekleştiremediğim bir çok şeye yanmadan gideceğim derken bu seferde senden bana kalan yürek yangınıyla beraber ayak seslerimi sana duyurmadan gideceğim bu şehirden. |
Geldi geçti
Siz denizden aldınız onu denizden. Balık sırtı gibi birşeydi gördüğünüz. kâh kaybolan, kâh görünen. Yunus balığı gibi de gülümseyen bir cici bebekti, payınıza düşen. bağrınıza bastığınız, olabildiğince değil, alabildiğince sevdiğiniz. .................... Geldi geçti işte bak, geldi geçti. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:06 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.