![]() |
Atacak bir damar varsa...
Atacak bir damar varsa Damarların şahı olsun Koşacak bir zaman varsa Korkakların vahı olsun Gönlüm Deniz kafam Mahir Yarınlarım gelir zahir Uzun ince bu yollarda Yürüyoruz aşka dair Pir Sultan'a Mevlana'ya Gidiyoruz hak yoluna Susamışız çeşmelerde Çare varken susuzluğa Atacak bir damar varsa Damarların şahı olsun Bekleyecek zaman varsa Mutluluğun anı olsun |
Avukat
Beni anlat hakimlere savcıya Hiç bir suçum yok ki, nerde vukuat Gelmeyi ben mi istedim bu hana Neyi kimden çaldım anlat avukat Tamahım yoktur haram lokmaya Sıcak ter akıtırım nafakaya Üç-beş zeytin kuru bir soğana Nelere katlanırım be avukat Yeni bir elbise mi girer bedene Karne hediyesi yoktur bebeye Yıkılan hep ben olurum nedense Benim günahım ne söyle avukat Ne mutfakta et, ne hanımda neşe Kıymaysa misafir değil yemeğe Midemizi küçülttük ya git gide Etten bile davacıyım avukat Ha doğu, ha batı bu topraktayım Ha kentli, taşralı ben bir insanım Sen de ayırırsan vallah şaşarım Şaşarım ağlarım billah avukat Derdimi dökünce para istersen Düzen böyle deyip bana gülersen Meteliksiz diye bana söversen Senden bile davacıyım avukat |
Ayazmı ayaz
Hava soğuk mu soğuk Bir tipi var dışarıda karla karışık İstanbul beyaz, İstanbul ayaz mı ayaz... Deryuze olduğum kar inmiş şehrin her bir yanına don süzülmüş ocaklara, insanlara. İstanbul beyaz, İstanbul ayaz mı ayaz. Soğukkuyu lastiği giymiş dondan uyuşmuş bir adamın ayak gıcırtısı... Kaldırımlardan gelen buruk sesleri yere düşen bu adam bozar! Kaymıştır ayağı, kırılmıştır bir yanı İstanbul beyaz ya, İstanbul ayaz ya... Ey kara memleket, nasıl da döndün birden aka nasıl da büründün karlara... Şimdi çocuk olmak vardı çocuk olup da karda oynamak vardı anasını satayım! Sıcacık bir yuva, kestaneleri çizmek vardı sobada, ama dönüşüm yok ki çocukluğa. Ama soğuk var acıyla karışık Kar, karanlığı kapatmış eriyene kadar. İstanbul beyaz, İstanbul ayaz mı ayaz... |
Ayırma gözlerini...
Ne olur yeter artık, susma karşımda Anlat bana bende gördüklerini Yılların yazısı var suratımda Bu kitaptan ayırma gözlerini Ne hazanlar gördü suskun gözlerim Ne çileler çekti garip yüreğim Alnıma yazılmış acı kaderim Umudumdan koparma gözlerini Canım ol sararan yapraklarıma Suyum ol kurumuş topraklarıma Bakma sen benim bu kara bahtıma Sakın ola kapatma gözlerini Ela gözlerimde daldığın dünya Dönüşür gider durgun bir sedaya Ruhumu okşar, döner bir rüyaya Cennetimden kaydırma gözlerini Damarda kanım dönse de ateşe Tut ellerimi bırakma avare Bedenim yanar, durmaz ki yerinde Ellerimden sakınma gözlerini Bir ışık ol yarınları gösteren Yağmurum ol bulutlardan süzülen Nefeslerin yüreğimde eserken Gözlerimden kaçırma gözlerini Dünlerimi vurma sakın yüzüme Derin derin çek beni nefesinle Geçmişi yırttığımı bilsen bile Bana bakıp karartma gözlerini |
Ayyaş
Havanda su döve döve Her geçene söve söve Rakı şarap bırakmadın Meyhanede içe içe Akıllısın biliyorum Kullanmazsın şaşıyorum Adam olamadın ama Ayyaşlığa sayıyorum Köpek öldüren ve peynir Yanına da ekmek gelir Taşburların eşliğinde Ağlayan göz hep sendedir Sonun kötü bile bile Yarınını göre göre Azrailin kucağına Gidiyorsun seke seke s |
Babam...
Bu dağların arkasında Görmediğim bir şeyler var Gözlerinin torbasında Hissettiğim çok şeyler var Alnındaki çizgilere Yıllar inmiş gözlerine Döner isen gençliğine Bilmediğim çok şeyler var Merdivenden bir bir çıktın Yıllarını geri attın Mazileri sakladığın Gizlediğin çok şeyler var Babamsın sen benim babam Soyum sopum benim atam Üç alıp da bir koyamam Vermediğim çok şeyler var Kalbime sorsan yerini Anlarsın sen değerini Senin sevgin bir su ise İçmediğim çok şeyler var |
Bağdaş kuran sen...
Her gece koynuma giren beni benden eden uykumu bölen de sen kabusuma bağdaş kuran da sen... Sen, aynada gördüğüm göz gırtlağımdan dökülen şairimsi söz... Her nefesimde içime dolan ciğerlerimde dolanan bir nefes, bir hava Bir sen, beni benden çalan... Sen; Ruhumun alabildiğine uzanan benim dediğim rüya. Tel tel baktığım bebek kadar temiz papatya. Bir yağmur, bir bulut yukarıda. Sen; Benim yarımımsın bu dünyada Sen; Kalkansın, mantığımla yüreğimin savaşında.... |
Bağır be gardaş bağır
Bunlar bizi duymuyor Sağır be gardaş sağır Sesin çıktığı kadar Bağır be gardaş bağır Uyuyan cahilleri Hak'kın yoluna çağır Savunduğun gerçeği Bağır be gardaş bağır Hurafelerden şaşmaz Kur'anı hiç okumaz Doğru söyleyenleri Aday yerine koymaz Bunların adımları Ağır be gardaş ağır Duyamaz nasihatı Bağır be gardaş bağır Yusuf Ziya'm doğrular Kurşundan daha ağır Belki bir gün duyarlar Bağır be gardaş bağır |
Baharım
Sen mevsimleri sormuştun bana bense baharın dışında kalanları Bir bir anlatmıştım sana… “bahar? ” diye sorduğunda Gözlerine bakmıştım dalarcasına… Mevsimlerim öksüzdü, baharsızdı Aslında gebe kalıyordu her zemheri sabahı Beklerken ha bugün ha yarın doğacak diye Gelmiyordu nedense Düşük yapıyordu bekleyişlerde… Mevsimlerim döl tutmuyordu belli ki Ta ki sen gelene dek Ta ki ayazıma el sürene dek… Soğuk mevsimlerime inat Sen geldin ya İşte budur hakikat! .. |
Bana aksın...
Bir damla gözyaşın akacaksa eğer Bırak benim gözlerimden aksın Ağlaman çare olacaksa eğer Sen ağlama, gözyaşların benden aksın Sen söyle, ben dinleyeyim derdini Yeter ki yıpratma sen kendini Kalbinin bir parçası say beni Sen üzülme, dertlerin bana aksın Saçlarında hissettiğim o çiçekler Ne olur daha fazla kurumasın Cenneti gördüğüm o kapkara gözler Seninle birlikte gözüme aksın |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 11:23 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.