Bir Kadında Eskimek
Bir kadında eskimek.
Ağız tadıyla
Bir kadında yıllanmak
Ağır ağır
Romantik,akşamın kucağında,tutkuyla sarılmak.
Aşların en hasına
Işıltısız alevlerin koynunda
Ama; sımsıcak
Bir kadında büyümek.
Sarmaş dolaş
Erkan Gümüşsoy

Bir Nevi Kurtuluş Reçetesi
Ölmek için yaşamak değil,yaşamak için ölmek gerekir.

Bu memleketin kaderi,emperyalist kuvvetlerin karşısında el pençe,durarak değişmez.Aksine,milli ve manevi değerlere sahip çıkarak,bizi bölme gayreti içinde olanlara,başı dik alnı açık açık bir tavır sergileyerek değişir.

Bedene mikrop girmişse,hastalığın reçetesi gerçek tanıyı koymaktan uzak safsata laflarla bu milleti oyalayan AB ve Amerikan güçlerinde değil,vucuda intikal etmiş virüsün,hangi hal ve şekilde olduğunu bilen Türk Milletindedir.
Bu reçete Yüce Türk Ulusu'nun kurtuluş reçetesidir

Erkan Gümüşsoy
17 ocak 2007

Ben Oğuzum,Kürşadım,Alparslan.
Ben Ergenokon sırtlarından,
Kafkaslara,Trakya'ya,
Manş denizinde Adriyatiğe açılan kapı.
Yetmiş iki buçuk millet içinde.
İnsanlığın en mükemmel kılınanıyım.

Ben yalnız Allah'tan medet uman,
Yalnızca ona yalvaran
Türk islam ahlak ve şuuruyla yoğrulmuş.
Türk islam ülkücüsü.
Ben aç kalmak uğruna da olsa.
Asla leş yemeyen asil bir bozkurdum

Çakallar benim kürküme büründüğünden beri,
Özğürlüğüm elimden alınmışçasına tutsak.
Sanki;
Benim olan hürriyet bana yasak
Bilmez mi? Ki
Çakal sürüsü it sürüsü
Defteri dürülmedi mi?
Tarihte benzerleri'nin
Bu Avrupalılar öğrendi
Dİğer köpekler de öğrenir
Kurtların olduğu yerde çakalların barınamayacağını.
Kıyamet kopsa da,
Dünya'nın Türksüz olamayacağını

Daha dün tuvaleti bilmeyenler,
Hamamı bilmeyenler.
Sokaklarını pislik götürüken,
Şemsiyeyi parfümü yüksek ökçeli ayakkabıyı icat edenler.
Ne kadar teknoloji üretseniz de bu yüzyılda.
Daha bu millete çırak olamadınız.

Erkan Gümüşşoy
17 ocak 2007

Ey! Türk Milleti;
''Gök delinmedikçe,yer yarılmadıkça senin ilini töreni kim bozabilir''
Bilge Kağan
Erkan Gümüşsoy

Bizim Değil Mi?
gözlerim,maziye şöylece daldı,
mazide ki; günah bizim değil mi?
yüreğim,geçmişe şöylece daldı.
geçmişte ki; aşklar bizim değil mi?

her sevgili çekip gitti,
gitmek marifetmiş anladım.
onlar kurtulduk bitti dese de,
şurada yatanlar bizim değil mi?

erkan der ki; geçmiyor zaman,
zamanla yaşamak bizim değil mi?
sevgisiz kalıpta secdeye varan,
bir avuç merhamet bizim değil mi?
Erkan Gümüşsoy

Bizim Soframız
Bu memlekette borumuz ötmese de;
Bizim türkümüz çalınır.
Her ne kadar; bizimle olamasa da insanlar,
Dostluklar bizim soframızda kurulur.
Erkan Gümüşsoy

Bizler Öderiz
her sabah bin ah işitir, gönül.
sevdaları,bizler değil,
sevilen yıkar
bedelini bizler öderiz.

bileği herkes; dünyanı güzel
aşkta,sevgide benlerde özel
eller dokunur benliklere,
bedelini bizler öderiz.

gözler süzer,günahın günahını
dudaklar varır çirkinliğin tadına
kalmaz ki; güzellikten yarına,
bedelini bizler öderiz
Erkan Gümüşsoy

Bugün de Suça Düştüm
Evvel üçtün,sonra yedi,
Şimdi de kırklara mı? düştün.

Ben bir derde bitap düştüm.
Evvel,üçtüm sonra yedi,
Şimdi de bine düştüm.
Yokladım çoğ'kere,
Bugünde suça düştüm.

23 aralık 2006,
sabaha karşı 4:00 suları
Erkan Gümüşsoy

Bugün/Milyonda Bİr
Bugün,bütün iklimlerimin gözleri ağlıyor,
Bugün,bütün sevdaların yüreği kan ağlamakta
Bugün,bütün hayallerimiz bizi terk edip,çırılçıplak bırakmakta.

Öyle hazin bir tablo ki; tüm yaşadıklarım
Bir ayağı kırık tuvale,
Rengarenk boyalarla yaptığım resimler,
Bugün ne hikmetse siyaha boyanmakta,

Seni sen diye taşıyan kalbim.
Bugün artık bana sen kadar uzakta...
Bugün hissetiklerim öylesine garip ki;
Tarif edilmesi bir hayli zor

Bugün geleceğimiz üzerine planlar yapılıp,
Kumarhanelerde,oyunlar kurulmakta.
Kumar masalarında aşkımıza zarlar atılmakta.
Gelme ihtimali milyonda bir olan


08 şubat 2007
AKSARAY
Erkan Gümüşsoy

Bulamadım
Bir şarkıydın bir şiirdin.
Mısralarıma sığmayan.
Hayatımın rengiydin.
Gök kuşağından daha renkli

Çocuksuydun biraz olgun.
Kalbimde ki aşkım oldun.
Biraz durgun,biraz dolgun.
Beynimde ki; dünya oldun

Denizinden akan sular,
Çok tuzluydu içemedim.
Aradan geçti yıllar.
Kaybolmuştun bulamadım.

Biraz yorgun,biraz bitkin
Ağır geldin hafiflettim
Solacakken senin aşkın.
Can suyunu bulamadım

2002
Aksaray
Erkan Gümüşsoy

Bütününe
Bütün vedaları bırakıyorum sana,
Bütün vedalara elveda demek geliyor.
Bütün sevdalar karanlıkta;
Bütün yalnızlıklar cesaret bekler aşktan,
Bütün çiçekler mevsimlik,
Bütün çöller kuru ve çorak.
Bütün çocuklar öksüz
Bütün herkes birbirine yabancı gibi
Ayrı havada
Bütün kızlar sanki arı,
Bir o gönülde bir bunda,
Amaç üretmek mi?
Mutluluğa giden yolda kahrı hüznü
Yoksa çeşitli vaatlerle kandırıp
Bütününe tüketmek mi?
Bütün sevdalar sana benziyor.
Bütününe yabancı,
Bütününe yalancı
Erkan Gümüşsoy

Çal Dostum
Çal dostum gitarında son yalnızlığımı.
Çal dostum çal,geçip giden günlerimizi.
Ve uzayıp giden ömür çizgimde son satırlarımızı.
Anlam veremediğim,anlamsız aşklarımızı meşklerimizi.
Sigaramın son nefensinde,ayrılığın son fırtını çektiğim yerde,
Çal sevipte bizim olmayanlarımızı

Bazen nasıl da şahlanıyor bir kır at gibi,
Derelerim misali çağlamakta vakit.
Elimdeki son sermayemi de aşkta kumara yatırdım.
Çal dostum kazanmak namına kaybettiklerimizi.

Elde olmayan sebeplerle, mevzilde yaralı bıraktıklarımızı.
Kalbimin en derin yerinde saklı kalan sevgililerimizi,
Ve nedensiz yere uçup giden kuşlarımızı
Çal dostum bizle yaşayan yaşamayanlarımızı.

Sonunda vuslat var diye,yaklaşamadığımız kızlara,
Adına aşk dedikleri büyülü şeyden,
Dalgıçların dalamadığı kuzuların içemediği,
Ama şiirlerin en güzel dörtlüğünde yer alan sulara,
Açılmak için,çal dostum hiç bitmeyecek şarkılarımızı

Ben çoktan aşık oldum,yeniden vuruldum.
Ve kaybettiğim kendimi bu şarkılarda tekrar tekar buldum.
Şimdi bizi yarım bırakanları değil,
Çal dostum neşemizi,ümitlerimizi

2 aralık 2005
manavgat
Erkan Gümüşsoy