![]() |
Alır götürür beni
Ne zaman mahzunlaşıp Dalsa gözlerim, Seni özlerim. Büyür, büyür hasretim... Bir dost omzu ararım Ağlamak için. Arar gözlerim seni, Seni özlerim. Ararım O ılık dost gözlerini. Uzun uzun bakıp da Dalmak bambaşka bir âleme. Sevgi dolu, güven dolu, Baktıkça içime işleyen, Derin mi derin O koyu kahve gözlerine... Alır götürür beni Tüm hüzünlerimden, Alır, alır da götürür beni, Yüreğimi de... Ah! O ellerin yok mu, O ellerin? Dost, sevgili, Sıcak, sıcacık ellerin... 4 Ağustos 1999 İst. Halenur Kor |
Anlatamıyor
Gitti, Gitti ki acılar denizinde Debeleniyoruz. Çıkma çabamız içten değil belki, Bu denizi terketmek değil isteğimiz. Oysa dili dönse, Neler söyleyecek bize. Istırabımızın ne kadar boş, Ve onun ne kadar huzur dolu olduğunu... Belki bize rahat bir yer Hazırlamakla meşgul, Sonsuz köşemize çekilmeden... Önden gitti Bilinmeze pür telâş, Şimdi duyguları dingin. Yastıklarımızı kabartıyor belki Rahat ettirmek için. Sonsuz köşemize çekilmeden, kim bilir? Halenur Kor |
Anne
Seni düşünüyorum anne, Sırtını güneşe vermiş Oturuyorsun. Elinde örgün, Yüreğinde evlât hasreti, Gözlerin dalgın... Seni düşünüyorum anne, İçim özlem dolu Ve yorgun. Gözlerimde yollar uzanıyor Uzun, upuzun... Seni düşünüyorum anne Sesini duyuyorum, Çocukluğumdaki gibi, Başım omuzunda Hıçkırıyorum. Saçlarımı okşuyor ellerin Sıcacık, Hissediyorum. Halenur Kor |
Anne Kokusu Bu
Titrerken ufuktan, akarken zaman, Dökülüyor yıllar ak saçlarından, Kopan takvim gibi uçuşup bir bir, Anne, hasret yaşları gözümde bir sis... Titriyor dudağım, dalmış gözlerim, Anne bilsen, bilsen nasıl özlerim. Okşa saçlarımı eskisi gibi, Anne, çağlıyorum, bu nasıl bir his? Büyüyor gözlerin, ruhuma akan, Hasretin günbegün kalbimi yakan, Gittiğin gün şimdi gözümde bir an, Kaybolmaz, kapkara, kapkara bir is... Dökülür dilimden dualar bitmez, Anne gözlerimden hayâlin gitmez, Anne kokusu bu, istesen yitmez, Burcu burcu tende, uçuşur mis mis... Halenur Kor |
Anne!
Sevgin, muhabbet, şefkatin Olmasaydı hiçtim anne, Sen dolu testiydin senden Güzellikler içtim anne! Bir ipek kozaydı gönlün Sarmalamış sevgileri, Uzattın hep ellerini, Hep yardıma koştun anne! Âb-ı hayattı varlığın Ruhumuza dolup taşan, Saçımızı okşayarak Ne güzel gülerdin anne! Doğuştandı mayan, özün, Hep güzeli görür gözün, Unutulmaz hiçbir sözün, Seni çok severdik anne! Şimdi olduk sensiz öksüz, Bir uçurum hayat dipsiz, Hepimiz sensiz çaresiz, Uzat ellerini anne! Halenur Kor |
Annem
Bir ninni geliyor kulaklarıma, Şırıl şırıl derelerin akışı gibi. Yumuşacık bir el yanaklarıma, Meltemin okşayıp sarışı gibi. Unutulmaz hâtıralar çok derin, Yeşil, kahve menevişli gözlerin, Anne, ne yapsak da dolmuyor yerin Her vuruşta yüreğin atışı gibi... Halenur Kor |
Anneme Özlem
Anne! Korkularımı gözlerinde erittim! Kucağın ne sıcak anne! Sar beni... Öyle büyük ki acılarım, Öyle yalnızım ki annem... Nerdesin? O menevişli gözlerin karşımda sanki. Neden sessiz bakışların? Niye ulaşamıyorum sana, ne kadar koşsam? Umudu koyardın ekmeğimin arasına, ''Katık et! '' derdin. ''Ümitlerin bitmesin...'' Parmaklarının uçlarında buharlaşırdı gözyaşım. Öyle sıcaktı ki ellerin... Sen! Ufacık vücutlu annem, Ne büyüktü sevgin... Nasıl sarar sarmalardı bizi? ... Sevgi görülür mü? Görürdüm annem! Taşardı gözlerinden, Taşardı ellerinden, Sevgin dünyaydı. Hüzün süzülüp gelince dört yandan, Gecenin karanlığında gözlerini düşünüyorum. Gülüyorlar yine... Gülüyorlar bir anlık... Düşlemek ne güzel çocukluğumu. Uyanmak soba sıcaklığına... Babam, sen, kardeşlerim, Hep hazırdı sofra, Kayganalar sıcacık, Kardeş payı. Evimiz şen, kalabalık... Hatırlıyor musun hep kaçardım Sen ayıklarken balık... Çekilip köşeye gizlice, kızmasın diye babam, Şiirler yazar, okurdun, Ve saklardın okumak için kese kâğıtlarını, Nasıl bulurdun vakit, onca çocuk? Hatırlıyorum seni mutfakta, Dilinde unutulmayan şarkılar... Hep şen, Yeni evli gibi, Babama hep mahcup... Biliyor musun? Senin gibi olamadım ne kadar istesem. Evet, senden almışım çoğunu, Şiirler, şarkılar, Ama beceremiyorum o kadar baş eğmeyi... Karadeniz'in hırçın dalgaları damarımda Isıtıyor kanımı ara ara... Önümde uzanan yolsun anneciğim, Senin gibi konuşuyorum yeri geliyor, Senin gibi gülüyorum bazen, Ya da sessizce bir köşede Bir anlık...dökülen gözyaşları... Gözyaşlarım gibi, kahkahalarım da kalabalık... Bak, yağmur yağıyor, Hatırlıyor musun? Israrla giydiğim yeni süet ayakkabılarımı, Yağmurda sırılsıklam yapmıştım, Onbeş yaşımın verdiği inatla... Güzel olmak istemiştim o gün... Sevdiğime güzel görünecektim okulda... Hiç konuşamadığım, Elini tutamadığım ona... Anne, öyle özlüyorum ki seni. Yanağımdaki usul buseni... Yakamı düzelten ellerini... Hep gözümün önündesin babamla, O ud çalıyor, senden dökülüyor şarkılar. Tulumbanın havuzunda soğuyan karpuz, Bahçemizde koşuşan tavuklar... Ben de söylüyorum senin gibi şarkılar, Yazdım ben de bir çok şiir, Okula yolladım çocuklarımı. Şimdi yanımda torunlar... Ama düşününce zaman zaman, Hâlâ bir çocuğum kucağında, Beni de sev, oğlumu, kızımı da... Al torunlarımı kucağına... Öyle engin ki sevgin, Ver verebildiğin kadar Ona, buna... Biliyorum; Orda da etrafında çocuklar, Savaşların, kinlerin kurbanları... Okşuyorsun onları, sarmış da kolların! Benim annem sevgi yumağı, Sevgi çemberi; sarmış, kuşatmış... Allah, Annemi,''ANNE'' diye yaratmış... Halenur Kor |
Ardınca
(Cüneyt'e) Geldi ve gitti. Varlığını hissettirmeden kaldı. Yüreğime bir bıçak sapladı, gitti, Bir ömür acıtan. Neresinden baktı dünyaya acaba? Penceresi buzlu muydu? Kırık mıydı baktığı camlar? Kapısını kapatıp da mı gitti? Bakışları mı kaldı burada, Yoksa mutsuzluğu mu? Ümitlerini ekebilmiş miydi tarlalara? Çatladı mı tohumları kim bilir? Gülüşleri mâsumdu kapı ardında kalan. Bakışları deldi geçti baktığı yerleri. Rüya gibiydi elleri, varla yok arası. Adımları nerede? Duyguları, sevgileri kilitli kaldı odasında, Ceketinin cebinde mahcup bir aşk mektubu, Gözleri, pencerelerce tavana takılan... Sıcaklığı bende kaldı, üşütür ısıtırken. Yarım gülüşleri ne söylüyordu acaba bulutlara? Sessizce gitti, sessiz, dilsizce... Vedâsı kilometreler ardından duyulan... Ve kor düştü yüreklere, Dağlandı yürekler. Vedâsı sessizdi, dilsizce... Bakışları orada kaldı, Benimkilerse yolda... Uzaktı mesafeler, çok uzak... Acısı, bakışları, gülüşleri ateşten bir top, Oturan bağrıma dertop. Acelesi nedendi acaba? Neden çağırmışlardı bu kadar çabuk? Vedası dudaklarında kaldı, Bakışları gökyüzünde mahcup. Sahibi kim cebindeki aşk mektubunun? Neden uzak bu kadar yollar? Halenur Kor |
Askerim Artık
Dizlerinin dibinde geçti yıllarım, Sıramız geldi anne, askerim artık. Yüreğim hep seninle, uzak yollarım, Allah'a emânetsin, askerim artık! Kurbânım vatanıma yakıldı kınam, Giydim asker urbamı ağlama anam. Dönerim inşallah beklesin Suna'm, Gülerek gidiyorum askerim artık! Dönüp dönüp geriye yâre bakarım, Sürmeli gözlerine türkü yakarım. Nazlı bayrağımıza selâm çakarım, Hasret, vatanım için, askerim artık! İstanbul, Ankara, Van, Adıyaman'dan, Diyarbakır, Kayseri, Muş, Ardahan'dan, Yurdun her köşesinden koşarız candan, Başım dik, alnım açık, askerim artık! Şehit babamı gördüm düşümde gece, Dilinde dua vardı, hep hece hece. Öyle duruyordu, dağlardan yüce, Seslendim: Baba, baba, askerim artık! Şehitlik şerbetini içersem eğer, Ne büyük bir pâye bu, nelere değer, Yurdumda asker olmak, şerefmiş meğer, Şimdi ne mutlu bana, askerim artık! (2006-istanbul) Halenur Kor |
Ayağında Yol Gibiyim
Ayağında yol gibiyim, Kurumuş bir dal gibiyim. Yalpa vuran sal gibiyim, Bilmiyorsan ölmek gerek. Güzel günler geçti gitti, Hasret ektim, acı bitti. Sevgi diye ömür bitti, Kadir kıymet bilmek gerek... Halenur Kor |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 04:36 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.