www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Şiir Arşivi .. (https://www.cakal.net/showthread.php?t=75583)

Nǿ ŦΞДЯ™ 07-09-2007 11:30 PM

http://www.vsresim.com/upload/resim_...26101615_8.jpg


Gökyüzünde sallanan
Renkli özgürlükler
Neşeli gülümseyişler
Çocukluğumun mutluluğu
İpin ucunda sallanan
Renkli şekiller
Koşunca senle koşan
Özgürlüğü ellerinde olan
Renkli uçurtmalar
Başını kaldırıp bak
Nasılda uzaklara gidecek
İpini bir bıraksan
Renkli mutluluklar
Ben çocuğum
İpi bıraktım
Özgürce uçsun diye
Uçurtmalar…

Nǿ ŦΞДЯ™ 07-09-2007 11:30 PM

KELEBEKLERİ İTMEYİN


Adam fısıldadı "Tanrım konuş benimle"
ve bir kuş cıvıldadı ağaçta
Ama adam duymadı
Sonra adam bağırdı
"Tanrım konuş benimle!"
Ve gökyüzünde bir şimşek çaktı
Ama adam dinlemedi onu
Adam etrafına bakındı ve
"Tanrım seni görmeme izin ver!"
Ve bir yıldız parladı gökyüzünde
Ama adam farkına bile varmadı
Ve yüksek sesle haykırdı
"Tanrım bana bir mucize göster!"
Ve bir ipek böceği kelebek olup uçtu
Ama adam bilemedi
sonra çaresizlik içinde sızlandı
"Tanrım dokun bana ve burada olduğunu anlamamı sağla ne olur!"
Bir kelebek kondu adamın omzuna
Ve adam elinin tersiyle uzaklaştırdı..

Nǿ ŦΞДЯ™ 07-09-2007 11:31 PM

Merhamet Hür Dünyaya Bu Kadar Mı IRAK ' tı


Ben Basralı Ömer,
Belki haberin yoktur diye yazıyorum Mr. Franks.
Önce demokrasi yağdı göklerimizden,
Sonra özgürlük geçti üstümüzden
Palet palet.

Ve insan hakları
Namlularından
Yüzü maskeli adamların
Saniyede bilmem kaç adet.

Demokrasi bizim eve de isabet etti
Bir gün sonra anladım koptuğunu ayaklarımın.
Tam onsekiz adet
insan hakları saymışlar
Vücudunda babamın.

Annem yoktu zaten
Ben doğarken
ilaç yokluğundan ölmüş
Ambargo falan dediler ya
Anlamadım çocukluk aklı işte
Oluşmadan sökülmüş.

Sizde de barış böyle midir Mr. Franks?
insan hakları çocukları yetim
Ve ayaksız bırakır mı orda da?
Düşer mi ayın kan gölüne aksi
Güpegündüz düşer mi Pazar yerine demokrasi?

Zenginlik
insanları korkudan uykusuz bırakır
Kuşlar gökyüzünü terk eder mi orda da?
Babamla mırıldandığım son dua dilimde
Ayaklarımın hastanede
Ve giymeye kıyamadığım pabuçlar
Kaldı elimde.

Çocukların var mı Mr. Franks?
Al, oğluna götür onları
Bari işe yarasın
Kim bilir belki baktıkça
Bazen beni hatırlasın.

Bu nasıl demokrasi Mr. Franks?
Düştüğü yeri yaktı
Merhamet hür Dünyaya
Bu kadar mı IRAK ' tı?


IRAK savaşında babası ve annesi ölen ve ayakları kopan bir çocuğun IRAK savaşını yöneten Tommy FRANKS'a yazdığı şiir.

Nǿ ŦΞДЯ™ 07-09-2007 11:31 PM

Bedenin yükünü ayaklar taşır, ruhun yükünü yürekler..


Bütün ağırlığınızı ve yorgunluğunuzu kaldıran
ayaklarınız için rahatlığı ve şıklığı bir arada
barındıran ayakkabıyı seçersiniz.

İçinizin acılarını, sıkıntılarını, kırgınlıklarını ve
hayallerini yüklenen yüreğiniz için de huzur verici
ve "güzel" bir aşk ararsınız.

Zaten aşklar da ayakkabılar gibidir...
Bazıları çamur yağmur, toz toprak kar buz gibi her türlü
"kötü hava" koşullarına dayanıklıdır.

Bazıları ise ummadığınız kadar kısa zamanda çabucak
yamrulur ilk yağmurlu havada "altı açılır" veya
güzel havalarda bile "iki günde bozulup" gider.

Aşkları da ayakkabılar kadar "itinayla" seçmezseniz, tıpkı
ayağınızda olduğu gibi yüreğinizde NASIR oluşabilir.

Dar gelen bir ayakkabıyı sadece tarzını beğendiğiniz
için "zamanla açılır" diyen satıcıya inanarak alırsanız,
zaman içinde ayak kemiklerinizde "deformasyon" başlar.


Ruhunuzu daraltan bir aşk içinde yalnızca fiziksel beğeniye
Kapılıp "zamanla düzelir"diyenlere kanarsanız,
yine zamanla içinizdeki olumlu duyguların "çarpıldığını"
görebilirsiniz.

Aşık olabileceğiniz insan türü, tıpkı ayakkabılar kadar
değişik stillerde, farklı kalitelerde ve sayısız "renktedir"....

Aşkı bir çeşit serüven olarak "spor" gibi yaşayanlar,
aynen "spor ayakkabı" gibi dikkat çekici ve rahat kişileri
bulurlar.

Tersine aşkta tutucu ve istikrarlı olmayı benimseyenler
"klasik ayakkabı" gibi muhafazakar çizgiler taşıyanlara
tutulurlar.

Dekolte ayakkabılar gibi sadece cinsellik ve
eğlence zevkleriyle ateşlenen aşklar vardır.

Bez"ayakkabılar gibi kısa omurlu "tatil aşkları" ise
hemen herkesin kişisel tarihinde mevcuttur.

"Marka"ayakkabı alır gibi, sevgilinin kariyerine ve maddi
durumuna "tutulan" aşıklar görürsünüz.

Katı plastikten "yağmur çizmesi" edinir gibi mantık
süzgecinden geçirip "işe yarar" biçimde yaşamak
isteyenleri de bilirsiniz.

Ayrıca ne tuhaf ki, psikolojik testlerde "zaafı" olup
evine sayısız çeşitte ayakkabılar yığan insanların
aynı zamanda "değişik" türde aşklara da zaafı olduğu
söylenir.


Evet, aşk "ayakkabıdır" Aynen ayakkabınıza bakım
yapmayıp "hor" kullandığınız zaman kolayca
eskittiğiniz gibi, aşkınıza da dikkatli davranmayıp
özen göstermediğiniz zaman kısa surede "eskitirsiniz".

Ve nasıl ki "delik" bir ayakkabıyı tamir ettirdiğinizde
Yalnızca "bir miktar" ömrünü uzatmış olursanız;
"delik" bir aşkı onarmaya kalkıştığınızda da
"asla eskisi gibi olmayacaktır"!

CAN YÜCEL


Nǿ ŦΞДЯ™ 07-09-2007 11:31 PM

canım ankaram...


Eskiden dolmuşlar muavinler vardı
Medeniyet geldi mazide kaldı
Avrupa birliği kapıyı çaldı
Aman dostlar ANKARA ne harika

Ulusta Hisarı Kalesi ne hoş
Anafartalardan adliyeye koş
Atpazarı bakırcılar carşısı
Aman dostlar ANKARA ne harika

Hacıbayrama git yarı hacı ol
Ahrete gideni bu camide gör
Ölüm aklında mı bir kendine sor
Aman dostlar ANKARA ne harika

Gençlik parkı genç kalanlar gezmiyor
Hergele meydanı neler gizliyor
Ulus ta ATATÜRK bizi izliyor
Aman dostlar ANKARA ne harika

Dışkapı sırayla pavyonlar barlar
Yıba çarşısında kaybolan canlar
Meşhur benderesi ne sırlar saklar
Aman dostlar ANKARA ne harika

Dışkapıda Gülhanesi Gatası
Etlik kavşağında S.S.K hastanesi
Nerde yıkılmışmı halk pastanesi
Aman dostlar ANKARA ne harika

Etlik ayvalıdan çıkarsın yola
Keçiören şelalede verirsin mola
Aydınlıkevlerde Altınpark rüya
Aman dostlar ANKARA ne harika

Altındağı gelin gibi süzülür
Ankaranın her yöresi gezilir
Ankarayı görmeyen dostlar üzülür
Aman dostlar ANKARA ne harika

Aydınlık siteler 60 evleri
Saime kadında Şehitliği görmeli
Çinçin bağlarında mezarlığı gezmeli
Aman dostlar ANKARA ne harika

Mamak Muhabere nöbette bekler
Mamak yokuşunda motorun tekler
Türk Askeri heran yasak bölge der
Aman dostlar ANKARA ne harika

Akdere deyince şaşırıp kalma
İmrohol yolunda aşıklar turna
Cebeci dört yolda tarih sorgula
Aman dostlar ANKARA ne harika

Demetevler karşıyaka mezarlık
Ankara'ya göktaşından nazarlık
Hayat ile etmeyin ha pazarlık
Aman dostlar ANKARA ne harika

Yenimahalle Demet Çiftlik kavşagı
Hayvanat bahcesi ANKARA çayı
Batıkent ostimi Sincan fatihi
Aman dostlar ANKARA ne harika

ATATÜRK ormana kurmuş çitfliği
Orada avlarmış yaban kekliği
Hele birde verir isen tekliği
Aman dostlar ANKARA ne harika

Etimesgut aşti of aklım şaştı
Emekten Bahçeli ANIT kabiri
ATATÜRK'ü her fırsatta görmeli
Aman dostlar ANKARA ne harika

Akköprüsü Optimomu Armada
Beş boyutlu sinemalar orada
Fatihtedir harikalar diyarı
Aman dostlar ANKARA ne harika

Devletin sahipsiz insanlarından
Hava kuvvetleri Genel Kurmayı
Meclisin önünde soluk almayı
Aman dostlar ANKARA ne harika

Kızılaya indim şaşırdım kaldım
Şapkamı kafamdan düşürdüm kaldım
Kotlu,mini etekli kızlara daldım
Aman dostlar ANKARA ne harika

Sıhıyeye indim sekerek gittim
Zafer carşısını ziyaret ettim
Kültür,Sanat,Kitap,Kaset zebildi
Aman dostlar ANKARA ne harika

Gima'nın önünde randevu bana
Sakarya başını sallatır sana
Barlarda ozanlar dinletir bana
Aman allah ANKARA ne harika

Gimayı sollayıp Karanfile gir
Her adım başında seyyarları gör
Bilmesen adresi büfelere sor
Aman dostlar ANKARA ne harika

Konur sokak koçlar gibi bekliyor
Bütün gençlik orda horan tepiyor
Canlı müzik ruha neşe katıyor
Aman dostlar ANKARA ne harika

Harika camiyi görmek istersen
Ruhuna cenneti sermek istersen
Kocatepeye de hele bir gel sen
Aman dostlar ANKARA ne harika

Tunalının kibarlığı hoşluğu
İçinizde dolduruyor boşluğu
Dinlenmek için Kuğulu parkın hoşluğu
Aman dostlar ANKARA ne harika

Çankaya yıldızda uydu siteler
Botanik bahcesi sizleri bekler
Ataküleye çık Ankaraya bak
Aman dostlar ANKARA ne harika

Döner'im Dönüp de şaşırdım kaldım
Ankaranın güzelliğine daldım
Kendimi ankaranın bağrına saldım
Aman dostlar ANKARA ne harika



DÖNER ÖZEKE

Nǿ ŦΞДЯ™ 07-09-2007 11:31 PM

Taşların yosun tuttuğu kıyılarda,
Ayaklarının kaymasına aldırmadan,
Serin suların güzelliğini hissetmek.
Yüreğinin çıkmazlarına karşın
Denizin çağıran sesini hissedebilmek.
Bedenin su ile buluşması,
Tuzlu suya karışan gözyaşları.
Ve yaşamı anlaşılmaz,
Suların gel-gitleri gibi
Kum taneleri kadar çok
Her kulacında arkanda bıraktığın
Turkuaz derinliklerde kaybolan
Elinde tutamadığın mutlulukların…


alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™ 07-09-2007 11:31 PM

ılık hayat suyu...

Ekmek taşıyordu
Küfe dolusu ümitler
Akbaba yokuşunun malta taşlarında
Titreyen dizlerin sırtında
Koşuyordu ağır ağır
Anadoludaki sevdalara

Antik bir efsane
Dünya omuzlarında
Meydan okuyor çağlara
Ne ibibik kuşları umurunda
Ne de ömrü baharında
Mevsim artık hazan
Kuşlar göçüyor
Yapraklar düşüyor
Ve adam yürüyor
Akbaba yokuşunda
Sırtında küfesi
Yüreğinde hasret acısı

Ekmek taşıyordu sırtında
Ümitler domurdu alnında
Ve damla damla düştü ümitler
Akbaba yokuşunun malta taşlarına

Her adımda bir damla
Bel bükük,
Baş eğik,
Ama gözler ufukta
Güneydoğununun bir mezrasında yürek
Dokuz çocuk
İki kadın
Biri ana
Biri kuma
Biri katık bekler yoldan
Biri oğul verme derdinde
Bütün yük mecalsiz dizlerde
Hain korku pusuda
Her köşebaşında




Ekmek taşıyordu sırtında
Her adımda bir lokma
Her adımda bir damla
Her adımda daha yakında
Köşebaşında bekleyen hain korku

Bir adım
Bir damla
Bir lokma
Ve bir kurşun
Akbabalara bayram
Mezradaki yüreklere hazan

Dikildi karşısına adamın
Köşebaşındaki hain korku
Ne zaman
Nerede
Nasıllar bitti
İşte böyle
Akbaba yokuşunda
Ansızın
İki çift titreyen el
Bir kaç soğuk mermi
Ve soğuk taşlara dökülen
Ilık can suyu...

Ilık, damla damla ümitler
Ve ekmekler
Akbaba yokuşunun malta taşlarında
Acılar
İki kadın ve dokuz çocuk da
Ağıtlar
Harran’ın semalarında...


Selahattin ERDOĞAN

Nǿ ŦΞДЯ™ 07-09-2007 11:31 PM

Kara gözlü kız çocuğu
Gözlerinde sevdalar gezer
Öyle güzelki gözlerin
Bakınca gözlerime
Ne Şirin’i beğenirim ne de Leyla’yı
Öyle dalgın ki bakmaların
Hapseder gönülleri
İki kirpiğin arasına

Hele saçların,
Siyah desem, karalar kıskanır,
Irmak desem,
Nehirler, boynun büker
Hatta hepsi sözleşip bana küser
Ellerimi uzatıp yunasım gelir bazı bazı
Kıyamam, cayarım
Sanki o simsiyah saçların
En berrak sular gibi akar durur omuzlarından

Güler yüzlü kız çocuğu
Yüzün öyle güleç ki,
Gözyaşlarım utanıyor senden
Ya senin gözyaşların,
Kimbilir, o yanaklardan süzülürken
Ne acılar çekiyorlardır.
Belki de ağlıyordur gözyaşların da
Sen farkında bile değilsindir
Çünkü sen,
Sen oynamakla meşgulsün,
Kimbilir, hangi maske var yine yüzünde

Kaşların;
Kara kaşlı kız çocuğu
Kaşların yay deseler de türküler
İnanmam ben,
Olsa olsa ayın hilale dönmüş halidir
Kanmasın kimsecikler o kara rengine
Karalar bağlamış hilaldir kaşların
Bilmezler, anlamazlar
Kara bahtına karalar bağladığını

Dili güzeli söyleyen
Güzele güzel diyebilen kız çocuğu
Anladım ki;
Dilinin diyemedikleri var,
Merakta bırakma gayrı beni
Bırak da dilinin diyemediklerini
Gözlerin desin bana...

Elleri gül kokulu kız çocuğu
Dokunsa,
Solmuş güllere can veren
Ellerin, sanki tanrının gülleri
Elime dokunsan ellerinle
Zelzele olur bedenimde
Yüzüme dokunsan deprem
Hem de dokuz bilmem kaç şiddetinde
Günahkar sevdalar ölür yüreğimde...

Bacakların kız çocuğu bacakların
Güzel mi çirkin mi ben bilmem
Bilenlere de aldırış etmem
Ben bilirim ki, bacakların
İlk çağlardan günümüze kadar ayakta durabilen
Yıkılmayan,
Yamulmayan,
Antik sütunlar kadar güçlüdür bacakların
Taşıdıkları gövdenin sırtında
Tarih boyu yaşanmış
Tüm ayrılıkların yükünü taşır bacakların
Tüm veda cümlelerinin,
Tüm ‘hoşçakal’ların,
Tüm el sallamaların gidenin ardından
Katlanılmaz acılarını taşır bacakların

Bak ıssız bir sokaktayız,
Belki de çıkmaz bir sokak
Yolumuzu kaybettik sanma
Bilerek getirdim seni bu sokağa
Gel oturalım şu ıslak kaldırıma
Bi tarafımız ıslansa ne yazar
Yüreğimiz ıslak değil mi bizim
Hem çıkar artık şu yüzündeki maskeyi
Bilirsin, bilirim ben
Sendeki seni,
Ne sen oyna, ne de ben
Antrakt oldu, perdeler kapandı
Uzat şu bacaklarını,
Sırtındaki yükü de yıkıver şu kirli kaldırıma
Değiştiriver artık omuzlarından akan ırmağın yolunu
Bak hem nazlı boynunda yorulmuştur,
Omzuma daya biraz...

Gelincikleri utandıran kız çocuğu
Bak hava da bulutlandı
Yağmur çiseliyor
Islanacağız, belki üşüyeceğiz de biraz
Ama olsun
Biz de yağmuru ıslatırız,
Islatırız değil mi kız çocuğu!?...



Selahattin Erdoğan

Nǿ ŦΞДЯ™ 07-09-2007 11:31 PM

Nağmeler Satıyor Çocuk


Nağmeler satıyor çocuk
İnleyen
Titreyen nağmeler
Umut dolu nağmeler
Hasret yüklü nağmeler
Yok mu alan
Üç kuruşa nağmeler
Simit elli bine
Ekmek elli bine
Ve nağmeler
Üç kuruşa nağmeler....

Nağmeler satıyor çocuk
Nağmeler
Elinde kalan tek sermaye
Bir akerdeon
On parmak
Bir çift yeşil göz
Minicik bir yürek
Ve nağmeler
Üç kuruşa nağmeler

Nağmeler satıyor çocuk
Nağmeler
Çocukluğu
Bir tankın paletlerinde
Duaları
Bir dozerin kepçesiyle
Buğday tarlasına gömülen
Doyamadığı babasında

Bir bulut olsam tanrım
Rüzgarla uçsam
Saraybosna semalarına
Yağmur olup,
Düşsem damla damla
Babalar filizlense
Verimli topraklarından
Koklasam bir bir
Sarılsam
Sarılsam
Sarılsam tanrım
Ve haykırsam
Babam babam diye....


Nağmeler satıyor çocuk
Nağmeler
Duymayan kulaklara
Yosun tutmuş yüreklere
Üç kuruşa nağmeler
Bir lokmaya nağmeler

Adımlar
Umursuz adımlar
Renk renk pabuçlar
Çıplak bacaklar
Pantolonlar geçiyor
Yeşil gözlerin önünden
Aldırmadan açlığın kokusuna
Nağmelerin iniltisine
Aldırmadan geçip gidiyorlar
Toprağı balçık edip
Babalar Yaratan
Yağmur damlacıklarına

Selahattin ERDOĞAN

Nǿ ŦΞДЯ™ 07-09-2007 11:31 PM

benden gayri..

Şu daracık sokaklara her şey sığar,

Dışa açılan bahçe kapıları..,

Çöp bidonları..,

Minik kediler..,

Kaldırımlar ..,

Kaldırım üzerindeki pislikler..,

Balkona asılan temiz çamaşırlar..,

Sokak lambaları..,

Sokak çocukları..,

Yarın ki trafiğe çıkmayı bekleyen park halinde ki araçlar..,

Bir kaç sokak fahışesı..,

Ve........ ,

İrili ufaklı insanlar..,

Şu daracık sokaklara her şey sığar,

Ancak......,

Benden gayr_i....!

alıntı


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:31 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.