www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Fazıl Hüsnü Dağlarca (https://www.cakal.net/showthread.php?t=80663)

F.S.Mehmet1453 08-09-2007 02:41 PM

Destan Önü

İşte zamanın karanlığı, gece gibi,
Geçer bir gölge komadan.
İşte Tanrı nefesli sahiller,
İşte Bizans kopmuş Romadan.
Sakalları uzamış keşişler sırtında,
Bahar halinde bir yük:
Sur örülmüş kıyılarda yokluğa taraf,
Taşlarla, kıskançlıkla ağır ve büyük.

Eski İstanbul, ruh kadar eski,
İnsan daha fazla eskiyemez ki.

Bir boşluk ki göller tadında uzun,
Ya hiçe uzanmış vaktimiz, ya hepe.
Yedi meçhul üstüne açılmış,
Yedi tepe.
Haliç, dünya öküzünün boynuzu, hiç kımıldamaz,
Kımıldar bir kapalı su.
Geçer, asırlar gövdesine, aydınlık,
Uyumayanların uykusu.

Eski İstanbul, hatıralardan eski,
Göresin usul usul gez ki.

Tarumar olmuş,
Daradan, Sardanapaldan anlar.
Gemilerle, kervanlarla dolmuş, çırılçıplak,
Aşkı kaybedenler, bulanlar.
Devir devir kapılarında durmuş,
Nesilleri Asyanın, bu bakış ahu diye.
Sormuş sıcak rüyasını,
Peygamberin orduları, Hu, diye.

Eski İstanbul, eski,
Geçmiş günleri kimse söyletemez ki.

Saz nameleri gelir, din uğruna çarmıha gerileceklerden,
Belki çarmıhsınız, belki sazsınız.
Ölümlerden hangisi gerçek,
Anlıyamazsınız.
Farkedilmez Doğu ve Batı.
Hayaller dolusu cenaze, düşüncelerden.
Ayaklarınızın, ayaklarınızın,
Ayrılışı yerden.

Eski İstanbul, yakın ve eski
Öyle bir ses ki.

Can ile ten susamış, susamış,
Geçmiş de nice güzeller aradan.
Osmanlı padişahı Sultan Mehmet,
Bir seher, kadırgalarını yürütmüş karadan.
Aşk ile dizdiği topları bir bir dizmiş.
Çevirmiş hülyanın her yanını.
Lale gibi vermiş, bir akşam güneşinde,
Yiğit yeniçeri canını.

Eski İstanbul, çok eski,
Rüzgar, şahadete varasın, es ki.

Dil farkı, din farkı iyice azalmış o demlerde,
Bir sis ki bahçeleri, yüzü, cihanı kaplar.
Tekrar güne çıkmış, tekrar hayata, mahzenlerden,
Nur ve hayal ölmüş ellerin yazdığı kitaplar.
Yürümüş yürümüş hilalleri Türklerin,
Allahın havalarına, yalnız ve tek.
Serdengeçtilerle, akıncılarla
Buradan başlamış dünyayı sevmek.

Eski İstanbul, hem rahat, hem eski,
Yaşaması öyle tez ki.

F.S.Mehmet1453 08-09-2007 02:42 PM

Dışardan Gazel

Siz Ali Bey, Veli Beyefendi busunuz,
Gelecekler önünde suçlusunuz.

Yöneteceksiniz de ulaşacak ha,
Çağdaş Uygarlığa ulusunuz.

Ön karanlık, art karanlık, Sağ karanlık, sol karanlık
Kara toprak içine mi gömülüyoruz.

Bir ülke, yarısı çırılçıplak,
Yarısının yediği ekmek tuz.

Uyur itleri, inekleri, ayıları,
Bütün aydınları uykusuz.

Milyonu trahom toplumun, milyonu sıtma,
Milyonu verem, bilmiyor muyuz?

Ne olmuşuz, ne yapmışlar bize,
Nasıl bağlanmış elimiz, kolumuz.

Böyle giderse biline hep.
Mustafa Kemal'le bile yokuz.

De, yüreğin nice yanarsa yansın,
Efendilerin yüreği buz.

F.S.Mehmet1453 08-09-2007 02:42 PM

Dolu Sokak

Ne korkuyorsun
Uyanıp *******i
Ölüm yaşayacağını yokedebilir
Yaşadığını değil

F.S.Mehmet1453 08-09-2007 02:42 PM

Dosdoğru

İki kişi birbirini aldatır
Köy olur oraları
Uluslar yalan söyler birbirine
Ülkelerde dolar yeryüzümüz

F.S.Mehmet1453 08-09-2007 02:42 PM

Dönüş

Askerler dönüyor ihtiyar askerler,
Sulhun mavi dağlarından.
Kalbimize ne kadar aşina
Adımlarında kalan.

Türküler dönüyor nurdan türküler
Kağnı arabalarından söylenmişti.
Karşı bahçeler ki ayna mıdır
Nasibi devreder şimdi.

Kuşlar dönüyor sadık kuşlar,
Bahar için değil, saçaklarımız için.
Dönen mesafesiyle var oluruz
Mevsimler arkası güzelliğin.

Gemiler dönüyor garip ve zengin.
Garip ve sonsuz sular üzerinde.
Gemilerle beraber gelen şey
Aydınlıklar gibi yüzer, derinde.

Ve bunlar değil de ey gecem,
Sen dönüyorsun ellerime, sen.
Aşka ve hayata dönüyorum
Toprağın bütün ölülerinden

F.S.Mehmet1453 08-09-2007 02:43 PM

Dört Yapraklı Çiçek

Çıkamaz çocukluğundan dışarı
Kimse.
Oynamamız bundandır.
Kara toprakla binlerce yıl.

Çıkamaz çocukluğundan dışarı
Kimse.
Bundandır sevmemiz
kiraz ağaçlarını.

Çıkamaz çocukluğundan dışarı
Kimse.
Kardeşliğimiz bundandır
Mavi sularla binlerce yıl.

Çıkamaz çocukluğundan dışarı
Kimse
Bundandır inanmamamız
Kocaman bombalara.

F.S.Mehmet1453 08-09-2007 02:43 PM

Dünyaca

Burda, Hindistan'da, Afrika'da,
Her şey birbirine benzemektedir.
Burda, Hindistan'da, Afrika'da,
Buğdaya karşı sevgi aynı,
Ölüm önünde düşünce bir.

Nece konuşursa konuşsun,
Anlaşılır gözlerinden dediği.
Nece konuşursa konuşsun,
Benim duyduğum rüzgarlardır,
Dinlediği.

Biz insanlar ayrı ayrı kalmışız,
Bölmüş saadetimizi çizgisi yurtların;
Biz insanlar ayrı ayrı kalmışız,
Gökte kuşların kardeşliği,
Yerde kurtların.

F.S.Mehmet1453 08-09-2007 02:43 PM

Eski Kapı

Kadınların istediği
Mavilik midir
Gece midir
Kocalar yaşlanır da anlayamaz

F.S.Mehmet1453 08-09-2007 02:43 PM

Fetih Aydınlığı

Hem kısaydı Ayasofya tekbir seslerine,
Dardı hem.
Hava bir yeşille bismillâh gibiydi,
Gökyüzü bir bahardı hem.
İhtiyar yeniçerim öpmüştü İstanbul toprağını,
Duymuştu lezzetini yeryüzünün.
Nesilleri mesteden bir aşk ki ardında,
Bir cihan vardı hem.
Uyumuştu yeditepe hudutsuz,
Kaderin parıltısında
Kaderin parıltısından,
Uyanmış kadardı hep,
Geçmişin karanlığı dağılmıştı sultanla kul arasında,
Bir kardeşlikle can üzre.
Artık evler değildi eğilen insana karşı,
Saraylardı hem.
Sonsuzluğun saltanatından,
Kuvvetle adaletle denizler kadar,
Söylerdi vaktini Fatih dalgalara,
Duyardı hem.

F.S.Mehmet1453 08-09-2007 02:44 PM

Geceye Karşı Müdafaa

Bu adam ölmüştür ama,
Düşmedi toprağa henüz vakit.
Hayatını devrettik ağaçlara
Kalbi kimlere ait.

Bu adam ölmüştür ama,
Başucundan ayrılamadık.
Sonsuz kederinde *******imizin
Nedendir hala bu beyazlık.

Bu adam ölmüştür ama,
Henüz durmadı nehir.
Ve nasibi muhteşem kuşlar gibi
Onu götürebilir.


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 06:28 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.