![]() |
Edebiyat Matinesi
Kaykılmış koltuğunda bir kız Çiğner çiklet. Bir oğlan dalgada, Geldiğine pişman uyuklar Bir başkası arkada. Hiç bulabilir mi beyaz evi çok uzak Uçurduğunuz kuş? Kılıç gibi keskin karlı dağ. Hiç yeri miydi açmak kalbi Bu çiğ ışık altında. Sizden önce birisi bir fantazi okudu, Kırdı geçirdi. Yayvan gülüşlerden ağızlar çok geç döner; Şimdi sıra sizde üzgün ağır, Ne güzel! Olsa bari benzeri duygularla tedirgin, Sizdekini yaşamış Birkaç kişi. Işıktasınız seçilmiyor, Karanlıkta hepsi. Okudunuz, Bittiğine memnun, Anlamamış; Bozuk paralar gibi düşer önümüze Alkış. Gördünüz işte yerde Çürük domatesler gibi ezik, Avuçlarda mıncıklanmış kalbiniz. Büyürken leke ince ipekte, Yeniden eğildiniz! |
Engeller
Sen benim engelimsin beyaza. Yaparım yıkılır, Saldıran sularda silinen Kumdan kuleler deniz kıyısında. Sen benim düşmanımsın değişen, Her seferinde ismin başka. Ama hiç tadı yok yaşamanın Tam doğrulurken yeniden Tarlamı suların basmasa. İnsanınla vur, hastalığınla yere ser, Sars beni paraca Her yıkılışımda kuvvetim artar Işıyan köşe er geç benim Sen benim geçidimsin beyaza. Kaynak: Eski Toprak, 1955 |
Eski Sokak
Küçük ahşap bir dizi evlerdi On yıl önce o sokak Sonra geniş caddelere çıktık Apartman -- sizden uzak. Çocuklar orda büyüdü Orda okula gitti, Komşunuzduk ama görüşemedik Hiç vakit yoktu. Sizdendik, yalnız biraz okumuş, İki kadın, bir erkek, iki çocuk Uykulu, acele bir karıkoca Bizdik geçen önünüzden başları eğik. Akşamları çanta, file –- yorgun, ağır Dönerdik eve. Bir hamal bile tutmaz, cimriler! Diye düşünürdünüz herhalde. Bilmezdik, siz (Hiçbir şey paylaşılamazdı) Çarşılardan neler getirirdiniz (Herkese kendi telâşı). Girer miydi evinize, yer miydi Turfanda bir meyva, iyi bir besin Kalın kâğıtlarda çöplerimiz –- Çocuklar görüp imrenmesin! Açılan kapıyı hemen kapatmak Karşılıklı gizlemekti bir şeyleri. Gelip gidenimiz olurdu ya Gülüşmeler bizden değildi. Kimi günler evdeydim Masada kâğıtlara kapanarak Ne de çok çocuk Sesleriyle dolardı sokak. Bir cami avlusunda kuşlarca Bunun sekiz, onun on –- duyardım. Ürküp kaçmasınlar, pencereden Yavaşça bakardım. Hadi ben çok sigara –- öksürükler Hele çalışırken. Ya gece yarısı göğsü parçalanırdı O kadın, iki ev öteden. Bilmezdik kaç nüfus, her hâne –- Duyulurdu sertçe sesi bir kapının. Bağıran bir erkek boşluğa karşı Ağlayan bir genç kadın. Kimdin sen, karşımızdaki ev, Sarı ampul söner onbire doğru. Eğilirdim, havasız sokak –- Camlar kararırdı. Bitmezdi makinede dikişin, Kimdin sen, bitişik komşu? Üç yavrunla kalmışsın Bir tanıdık söylemişti. Kimdin sen -– sorsaydım hepinize, Gelirdi aynı yankı hepinizden: Sana mı kaldı, işine bak, Kimsin sen? Bilinmedi, ne çare, sizdendik Yalnız biraz daha iyi yaşamaya özlemli. Şimdi aynı uzaklık, aynı utanç Düşündükçe o sokağı, o evleri. Kaynak: Kareler Aklar, 1973 |
Evin Halleri
Evin yalın hali İster cüce, ister dev Camlarında perde yok Bomboş, ev. Evin -i hali, sabah, Geciktiniz haydi! Uykuların tatlandığı sularda Bıracaksınız evi. Evin -e hali, gün boyu, Ha gayret emektar deve! Sırtınızda yılların yorgunluğu Akşam erkenden eve. Evin -de hali, saadet, Isınmak ocaktaki alevde Sönmüş yıldızlara karşı Işıklar varsa evde. Evin -den hali, uzaksınız, Hattâ içinde yaşarken Aşkların, ölümlerin omzunda Ayrılmak varken evden. |
Evler
İnsanlar yüzyıllar yılı evler yaptılar. İrili ufaklı, birbirinden farklı, Ahşap evler, kâgir evler yaptılar. Doğup ölenleri oldu, gelip gidenleri oldu, Evlerin içi devir devir değişti Evlerin dışı pencere, duvar. Vurulmuş vurgunların yücelttiği evlerde Kalbi kara insanlar oturdu. Gündelik korkuların çökerttiği evlerde O fıkara insanlar oturdu. Evlerin çoğu eskidi gitti tamir edilemedi Evlerin çoğu gereği gibi tasvir edilemedi. Kimi hayata doymuş göründü, Bazıları zamana uydular. Evlerin içi oda oda üzüntü, Evlerin dışı pencere, duvar. Evlerde saadetler sabunlar gibi köpürdü: Dışardan geldi bir tane, nar gibi, Arttı, eksilmedi. Evleri felaketler taunlar gibi süpürdü: Kaderden eski fırtınalar gibi, Ardı kesilmedi. Evlerin çoğunda dirlik düzen Kalan bir hatıra oldu geçmişte. Gönül almak, hatır saymak arama. Evlatlar aileye asi işte, Bir çığ ki kopmuş gider, üzüntüden. Evlerde nice nice cinayetler işlendi, Ruhu bile duymadı insanların. Dört duvar arasında aile sırları, Bunca çocuk, bunca erkek, bunca kadın Gözyaşlarıyla beslendi. Küçükler, büyük adam yerine evlerin kiminde: Çocukları işe koştu kalabalık aileler. Okul çağlarının kadersiz yavruları Ufacık avuçlardan akşamları akan ter, Tuz yerine geçti evlerin yemeğinde. İnsanların kaderi besbelli evlere bağlı: Zengin evler fakirlere çok yüksekten baktılar, Kendi seviyesinde evler kız verdi, kız aldı Bazıları özlediler daha yüksek hayatı, Çırpındılar daha üste çıkmaya Evler bırakmadılar Yeni yeni tüterken ocakların dumanı "Kadın en büyük kuvvet erkeğinin işinde" Erkekleri kaçtı, kadınları kaçtı Evler dilsiz şikâyet kaçmışların peşinde. Şu dünyada oturacak o kadar yer yapıldı; Kulübeler, evler, hanlar, apartmanlar Bölüşüldü oda oda, bölüşüldü kapı kapı Ama size hiçbir hisse ayrılmadı Duvar dipleri, yangın yerleri halkı, Külhanlarda, sarnıçlarda yatanlar! |
Filigran
Kimi kâğıtlar Aydınlığa tutsanız Çizgi, resim, bir şekil. Ya da gizli mürekkeple yazılmış Boş görünen sayfa Okunur ısıya yaklaştırınca. Kimi şiirler Okunur arkasında Kendi ateşiniz varsa. Kaynak: Beyler, 1977 |
Gece ve Yas (Basılmış İlk Şiiri)
Bir köşeye büzülüp Böyle susmazdım ama Kapılardan süzülüp Gece doldu odama. Bir yağmur ince ince Çarpıyor şimdi cama Hasret kaldım sevince Korku yüzümde yama. Dalarken gözümde yaş Ben böyle sonsuz gama Artıyor yavaş yavaş Damlardaki ağlama. Kaynak: Varlık, 54, Ekim 1935 |
Geçim
Hepsini birden istemek Yersiz, Zamanı var Biz zengin değiliz. Duvara astım liste, Eksikleri yaz, Sıra hangisindeyse para olur olmaz... Ayda bizim elimize Ne geçer, şu kadar. Ayır önce kirayı; Günde yemeğimize Ne gider, şu kadar. İyi kullan parayı, Bu aylık bize yeter. Duvardaki liste... Kes üç kuruş ekmekten, Beş kuruş etten kıs. Sıra hangisindeyse Çarşıya gider, alırız. |
Gençken I
Niçin ölümden bahsediyorsun Bu sevda nerden esti Şairler yazmadan önce Kimse ölümü sevmezdi Sen onlara bakma Geldin gidiyorsun Kimin var seni düşünür Bu yol deli dolu yürünür Yakındır iki büklüm Ararsın gençliğini Elinde fırsat varken Beğen beğendiğini! Mart 1943 Kaynak: İnsan, 21 |
Gizli Sevda
Hani bir sevgilin vardı Yedi sekiz sene önce, Dün yolda rastladım Sevindi beni görünce. Sokakta ayaküstü Konuştuk ordan burdan. Evlenmiş, çocukları olmuş Bir kız bir de oğlan, Seni sordu. Hiç değişmedi, dedim. Bildiğin gibi... Anlıyordu. Mesutmuş, kocasını seviyormuş. Kendilerininmiş evleri... Bir suçlu gibi ezik, Sana selam söyledi. |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:12 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.