www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Kadir Karaman (https://www.cakal.net/showthread.php?t=82197)

GooD aNd EvıL 08-17-2007 03:37 PM

Çiçeği Burnunda
Çiçeği burnunda gülüşlerinle…
Küflenmiş kalbime sevdâ dikme gel!
İster git emin gözlerde serinle…
Ruhuma kalkmaz sis gibi çökme gel!

Yabanî her şeyin, alışmak sana
Bilmelisin çok zor, imkansız bana!
Tâze yaram dönüşmeden çıbana
İçime özlemli gözler ekme gel!

Muradın başıma belâ mı olmak?
Gurbetim var, sürgün sıla mı olmak?
Çilem azmış gibi çile mi olmak?
Kalsın umutlarım, bir bir sökme gel!

Ayrılık dersine her gün çalıştım…
İstemem kaybımı bulmak, alıştım…
Kendim ile en sonunda tanıştım…
Muhtaç benim, benden aslâ el çekme gel!

Yollara bakmaktan çöktü gözlerim!
Özlemle ne yaşlar döktü gözlerim!
Hasret ağlarını söktü gözlerim
Bitti bitmez sabrı, çok bekletme gel!

GooD aNd EvıL 08-17-2007 03:37 PM

Çöl Çiçeğim
Şimdi kurşunlar ziyaretine gelir
Ve tanklar geçer üzerinden
-Sense Kelebekleri, Uğurböcekleri beklersin.
İstersin arılar bal alsın çiçeklerinden…
Acımasız vicdanların güdümünde
bombalar yağar
entrikacılar eseri uçaklardan üzerine
sen ki…tükenen insanlığın
kahpece, kalleşçe, câhilce
fedâ ettiği son kurbanısın
kendini insanlığın efendisi sanan;
ihtirasın, tamahın, isyanın son kölesine.

-biliyorum acıdır sızlatan içini
ve yaralarındır seni ağlatan
paylaşmak isterim paylaşamam
ne kederini ne sevincini
ama kanlı yaşlar boşalır
insafımın,
vicdanımın gözlerinden.
Ve hıncım…
ve hırsım…
ve isyanım başkaldırır
böylesine kirli bir amaç için öldürüldüğüne
ve kefensiz toprağa gömüldüğüne.

Vücudumun her yerinden
seninkinden daha derin yaralar çıkar
- yaralar ki sızlayacağı âşikâr
topraktan da ötede.
Depreşir sürekli hicrânım
tesellisi olmayan bir mâtemde.
Ümit etme ve boşuna bekleme
yok bir tâne bile yürekli.

Niye bakamam çöl çiçeğim?
ağlamaktan mı
yoksa…yoksa..!
başka bir sebepten donuklaşmış gözlerine
niye tutamam
kar beyaza dönmüş ellerini
ve isterim okşamayı kıpkırmızı olmuş
-ne zaman olmuşsa..!?
saçlarını okşayamam…

Beni affet çöl çiçeğim
beni mâzur gör
diyemiyorum…
Yüzüm yok senden bir şey istemeye
kopup gittiğin halde benden imdat isteyerek
gözlerim göre göre
bir şey yapamadım
sana kurşun sıkana karşı çıkmak şöyle dursun
uzanıp elinden bile tutamadım;
nasıl sığdırabildimse insanlığıma
ve nasıl sindirebildimse içime?

şimdi pişmanlıklarla doluyum
yol göster
ya da işâretler bırak geride
bir gün
sevinerek gittiğin gibi
gittiğin yere
bende geleyim yüreğimde
demet demet kırmızı gül çiçekleriyle.

GooD aNd EvıL 08-17-2007 03:37 PM

Darmadağın
Başucunda kül yüzümün
Gözleri var, darmadağın!..
Yıkılan umutlar dünün
Közleri var darmadağın!..

Tırmanılmaz yokuşların...
Mağduru can, çöküşlerin...
Kan renginde bakışların...
Gözleri var, darmadağın!..

Dalmış girift hengâmeye...
Belli ki hasret sevmeye...
Yalvarıyor sev, sev diye!..
Sözleri var darmadağın!..

Acıdan sunmuş sâkisi...
Hüzünden yansır akis’i
Her mevsimin tiryakisi
Güzleri var darmadağın!..

Nesi varsa hep tüketmiş...
Ermek için ömrü bitmiş...
Meçhul menzillere gitmiş...
İzleri var, darmadağın!..

Eritir hisli sözleri...
Hüzün soldurur gözleri...
Üzmem demiş ya sizleri...
Bizleri var, darmadağın!...

Nesi varsa talan olmuş...
Adı, sanı yalan olmuş...
Her tarafa ilan olmuş...
Gizleri var, darmadağın!

GooD aNd EvıL 08-17-2007 03:37 PM

Dış Yüz, İç Yüz
İnsanoğlu çiğ süt emmiş güvenme!
Önün dönük olsun, sırtını dönme!
Dili gemi, batar; sakın ha, binme!
Affetmez, eline düşsen kazâra!?
Acımaz, kor, diri diri mezara!?

Sâkin durur, vahşî parsı içinde
Göstermez, gizlidir hırsı içinde
Balyozu içinde, örsü içinde
Gelmez fazla nasihate, azara
Acımaz, kor, diri diri mezara!

Yüzü güler, dili tatlı, ya özü!?
Bâzen kurşun gibi yaralar sözü
Geceden karanlık görünür yüzü
Teline dokunma kırar, kızar ha!
Acımaz, kor, diri diri mezara!

Kıskançtır, hasistir; çekemez yükü
İster, tek kendisi kullansın mülkü
Vicdansız, insafa gelir mi? Belki!?
Gelmezse, çekinmez sürer hızara
Acımaz, kor, diri diri mezara!

Görünümü sık sık değişir, kanma!?
Ağlar, inler roldür; sakın inanma!?
Uzak dur, tehlike; eminim sanma
İnsan, âlemde en girift manzara
Acımaz, kor, diri diri mezara!

Unutma! Bende bir insanım, insan!
İçim, dışım ayrı; kazancım isyan!
Rahmet kapısından ermezse ihsân
Çıkar hâlim, nedir, bir bir pazara?
Alır mı? Koymayın diri, mezara!?

GooD aNd EvıL 08-17-2007 03:38 PM

E mi..
Dikenlerle dolsun sevdiğin güller
Taşlara dönüşsün tuttuğun eller
Essin bağrında hep kavuran yeller
Bir daha neşeyle güleme emi!

Saçların ağarsın, yüzün buruşsun
Hasretle can, tenin; yansın tutuşsun
Gözyaşın dinmemek üzere coşsun
Ömrünce baharı bileme emi!

El içinde boynu bükük kalakal!
Bitsin ümitlerin, boş hayâle dal!
Acıyla başını taştan taşa çal
Bayıl da kendine geleme emi!

Gündüzün geceye döne sonunda
Yapayalnız yürü hayat yolunda
Bitmeyen acılar besle canında
Derdine dermanı bulama emi!

Bana ettiğini hatırla tek tek
Kalmasın içinde ne bal ne petek
Görme hiç kimseden zerrecik destek
Düş, hiç bitmeyen eleme emi!

İçin dışın kalkmaz karanlık dolsun
Çiçeğin bir bahar görmeden solsun
Gördüğün tek mevsim sonbahar olsun
Bir daha da mutlu olama emi!

Bu aşkı yıkmanın ölüm bedeli
Gerçekten seveni reddetmez deli
Dilim bedduada, kalbim misâli
Mutlu olma, murat alama emi!

GooD aNd EvıL 08-17-2007 03:38 PM

En Büyük Sahtekar
Benden hayır beklemeyin
Her şey açık, gizlemeyin
Doğru adamdır demeyin
Sermayemdir ihtikârım
Ben en büyük sahtekârım.

Halifeliğe adaydım
Tehlike görünce kaydım
İlk, verdiğim sözden caydım
Sermayemdir ihtikârım
Ben en büyük sahtekârım.

Söz söyletmem çıkarıma
Taş koydurtmam tekerime
Aldanamayın vakârıma
Sermayemdir ihtikârım
Ben en büyük sahtekârım.

Sözüm süslü, özüm puslu
Çok mal, mülküm; haram aslı
Herkes zanneder nâmuslu
Sermayemdir ihtikârım
Ben en büyük sahtekârım.

Kılıfım merhamet, hilim
Çok korkunç, görünmez hâlim
Yalansız edemez dilim
Sermayemdir ihtikârım
Ben en büyük sahtekârım.

Menkîbeler anlatırım
Dinleyeni ağlatırım
İşim, böyle aldatırım
Sermayemdir ihtikârım
Ben en büyük sahtekârım.

Aç kurt gibi saldırırım
Hortumumu daldırırım
Bulduğumu kaldırırım
Sermayemdir ihtikârım
Ben en büyük sahtekârım

İlk kendime ihânetim
Kılavuzum: cehâletim
Felâketim: kehânetim
Sermayemdir ihtikârım
Ben en büyük sahtekârım.

Etmez misin biraz merak
Niçin her yan çorak, kurak
Hep aldatma vatan, bayrak
Sermayemdir ihtikârım
Ben en büyük sahtekârım.

Vaat büyük, sonuç hüsran
Malzeme din, îman, Kur’an
Nefsim, şeytan yoldaş, yâran
Sermayemdir ihtikârım
Ben en büyük sahtekârım.

Düşene acımam aslâ
Kucaklarım ihtirasla
Ayar, tatlı dil, kumpasla
Sermayemdir ihtikârım
Ben en büyük sahtekârım.

GooD aNd EvıL 08-17-2007 03:39 PM

Erciyes ve Çocuk
Minik ellerinde tartı kantarı
Küçük bir çocuk
Ağlıyor hıçkırarak
Bir soğuk kış akşamında
Ne ise sıkıntısı
Sokak ortasında

Ey çocuk!
Sus, ağlama!
Yüreğim delilenir!
Ey çocuk!
Sus, ağlama!
Duyarsa Erciyes celâllenir!

Boşaltır üstümüze
Bütün kar ve kışını
Ey çocuk!
Sus, ağlama!
Sileyim gözyaşını
Yaklaş, sevgi ile okşayayım başını.

Ey çocuk!
Ne kadar üşümüş
Buz tutmuş ellerin!..
Söyle, soğuktan mı
Açlıktan mı titriyor sözlerin ?
Bakışların tipiye tutulmuşçasına
Ürkek, telaşlı...
Niye ayazdan kavrulmuş gibi güllerin?

Gülmeyi unutmuş gibisin
Bilinmez, kaç zamandır!..
Özleminle içim kandadır
Ey çocuk!
Yaklaş da koklayayım başını!

Ey çocuk! Sus, ağlama!
Göz yaşların ciğerime saplanır.
Ey çocuk! Gel bana, gel!
Duyarsa Erciyes gazaplanır!
Boşaltır üstümüze
Gazabını, hıncını!..
Ey çocuk!
Sus, ağlama!
Paylaşalım acını!..

Şu soğuk, buz kesen
Tipili havada
İşin ne?
Ne arıyorsun dışarıda ?
Akranların uyurken
Mışıl mışıl
Sıcacık yatakta
Ninni dinlerken şefkatli bir kucakta
El-ayak çekilmiş
Bir canlı bile yokken
Neredeyse ayakta
Üşüyorsun sen
İliklerine kadar
Hücrelerine kadar
Donarcasına sokakta
Ne olur koş ısın
Taşlaşmış sinemi yak da.

Suskun durma!
Bir şeyler söyle !
Gözlerime bak da
Hüzünle yere eğme başını
Yazık olur, dökme yere
Gir, yüreğime dök göz yaşını.

Ey çocuk!
Sus, ağlama!
Yüreğim hicranlanır.
Ey çocuk!
Sus, ağlama!
Duyarsa Erciyes üstümüze çullanır!..
İndirir suratımıza
Soğuk soğuk kırbacını
Ey çocuk!
Sus, ağlama!
Sancım edeyim, sancını.

Ey çocuk!
Ayakkabın bile yok ayaklarında…
Yırtık, pırtık bir elbise
Bu yaşta çökmüş omuzlarında
Üşümüş ellerin
Isıtayım
Ellerime uzan da!..
Sen bizdensin
Bizlerse senden..
Sahip çıkmamışsak da!..
Durma öyle
Ürkek ürkek uzakta!..
Koş yürekler bul sığınacağın!?
Ömrünü bitirme
Şu acımasız
Merhametsiz sokakta!..

GooD aNd EvıL 08-17-2007 03:39 PM

Fosillerin Gözyaşı
Fosillerin gözyaşı turbaları emziren
Bir gözün öfkesidir sonsuzluktaki şimşek!
Öyküsü yalnızlığın izbeleri ezdiren
Canlardaki yaradan, rahat olmayan döşek!

Mutluluğu çökerten bir rüya görüntüsü
Elemlerin koyağı gözyaşlarının göğsü
Metânet, sabır, rızâ yaşamanın ölçüsü
İmkânsız son dâveti reddetmek ve gitmemek

Başkaldıran neyine güveniyor, nesi var?
Issızlık kurur muydu, dönse geri yolcular?
Dökülmese damlalar kahrolurdu acılar
Ağlamak, gerekince, olur mu hiç gülmemek?

Yer neyi varsa verir, nispet ederek göğe
Dalların canı çıkar, başını eğe eğe
Arıya bal yaptıran, balı koyan çiçeğe
Bilgiyi yok edemez, anlamamak, bilmemek!..

Düğümler, kördüğümler: canı rehine alan
Doğruları öldüren ihânet, isyan, yalan
Hiçbir şeyi olmazsa edemez kimse talan
Ölümsüzlük düşünen, elinde mi ölmemek?

Almak ise muradın; ver hep, karşılıksız ver!
Karşılık istiyor mu, bak! Verirken yerler, gökler
Emredileni işle, inan ki sana yeter
Sakla ve saklan haydi, mümkünse görünmemek.

GooD aNd EvıL 08-17-2007 03:39 PM

Gereksinme Dürtüsü
yerimi deler
kurşun acılar
acılardan eler
yabancılar
anlamaz
anlatır
anlayanı ağlatır
demirlediğim sancılar…

göz göze geldikçe
inletir bakışlarımı
duygularımdaki paslı kelepçe
kirleterek göz yaşlarımı
kahpece
mahkum eder
yeni acılara kalleşçe…

yok bir kalkanım
canımdı
delik deşik
nerdeler
niye böyle kahpeliklere büründü kardeşlik
hani onlar canım, kanımdı
geleceklerse
kim perdeler?

ben perdesiz bir halde
siperlerde can vermeye hazırken
biliyorum onlar
bohem bardaklarda
kendinden geçmiş uzanmış yatar halde
çardaktalar
yüreğimi yalnızlığın kazmaları kazırken…

gereksinme dürtüsü bu
yadsındığım yüzlerden
ve sürgündür hiç bitmeyecek
ivecen ve sevecen gözlerden…

GooD aNd EvıL 08-17-2007 03:39 PM

Gül ve Sevda
Ben bir nâzenin gülüm
kolay incinir
çok kolay üzülürüm.
Güller açılır gönlümde
bana bakınca gülen gözleri gördüğüm zamanlarda
neşeli, neşeli öter
buluştuğumuz ânlarda
bülbülüm

Bana
bahçıvanın baktığı gibi
bakmayın ne olur!
Hele çiçekçinin baktığı gibi
aslâ bakmayın!
konuşun zaman zaman benimle
ne derdiniz varsa anlatın,
gizli dertlerin dilinden
en iyi ben analarım!

Kim inlerse beni alıp eline
üzülerek onu dinlerim!
Öpmek ve koklamak isterken
dikkat edin,
dudaklarınıza
batabilir dikenlerim!
Ne olur canımı yakmayın
canınız yansa bile
hele kızarak yerlere aslâ fırlatmayın
siz bilemezsiniz ama
ben de ağlar, inlerim.

Bir gerçek, dalımda
daha güzel durduğum!
Ama sevenler elinde
daha mutlu olurum!
Sevenler, ey sevgiye değer vereneler!
Alın, göğsünüze takın beni
suya bırakın
göğe fırlatın beni
ama takmayın çelenklere
üzüntüden kahrolurum.

Her zaman âfili değildir güzelliğim
Sevgisiz ve sevensiz kalınca solmak
en eksik özelliğim!
Ne olur kalbinizin üzerinde tutun
hatıra defteri arasına koyun
açıp koklayın
ara sıra
eski bir dostu ziyâret eder gibi yoklayın!

Yükseldikçe iniltiler
etrafımdaki yapraklardan
daha şefkatle sarılın
lütfen
daha içtenlikle tutun
buruşmuş, kurumuş diye
atmayın çöplüğe kesinlikle
sevin beni
sevebileceğiniz kadar
en az sizin kadar bende
muhtâcım sevmeye, sevilmeye.

Ben bir nâzenin gülüm!
Sevgi kanımdır!
İlgi canımdır!
sevgisizlikse benim için en büyük cezâ
sevgisizlerse en büyük düşmanımdır!
hoyrat davranmak
hor bakmak bana
inanın en korkunç ölüm!
beddualarım onlara
açılınca ellerim
sevin,
beni!
kollayın ve koklayın
sonsuza kadar
ne olursunuz güllerim!


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 04:17 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.