![]() |
KARA TOPRAK
Dost dost diye nicesine sarıldım Benim sadık yarim kara topraktır. beyhude dolandım, boşa yoruldum Benim sadık yarim kara topraktır. Nice güzellere bağlandım kaldım Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum Her türlü istediğim topraktan aldım Benim sadık yarim kara topraktır Koyun verdi, kuzu verdi, süt verdi Yemek verdi, ekmek verdi, et verdi Kazma ile dövmeyince kıt verdi Benim sadık yarim kara topraktır Adem'den bu deme neslim getirdi Bana türlü türlü meyve bitirdi Her gün beni tepesinde götürdü Benim sadık yarim kara topraktır. Karnın yardım kazmayınan, belinen Yüzün yırttım tırnağınan, elinen Yine beni karşıladı gülünen Benim sadık yarim kara topraktır İşkence yaptıkça bana gülerdi bunda yalan yoktur herkes de gördü Bir çekirdek verdim, dört bostan verdi Benim sadık yarim kara topraktır. Havaya bakarsam hava alırım Toprağa bakarsam dua alırım Topraktan ayrılsam nerde kalırım Benim sadık yarim kara topraktır. Bir dileğin varsa iste Allah'tan Almak için uzak gitme topraktan Cömertlik toprağa verilmiş Hak'tan Benim sadık yarim kara topraktır. Hakikat istersen açık bir nokta Allah kula yakın, kul da Allah'a Hakkın gizli hazinesi toprakta Benim sadık yarim kara topraktır. Bütün kusurumu toprak gizliyor Melhem çalıp yaralarım düzlüyor Kolun açmış yollarımı gözlüyor Benim sadık yarim kara topraktır. Her kim ki olursa bu sırra mazhar Dünyaya bırakır ölmez bir eser Gün gelir Veysel'i bağrına basar Benim sadık yarim kara topraktır. |
Tedavülden kalktı aşk
Üç ihtilal üç kuşak Fiiliyattan geçtim Düşünmek bile yasak Girmeyelim bu konulara Bizden geçti şişt susak Yedi onda dört, onda beş Önümüz deprem yan basak Bize mi denk geldi Bize mi insaf Kelimeler fistan giymiş Salınıyor ağır aksak Atı alan Üsküdar´ı geçmiş Saadet bizden uzak Bize mi denk geldi Bize mi insaf Biz gördük yanmayı Ölümüne zorlanmayı İktidar altında şahlanmayı, horlanmayı Her şart her koşulda Babalar gibi dayanmayı Bizden sonrakiler gün görse bari Her birimize değdi fesat Dünya işleri kesat Yuvarlanıp gidiyoruz Halimiz eh işte vasat Bize denk geldi maalesef |
İki dudak arasına sıkışmış sevgi
Seviyorum derse, Sevilmiş, Sevmiyorum derse Sevilmemiş İki dudak arasından çıkanmı doğru? İki gözün söylediğimi? Gözlerdir, Yalanı da belli eder, Doğruyu Birisi konuşurken gözlerine bakmıyorsa Dinleme hiç onu, Söylediği doğru değildir Konuşurken dosdoğru bakarsa sana Korkma, Yalan konuşan Sana bakamaz çünkü İki dudak hep senin istediğini söylese de kanma Gözle dudak aynı şeyi söylerse inan Kalbinden geçen göze yansır Gözler kalbin aynasıdır çünkü Bırak dudakların süslemeli laflarını Bin laf etse faydasız Göz birkez baksın sana Seni seviyorum desin Yeter, Seviyordur çünkü... Kıymet Sönmez |
Aşkınla ne garip hallere düştüm!
Her şeyim tamam da bir sendin noksan! Yağmur yaş demeden yollara düştüm, İçim ürperiyor, ya evde yoksan!.. Elbisem gündelik, pabucum delik, Haberin olsa da sobayı yaksan. Yağmur iliğime geçti üstelik! İçim ürperiyor, ya evde yoksan!.. Sarhoşsan kapını çaldığım anda, Fahişeler gibi açık saçıksan! Bir de ufak rakı varsa masanda! İçim ürperiyor, ya evde yoksan!.. Bakkala gitmeme lüzum kalmasa, Durumu anlardın takvime baksan! Allah vere misafirin olmasa, İçim ürperiyor, ya evde yoksan!.. Kıvırcık marulun vardır inşallah; Bir salata yapsan, bol limon sıksan. Senin de iştahın iyi maşallah! İçim ürperiyor, ya evde yoksan!.. Sabahlara kadar içsek, sevişsek Ne ben işe gitsem, ne sen ayılsan, Derin bir uykunun dibine düşsek! İçim ürperiyor, ya evde yoksan!.. Ne kadar üşüdüm, nasıl acıktım! İlk önce sıcacık banyoya soksan, Sanırsın şu anda denizden çıktım, İçim ürperiyor, ya evde yoksan!.. Yanlış mı aklımda kalmış acaba! Muhabbet sokağı numara doksan. Boşa mı gidecek bu kadar çaba! İçim ürperiyor, ya evde yoksan!.. Ya yolu kaybettim, ya ben kayboldum! Ne olur bir yerden karşıma çıksan! Tepeden tırnağa sırsıklam oldum! İçim ürperiyor, ya evde yoksan!.. |
Günlerden bir gün, evrenin bir noktasında, kücük bir tırtıl gözlerini hayata açmış. Dogal içgüdüleri ile hemen beslenmeye başlamış. Ne bulursa yemiş. Bir süre sonra, yete- rince büyüdüğünde, kendine güvenli bir yer bulup, bir koza örmeye baş- lamış. Bu kozanın içinde geçirdiği uzunca bir sürenin sonunda da, rengarenk kanatlı bir kelebek olup çıkmış.
Minik kelebek, uçabiliyor olmanın da verdiği mutlulukla uçmaya başla- mış. Dağlar tepeler aşmış, ormanın her yerini dolaşmış. Derken bir vadiye gelmiş. Rengarenk çiçeklerin bulun- duğu bir vadiye. Etrafına şaşkın şaşkın bakarken, vadinin öbür ucunda bir papatya görmüş. Bir anda afallamış. Ne düşüneceğini, ne yapa- cağını bilememiş. İçinden "Ne muhte- şem bir çiçek" diye geçirmiş. Ve vakit kaybetmeden yüzlerce renkli, hoş kokulu çiçeğin üzerinden geçip doğruca onun yanında almış soluğu. "Merhaba" demiş papatyaya, "sizi uzaktan gördüm ve yanınıza gelmek istedim" Nazlı papatya şöyle bir bak- mış konuğuna ve "Merhaba" demis. "bende yalnızlıktan sıkılmıştım zaten." Ve konuşmaya başlamışlar. Kelebek ona hayat hikayesini, nerede dünyaya geldiğini, geçtiği ormanı, tepeleri anlatmış. Papatya ona kendinden bahsetmiş. Birbirlerinden gerçekten hoşlanmışlar. Kelebek bütün zamanını papatyayla geçirmiş. Gece olunca beraber yıldızları ve ateş böceklerinin danslarını seyretmişler. Gündüz olunca kelebek, kanatlarıyla papatyayı güneşin yakıcı ışıklarından korumuş. Minik kelebek papatyayı çok sevmiş. O kadar çok sevmiş ki, bir türlü onun yanından ayrılmamış. Papatyanın da onu sevip sevmediğini merak ediyormuş. Ama cesaret edipte bunu papatyaya söyleyememiş bir türlü. Onu kırmaktan, incitmekten, bu yüzden kaybetmekten korkmuş. Papatya kelebeği çok sevmiş ama o da bir türlü söyleyememiş sevgisini. Duygularının karşılığının olmayaca- ğından, bu yüzden kelebeği kaybede- ceğinden korkmuş. Böylece iki sevgili yan yana, ama sevgilerini paylaş- madan sohbet emişler. Böylece saatler saatleri kovalamış. Günler geçip te, kelebek artık zamanı kalmadığını, gücünün tükendiğini anlayınca, papatyaya dönmüş ve "Üzgünüm, ama senden ayrılmam gerekecek" demiş. Papatya buna bir anlam vermemiş. "Neden" demiş "Yoksa benim yanımda mutsuz musun?". "Hayır" demiş kelebek. "Bilakis, sen hayatıma anlam kattın. Fakat biz kelebeklerin ömrü sadece üç gündür. Ve ben ömrümü tamam- ladım. Artık kelebeklerin hiç ölmediği bir yere gitmeliyim." Papatya bu duruma çok üzülmüş. Ama yapacak bir şey yokmuş zaten. Kelebek artk hiç gücünün kalmadı- ğını, daha fazla tutunamayacağını fark ettiğinde, son bir gayretle papat- yaya "Seni Seviyorum" diyebilmiş ancak. Papatya donakalmış. Sadece "Bende..." diyebilmiş kelebeğin arkasından . Ardından da gözyaş- larına boğulmus, içinden "Keşke onunda beni sevdigini bilseydim. Keşke onu sevdiğimi söyleyebil- seydim." diye geçirmiş. Papatya, sevdiğinin onu sevdiğini bilmeden geçirdiği günlerin acısına dayana- mamış.. Bir süre sonra yaprakları önce solmuş, sonra da dökülmeye başlamış. Her düşen yaprakta papatya, içinden "seviyormuş" diye geçirmiş. İşte o günden beri, bunu bilen aşıklar, sevgililerine soramadıklarını hep papatyalara sormuş; Seviyor mu ? Sevmiyor mu ? diye... |
tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil, bütün iş tahirle zühre olabilmekte yani yürekte. meselâ bir barikatta dövüşerek meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken meselâ denerken damarlarında bir serumu ölmek ayıp olur mu? tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil. seversin dünyayı doludizgin ama o bunun farkında değildir ayrılmak istemezsin dünyadan ama o senden ayrılacak yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı? yani tahiri zühre sevmeseydi artık yahut hiç sevmeseydi tahir ne kaybederdi tahirliğinden? tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil." |
AĞLAMA BABA
Baş ucuma dikildiğinde ıslanmasın gözlerin, İçin acımasın ,burkulmasın yüreğin Yokum diye yanında olamıyorum diye İlk defa bugün ağlama Baba… İçindeki acım dinmez biliyorum Biliyorum bitmez hasretim, Kalbinde taşınması zor bir özlemim. Ama yinede Sen bu gün ağlama Baba….. Ben huzurluyum,mutluyum, Bu gün gülmen tek arzum Rahat olsun artık yüreğin Nolur bugün ağlama Baba….. Seni düşünmeden emanet ettiğim Beklide ruhumu taşıyan Sözlerinde beni bulacağın ‘Hani şu küçük evler Cüce evi ‘ diye lakap takan, Yeryüzünde biri var artık Gözleri tıpkı ben gıbı bakan Ama nolur bügün ağlama Baba…… Tutmasada benim yerimi Dindiremesede içindeki hasretimi Hissediyorum O ben gibi sevecek seni Sımsıcak ısıtacak tertemiz sevgisi yüreğini Ama nolur bugün ağlama Baba……. Biliyormusun; yeni bir arkadaşım oldu dün İsmi Rüya Yeni geldi ama oda çok mutlu burada Canını acıtan iyneler ,derdini anlamayan beyaz önlüklüler, Yok diye, Benim şimdi gitmem lazım , arkadaşımla Uçurtma uçuracağız uzun uzun çayırlarda Gökyüzünün o sonsuz boşluğunda, Hadi gel bugün ağlama Baba…….. Sen benim EMANETİMSİN O GÖK GÖZLÜ KIZA….. |
Saçımı okşar oldu artık,gecenin tam üçü
İşte bu saat yokmu,kalbimin sana göçü. Ufalır bedenim tel tel saçlarımda yürürüm, Kuş olup uçarak ogünlere süzülürüm. O saatlerde açılır duygusal kapılarım, O saatlerde,sensizliğe sarılırda ağlarım. Bana duygusalsın,diyen sözlerine kızarım bazen Nereden biliyorsun ki,beni bu saatte görmeden. ******* koynunda sallarken,uyku tutmaz gözümü, Belki buselerin ısıtır diye beklerim,soğuk yüzümü. Sensizliği çekerim içime,her nefeste derinden derinden derdin yok derler birde,beni bu saatte görmeden. Sigaramı yakan ateş olurum,kimi gece ve senin için yanarım bilki,bu saatte sadece. Tam yıldızlar kayarken gökyüzünde Uyur kalırım,hayalinin sımsıcak teninde. |
Sen el kadar bir kadınsındır
Sabahlara kadar beyaz ve kirpikli Bazı ağaçlara kapı komşu Bazı çiçeklerin andırdığı İş bu kadarla bitse iyi Bir insan edinmişsindir kendine Bir şarkı edinmişsindir,bir umut Güzelsindir de oldukça,çocuksundur da Saçlarınla beraber penceredeyken Besbelli arandığından haberli Gemiler eskirken,deniz eskirken limanda Sevgili |
Senden HoŞlaniyorum.
Gecenİn Bİr Vaktİnde Aklima DÜŞtÜn, Hayalledİm Senİ Benle GÜldÜn, Hatta Benİm İle Sen ÖpÜŞtÜn, Demekkİ Ben Senden HoŞlaniyorum. GÖz GÖze Gelelİm Gel Senİnle, El Ele TutuŞalim Senİnle, Mutlu Olursun Belkİ Benİmle, Demekkİ Ben Senden HoŞlaniyorum. Ne Zaman Yanina Gelsem,Şey Dİyorum, Senİ SevdİĞİmİ Sana SÖylÜyemİyorum, Senİn Derdİnİ Ben Bİlİyorum, Demekkİ Ben Senden HoŞlaniyorum. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:16 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.