![]() |
Çek Vur
Düşlerimde eskittim, Bir roman gibi hayat hikayemi Gözlerimde öldürdüm, Hayatımın en önemli yerini Sadece sevdiğinin dil yarası Derman bulmaz, değil mi? Sen nasıl söyledin, zalim... Beni sevmediğini! ! ! Çek vur artık, Çek vur, kanım akarsa namerdim! ! ! Eylül GÖKDEMİR Eylül Gökdemir |
Çık Siyahın Gölgesinden...(Düşler-Enci'ye)
Çık siyahın gölgesinden Ve Gir gece mavisi düşlerin yakıcı güzelliğine, Gözlerini de al yanına, Yangın mavisi gözlerini, Al götür düşlerine, Üç-beş nöbetlerinin olmadığı, Akla-kara yumağın birlikte sarılmadığı, Yalanın-ihanetlerin bulunmadığı Düşlerine taşı uykularını. ...30.01.2007 Eylül Gökdemir |
Çivisi Çıkmış Zamanlar
Bir gün, Düşer hayatımızın, Bir yerlerinden, Çivisi çıkmış, Vidası dökülmüş günler... Aksı kırılmış, Umutlarımız gibi, Darmadağın olmuştur hayaller... Çekmeyen ne anlar, Ya sevmeyi bilmeyenler... Giden gider, Yeni umutlara doğru... Eylül Gökdemir |
Değmez Ağladığına
Hüznün kaybolsun artık Dalgaların arasında... Bekleme gelmeyenleri asla... Koy gitsin, sal gitsin, yarattığı kaosta... Utanmasını bilmeyene Dökme yaşını dik ol daima... Eylül Gökdemir |
Deli Sevdam
Açtım ellerimi yalvardım Yaradana, Bir avuç tuz bastım kanayan yarama, Dilimde heceydin, gönlümde dua, Sen sızdı yaralarımdan sen daima.... Bir gönül hikayesi, yazılmadan okunan, Katre katre yükseldi göklere sedam, Mahşerde beklediğimsin, mümkün mü unutmam, İstersen gelme, arama, sorma, deli sevdam. Eylül GÖKDEMİR...08.02.2006 Eylül Gökdemir |
Deli, Divane, Yitik...
Unutamadığım, Unutmaya kıyamadığım... Gidemediğim, Gitmeye cesaret edemediğim... Kalmayı dilediğim, Umutlarımı yönlendirdiğim... Düşlerimde bekleyip, Hayaline şiirler yazıp çizdiğim... Dil lâl, kalem kırık, boynum bükük... Aşka yenik düşen şu gönlüm Deli, divane, yitik... Eylül Gökdemir |
Delice Sevdim Seni
Aslında bir ben sevdim seni... Bırakıp gitmelerine... Hakaretlerine rağmen... İflah olmaz bir hasta gibi... Tutkuyla, delicesine... Sadece ben, ben sevdim... Çıkarsız, beklentisiz, İhaneti bilmeden... Hiç kimse sevmedi benim gibi... Severmiş gibi değil... Kana kana sevdim... Tıka basa sevdim... Dolu dolu sevdim... Aslında hiç kimse sevmedi seni... Sevmekten çekindi... Yalnız kalmaktan korktuğum için değil, Seni sen olduğun için... Oysa ben... Yana yana sevdim... Riskleri gördüm... Bile bile sevdim... Aklımdan zorum varmış gibi... Bir düşünsene... Gerçekten kim... Kim böylesine sevebildi seni... Kahretsin... Hala seviyorum, kahretsin... Eylül Gökdemir |
Deniz Gözlü'den Cevap
Gittim geri dönüşüm yok artık Gönlüm öldü Onu köpeklere teslim ettim Poşetlere koyup Her köşe başında bir grup ite verdim Şimdi çıldırdı köpekler Delirdi itler Kudurmuş Leyla gibi, kendinde değil hiç biri Acımasız bir dil yaraladı beni Deniz gözlerimin ışığı, yüreğimin kaynağı bitti Demiştim sana Hesapsız, kitapsızdır sevgi Ne alacaklı, ne de verecekli olur sevgide Tek borcumuz sevgidir Sevgi emek ister diye Hangi sevda uzaktan yaşanmazmış Hangi sevdayı mesafeler asmış Hangi sevda için pazarlıklar yapılmış Şimdi say ki Hiç var olmadım Hiç gelmedim yeryüzüne Hiç bakmadın deniz gözlerime Say ki Hiç paylaşmadık bir yudum şarabı Say ki Hiç oturmadık dizdize Güvercin adada, taşların üzerinde Say ki Hiç dans etmedik Birbirimizin gözlerinde eriyerek Hiç titremedi yüreklerimiz Terlemedi avuç içlerimiz Şimdi Ellerinden kayan Bir avuç kum gibiyim tutamadığın Aşk Cesaret ister demiştim Öldürdü beni korkaklığın Faili meçhul bir cinayetin eseriyim Gönlümün katili sensin... Kalleş bir yürek tarafından kandırılan, Aşkın ne olduğunu bilmeyen anlamayan, Adın batsın dediğim adam diyemediğim biri. Eylül GÖKDEMİR...05.06.2006 Eylül Gökdemir |
Deniz Gözlüm...(Bana Yazılmış Bir Mektup)
Bu gece uyku tutmadı, kaleme kağıda sarıldım. Saat 02.45 ve ay hilâl. Radyo da Güllü'nün sesi, nasıl da kendine bağladın beni,elindeyim işte oyuncak gibi. Bir yudum daha alıyorum şişeden,kalkıp pencereden şöyle bir bakıyorum siyah bulutlar hızla yer değiştiriyor.Caddenin tüm sokak lambaları yanıyor. Birşeyler yazayım diyorum ve bunlar dökülüyor. Artık geçmiyor zaman dillerim de hep bir aman, çok sevdim seni neyleyeyim benden uzakta şimdi sen çoktan vazgeçtin bu aşk'tan. Aklıma geliyor o bakışların kendimi, bir martının kanadında buluyorum. Lakin çok sürmüyor düşüyorum tepe üstü marmaranın mavilerine. Kulaç atacak mecalim yok, öleyim diyorum, olmuyor ölemiyorum. Ne içilen mey tesellim oluyor ne dökülen gözyaşlarım, acılarım. İçim acıyor sevdiğim içim acıyor. O deniz gözlerini tekrar görmek, o aşk dolu sesini tekrar duymak istiyorum.Nasıl da aşk'la bakardın bana, hani gözlerimi hep kaçırırdım ben, öyle büyüktü ki sevgin, beni boğacak diye korkuyordum. Ah şimdi olsan da yine öyle baksan ve esir alsan tüm benliğimi. Şimdi çok geç biliyorum.Sen tümden söküp attın kalbinden beni, ama ben hala seni seviyorum. Bu tende bu yürek attıkça da seveceğim.Evet, belki bir daha hiç göremeyeceğim seni ve çok çekeceğim, bu aşikâr, ama bir an olsun hayalin yanımdan ayrılmayacak. Sen şu hayatımda, bana ben olduğumu hissettiren tek kişisin. Kolay olmayacak biliyorum sensizliğe alışmak, şimdi ne desem,ne yapsam boş farkındayım, ama olsun, yılmayacağım sevgimden,sevdiğimden. Bir gün, bir an olsun seni görme hayali bile yeter de artar beni yaşama bağlamaya, teslim olmayacağımı belirtmem bundandır. Sonra ölsemde ne gam ki, yaşıyor muyum, orası da meçhul. Yokluğunun ölümü bende çoktan başladı ve bu süreç ağır ve bir o kadar da acılı geçiyor. Ben bu aralıkta kendimle binlerce kez hesaplaşacağım ve bunu da gayet objektif yapacağım, zaten insan kendini kandıramaz. Sen yansımamdın, ya şimdi? Hiçbir şey yansımıyor benliğimden, aynalar bile beni göstermez oldu, herşey saydamlaştı,silikleşti ömrümde Senden önceleri hiç yaşamamış bir düş perisine binlerce satır yazdım, aşk'a hasreti yazdım. Ya şimdi? . Yokluğunu yazıyorum ilmek ilmek ve yalnızlığımı,her cümle kor alev oluyor, kör bir bıçak oluyor ardı sıra iniyor bu yorgun yüreğime, yanıyorum, bitiyorum. Ey! bir gülüşüne,bir bakışına canımı verdiğim görmüyor musun? , duymuyor musun? . Beni böyle derbeder, kördüğüm yumağı halinde mi bırakacaksın? Sensizliğe, sevgisizliğe, hüsrana mı terkedeceksin? Yoksa tüm bu kördüğümü eskiden olduğu gibi o deniz gözlerinde ki aşk dolu bir bakışla çözecek, beni kimsesizlikten kurtaracak mısın? Ellerim yüreğimde al senindir ne yaparsan yap, ama şunu da bilki; Ben seni, özlemlerimi, sevgimi,hayallerimi, deniz gözlerini,sevdamı yazmaktan hiç vazgeçmeyeceğim. SENİ SEVİYORUM DENİZ GÖZLÜM 09.09.2006 Eylül Gökdemir |
Dışarda Güneş, İçimde Ayaz
Mevsim kış, aylardan Aralık Meydanlar bomboş, içim kalabalık Sular donmuş, akarlar tıkanık Takacaksın birgün yine oltana balık... Adı ben olur, baş harfi yine ben Sonu ne olur, şimdiden bilemem Akşamlar uzundur, sabahı göremem Dışarıda güneş var, içimde ayaz... Sokaklar ıssız, çisil çisil bir yağmur, Köşe başlarında lambalar, etrafı aydınlatır, Rengarenk, mumlar, sofralar canlanır, İçimin rengi nedir, hava buz gibi ayaz. Eylül der ki utan, kendinden utan Aşk bu kadar ucuz mu pazarda satan Cehenneme çevirdin hayatı, şimdi tut matem Boğdun büyük bir sevdayı gel-gitlerinde. Ben çok inledim sessiz *******de, Şimdi biraz da sen inle, içinin matemiyle Eylül Gökdemir |
Dikenin Hikayesi
Canım acıyordu, Haykırıyordum, Çığlık çığlığa... Bir diken vardı sanki, Kalbimin tam ortasında... Yardıma geldi, Şefkatli bir çift el, Hiç ummadığım bir anda. Ağlama, dedi, kıyamam sana... Usulca çekip çıkardı, Acımasız dikeni, Dur bir öpeyim, Kalmaz hiç bir şeyin, dedi. Acı gitmiş, yaram iyileşmişti. Dikensiz yaşamak, Ne güzel bir şeydi, Sanırım bu bir mucizeydi... 09.03.2007 Eylül Gökdemir |
Dikenli Tel
Ne gül olabildim, ne de diken, Ben emekli olmuştum, sen genç iken, Sağım ecel, solum mahşer, Bir yara ki bu, ölüme benzer Gelmek ister deli gönül, gelmez, Bahanede gezer ömür, hissetmez Bir dikenli teldir sarar, canım acır Ne kol kalır ne el, parçalar, durur Hey gidinin dünyası, ne kalleşsin, Oyalama beni burda, çok leş yersin Hele benle uğraşma, sevdiğim ağlar. Ben sona vardım, yazık Sen orda eğlen. ...29.01.2007 Eylül Gökdemir |
Diyebilseydim
Bu gece yalnızlığıma kaldırıyorum Tüm kadehleri... Bir zamanlar bize kalkardı hani... Bu gece sensizliğime içiyorum, Sensizliğe bedel biçiyorum... Hey garson! Getir bir şişe daha... Bu gece sarhoş olmak istiyorum... Sensiz bir akşamın gölgesinde, Avaz avaz susmak istiyorum... Her yudumda dudaklarım, Bükülüyor hüznümle... Gitme... Seviyorummm... Diyebilseydim keşke diyorum... Eylül gökdemir...14.02.2007 Eylül Gökdemir |
Diz Çöktüm Sevinçle
Unutamam, kanıyorum, acıyorum diyordum, Kendim bile şaştım üstelik bu bıçak gibi kesilişe... Bir cümle yok etti içimdeki onu, sarfettiği bir cümle.. Kaybedilen bir can için, verdim üçyüz lira dediğimde, Borçlu kalmayı sevmem, gönderirim sana deyince, Öldü içimde kalan ne varsa, kapandı yaralar, Anladım ki gözümde büyümüş tüm hatıralar. Ve bir kuş havalandı birdenbire, gönül pervazımdan Kanat şırptı,uçsuz bucaksız gökyüzüne... Yağmur dinmiş, fırtına durlmuş, bulutlar çekilmişti... Kaldırıp baktım başımı, yine masmavi olmuş, Yine gülümsüyordu derin mavi sevgiyle... Kurtulmuştum o hastalıklı duygudan, Diz çöktüm sevinçle. Eylül Gökdemir |
Doğumgünü
Bir gün daha eksilirken Ömür defterimden, Ben sevmelere, Sevilmelere hasret, Ölüyorum kederimden... Doğumgünün kutlu olsun demiyorum, Hayat kayıp giderken elinden, Dönüp bakma arkana, Hangimiz eminiz ki Geleceğimizden... Eylül Gökdemir |
Dosta Mektup
Biz dost otağının, Önünden geçtik... Dostluk şerbetini Yar diye içtik... Dost bilinene Ömür biçmedik... Erenlerin sofrasında Beslendi yüreğimiz... Özlenmek, özlemek Güzeldir derler... Dosta giden yollar Çiçektir bilirler... Yalnızlık bedeninde olsun Yeter ki, Ruhlar ebediyyen beraber... Unutmaz unutamaz Sevdiklerini yarenler... Eylül GÖKDEMİR...14.02.2007 Eylül Gökdemir |
Dön Meleğim Geri Dön Ne Olursun
Bırak unutulsun sevmeler, unutulsun aşkı hiç haketmeyenler... Her doğan gün yeni bir başlangıçtı hani, her sabah... Hani düşlerimizdi bizi yaşatan, cana can katan... Gidersen, susarsan, susmalara takılı kalırsan eğer... İstediklerini yerine getirmiş olmaz mısın, farkına varmadan. Geri dön ne olur, geri dön karanlık basmadan... Yağmurun ıslattığı şu çıkmaz sokakta üşümüş bir serçe gibi, Titriyor bedenim, gözlerim ağlamaklı, bulutlar kederli, Farkında değil misin, güneş isyan bayrağı açtı, haykırıyor, Açmam, açmayacağım, doğmam, doğmayacağım sen olmadan... Geri dön ne olur, her yer karanlık, her yer zindan... Eylül Gökdemir |
Duvarlar Ve Biz
Duvarlara çarpardı çığlıklarımız. Duvarlara çarpan sadece çığlıklar mı... Duvarlara çarpan bir hayatın Tuzla buz olduğu zamanlarda tutuklu kalırız... Sevdamızın ağıtları yazılır, Sıvası dökülmüş duvarlara... Yürek kanar, can acır... Gözlerimiz yanar Bir avuç biber serpilmişcesine... Ecel olsaydı ölüme sebep olan... Ölüm Allah'ın emri der, Bükerdik boynumuzu... Ama bir de her gün ölmek var ya... O, sadakatin tünediği, Aşkların girdabında kaybolmak... Özlemek delicesine... Yumruklamak duvarları... Her yumruğu kalbimize indirircesine. 24.02.2007 |
Duygularım Bekâretini Kaybetti
Düşünme istemiyorum artık hiç bir şeyi... Ayaz bir gecenin ortasında, Üç-beş nöbetlerine dikildiğimi Ve... Sen dolu kabuslarda ruhumu kaybettiğimi... Düşünme artık beni. Çünkü ben, eski ben değilim şimdi... Duygularımın bekareti kayboldu, gözlerinde, Eski bir sevdanın çamur deryasında boğdun! Mütecaviz bir sen varmış, kuytularda, pusuda. Sahte sevgilerin kirlettiği şarkılarda söylenen, Mahur bir bestenin notalarında yok olan, Kırık bir sazın tellerinde geziniyorsun. Düşünme artık beni, hatırlama ben'li anları... Sensiz çok daha iyiyim, daha huzurlu, Attığın tokatlardan serseme dönen başım, Yediği darbelerden sarsılan bir aşkım yok... Dedim ya, ben o eski ben değilim şimdi. Kayboldu o ilkbahar vurgunu yürek... Çok yakmıyormuş, güneşin solgunu. Eylül Gökdemir |
Düş Perim
Sen benim gerçekleşen hayalimsin, Düşlerimde görüp, gerçekte derdiğim, Bir demet nergis gibisin mis kokulu... Bir kuş uçuşu uzaklıkta, Göçmen kuş kanadında gelenimsin... Sen benim düşlerimin perisisin... Dalgın bakışlı, mahzun duruşlu, İpek saçlı meleğimsin.. Suskunluğu kalabalık, Yalnızlığımda sıcacıksın... Sen benim sevda pınarımsın Kana kana içtiğim... Dizlerinde yattığım, Dudaklarında susuzluğumu geçirdiğim... Sen benim tek gerçeğim, düş perimsin. İyi ki varsın, mühür gözlüm. Eylül Gökdemir Eylül Gökdemir |
Düş Perisi
Biliyor musun bir tanem, Her gece karanlığı aralayıp, düşlerine geliyorum, Yavaşça sokuluyorum yanına, Dokunmak için uzanıyorum dudaklarının kıvrımına, Hatırlıyor musun, nasıl da severdim gülümsemeni, Dudaklarının kenarlarında beliren o ifadeyi. Saçlarını okşamak istiyorum, Kirpiklerini kırpıştırıyorsun, Biliyorum ki, varlığımı hissediyorsun. Sonra meleklerin söylediği o ilahi şarkı eşliğinde, Kollarına alıyorsun beni, dansediyoruz. Nefesini hissediyorum saçlarımın arasında, Usulca fısıldıyorsun kulaklarıma, Seni Seviyorum... Kapı gıcırtısıyla açıyorsun gözlerini, şafak vakti, Ben gidiyorum... Yüreğimi avuçlarına, gözlerimi bakışlarına bırakarak. Eylül GÖKDEMİR...02.02.2007 Eylül Gökdemir |
Düş Prensime
Cennet senin gözlerinse, Cehennem dilin olmalı... Ateş senin sözlerinse, Kavuşmakla sönmeli... Vedalar bitmeli artık, Sevmeli, ölümüne sevmeli... Bak geçiyor zaman, Cesaret hadi, Kaldığı yerden devam etmeli... Bu sevda, bu aşk bitmemeli, Bitmedi... Gel hadi yaprak gözlüm, Aşk devam etmeli. 01.03.2007...09:30 Eylül Gökdemir |
Düşlerim Kadar Islaktı Bakışlarım
Düşlerim kadar ıslaktı bakışlarım, Düşlerim kadar sıcacık öpüşlerim, Senli günlerin rafa kaldırıldığı, Bu bahar akşamından çaldığım, Kaçak sevgilerin ortasına düşmüşüm. Karartma *******i yaşanır, Benim şehrimin sokaklarında, Ayaz sevdalar yankılanır kaldırımlarında. Kapılar yumruklanırken kaçaklarla, Yağmur yağar bardaktan boşalırcasına, Saçak altına sığınmış bir serçe ürkekliğinde, Çarparken yürekler korkuyla, Islak ıslak bakarım gözlerine, bilirsin... Hiç sevmem vedaları, yalnızlar rıhtımında. Eylül Gökdemir |
Düşlerin İntiharı
Dün farklı bir anı yaşadım hayatımda... Bir şok da diyebiliriz... Beni kendime getiren, Gerçekleri gösteren, Gözümün önündeki perdeyi yırtıp atan... Derin bir uykudan, Şiddetli bir kabustan uyanıştı... Derim ki biz sevdiğimizi söylediğimizi Öylesine bir yaratırız ki kalplerimizde, Öylesine oluştururuz ki... Aslında kendileri değildir bu... Yüreğimizde, beynimizde Oluştururuz bir hayali ve Giydiririz bir elbise misali... Hep dıştaki o elbisedir Gözümüze görünen... Hiç denemeyiz nedir, Bakayım içindekine diye... Hep bir hayaldir aslında sevdiğimiz... Bir hayalin aşkıdır içimizi yakan... Bir gün bir taş oynar yerinden ve Çekilir bulutlar güneşin önünden... Işık gözlerimizi kamaştırır bir an, Bakışlarımız kısılır, Can yakar biraz da... Ama gerçeği görürüz şaşkınlıkla... O canımızı verdiğimiz, O çıldırırcasına özlediğimiz Gerçek değildir ve Bir hayali sevmişizdir biz... Acıyla ve şaşkınlıkla, ''Bunu mu sevmiş, Bu adam için mi kendimi kahretmişim'' diye Kalakalırız öylece... Döneriz arkamızı, Elimizde hayallerimiz, Yürürüz, başka bir mankene... Giydirmek için hayallerimizi. Eylül Gökdemir |
Efkâr Demliyorum
Efkâr demliyorum hasretinden, Bir ömür dolusu Efkâr demliyorum *******de, Ateşi aşkım oldu Demlenen ben miydim, Yoksa ayrılık mı? Efkâr çektim ciğerlerime, Bir nefes dolusu! ! ! Eylül GÖKDEMİR...10.02.2007 Eylül Gökdemir Efkâr Demliyorum Efkâr demliyorum hasretinden, Bir ömür dolusu Efkâr demliyorum *******de, Ateşi aşkım oldu Demlenen ben miydim, Yoksa ayrılık mı? Efkâr çektim ciğerlerime, Bir nefes dolusu! ! ! Eylül GÖKDEMİR...10.02.2007 Eylül Gökdemir |
Ekmeğime Katık Yapıyorum Yalnızlığımı
Bir ben kalırım, akşam çöktüğünde sulara, Bir ben gecenin en koyu halinde... Bir üveyikten satın alırım özlemleri, dolu dolu... Ekmeğime katık yaparım yalnızlığımı... Sabah çöp kamyonları geçer sokağımdan, Her köşe başından umutlarımı, yalnızlığımı, Özlemlerimi toplar... Canavar ağzıyla yutar her birini acımasızca... Dalgın bakışlarım ardı sıra kilitlenir, Bir noktaya bomboş... Kanım donar damarlarımda, Düşünemem... Bir hıçkırık gelir düğümlenir, Boğazımda bir yerlere... Düğüm düğüm çakılır kalır... Gözlerimi kaybederim, ufkun kesiştiği bir yerde... Gözbebeklerimde bir hayal dalgalanır durur, Kirpiklerim bir meydan muharebesi halinde, Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülür iplik iplik, Düşer yüreğime kar yangınları halinde. Haykırmak isterim sesim çıkmaz, Susarım derin derin... Konuşmak isterim, dilim dönmez... Lâl olur gezerim... Divane gibiyim! Anlatmak isterim, gönül kanar, Bir nehir gibi akar giderim... Bir garip dilenciyim... Sahipsiz kalmış, şaşkın... Bir yetim gibiyim! ! ! Eylül Gökdemir |
ELİF OLMAK VARDIR...SessizSenfoni'm İçin...Elif'ime
Aslında hiç kimse kıymadı bize sessiz çığlığım, hiç kimse... Kendilerine kıydılar bence, Yok ettiler içimizdeki o sevgi denen güzelliği Ve çırıl çıplak kaldılar öylece... Kendi kendilerine yaptılar en büyük kötülüğü, Yalnızlığa düşünce, pişmanlık dehlizlerinde, Eminim ki anladılar neyi kaybettiklerini... Şimdi yapayalnız, çırılçıplak üşümüşlüklerinde, Doldurulması mümkün olmayan bir boşluk var yüreklerinde... Hiç bir kadının dolduramayacağı Anılar cehenneminde yanmak var bir de... Boş ver sessiz çığlığım demiyorum artık sana... Biz tanıştık, konuştuk, dertleştik birlikte, Başını yasladın omzuma, akıttın içinin zehrini ve içtik şerefe, Su akar, yolunu bulur demiş büyükler, Mutlaka adalet yerini bulur, yeniden doğar ümitler, Alfabenin anahtarı bir harf var bilir misin, Eğilmeyi bilmez Elifler... Eylül Gökdemir |
Elveda
Nihayet geldik o yol ayrımına, Ne hoşçakallar, Ne kendine iyi baklar, Araştırdım heybemi, Kalmamış hiç bir şey aklımda... Tükenmiş cebimdeki kelimeler... Bir tek sözcük kalmış, Torbanın en altında... Sana hediye ediyorum onu da... ELVEDA...Nokta. Eylül Gökdemir |
Elveda Hayat
Hiç farkına varmayız geçen zamanın, Bir uçurum kenarında oturup, Öylece dalarız düşüncelere, Anlamsız kelimeler üretiriz, bölük pörçük, Hatıralar resmi geçittedir beynizin bir köşesinde, Gitmekle kalmak arası bir yerlerde, Merasim düzenleriz, kayıp günlerimize, Tutarız yakasından, dikiliriz tepesine, Haykırırız avaz avaz, Duymaz bizden başka hiç kimse. Ani kararların arefesinde, Ölümüne bir ayrılıktır bu, Kayar gidersin bir yıldız gibi, Düşersin toprağa, Bitmiştir nihayet o işkence. Eylül GÖKDEMİR...05.02.2007 Eylül Gökdemir |
Emanete Hıyanet Edilir Mi?
Oysa ben avuçlarına bırakmıştım kalbimi, Ne çabuk vazgeçtin de Ayaklarının altına attın beni, Sen de sevmiştin bir zamanlar Yanılmıyorsam, değil mi? Emanete hıyanet edilir mi hiç sevgili... 28.02.2007 Eylül Gökdemir |
En Çok Seni
En çok Seni yerleştirdim... Bakışlarımın Gözbebeğine... En çok, Seni akladım... Kalbimin, Ücra köşelerine, Hep bende kal diye... Eylül Gökdemir |
En İyi Sen Bilmelisin Beni
En iyi sen bilirsin değil mi günlerin ne'li olduğunu, Nelerin sabah açıp, akşamda solduğunu... Hangi iklimde soluklanıp, hangi iklimde boğulduğumu, Sen bilmelisin, sen, nasıl da soluksuz kalıp, Bakışlarımın kaçamak telaşında, heyecandan titrediğimi... Yankısı düştü mü sesimin, sessiz çığlıklarının ortasına... Bir güvercinin kanadı kırılıp, koptu mu boynu, acımasızlığında, Hiç doğdu mu güneş, tek kişilik hücrenin karanlık ve soğukluğuna... Sıcak ellerime değdi mi yüreğinin soğuk nefesi, hissettin mi, Sam yeline inat, dağ başı mağrurluğundaydı, poyraz sevmelerin... Beni yaşadın mı, yoksa öldürdün mü, izbeliklerinde gönlünün... Hiç bir şeyi bilmiyorum, dumura uğradı sanki beynim, Sen var mıydın, ben yaşadım mı şu fani dünyada... Tutuklandı mı soğuk bir mavzerin gölgesinde düşlerim... Sen'li günleri hatırlayamıyorum ve senin oldu mu ben'li günlerin... Hoşçakal da diyemiyorum artık görüyor musun, ne kötü... Hoşçakal diyebilmek için anıları olmalı insanın... Şiirlerde sitem etmek yerine koşmalı, yakalamalı saçlarından aşkın... 22.03.2007 Eylül Gökdemir |
Enci'ye Sesleniş
Hades gibi insan(sı) bakışlar... Ares gibi kılıç kuşanırlar... Paris Helen'e yanar, Truva'yı Aşil basar... Afrodit canlar yakar... Kybele Attis'e bakar... Jülyet Romeosuz yaşar... Şatolar, kaleler, surlar... Önünde duramaz çağlar... Aşk uğruna memleketler batar... Zaman geçse de herşey aynı... Bir masal biter, Diğeri başlar... Enci'ye seslenir bu satırlar... Unutmadım, buradayım )) Eylül GÖKDEMİR...enci...meleğime. Eylül Gökdemir |
Enci, Meleğim
Hep el olmayı layık görürler sevene... Nedir bu sitemler, Nedir bu iç kanamalar yine... Aşka susamış dudaklar kan içinde... Sen ey beyaz meleğim, Sen varsan yüreğimde... Asla el olmazsın, Olamazsın hiç bir demde... Ah yine dokundun, Yine tükettin beni... Sen mi daha delisin, Yoksa ben mi... Enci, güzeller güzeli... Siyahlara bürünme, Hep beyaz kal e mi? 28.02.2007...20:25 Eylül Gökdemir |
Encim Sakın Üzülme
Ne haykırışını duyabilir(ler) , Ne gözyaşlarını silebilir(ler) ... Sanırlar ki kendileri gibi kapkaradır içler... Bir tebessümün yeter Karanlıklara ışık saçmaya... Gül yüzlüm, sakın susma, Birileri saçmalasa da... Haykır avaz avaz, Dolu dolu yaşa duygularını, Sessiz çığlıklarla boğma... Maskelilere inat, maskesiz kalbinle, Meydan okursun bilirim, Sakın ama sakın üzülme... Yakarım dünyayı bir damla gözyaşına, Heryer gül gülistan, Bir yudum tebessümünle... Sok elini bir taşın altına ve kaçma... Kaçman için mücadele edenlere de Sakın aldırma... Melek yüreğin hep öyle kalsın... Siyahlara bürünmek cesaret işidir bilesin... Sen bir güz gülüsün, Hüzünlerin yüreğime dökülsün... Ben toplar saklarım bir bir... Bırak gece hüznünle süslensin... Şefkatle sarar, sevgimle beslerim. 28.02.2007...21:00 Eylül Gökdemir |
Esaret
Giden gider, Kalır yalnızlığıyla... Ömür heder, Umut gemileri de batmışsa... Ne haykırışı duyulur... Ne hıçkırıkları duyulur... Hala hayal kurar... Hala seviyorum der... Korkunun esir aldığı kalbi. Eylül Gökdemir |
Eski Zaman Aşkları
Sabaha varmayan *******den geçtim, Geçtim geceyi, Gözyaşlarımı mey diye içerek, Kendime yoldaş diye Asi yüreğimi seçtim, Seçtim fırtınaları göğüsleyerek. Nice dağlar aştım Sabaha ulaşamadan, Nice kervanlarla söyleştim, Göçmen kuşlarla yarışarak. Gönle benzemez gönüller gördüm, İhanetler gördüm, Bu nedir diyerek. Ferhat'a rastlarım belki bir sabah diye, Dağ başlarında konaklayıp, Mağaraları gezdim. Mecnun'u tanırım ben diyerek, Susuz çöllere düştüm. Yangınlara daldım Kurtarırım belki diye, Kerem için. Oysa bir masalmış hepsi de... Ne Kerem yaşamış bu dünyada, Yanarak Aslı diye, Ne Ferhat varmış, Vurduğu her darbeyi Şirine türkü yapan, Ne Mecnun varmış, Çöllerde kör olup, Leyla diye inleyen. Aşklar da bozulmuş, Aşklar da yalan olmuş, aşıklar da. Şimdi soğuk rüzgarlar esiyor gönüllerde, Yaz ortasında zemheri ayazını yaşatan. İhanet kokusu sarmış Şehrin her yerini Ve tüm sokaklar çıkmaza dönüşmüş. Dalgalar köpük köpük Güzelliğini kaybetmiş, Katran karası sular. Martılar da yok artık, Çığlık çığlığa selamlasın gelenleri. Bir divanedir başım, Gözyaşlarımı içerim Kızılcık şerbeti diye, Mahzun gezer dururum Sensizlik çemberinin oluşturduğu hücremde. Eylül GÖKDEMİR...05.06.2006 Eylül Gökdemir |
Ey Hayat
Ey hayat... Ne de çabuk harcadın ömrümü... Oldu olmadı, geldi gelmedi diye... Aklımdan zorum varmışcasına, Ne de çabuk, ne de telaşla... Çıktım merdivenleri... Bazen yuvarlandım tepe takla... Bazen dizlerim kanadı... Avuçlarım patladı... Bazen hayallerimi astım trabzanlarına... Kimi zaman uçmak istedim hızla... Kimi zaman kırık bir basamağa Takıldı ayağım... Zaman zaman kendimi sorguladım... Hayat, sen ne çabuk harcadın beni... Bir yudum sevgi istedim düşlerimde... Düşlerime kilit vurdun... Yakamozlar düşsün dedim *******ime... Mehtabı sakladın... Gün batımında semayı kızıla boyadın, Yürek yangınlarına attın beni hayat... Merdivenlerin başında kaldım be hayat... Eylül Gökdemir |
Eylül'den Eylül'e
Herşeyin olmak istemiştim, Meğer bir hiçmişim... Yaşıyorum sanmışken, Kendime kefen biçmişim... Hayata kazık kakmadım ama, Çoktan öbür tarafa geçmişim... Eylül GÖKDEMİR Eylül Gökdemir |
Eylül'ü Anlatmak
Haykırmak istiyorum seni.. Haykırmak duvarlara, dağlara, taşlara... Seni sevdiğimi haykırmak sevdiğim... Gözlerim sen yüklü bir bulut, yağamıyorum... Yüreğim susuzluktan çatlamış bir toprak... Sonbahar yaprakları dökülmüş yollarıma... Bakışlarım hüzün denizi sanki... Bir deli isyan yaşanır gönül evimde... Asisi ben, sevdası sen... Bir rüzgar eser, getirir özlemini... Ne güneşler doğup batar... Sevda denizimin ufuklarından... Bir ıssız adadır gözlerimin bebeği... Hayalindir gelip geçen gemiler... Neredesin Gece Gözlüm, nerede... Şimdi bir şafak yangını geip çöker yüreğime... Zamanların ötesinden masallar çınlar kulaklarımda... Bir Leyle´yı, bir Şirin´i, bir Zühre´yi anlatan... Peki hangi zamandır, bir seni, bir Eylül´ü anlatacak... Eylül GÖKDEMİR Eylül Gökdemir |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 04:15 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.