![]() |
Biz ömrü bıraktık,her gün yeni bir ömür giyeriz
Şu ilâhi kaderde yüküm aşktan ibâret, Öyle bir yoldayım ki dur desen de duramam. Maksat yaşamak değil fâni cânı ziyâret, Aciz kalan bedeni sar desen de saramam. *** Bak! nasılda âşikar,güneş gibi her nişân, Gören secdeye vardı görmeyenler perişân, Medet ummaz dünyâdan yedi kata karışan, Dardır geniş kapısı gir desen de giremem. *** Cânın tenden çıkmadan söz bulmadan mezârın, İnkâr etme ne olur dile gelsin nazârın, O zamânı kim bilir? bugün değilse yârın, Misâl sana kâr etmez,ver desen de veremem. *** Eğer idrâkın varsa,o vakit dinle beni, Renkten renge ayırmak hayat bulma nedeni, Nasıl târif eylersin seni senden edeni, Tek bildiğim Mevlâdır,yor desen de yoramam. *** Mâdem dirilik sâhi,ölüm ise yalancı, Bizden bile yakındır,ecel nasıl yabancı? Her inançtan âlâdır Hak teâlâ inancı, Eğer ondan uzaksan var desen de varamam. *** ''Ben insânı yarattım,Şimdi arzda halife'', Binin birden farkı yok dönüp gelsin elife, Mirâs kalan zamândır halef ile selefe, Emânet bu saltanât sür desen de süremem. *** Uyân artık uykudan,uyku seni boğmadan, Anlar şâhidin olsun tân mahşere doğmadan, Sevâp eyle mizânı günâh ona sığmadan, Benim hâlim nicedir,sor desen de soramam. *** Diyecektir O Mevlâ,ne eyledin dünyâda, Hangi yüzle burdasın,yüzün var mıdır yada, Utansan da nâfile kurtuluş yok hayâda, Al silâhı eline,vur desen de vuramam. *** ''Kimi var ki şöyle der,keşke turâb olaydım'', Bir fidana gireydim yerde harâb olaydım, Yâhut,Öyle pişmânım,affet Yâ Râb Öleydim, Artık sende ahrazsın,yer desen de yeremem. **** Ahrazi |
Biz ruhumuzdan bedene göçmedik
Mesken kurduk dağların yamacına, Kartal geldi,şahin geldi kaçmadık. Acep şu çakalların amacı ne? Biz,yılandan şerbet bile içmedik. Aht etmişiz bu davadan dönüş yok, Çıktığımız yerden gayri iniş yok, İçimizde sönüp yanan güneş yok, Biz,aşı leş olanla bir uçmadık. Namert altın getirmişse bize ne? Eğri boyun yaraşmaz dik gezene, Kefen hediyemiz garip üzene, Biz,sırat olmayan yoldan geçmedik. Ahraziyim,dil eğri diye sustum, Fikrin dolambaçlı kolunu kestim, İnsanı bilip insan olmak kastım, Biz ruhumuzdan bedene göçmedik. Ahrazi |
Boş ver deli gönül(Kendime dair)
Hayat Şu hayatın ettiğine bak, Gözü bile yaştan ayırdı, Biri gökte arar olmuş, Öbürü yerde. Nefes Verdiğin nefesi tahlil et, Gizli bir kalem var sende, Sır sandığın her niyet, Seni yazıyor bilmesen de. Kim haklı Ölmeye gelenlere doğdu dendi, Doğmaya gelenlere ölü, Yaşayan kendini diri sandı, Öldüm diyense deli. Çoğalsın Boş ver deli gönül yaşama boş ver, Hayat denen ne ki derdi çoğalsın. Aşkın izi yüktür taşıma boş ver, Hasret denen ne ki yurdu çoğalsın. Kanma deli gönül aleme kanma, Bir garip sualsin cevabım sanma Ömür uzun değil cana aldanma, Beden denen ne ki ardı çoğalsın. Ahrâzi bu aşkta sükut etse de, Sevdası bakidir çekip gitse de, İnsanoğlu vardır yalan bitse de, Çoğalırsa eğer merdi çoğalsın. ***** Ahrazi |
Bu cân arzusundan geçtik artık
Bir ömür ağlayadursun,peşim sıra bir ömür, Ezanlar gibi çıksın ayyûka,mâtemle dönsün. Sapaklar azalmış ne çıkar,al şu hayâtı götür, Bilirim ister,ister ki hep benimle görünsün. Ne varsa beyhûdedir artık,beyhûde bir umut, O durağanlık içinde bambaşka bir gelecek, Beni bekliyor beni,yalnızca benimdir hudut; Heyhât,cihân imiş! bu meclis ki bin cihâna denk. Perde mi kaldı ey cânım,senden başka bu yerde, Her zerrem ayrı bir meclis,her meclis ayrı bir saf, Bâzı gün cümle hilkat,cümle kâinât bekler de Geri gelmek,onca yerden,mahrûm olmak ne tuhaf.. * * * Ahrazi |
Bu cihan ikilik cihanı dostum
Bu cihan ikilik cihanı dostum, Gölgeyi bedenden ayıran birdir. Bu meydan bir savaş meydanı dostum, Kılıcı kınından sıyıran birdir. İki gözde iki nazar aşina, Ne gördüysen o geliyor başına, İki gün arası vardın yaşına, Dününü yarına doyuran birdir. Suda yürüyen arşta da gezecek, Güneşi bağlayan ipi çözecek, Sözü heceden çıkarıp yazacak, Uykuda ‘’Mevlam’sın’’buyuran birdir. Ahrazi vuslata hasreti sürme, Eşiğe vardıysan öteyi sorma, Söz seni aştı gayri misal verme, Sırcıyı sırrından kayıran birdir Not:''İki gün arası vardın yaşına''dan maksadım doğum ile ölüm arası geçen zamandır saygılarımla Ahrazi |
Bu tasvir,miâdı dolmuş olan(.:! :.) aruz vezniyle yazılmıştır
Sevgide bir yol boyu Sâhi,sen hiç sevdin mi Sevgiden bahsettin mi hiç Hayli mâsum bir âh…la Aynı dem,yol aldın mı? Sanki bir ayyuktan bakıp Nerdeyim ben der gibi Benliğinden çıktın mı? -Sevgilim,cânım- diye Bahsederken bir yerde Döndüğün hiç oldu mu Onca yoldan,hasretle Tâ bir ÂŞK’tan…..kendine. * * * Bu tasvir,miâdı dolmuş olan(.:! :.) aruz vezniyle yazılmıştır. * * * * * Seninle bir gidenler Gelmedi hiçbir sene mâzîye de uğramaz, Belki dönersin diye çok sevdiğim eski ben, Keyfe keder günlere rast gelse de az biraz, Koskoca bir hâtıra; dünyâmdı çekip giden… * * * Bu şiir,miâdı dolmuş olan(.:! :.) aruz vezniyle yazılmıştır. Not: Daha bir hû diyerek kalk ey elif minberinden..Mısrâsına içten içe kinlenip,Hû ve Elif sözlerinden rahatsız olanlara; Yukarıdaki gibi şiirler yazmak,bizim için çok kolay olsa da -hamd olsun ki Mevla’ya-böyle boş işlerle değil senâ ile meşgûl ediyor bizi..Dînî mevzû veyâ aruzla yazılmış diyerek başını çevirenler,bunları pejmürde bir müsvedde gibi görenler bilsinler ki,bizler,ne 1000 küsür yıllık târihimizi ne de aslımızı son 50-60 yılın hakir gören gözlerine,aklına yada fikrine linç ettirmeyecek kadar güçlü,bilgili,gün geçtikçe mâneviyâtına kavuşan ve onlara karşı duracak,izin vermeyecek kişileriz… Uzun zamandan beri yazmak istediğim mevzu ‘’Elif’le’’ nasip oldu..Herhangi bir şahsa karşı değil,herkese hitâben; kendi düşüncelerimdir... Mevlâ’ya emânet olun.. Ahrazi |
Cân beni terk eyler,bu âşk eylemez
bir tutar yanı yok hayât.nâfile... cân beni terk eyler bu âşk eylemez ecel yol sonu bak,zamân kâfile cân beni terk eyler bu âşk eylemez dünyâ duldalık yer.gelen müzdarip tek yaşayan ölüm! o da ne garip emri vâki ile nefesi verip cân beni terk eyler bu âşk eylemez âh diyen hâl mi ki,tenin çilesi beden gurbet gibi.hani sılası hele belli olsun gizli selâsı cân beni terk eyler bu âşk eylemez ey ahrâzi dilim! ’’benim’’ desen de o ben senin değil emânet sende yârın Azrâil’in hadi sesinde cân beni terk eyler bu âşk eylemez! *** Ahrazi |
Cân uykusu
Neden bu gecenin zülfüne güneş deydi, Sabâhın alnına yazılan yangın mı,tan mı? Sendeydi günlerin sevgisi,Ya Rab sendeydi, An mı cân uykusunda yoksa canda yatan mı? *** Noteğerli,değer:Kıymet kelimesine karşılık gelen kelimelerdir Deymek:dokunmak anlamındadır.. Türk dil kurumunun kendi sözlüğüde bu iki kelime arasında tam karara varamamıştır şöyleki; Bir yanda kıymet kelimesinin karşılığı olarak verdiği değer ve onun türevleri(değmek,değerli) içerisinde dokunmak anlamına rastlamadım,Dokunmak kelimesinin karşılığına ise değmek kelimesini yazmış olduğunu gördüm yani bir tarafta kabul etmediğini diğer tarafta kabul ediyor bu yüzden ''deymek''olarak yazmanın daha uygun olacağı kanısına vardım... Ahrazi |
Câna kalmış tabutum yok
Ne cihandan yanayım ben,ne de zahmetli bu candan, Giyecek bir niyetim var usanırsam bedenimden. Yola baksam bana benzer duracaksam ki,ricandan, Cana kalmış tabutum yok,doğarım ben nedenimden… * * * Ahrazi |
Cânân da sende
Âsi bir feryâda bırakma cânı, Câhilin aşkıyla sevme ne olur. Cânânım demeden dinle ricânı, Aldığın nefeste Cânân bulunur… *** Ahrazi |
Cânânım
Olsaydı Cânânım aşkında hicrân olsaydı, Yıksaydı bağrımı,kılsaydı cânı bir damla, Yâhut,mecâlim de bahtımla bir savrulsaydı, Uğrunda yanmaksa tekrar yanardım sevdamla. *** Ahrazi |
Cansızken o canlı renk
Anlatma sakın,bu âlem nihandır deyip sus, Susmak ise dem vuran,öyle bir hâl de,mahsus. Sır bilse de sırcıdır yük sınar ekserîsi, Dil duymasa renk duyar,aynadır kalbin aksi. Ey sen,ne garip lisândır bu sohbet ki,meçhûl Gâipte misin diyen! tastamam sendeyim,bul. Hor görmeye kalkma hiç,kim cihandır,kim âciz; Som altınım ben desen som eden cevheriz biz. Anlatma sakın,sakın anlatıp rüsvây etme, Tüm maddeyi zâyi et,tek şu sırrı zây’ etme. Cansızken o canlı renk,cânı renksizde buldu. * * * Ahrazi |
Cevap
Aşk mı candan hâre alsın,cân mı aşktan yol umsun? ? ? Her suâlden hicretim var,sen benim tek yolumsun… *** Ahrazi |
Cihân
Bu gördüğüm gâibse,gezdiğim yer de nesi? Altımda bir cihan var ayyuksa kum tanesi… * * * Ayyuk: Göğün en yüksek yeri. Ahrazi |
Cihân da yıkılsa bağrıma hasretten sanırım
Çağlar mı hazan nehri böyle gamlı ve derin, Hicrân denilen yerde,var mı benle yatacak? Farzet ki cihân yandı,yurdum oldu kederin, Bahtımdaki son belde hasretinle batacak. Şavkında bir akşamdı her ufukta bakılan, Bir tek heyelan kaldı rûha çehre katacak. Heyhât! bu ne mimber ki cân evinde yıkılan, Aşkınla yanan bağrı hangi taş avutacak…? *** (mefûlü/mefâîlü/fâilâtü/feilün) Ahrazi |
Cihânın serhati gezdiğim yermiş
Garip kuşlar gibi döndüm dolandım, Cihânın serhati gezdiğim yermiş. Tenimi buldum da cânı dilendim, Meğerki bedenim bezdiğim yermiş. Bir nazâr mühleti ömür denilen, Zaman mıdır acep kimdir yenilen, Bana benden yakın ecel sanılan, Söz ile insanı üzdüğüm yermiş. İyiden kötüyü ayıran gözde, Rûhunu ferinden sıyıran gözde, Medet umar gibi seyiren gözde, Dostluğun kıymeti sezdiğim yermiş. Meskeni omzunda olanı bulsam, Doğruya varırdım yalanı bilsem, Cismimi terk edip ismime gelsem, Kirâsı kabrime yazdığım yermiş. Ey Ahrâzi canda durdun duralı, Sırrı devâ ettin sözü yaralı, Sor cihâna,acep cihân nereli, Güneşi gölgeyle ezdiğim yermiş. Ahrazi |
Çalıntı
Cân çalmışım bir yerden, Ecel ondan sorsa gerek, Sır çıkmadı şu serden, Ben çalarken görse gerek. *** Ahrazi |
Dal,ateş ve kül benim,Benim adım...
Gel can dostum ayrılıktan dem vurma, Yaren desen,yaren benim içimde. Şaşkın gibi gidip gelip gün sorma, Mühlet desen,yarın benim içimde. * * * Nice sofra kurdum,nice aşım var, Türlü canda türlü türlü işim var, Ne bir benzeyenim nede eşim var, Yoğum desen,varın benim içimde. * * * Zamansızlık ilinde bir dereyim, Mana gözüyle bakanda hareyim, Aslını arayan gönle çareyim, Sözüm desen,sorun benim içimde. * * * Hem rehberim hem de rehbere yoldaş, Hem diriyim hem de makbere yoldaş, Gah haberim gahı habere yoldaş, Tek,im desen,sürün benim içimde. * * * Susamış suya su veren elimdir, Dervişin cennet dediği çulumdur, Harın çıngısına sebep külümdür, Dindim desen,narın benim içimde. * * * Mevla’m için cihan cihan gezerim, Her gönüle ‘’GEL’’emrini yazarım, Ruhtan ruha bakıp duran nazarım, Körüm desen,ferin benim içimde. * * * Benim adım AŞK’tır ahrazi değil, Bu kelamda bir kalem izi değil, Akit onun diline razı değil, Yalan desen,doğrun benim içimde. Ahrazi |
Defnim de sever
Ne dilersen bu cân için onu sen gönlüme ver, beni Sen'siz bırakmayan yolu defnim de sever… * * * Ahrazi |
Derde erdiren benim
Hicrân bana tâlipmiş,câna bu gâm az diye, Benden kalan son demle mahşer kurduran benim. Dilden medet ummuşsa feryâd da gammaz diye, Her mânidar eyvâha,zincir vurduran benim. *** Varsın sırat eylesin,yollar günâh arasın, Bana Yârdan gelmeyen,al ateşe yarasın, Hasret demiş çekenler,adı belli bu yasın, En azâplı yerinde hayât sürdüren benim. *** Zamân hangi ufukta,süre neyin içinde, Hangi devrân bulunur burdan gelip geçende? Bir uykudur bu cihân,bugün uyu desen de, Ecel denen miâdı,yıla sorduran benim. *** Hicrân bana tâlipmiş, câna bu gâm az diye, Geri çevirdi bu cân,çâre sığamaz diye, Nice namlı kederi hâli ayamaz diye, Şu hasretin özüyle derde erdiren benim. Ahrazi |
Derdin kötüsü sen misin?
Derdin kötüsü sen misin? Böbürlenip durma bana, Derdin kötüsü sen misin? Neler girdi neler cana, Derdin kötüsü sen misin? Denk değil boyun boyuma, Henüz gelmedin kıyıma, O listeye ad koy ama, Derdin kötüsü sen misin? Akrepsin yılan ininde, Tesirsiz zehir kanında, Ne silahın var yanında, Derdin kötüsü sen misin? Gör Ahrazi toydur gelen, Katranı az çaydır gelen, Üç haneli köydür gelen, Derdin kötüsü nerdesin? Ahrazi Ahrazi |
Dert haneme bir dert daha eklendi
Dert haneme bir dert daha eklendi Dert haneme bir dert daha eklendi, Güldürmez kısmına yazdım adını, Evvelkiler korkup ondan saklandı, En zehirli yere koydum tadını. Alıştık gayri dost, gelip geçene, Eyvallah diyoruz bizi seçene, Şu sinemde, yara açan açana, Can istermiş diye yaz muradını. Gündüzüm ayrı dert, gecem bambaşka, Başımda bela çok, dilimde keşke, Girsem ki ne yazar altın köşke? Ocak yıkanlara sor inadını. Ahrazi garipser canını tende, Uyanır uykudan baykuş ötende, Kendi de suçludur, derdi katanda, Böyle yaşar gider şu hayatını. Ahrazi Ahrazi |
Deryâda bir sabah
Daha sığdır o deniz daha bir gem vurulur, Daha bir resmedilir; yok olup şavk kırarak… Ya semâlarca gezip büsbütün ihyâ olur, Ya da bekler yeniden-ne yazık-haykırarak; Ne kadar yıl atacak köpüren târihimiz, Bu defâ son diyerek kucak açmış kıyıdan? Yine bir hayli uzak yine mahrum gibiyiz, Ha kezâ göz yaşıdır o liyâkattan akan. * * * Ahrazi |
Destur ile çıktım yola
Destur ile çıktım yola, Dostlar güne sorman beni. Ben kendimi bulsam bile, Benden bana vermen beni. Mülküm ki şu çuldan gelir, Bir gün o da yerde kalır, Kırk yıl öte terkim olur, Yıldan yıla yermen beni. Ruhtan yana nasip günü, Gel emrine verdim yönü, Kim der ise ismin hani? Taştan yüce görmen beni. Şandır canı hicran eden, Neyler onu,onsuz giden, Bir gün ruha uymaz beden, Defnim ile yorman beni. Dost ahrazi ruhtan söze, Mevlam desen güzden yaza, Azdan çoğa çoktan aza, Kalıp neme dermen beni. Ahrazi |
Dildeki şeytân
Sâdık ol kendine sonra beyân et, Gelsin de cevaplar sohbet dilesin. Desturlu kelâmda var mı hıyânet? Dildeki şeytânı senden bilesin… *** Ahrazi |
Dile tamâh etme gönül
Dile tamâh etme gönül, Bazı derde söz gerekmez. Rûhu fikre katma gönül, Aşık ferde haz gerekmez. Gök konuşsa ufku yanar, İsli közü külü kınar, Yağmur isen vuslat pınar, Akan yerde iz gerekmez. Gizli haber ilhâm ile, Suâl etmez hale bile, Renk bilmeden açan güle, Cismi sor da yüz gerekmez. Ey Ahrâzi hasret deme, Yaş gözünde kanla yuma, Senlik benlik yoldur ama, İsmi yarda biz gerekmez. * * * Aşktan güzel bir hâl var mı ki, Varsa eğer ismi yâr mı ki? Ahrazi |
Dinim,dilim ve tarihim
Sahibi yok bu güzel yurdun,milletinden başka; Öyle bir millet ki,aşık olmuştu ilk bakışta. * * * Ahrazi |
Doğru olan kim?
Alnımda bir işâret,nazarımda suâl var, Toprakta mı nihâyet,dünyâ bana yâren mi? Bu sükûtun feryâdı,arzdan semâya kadar, Can mı daha kıymetli yoksa cânı veren mi? *** Hayat bulduğun yerde,mîras kalan bedeni, Hangi fâni bıraktı,neydi bunun nedeni, Bağ misâli tutan ne,bizden evvel gideni? Şu toprağın eli mi,yedi katı seren mi? *** Her köşede bir misâl her misalde bir haber, İnkâr etmek kolay mı? hepsi Hak’la muteber, Nice saray kurdu da virân etti kaç sefer, Gizlenen mi hükümdâr,her gizliyi gören mi? *** Kelâm sana ulaşmaz,çünkü nefsin uyanık, Yâ Râb deki şaşırsın,şahit olsun bu tanık, Yada boş ver okuma,dalmışım de bir anlık, Bize bakan bizden mi,yoksa bizi yeren mi? *** İkrâr ehli uyansın,yeri vardır beyanda, Aslî şehir görünür biz nerdeyiz diyende, İnsânoğlu türlüdür,her birine değinde, Câhiller mi âlâdır,rûhtan yana duran mı? *** Hak yolunda yürüdük aynı saf ve sıradan, Hamd-u senâlar olsun,rahmet sundu Yaradan, Bir ses gelir uzaktan,kibir dolu meradan, Doğru olan Engin mi,yoksa nurlu Kur-ân mı? *** Ahrazi |
Doğum ve Ölüm
Hangi seyyah gezmiştir benim kadar Hangi ruh dönmüştür gittim yerden. Sıratta kim böyle bedensiz yatar Kim var ki,dönmüş olsun bu seferden. Sayesiz bir hayattır bahşedilen; Ne iz kalır toprakta ne bir haber. Ey fakr olan! Kalk artık,iman dilen Sana benzer cümle açla beraber. Her sabah,bir akşam derdiyle ağlar Her akşam bir sabahı bekler,fakat Niçin artar sabah-akşam vedalar, Kim içindir kabre değin refakat? Kuşlar da hür uçmuş sanır kendini Düşmeden evvel bir kuytu mezara. Vurunca ölüm,yokluk kemendini Hayatın sırrını toprakta ara. İnat etse bile son çırpınışlar El-ayak bilir ki,mazidir yaşam; Artık,son bir merasim olur taşlar Ki,mermerdir üstündeki ihtişam. Altında bir çoğu,senden habersiz. Uykudan uyanmışsın gibi şaşkın Sorarsın o an; Heyhat! ’’Siz kimsiniz? ’’ Yatanlarız derler,bin yılı aşkın. Toprağın beslendiği kimdir düşün! Nasıl örtmüş onca yer bu giysiyi? Nihayet,öğretecek sana bir gün Ummadığın kadar candan ve iyi. Toprak:en sade halidir hayatın Toprak şu berrak denizler gibi En hoş ve en güzel yeridir katın Topraktır andıran sonsuz gaibi. Ölüm ne hoş,ölüm ne tatlı bir yer Gayesi bir Rab’ba gitmek olana Ölmeyi velhasıl bilse münkirler Talip olurdu verdiğin şu cana. Uykudur seccadesi bir fakirin Daldıkça en büyülü rüyasına Bir engin deniz olur ruhu:derin Ve susar her sabah kendi yasına. Ayrılır o an beş duyudan cismi; Hak olur,çözer esrarını aklın. Bilinmez fakat,dünyadaki ismi Bilinir:İsminden çok Hak’ka yakın. Endişe yoktur kalbinde,duyar o Nefsi,Şeytanı…şerri ve gizliyi Hak diyenler için ayrı bir yar o Görünür,ne varsa doğru ve iyi. Derler ki:’’Şaşkın bir insansın’’neden? Yaşamak dururken Mevla diyorsun. Şaşkın derim:’’Ömrü,bir çok seneden’’ Vakti,senden ibaret sanıyorsun. Bak,kim var etrafında sağ ve salim Birkaç mezar taşından başka ne var? Bu dünyada çok yaşıyan…Söyle! Kim: Yaşamıştım desin,umduğum kadar… ‘’Toprak ve ölüm’’ bir muğlak yer midir? İnsan mıdır yoksa tek canlı heybet! Gördüğüm her nesne öz cismiyle bir Doğmamış ki,yaşasın….ilelebet. * * * Ahrazi |
Doğumdan ölüme,ölümden...
Evvela ismine kavuşur beden, Sonra bir nefesin peşine düşer. Hayâtı dünyâyı henüz bilmeden, İnsanlık sıfatı yaşına düşer, *** Kader yoludur bu kendi boyunca, Ameli yazılır rûhu ayınca, Birgün dile gelip anne deyince, Yalnızlık korkusu başına düşer. *** Oyun uğraş vakti beher zamanda, İsteği arzusu çabuk hemende, Kızgınlığı görüp kaçtığı anda, Ümitler gözünden yaşına düşer. *** Okul çağı ile gençlik yılları, Bambaşka hâl alır çocuk halleri, İki göz arası sevdâ yolları, Geceden sabâha düşüne düşer. *** Nice yıllar geçti belki severek, Şimdi hayât başka düşünmek gerek, Ömür bir başına geçmez diyerek, Hak emri üzeri eşine düşer. *** Yeni yuva gibi yeni yaşantı, Bazen telaş çöker bazen üşenti, Fikri mahzûn eden hangi düşüntü, Yarının dertleri aşına düşer. *** Neylersin ki artık hâlin yanmada, Medet bekler olmuş sabrı anmada, Gözlerin boşluğa her uyanmada, İhtiyâr ömrünün kışına düşer. *** Cân Ahrâzim sende girsen nazâra, Gizli bendi aşıp gitsen kazâra, Eni sonu elbet dönüp mezâra, İsmin yalan gibi taşına düşer. ************** *************** ************** *************** Sorgu suâl ânı yargı mekânı, Sîmâsız görürsün sana bakanı, Kolay bırakır mı kabir yakanı, Amelin her neyse eline düşer. *** Mevlâ kimdir söyle efrâdın nerden, Neden sustun şaşkın farkın ne körden? Zikrin fikrin çıkar açılan serden, Niyetin her neyse eline düşer. *** İşte dönülmeyen bilinmeyen kısım, Herkes bir sırada bak isim isim, Kimi var Hak dostu kimiyse hasım, Günâhın her neyse yoluna düşer. *** Ya ateşte yada bahçe içinde, Bekler insanoğlu farklı biçimde, Kalk diyecek o ses eşik açanda, Kıyametin mührü koluna düşer. *** Tıpkı bir tohumun çıkması gibi, Tıpkı gökyüzünün çekmesi gibi, Vaktiyle rençperin ekmesi gibi, Rûhun mekansızlık iline düşer. *** Renkten renge göre ayrım eyleyen, Her kefeye miktar miktar paylayan, Tahlil esnasında doğru söyleyen, Cennet bağlarının dalına düşer. *** Ey ahrâzim sende Mevlâm diyesin, Hüküm Hak hükmüdür başın eyesin, Mecnûnî hasretle mühlet sayasın, Yaprak sevdâlıysa yeline düşer. ------------*-------------- Ahrazi |
Dokunma tenime ey deli rüzgâr
Dokunma tenime ey deli rüzgâr, Bin parçayım bugün savurma beni, Gözlerimde can verdi tüm umutlar, Gölgem benden diri devirme beni. Dönülmez yerlerin ardına doğru, Kendimi gizlice taşır giderim, Dokunma gönlüme ey deli rüzgâr, Sararan yaprağım düşer giderim. Kırağıdır elim tutma kırılır, Ölüm adım başı isim sorulur, Dokunma geceme ey deli rüzgâr, Karanlık cam gibi,vurma ne olur. Uzak ufuklarda boşluklar ağlar, Çiğlenir üstüme aşkın son demi, Dokunma elime ey deli rüzgâr, Gölgem benden diri devirme beni. Ahrazi |
Dost Dergâhı
Bu meclis dostluk dergâhı, Rûhu şâir olan gelsin. Gâh cânândır,cândır gâhı, Aşkı hayat bilen gelsin. Beher zamân âciz burda, Nice mekân kurduk sırda, Yedi cihân hısım var da, Aşka isim silen gelsin. Gönül denen Mevlâ yolu, Huydan çeker alır hâli, Esir edip dönen dili, Aşka fikir çelen gelsin. Can ahrâzi bir nazarda, Yaşar dünyalık mezarda, Türlü kalem Dost yazar da Aşkı aşık bilen gelsin. Notostluk Üzerine,Aşk üzerine kurmayı arzuladığım guruba dair bir şiirdir, Ahrazi |
Dost,yönümü sorarlarsa
Dost,yönümü sorarlarsa, İnsanlığa doğrudur de, İlmimden dem vururlarsa, Hal mizandan eğridir de. Baş koyduğum yolu göster, Terki dünya,ili göster, Rengi solmuş gülü göster, Ten fani,ruh çağrıdır de. Cihan,cihanın eşiği, Beden nefesin döşeği, Her nemrudu her aşığı, Belli eden bağrıdır de. Dil sustu Ahrazi oldu, Hak emrine razı oldu, Nur gönlün hicazı oldu, Gün mahşerin seyridir de. Ahrazi |
Döngü(ruh)
Adem ölüp gitti diyen dostlarım, Bizde zuhur eden kimin ruhu? Türlü türlü isim sayan dostlarım, Köyü şehir eden kimin ruhu? Bir kökten kaç dönüm orman türedi, Hepsinin de bir değil mi sureti? Yağmur damlasında gör işareti, Suyu nehir eden kimin ruhu? Bu döngü af döngüsüdür görene, Herkes Adem herkes Havva sorana, Şaşkın derler farkedipte durana, Suru tehir eden kimin ruhu? Ahraziyim dilim dönmesin gayri, Fikrim tektir aklım kanmasın gayri, Gönlüm beni benim sanmasın gayri, Canda zuhur eden kimin ruhu? * * * Dünyaya tekrar geleceğime inanıyorum diyenlere atfen, Ahrazi |
Dönmem
Düşmüşüm bir kez sevdânın peşine, Göz yaşım gözümü dağlasa dönmem. Ermeden evvel yârimin düşüne, Gölgeler izimi bağlasa dönmem. Vuslatın ardına ufkum varmadan, Güneş ellerimde mahçup durmadan, Kaybolan günleri bulup dermeden, Hasret ettiğine ağlasa dönmem. Bir bakış mühleti yaşam süresi, O da geçer cânla cânan arası, Sevenin mîrası gönül yarası, Ecel diriliğe çağlasa dönmem. Can Ahrâzim uyma solgun bedene, Aşkı bâki kalır koyup gidene, Nice yeminim var rûhum adına, Zaman ebedilik sağlasa dönmem. Ahrazi |
Dünya(sana kanmam)
Nideyim ben dünya nideyim seni? Altın dolu mesken versen de kanmam. Ne sen beni sevdin ne de ben seni, Sulh için hatrımı sorsan da kanmam. Gurbet elsin bana,sarayın zindan, Bak dediğin yarın farklı mı dünden? Gayri mani olma sal beni benden, Türlü türlü tapu sersen de kanmam. Nic'oldu Ademin nic'oldu Harun? Servetin kimdeydi,kim idi karun? Bir avuc topraktan gayri ne varın? Beni sultana denk görsen de kanmam. Ahrazim uzun söz etmeye değmez, Bir hece fazladan katmaya değmez, Gör ki kalem bile tutmaya değmez, Dünya benim için dursan da kanmam, Gölgemin içinde dönsen de kanmam. Ahrazi |
Dünyâlık
Aslı bir imbat olan yerdeyim ben de gönül, Tek ışık kalmadı bak,soldu cânımdaki bet. Bir sabâh vakti konup,göçtü burdan son ödül, Şimdi etrâfı kadar gözcü bekler bu nöbet. Kim bilir? belki de son,bir hayattır yeniden, Belki dünyâdan asil,belki dünyâdan emin. Göz açıp,göz kapatan onca mağrur seneden, Bir vedâlık nefesi te’min ettik ya demin… * * * Ahrazi |
Düşen yağmur taneleri
Düşen yağmur taneleri Düşen yağmur taneleri, Hüzün olur, akar cana, Acar eyler yareleri, Feryatları eker cana. Bulutlar gardiyan olur, Karası bahtımda kalır, Gönlümden neşeyi alır, Tasaları döker cana. Puslanı verir gözlerim, Toprağa düşer dizlerim, Sitem olur niyazlarım, Nifakları sokar cana. Gör Ahrazim halin nice, Dert okursun hece hece, Bak tevkife gelmiş gece, Prangayı takar cana. Ahrazi Ahrazi |
Düşün!
Düşün! Evvela kendini düşün, Seni sana vereni düşün, Bedenle nikah mı kıydın,sözlü müsün? Bu dünya ayrılık dünyası, Düşünmeden gidenleri düşün, Kulağın varsa duyası, Doğumun fısıltısıdır ölüşün... Ahrazi |
Ebediyyen gülecekler
Şu hayattan ne dilersen gene Hak’tan gelecektir, Dileyen çok bu hayâtın günü birlik neşesinden, ‘’Seni yâ Râb’’diyen insan ebediyyen gülecektir. *** Feilâtün/ Feilâtün/ Feilâtün/ Feilâtün/ Ahrazi |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 09:49 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.