www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Derya Kızılgöz (https://www.cakal.net/showthread.php?t=143074)

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:42 PM

Güllü Türkü
Eylen tabip eylen
Derman eyle yarama
Olmuş gardaş olmuş, can
Bir viran bağ olmuş.
Döndüm baktım dertlerim dağ olmuş.

Dinle tabip dinle
Derman eyle yarama
Acı katmer katmer gül olmuş
Dikeniyle avuçlarım kan olmuş
kan olmuş.


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:42 PM

Gülü Yolunmuş Bir Dikenli Çubuk Sunulmaz Aşka
Şaşkın, paslı
hem çirkin
hem yaslı bir aklın
karamsarlığı
döndürür aklı,
fesat, çıkarcı,bozguncu
gülü yolunmuş bir dikenli çubuk
sunulur mu aşka...

Kimsesizken bile
aşk tazeleyebilir misin hayatla,
her baharda
açabilir misin gözlerini,
yeniden bakabilir misin
sevgiyle insana?

Her yeni mevsime gardropp yenilemek
örtünmekten başka birşey değil.
İçinde kara bulutlar yağar giysilerin üstüne
kimse bilmez,
sen bilirsin ama.
Hayatla yeni randevulara giysi kar etmez
içini yıkamak gerek,
sevgiyle.

Keşke diyorum
her yeni sezon,
dev moda defileleri gibi
yeni fikirler, duygular ve akımlar peşine düşse insan soyu,
yıkansak birlikte,
aynı göğün altında,
ışık huzmelerinin içimize inen sıcaklığıyla,
inse gözlerimizden perdeler
ve yeniden sevilsek insan insana.
Gerisi
dağa, taşa
böceğe,kuşa...
Aşk tazeleyebilir misin sen
her bahar
hayatla?


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:42 PM

Gülümse
Hiçbir yere yetişmen gerekmiyor artık
ve hiçbir yere geç kalmayacaksın.
Aklını ıslah edip,
bilincinle
dağların öte yanına aşman da gerekmiyor.
Zaten,
öte yanda
hayaline kapıldıklarımızdan başka birşey yok.

Hiç kimse beklemiyor bir yerde.
Nasıl etsemde harika görünsem çabası,
çekicilik provalarının sığdırıldığı
bir metrekare
ayna karşısı
anlamsız artık.
Sürmelenmiş gözlerin,
boyanmış dudakların
ve çıldırtılmış saçların ederi
yağmur yağana
rüzgar çıkana kadar.
Birde
Provaların mimarı kahramanının,diğerlerindeki keşiflerine kadar.
Herkesten ve herşeyden farklı olduğun bir yanılgı.
Birisin işte,
milyarlarcadan herhangi biri.


Düşlediğin kadar büyüksün
ve diğerlerinin görebildiği kadarsın yanlızca.
Kendi isteklerinin ve hedeflerinin peşinde koşanların
geçerken görmediği
koşarken çarptığı
çarptığında düşürdüğü
düşürüpte kaldırmadığı biri
ve seninde koşarken çarptığın diğerlerinin
düşe kalka
güle ağlaya ördüğü kozanın
kelebeğe evrildiği yerdesin.

Ömür kısa sanma.
Menzilin kadar uzundur ömrün,
azlığından yakınma.
Olması gerektiği gibi ördüğün kozanın içinden çıktığını
unutma.
Olabildiğin kadar yaşa.


Göreceksin kendini o vakit
yaşamın öteki yüzünde
diyeceksin ki
fena da sayılmam hani.!


Sen gülümse
hayat da gülümsesin sana.
Bağırma,
sukun et usunu
dinlensin usun
sevebildiğin kadar hayata yakınsın
kaçma.


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:42 PM

Gülüşün Öyle Gerek
Sıcak, içten
uysal
gülüşün öyle gerek
Yavan tatsız aşın lezzeti.

Nazlı, kaçkın
öyle gerek gülüşün
güzelleşen yüzünün doyumsuz seyri
inerken içime ırmak ırmak
uslanırım

Gülüşün öyle gerek
taşırır sevecen kavrayışını insanoğlu insanı
çağırır
gel der
sev beni.


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:43 PM

Güneşin Olsun
Yaşam kaynağı olduğunu ayrımsamadan karşıladığımız,
güneş gibidir
dostluklar.
Her göründüğünde
ısıtır içimizi,
yoklukları
kış, ayaz.


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:43 PM

Güven-2
Gözlerine değdiğim an
içim titrerdi bilirsin,
andı o an
kaybolurdum anın ardından
geçmişin karanlık kuytularında.

Kaydını tutmaya bile vaktim olmazdı
içime inen sıcaklığın,
ben dünün diplerine çekilirken
sen yarına yakındın.
Vaktin bize kurduğu bir oyun bu kovalamaca
sana gelsem kaçtın
bana gelsen
saklandım.

Uzundur seneler
günler birbirinin ardında katardır
dumanı tüten,
kıvrılıp giden yoldan uzaklaşan katar ardına baktığım
görülmezdi kuytulardan.

Uzun sevişler süsledi düşlerimi
doğaç varlığın
içinden fışkıran alevin rengi sarı,
o deli güz çiçekleri
kasımpatları gibi sıcak ve huysuz...
Ben sana saklandım,
Senden değil, desem
iniversem alabildiğince an sıcaklığına,
dokunabilir misin gözlerinle gözlerime,
tutabilirmisin beni
öleceğimi sandığımda.

Ne tuhaf şey
insanın kara bir örtüye bürünüp ısınmaya alışması,
sıyrılıp içinden,
çıplaklığıma düş giydirip
inmek istiiyorum sıcaklığına,
öleceğimi sandığımda
tutabilir misin beni gözlerinle.


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:43 PM

Güven
Can çekilmiş gözlerine
derman olmaya geldim
bakışlarımdan kaçırma gözlerini
damlalardan aldığım ıslaklığı
gözçukuruna yağdırmaya
serçe kuşlarını
suya çağırmaya


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:43 PM

Güz Evine Sunulan Hüzün Lokmaları
Kuşlar geçiyor gök içinde
bulutlar dolduruyor maviliği,
damlalar soğuk rüzgar kolluyor,
evindeyiz
güz evinde.


Konuğa sunulan
hüzün lokmalarından atıştırıyoruz bir, iki.
Edep gereği saldırmadan ikrama
önce nefsimizi doyuruyoruz aklımızla,
Yoksa hüzün hatırlatır acımızı
hangi kuvvet dindirir
sevgiye açılan yaranın sancısını.

Konuğuz
güz evine konuk.
Azar azar alırız sunulan hüzün lokmalarını,
sevginin acısını usul usul okşamak için
kanatmadan...
Gök ağlar birazdan,
yağmur yağar.
O vakit sen de ağlarsın.
Sakın içine ağlama
yarayı azdırırsın...

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:43 PM

Hayat Tutkusu
Celladımla randevum
zaman içinde,
mekan bilinmez
dolanırım ben...

Hayata tutkuyla bağlılığıma sebep,
celladımla karşılaşacağım güne
aslında mecburum.


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:43 PM

Her Son Erkendir Aslında
Hep erken gelir ölüm,değil mi?
Geriye
anlattığı ve bitiremediği
onlarca masalı kalır insanın.


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:43 PM

Huysuz Döngü
İki yaprak kaldı dalda
dün çoktu
bugün az
yaprak
yel eserse uçuverecek gibi
dururken, puslu göğün altında
güz kapıda
gazeller yerde
beklemekte
son yaprağı.

Bahçede birikenlerin harbinde
ve sokak sokak süpürürken gazelleri
bakar dururuz
dalda asılı iki yaprağa
düşsede süpürsek
süpürsekde kurtulsak der gibi sabırsız.

Beklemekten huysuz
ve sabretmekten yorgun
salınırız
kara kışın evciğine
ki
kurulur kurulmaz yerimize
beklemeye koyuluruz
dallarda yeşerecek yaprakları.

Dün çoktu kar
bugün az
ısınsa şu hava
hepsi eriyecek gibi durur etrafta
bahar kapıda
toprak yerde
beklemekte son karı.

Ayazın harbinde,buza kesmişken eti insanın,
kemiğe varmadan buz
aşarken sokakları
yoklar dururuz havayı,
şu soğuklar gitse
gitsede kurtulsak der gibi sabırsız.

Beklemekten huysuz
ve sabretmekten yorgun
salınırız baharın evciğine
ki
kurulur kurulmaz yerimize
beklemeye koyuluruz
renk cümbüşü baharı.

Dün çoktu yağmur
bugün az
bulutları gözler dururuz
yağsa
yağsada kurtulsak der gibi sabırsız.

Beklemekten huysuz
ve sabretmekten yorgun
salınırız
yazın evciğine
kurulur kurulmaz yerimize
beklemeye koyuluruz
daldan kopacak yaprakları.

Dün çok sıcaktı
bugün az
serinlese
serinlesede kurtulsak der gibi...


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:43 PM

Islak Öykünmeler ve Güneşten Gelen Çelişki
Islak öykünmelerdi güneşin altına serdiğim
hem ıslaklığına öykündüğüm
hem güneşin altına serdiğim
çelişkinin adıydı yaşamak.

palamut daldan toprağa uyumla düşüyor
uyumla suluyor yağmur palamudu
kök toprağa uyumla uzuyor.
İnsana özgü olmayan her şey uyumla kavuşuyor birbirine
ki ben bir parçasıyken doğanın
başkalaşmış insanım...
Bundan belki uyumla birleşmiyor çelişkilerim.
Çatıştıkça kıvvılcımlar saçıyor.
Anlaşılan insanı yoran çelişkilerin varlığı değil
çelişkileri birleştirme olgunluğuna ulaşmamış yakınlaşmaların çarpışması.

Olgunlaşmamış bir palamut daldan düşse
toprağa çarpmış olur anca.
Ne hasret olur suya
Ne kök salar toprağa...


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:43 PM

Islık
Güneşin bütün ıslıklarını çektim
sabah
erkenden
her yalnızlıkta çalınsın
mutlu gülücüklerle çocukların yanaklarına konsun diye.


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:43 PM

Işık Evrenseldir
Işık sevmez sınırları
zorlar doğan günde
perdenin arkasından içeri
insanın yüzüne yüzüne.

Kapıların aralığından,
ufacık bir delikten yahut
sızar içeri.
Debelenir karşıki duvarda
öteye geçmek için.


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:44 PM

Işıklar
Gök duman
gök mavi
aralanıyorken üzerinden perde
günün ilk ışıklarıyla buluşur an.
Sorgusuzca,
zamanın titrek ellerinden
gece nöbetini
aldınız mı ışıklar?
Geceyi darettiniz de
sabahı zor ettiniz,
hadi şimdi deyin ışıklar...


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:44 PM

İki Serçe
Gökyüzünde kanat çalan iki serçe
uzaklaştıkça ufaldı biri
öteki süzüldü bir dala


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:44 PM

İkili
Vaktin çılgınlığına apansız
takılıverdimi us
göğe yükselir yürek
zamanı geldiğinde oku isabet alsın diye

çılgın zaman hızlı akar
belli olmaz ne yana akacağı
tetiktedir elbet yürek
kendinden öte giden usu
tam anında vurmak için

En çok bu yüzden
hem dosttur akıl yüreğe
hem düşman


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:44 PM

İtkisi Nefes
sızıyor gün inceden
söğüt dallarına tutunmuş yaprakların üzerinde oynaşıp
usuldan iniyor göz çukuruma
başımı kaldırıp göğe bakasım çok
şu çatıda seken serçeler olmasa

Bin ağaç düşlüyorum
bin ağaç üzerinde on binlerce göz
kara kara
ıpıl ıpıl
serçe gözleri
ne vakit iklim değişse
otağını terketmeyen
Kimbilir
bizden önce çektiler günü kendilerine diye
imreniyorum belki de
oncadır uyandığımdan serçe sesleriyle

Taşıtlar ve ritimsiz insan sesleri
tahammülsüz bir varoluşta
aklın koyverdiği
deneyimin yetmediği kadar
tahammülsüzlük içinde
serçe kadar gayretkeş olana kadaaaaar
gel geç sabrımın kıymeti yok

Bilirim kaç günü aşkla kucaklayıp
gözlerimden kaçırdığım kıymetinin
duvar örgüsü saydamlaşana kadar
ölümledir randevum
oysa hayatla başbaşa kalabilmek
usulca indirmek başımı hayatın omuzuna

uyuduğum zamanlara sakladığım rahatlığı
bakışlarıma giydirmek
dünyanın bir yerinde gayretkeş yaşayan bir canlı olabilmek
ve hatta serçe vakti günbaşında
usulca tutunmak
ışıktan damlaların sıcağına
hem varıp
söğüt dallarına tutunmuş yaprakların damarlarına akmak
itkisi
nefes
so hımm


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:44 PM

Kalk De Hadi
Kalk ki süresin izini
düşlerinin.
Ovada yeşil
dağlarda kekik kokusu salınmış hayatla,
inceden inceye buluşur,suyun sesi.
Kıvrılmış iki ince yay gibi seçilirken dağların çehresi,
gece güne veda valsinde.

Kalk ki sabahın seyrinden evvel
davranasın
günden önde koşasın,
inat değil mi bu
hayal peşindelik,
yarışasın ha yarışasın,
gerçeğin değişmez oluruyla.
Bir yılkı olmuşsun gayri
dönüşü yok gidişinin...

Kalk de hadi
toplayasın pılını da pırtını
da,
vakit dar
vakit geçe yakın.
Güneş doğmaya meyletmiş şu karşı ki gölün üzerinden.

E hadi.
Şimdi güneş doğacak
kuşlar süzülecek üzerinde gölün
rüzgar yalayacak
göl dalgalanacak
balıkçılar teknesinde balık telaşesinde
birkaç ayyaş uyumakta ötede
kalk
de hadi
bebesini doyurdu ana
aksütünden bebecik emdi uyudu memede
tavan arasından tıkırtı ile güne başladı fare
hadi be
hadi be.


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:44 PM

Kavak, Nehir ve Tekerleme
Ağaçlar
kavak ağaçları
dizelenmiş yanyana
uzun uzun
yaşlı
Suyu bol bir nehir geçmektedir civardan.
Kavak ağaçlarının yaprakları
hışırdamaktadır rüzgarla
suyu bol bir nehir geçmektedir civardan.



Gökyüzü
mavi
birkaç saksağan gezinmekte
birkaç saksağan
tepede
uzun uzun kavak ağaçları
suyu bol
bir nehir geçmektedir civardan...


Balıklar nehirde
nehirde balıklar
birkaç adam da var
ağ atmışlar suya
uzun kavak ağaçlarının yaprakları hışırdamaktadır rüzgardan
beklemekte iki çocuk
meraklı
ağda takılı balığa


Traktör sesi uzaktan
köye çıkan yoldan
bir ses
duyulan traktör sesi
rüzgar hışırdatmaktadır yaprakları
uzun
kavak ağaçları yaşlı
suyu bol bir nehir geçmektedir civardan.


Birkaç adam ağ atalıberi suya
güneş çıktı tepeye
taaaaa tepeye
meraklı iki çocuğun gözleri
merakla
hışırdayan yapraklar güneşle
parıldamakta.
Suyu bol bir nehir geçmektedir civardan.


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:44 PM

Kül Rengi Bir Düştür Hikayem
Ayak seslerin
Kapı ardında duyulan
Uzaklaştıkça sen
Silikleşiyor sesler
İçimde yankı çoğaltarak
Geçip gittiğin sevdam
Yalanlıyor kendini
Ardına bakmadan gittiğin kadar inatla
Yokuş üstü ceviz ağacının dallarına asılarak
Haykırıyor geceye
Sevmiyorum diyor
Sevmiyorum ben
Hiç sevmedim hatta

Bir Ateş düştü koynuma
Yoktu su
Tek bir damla su yoktu ki
Damlasın
Sardıkça ateş içimi
Yandım
Ayrılığı sevdaya
Sevdayı ayrılığa kavuşturmak
Kovalamaca içinde yenik düşen
Zamansızlık değil
Hayat değildi
Koynumdan çaldığın suyun hakkını istiyorum senden



İşte hikaye
İşte ateş
Bittiği bu
Kaldığı kül...


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:44 PM

Kızıl Kan Gülleri Büyüten Uygarlık
Ateşin keşfi ile
Uygar oldu insan
Ateş üzerinde büyüdü uygarlığı

Savaş ateşleri
Ateş uygarlığını kutsarcasına
Yakıyor cesetlerini
Yak büyü
Harca büyü
Büyüt uygarlığını...

Güç onun
En güç senin,
Atom gülleri yağdır kentler üzerine,
Ot bile bitmesin ateşin düştüğü yerde,
Bir tek kızıl kan gülleri bitsin...


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:45 PM

Küs Ağacı
Gide gele
çoğaltıyorum dallarında meyvaları
senin adın küs ağacı
benim yolum uzun

Bu son gelişim artık,biliyor musun
senden...
bilmem ki nasıl anlatılır
şu içimdeki kıvranışın bir adı var mı
boğazıma düğümlenen üzüntümün sıfatısın sen

Yaşımın üçünde başlayıp
onyedide doruğa çıkardığım
nerden estiğinden bihaber
fırtınalar kopardığım
ve
, hala
yollandığım yolculuklarımın sebebisin sen
adın küs ağacı
belkide olmasaydın hiç
böyle koşarcasına
sana insansız beni anlatmaya koşmazdım

Dağın haberi olmadan gelen
bu
kaçıncı tavşanlığım.

Sen duyarsızlıklardan kaçışımsın
duyarsızların çokluğunda
gelişimin sıklığı
anla
anlıyor musun

Bak
elimde bir balta
artık olmamalısın
üçümden beri gelişlerim
ve işte
hayır
kapat gözlerini canını yakmayacağım,
balta sende işine
bitir çabuk işini


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:45 PM

Mavi Okyanusun Beyaz Atlıları
Suyun kalbe değdiği an yaşanan serinlik
üşütmez insanı
düşlerle sırdaş
yaşamın içinden çıkıp gelmiş gerçekliğin
Elidir su
Kalbe dokunan

Ferah, içten
Hem akışkan suyun peşi sıra
Çıkarsın içine düştüğün kuytulardan
Seyrine durduğun mavi okyanusun içinde uçuşur kelebekler
Beyaz atlı kanatlılar


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:45 PM

Nen
Yarın seninle
kelebek kovalamaca oynardık çocuğum, ama
kolleksiyoncu birileri
çaldılar oyunumuzu.
Topladıkları kelebeklerin renkli kanatları
iki cam arasında.

Seninle yarın
biz
köşe kapmaca oynardık çocuğum, ama
işportacı ve zabıta birileri
çaldılar oyunumuzu.
Oynamaktalar her gün
hem,gün boyu.

Yarın seninle hırsız var oynardık çocuğum, ama
koca ülke oynamakta bu oyunu,
hep beraber,gece gündüz...

Ne oynasak
ne oynasak.
Hele bir yarın olsun,
düşünürüz çocuğum.
Hadi şimdi uyu,
uyu da büyü
nen çocuğum.


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:45 PM

Ölümcüldür Yokluğun
Bilemezdim yokluğunun bu kadar ölümcül olduğunu
ve binlerce bıçak gibi saplanacağını içime.
Her günüm katran karası gibi bulaşırken üstüme,
gözlerin gelir aklıma,
gözlerin ışır içime,
aydınlığı ile kor edercesine yüreğimi.
Keşke diyorum,
bir sen olsaydın yanımda,
birde hiç kimse...


Bazen,
bazen o kadar uzağımdaki şu yer, gök.
Ellerin kadar,
yüzün, sesin kadar uzak...
Çıldırtan özlemimin kucağında savrulup,
senin yanına düşürse rüzgar beni
ve keşke diyorum,
bir sen olsaydın yanımda,
birde hiç kimse...

Sevişimin coşturduğu nehirlerim,
akmak isterken okyanuslara,
bir göl oluverdi,
ölümün sessizce sokulup seni götürdüğü an.
Topraklar sanki düşman bana,
seni benden aldı diye.
Buharlaşsın gölüm,
durmaksızın düşsün damlalar toprağına
ve keşke diyorum,
bir sen olsaydın yanımda,
birde hiç kimse...


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:45 PM

Özgün
Bazen,
yaşanılası öyküleri uzakta ararız.
Oysa
her öykü,
ışığa uçuşan kelebekler gibi
yüreğe üşüşür.
Elbet, yürekte ışık
parlak ve keskinse.


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:45 PM

Özgürlük
Güneş kızıl oklarını saplarken suyun özüne,
yetişme gayretkeşi bir yağmur damlasıdır,
vaktine...
Payına düşen yakamozlardan kapıp,
kanadına bulaşmak için bir martının.


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:45 PM

Pencereden Gelir İçeri Hayat
Yağmur ardı sabırdır
toprağın yaydığı koku
bekleyişinin sabrı.

Bekleyişin taşırdığı özlem
uzaklıkla özdeş çekimin cisme uyduğu an
toprağın bağrındaki can
haykırırcasına hüznünü
verir rüzgarın omuzuna.

İçine aldığı iğde kokusu
kırdan çiçek
daldan yaprak
kokusu omzunda,
asılır gücüne.
Ilık eser pencereden içeri
omzunu gönlüme yıkarak.


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:45 PM

Pir Baba
Horasan ilinden aldım sazımı,
yollar
katar katar olmuş göçebelerin seli
iken,
yurt yurt çağırır ilim,
geldim Sivas iline,
Pir’im
Baba İshak ve Çağdaş...

Yaşamım
efsaneler ve söylencelerde,
yaşım 792 de doğalı beri bu günde.
Nişabur’dan aldım yolu vardın Nevşehir’e
Aklım insan sevgisiyle, ilimle.

Sevgi bu gönlü hakka varan,
İlim bu aklı dolandıran,
Kardeşliktir umudu koşturan,
düşman tutan yaddır,
yad olan bizden değil...

Biz idik yurda emeği eken,
biz hançeri gül eden,
dost acısını deyip ömrü hoşeden,
Hacı bektaş hak ile özdeş
insanoğlu piriyim...

Sene ikibin altı,
çağda olmuşum insana ayan,
dolandır aklını söz ilimin,
dolandır gönlünü, söz sazın sohbetin...


Pir’in özü haktır,
sevgiyi arayan haktan yanadır,
sevgiye kıyan cana kıyandır,
maldandır gelen zarar,
sevi candan değil,
silah icad edense, sevgi değil...

Işığıyım cemalinin,
itkisiyim miskinliğin,
arı gibi çalışanın kendisiyim,
adım Hacı Bektaşi Veli
Pir’im baba ishak ve Çağdaş...

Sen de bana Pir Baba,
mezarım andığın yerdir,
evren çözmek istediğin sırdır,
çözdüğün sır sa kendin.

Hak insana olmuş gönül,
gönülden gönüle erişir yol,
beni sorarsan kendinden sor,
de bana Pir Baba,
sırra mazhar olanın eriyim...


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:45 PM

Rengini Arayan Dünya
On yaşlarında bir çocuğun anladığı kadar anlıyorum
Savaşmak sözcüğünü
Yoksul olmanın gereksindiğin çok şeyi alamamak olduğunu
Ve haksızlığın doğarken getirilmediğini
Ağayı, beyi, dayıyı
O yaşlarda bir çocuk kadar anlıyorum
Susuyorum
Sus diyorlar, vurulursun


Büyümek istiyorum
Aklımın ve ruhumun şiddetli isteği bu
Büyümek ve söz sahibi olmak
İsteği ile
Büyüklerimin korku ve acı yüklü tecrübeleri arasındaki gerilimden
Hızla uzadı boyum
Zaman doldu taştı
Doldu taştı
Sen de otuz
Ben deyim kırk yaş ilerledim
Hala on yaşlarında bir çocuğun anladığı kadar anlıyorum
Savaşmak sözcüğünü
Anlayacak başka ne var ki
Savaşmak insanın kirli yüzü
Barışsa mavi

Salıyorum umutlarımı maviye
Her biri bir güvercin paçasında,
Aldığınız gün, siz de salın umutlarınızı
Maviye
Barışçıl kuşkanatlarıyla


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:45 PM

Savaşa Dönük Çocuk Sesleri Ki Cıvıltı Değil
Ve ateş saçlarından yakaladı
Oyun sonsuzluğundaki çocukları
Kanattı ellerini
Oyuncaklarını aldı
Korkuydu gözlerindeki parlaklığın adı
Tanımadıkları dünyanın korkunç yanınaydı
Tanıklıkları

Tedirgin uykularda geldi ölümleri
Ana kokusu değil
Ateşe değmiş et kokusu idi üzerlerine sinen
Derisi alınmıştı yüzlerinin
Ölmeden önce…
Çığlıkları bu yüzden


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:46 PM

Sebatiye Külün Ve Ateşin Adı
Sebatiye
dağların ömründen ördü saçını
yaylalarında
Kızılırmak’la Tavra’nın
dili ile
acem ile karışan,
tarihi yazdıran,
tarihten akan
çağıl çağıl coşan tınısı sazın...


Sebatiye
savaşlara mecbur
ve
boynu vurulan türkmenin
ağıdına,
yedi kapıdan korunan surları ile sırra,
Teber uzatmış boynunu Kızıldağlar’a bakar,
bil ki güneş utanır yarın yüzüne bakmaya...

Sebatiye
hani sen içliydin
Pir Sultan’ı doğurandın
Aşık Veysel’in şehriydin
şimdi
otuzyedi canı yaktıran
el oğlu elsin,
Sebatiye
2 Temmuz’dan gele
adısın külün ve ateşin...


Kaç asır geçti de bitmedi ahı mazlumun,
çektin de tüketemedin
bedbah gülüşlerini,
ozanın sazının telleri yolundu
tutam tutam saç idi mızraba dolanan,
oysa tarihi yazdıran,
bağrında yaşayan halklardı...
Yavuzun kılıcının adı oldu ateş
sen kendi oğlunu kızını yaktın.


Akdağlar’dan yel eser de
Yıldızeline varmaz mı,
Usta saza davranırda
canlar semaha durmaz mı,
bre zalım bu kaçıncı ferman
daha kaçıncısı,
diri diri yakmak
Sebatiye
senin dönen çarkın mı?



Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:46 PM

Sen Gidersen Yıldızlar da Gider
Sen gidersen
Her şey gider
Ağaçlar, bulutlar ve karıncalar alır
İlk yaz çocukluğumu.
Buruk duruşum kalır geride
Boş sallanır salıncak
Sen gidersen

Her şey gider
Ve her şey
Gözlerimden alır sonsuzluğu
Kuşlar da gider
Güz kuşları
Hazan oku değmiş yapraklar uçuşur rüzgârda
Güz hüznü kalır geride
Mahzun bakar gözlerim
Sen gidersen

Her şey diyorum
Ve her şey
Bütün asfaltlar
Demiryolları silinir
Vapurlar son seferini yapar
Uçak geçmez semalardan
Sen gidersen

Koca dünya kalır geride
İnsanlar kalır
Ve kimse anlamaz beni
Sen gidersen

Durup düşünmenin bir önemi yok.
Gönlün akılda dizgini mi var sanki?
Bağırsam alabildiğine
Ezsem seni hece hece
Gönlüm gider
Aklım kalır geride
Sen gidersen

Utanırım ağlamaktan
Boş vermişlikten
Ve olura uyarlanmaktan utanırım
İlk öpüşmede ürperen deli aşıklar gibi
Tırmanırım gökyüzüne
Yıldız toplamak için ceplerime
Işısın içime
Her gece diye
Yıldızlar da gider
Sen gidersen...


Derya Kızılgöz

GooD aNd EvıL 03-25-2009 10:46 PM

Sensiz Şiir
Hoy!
Hoy da hey...
Kar yağıyor
Yağıyor
Yağıyordu
Evlerin bacaları
Tek katlı derme çatıklı evlerin
Bacaları
Tütüyordu
Kül rengi duman çoğalırken üzerinde şehrin
Sokaklarda
Ekmek derdinde ordu
Dolanıyordu
Ben üşüyordum,sen yoktun

Ssssss....t
Dinle
Yel değiyor güne
Arap beygirlerinin toynaklarından
Ve ağıtlarla yüklü sesleri taşırken yel orta doğudan
Savruluyordu çöl kumu sokaklara
Yanıyordu bir şehir
Ekmek derdinde ordu ölüyordu
Ben ağlıyordum, sen yoktun

Su tutmuyordu toprak
Susuz kök çürüyordu
Mekan tutmuştu her yanı çaresizlik
Tükeniyorken insanlık
Ben özlüyordum, sen yoktun

Her yeni gün devrilirken, asırlık çınar gibi başımızdan
Yalnızlık geceye göz süzüyordu
Her gün sensizken asırlıktı
Ben seviyordum, sen yoktun

________________________________________


Derya Kızılgöz


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:11 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.